Çocukların Duygularına Kulak Verin

Akademi 26.08.2019, 01:19
Çocukların Duygularına Kulak Verin

Cocukların son zamanlarda ebeveynleriyle ilgili yaşadığı en büyük sıkıntılardan biri; duygu ve düşüncelerini, aile ortamında anne ve babalarına ifade edememeleridir. Gençlerin depresyona girmesinin, depresif davranmasının, internetle ve telefonla uzun süre vakit geçirmesinin altında yatan sebep; duygularını aileleriyle sağlıklı bir biçimde paylaşamamalarıdır. Çocukların çetelere üye olması, uyuşturucu kullanması ve evden kaçmasının altında da yine benzer sebepler yatmaktadır.

Karşındakini dinlemek, ona değer verdiğini göstermektir. Ona sen benim için özelsin, değerlisin demektir. Bizler de çocuklarımıza bu şekilde yaklaşmalıyız

Çocuklarımız iyi-kötü, olumlu olumsuz duygularını ailesiyle paylaşamıyor. Bunun sebebi bu ortamı çocuklara vermememizden kaynaklanıyor. Çocuğunuzu Dışarıya İtmeyin Ailesi ile duygularını paylaşamayan çocuk, bunun için başka yerler arıyor. Paylaşamadığı duyguların içinde oluşturduğu baskı, çocuklarımızı yanlış şeyler yapmaya sevk ediyor. Bu yüzden küçük yaşlardan itibaren çocuklarımıza duygularını paylaşma imkânı vermeliyiz. Daha sonra kalkıp 17-18 yaşındaki çocuğumuza, “Benimle her şeyi paylaşabilirsin, biz seninle iki arkadaş gibi konuşabiliriz.” dersek bizimle hislerini paylaşması mümkün değil. Bundan dolayı küçük yaşlardan itibaren çocuğumuza değer vermeli, anlamaya çalıştığımızı devamlı ona hissettirmeliyiz. Bir çocuk küçük yaştan itibaren yaşadığı sorunları, çocukça yaptığı yanlışları gelir annesine anlatır. Eğer anne ve baba lafı çocuğun ağzına
tıkarsa ve farkında olmadan yaptığı herhangi bir davranışa bağırarak tepki gösterirse çocuk zamanı geldiğinde ailesiyle duygularını paylaşmaz. Dinlemek Değer Vermektir Karşındakini dinlemek, ona değer verdiğini göstermektir. Ona “Sen benim için özelsin, değerlisin.” demektir. Bizler de çocuklarımıza bu şekilde yaklaşmalıyız. Onunla konuşurken gözlerinin içine bakmalı, jest ve mimiklerimizle onu dinlediğimizi belli etmeliyiz.

Ancak çocuğumuzu dinlerken ona sevgiyle yaklaşmamız, tebessüm etmemiz, sarılmamız, onun söylediklerini kabul ettiğimiz anlamına gelmez. Ona ne kadar değer verdiğimizi, onu önemsediğimizi göstermiş oluruz. Bizim bu hareketimizden sonra çocuğumuz; bizden gördüğü destekle ayağa kalkıp kendi sorununu çözerek hayata kaldığı yerden devam eder ve bilir ki sorun ne olursa olsun onu dinleyen bir anne-babaya sahip. Bizler anne-baba olarak çocuklarımızı dinlemez, onların duygularını anlamaz, içinde bulundukları tehlikeli durumu fark edemezsek onlar da bizimle paylaşamadıkları duygularını paylaşacak, kendisine değer verecek kişiler arar. Her gece sabahlara kadar internetin başında başkaları ile mesajlaşıp duygu ve düşüncelerini hiç tanımadığı insanlarla paylaşır. Çünkü anne ve babasından bekleyip göremedikleri ilgi ve sevgi onları; sorunlarını başkalarına anlatmaya, ebeveynlerinden göremedikleri ilgiyi başkalarında aramaya sevk eder. Dışarıda da onun bu ihtiyacına cevap verebilecek, bunun için kucak açmış onu bekleyen birileri mutlaka vardır. Kıymetli anne ve babalar her zaman çocuğunuzun görüşlerine katılmayabilirsiniz, fikirlerini benimsemeyebilirsiniz, düşüncelerini kabul etmeyebilirsiniz. Fakat onlar sizin çocuklarınız ve siz de onların anne ve babalarısınız. Hiç tasvip etmediğiniz görüşleri, fikirleri dahi olsa bekleyecek, sabredecek ve dinleyeceksiniz. Bırakın istedikleri gibi düşünsünler, konuşsunlar ve sizinle dertleşsinler; en uç fikirlerini, en radikal kararlarını bile sizinle paylaşsınlar, başkalarıyla değil. Kendi iç dünyasında olan, zihninin en derinlerinde bulunan düşünceleri sizinle paylaşsın, sokakta veya internette tanıştığı kişilerle değil. Çocuğunuz neyi, nasıl düşünürse düşünsün sizin görüşlerinize tamamen zıt da olsa onu dinleyin. Yeter ki çocuğunuz anne ve babasının onu her zaman dinlediğini bilsin.

Dinlemek Alışkanlıktır

Dinlemek; yüz yıkamak, diş fırçalamak, saç taramak gibi doğal bir alışkanlıktır. Bu alışkanlığı çocuklarımıza küçük yaşta edindirmeliyiz. Şunu hiçbir zaman aklımızdan çıkarmamalıyız ki biz eğer bugün çocuğumuzu dinlemezsek yarın bir gün biz konuştuğumuzda o da bizi dinlemez. Çocuğunu dinlerken onun gözlerinin içine bakan, onu dinlediğini her zaman belli eden ve onu dinlerken başka hiçbir işle meşgul olmayan bir anne-babayı gören çocuk, yarın ileride söz sırası anne-babasına geldiğinde onların söylediklerini kabul etmese, benimsemese ve hatta önemsemese dahi onları dinlemesi gerektiğini bilir, ona göre davranır ve bunu bir alışkanlık olarak hayatına yerleştirir.

Eğitimci-Yazar/ Sıtkı Aslanhan

Yorumlar (0)
Yorum yapabilmek için lütfen üye girişi yapınız!

Gelişmelerden Haberdar Olun

@