Katılım Bankacılığının Geleceği Gençlerde, Farkında Mıyız?

Analiz 04.04.2019, 01:15
Katılım Bankacılığının Geleceği Gençlerde, Farkında Mıyız?

Türkiye; İslami finans alanındaki potansiyelini keşfetmiş ve 1984’te Özel Finans Kurumları (ÖFK) ismi ile başladığı yolculuğuna, 2005 yılında çıkarılan 5411 sayılı Bankacılık Kanunu ile “Katılım Bankası” adlandırmasıyla ivme kazanarak devam etmiştir. İstanbul’un dünya finans merkezleri arasında yer alması hedefinin önemli unsurlarından birinin de İslami finans alanında sağlanacak gelişmeler olduğunu gören hükümetler, bankacılık ve sermaye piyasalarında yaptıkları düzenlemeler ve sağladıkları destekler ile İslami finansın önündeki birçok engeli kaldırmıştır. Bu olumlu gelişmeler ve 2000’li yıllarda sağlanan siyasi istikrarla beraber katılım bankacılığının sektördeki payı, 2001 yılında yüzde 2 iken 2013’te yüzde 5,5 seviyesine çıkmıştır.

Yeni Stratejilere İhtiyaç Var

Ülkemizde katılım bankacılığı, konvansiyonel bankacılıktan daha hızlı büyüme göstererek sektör payını yüzde 5’ler seviyesine çıkarmıştır. Ancak son yıllarda büyüme ivmesinin azaldığı ve yüzde 5,5 sektör payının uzun süredir aşılamadığı görülmektedir. İslami finans enstrümanlarının yeterince tanınmaması, konvansiyonel finans enstrümanlarından farklarının bilinmemesi ve yetişmiş insan gücünün yeterli olmaması; katılım bankacılığının geliştirilmesinin önünde duran engeller olarak görülmektedir. Bu engelleri aşmak için katılım bankalarının, bugüne kadar uyguladığı stratejilere yenilerini eklemeleri gerekmektedir. Kısacası katılım bankacılığının daha geniş kitlelere yayılması, genel kabul görmesi ve konvansiyonel bankalardan farklı olduğu algısının yerleşmesi için yeni stratejiler ve söylemler geliştirilmelidir.

Türkiye İstatistik Kurumunun (TÜİK) 2017 verilerine göre; ülkemizde yaklaşık 13 milyon genç nüfus olduğu düşünülürse bu yeni strateji ve söylemler, yarının büyükleri olan gençler üzerine inşa edilmelidir. Yapılan akademi ve saha çalışmaları sonucunda ortaya çıkan veriler dikkate alındığında gençlerin finansal okuryazarlık oranının düşük olması, onlara yönelik yapılacak yatırımların önemini ortaya koymaktadır. Bu gerçeği gören konvansiyonel bankalar, geleceğin potansiyel müşterisi olarak gördükleri gençlere yönelik finansal okuryazarlık projeleri gerçekleştirerek katılım bankalarının birkaç adım önüne geçmektedir. Sosyal medyayı ve teknolojiyi etkin olarak kullanan bu bankalar, hayata geçirdikleri çeşitli projelerle lise ve üniversite gençliğine hem finansal okuryazarlık eğitimi sunmakta hem de kendi sistemlerini gençlere aşılamaktadır.

Farkındalık Çalışmaları Yapılmalı

Katılım bankacılığının sektördeki payının artması ve Türkiye’nin 2023 Vizyonu’nda yüzde 15 olarak belirlenen hedefine ulaşılabilmesi adına bu alanda özellikle de gençler arasında İslami finans okuryazarlığı eğitimleriyle farkındalık oluşturulmalıdır. Gençlerde İslami finans okuryazarlığının geliştirilmesi; sadece İslami finans beşeri sermaye altyapısının oluşturulması ve güçlendirilmesine hizmet etmeyecek, aynı zamanda İslami tasarruf bilincinin gelişmesi ve uygun yatırım enstrümanlarının tanınması yoluyla katılım bankacılığının sürdürülebilir büyüme hedefine ulaşmasına da katkı sunacaktır.

Gençler arasında İslami finans farkındalığını oluşturmak ve okuryazarlığını geliştirmek için Gençlik ve Spor Bakanlığının destekleri ile Politik Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi (PESA) ve Sakarya Üniversitesi İslam Ekonomisi ve Finansı Araştırma Merkezi (İSEFAM) tarafından ortaklaşa yürütülen ve 17 imam hatip lisesinde yaklaşık bin öğrenciye ulaşan “Gençler İslami Finansı Öğreniyor ve Uyguluyor” projesi, alanında ilk ve belki de tektir.

“Gençler İslami Finansı Öğreniyor ve Uyguluyor” projesi kapsamında 800 öğrenci ile yapılan anket çalışmasında ve çalıştayda, katılım bankacılığının gençler arasında yayılması, genel kabul görmesi ve konvansiyonel bankalardan farklı olduğu algısının yerleşmesi için yeni stratejiler ve söylemlerin ne olacağı konusunda bazı sonuçlara ulaşılabilir:

  1. Ankete katılan gençlerimizin yüzde 47’si, İslam ekonomisi kavramını daha önce duyduğunu ifade ederken bu oran katılım bankacılığında yüzde 71’dir. Şube ve reklam gibi fiziksel görünürlüklerinin, katılım bankalarının bilinirliğini arttırdığı söylenebilir.
  1. Gençlerimizin sadece yüzde 2’si, İslami finansın prensipleri ve katılım bankacılığı işlemleri hakkında tam bilgiye sahip. Bu da gençlerimizin katılım bankacılığı kavramını duymalarına rağmen işleyişi ve ürünleri hakkında bilgi sahibi olmadığını göstermektedir.
  1. Ankete katılan gençlerimizin yüzde 81’i katılım bankalarının İslami prensiplere göre çalıştığına inanırken sadece yüzde 4’ü aksi düşüncededir. Katılımcıların yüzde 67’si kâr payı ile faizin aynı olmadığını düşünürken sadece yüzde 13’ü aynı olduğunu düşünmektedir.
  1. Üniversite hayatı ile birlikte kullanmaya başladıkları kredi kartlarının yanı sıra ailelerin çocuklarına para transfer ederken tercih ettiği ve kurumların burslarını verdiği bankalar nedeniyle gençler, konvansiyonel bankaların kuşatması altındadır. İslami finans farkındalığı oluşmamış ve okuryazarlığı gelişmemiş gençlik, katılım bankalarına yönelememektedir.

Bu tespitler bize lise ve üniversitenin ilk yılında gençlere İslami finans ve katılım bankacılığı eğitiminin verilerek bir farkındalık oluşturmanın önemini göstermektedir. Bu nedenle sanal dünyada yaşayan, dinlemeyi ve okumayı pek sevmeyen gençliğe ulaşmak için yeni yöntem ve stratejiler uygulamalıyız.

Bu hedefe üç aşamada ulaşılabilir:

  1. Gençlere ulaşma: Günümüzde gençlere ulaşmanın en kolay yolu, sosyal medyayı ve gençlik organizasyonlarını kullanmaktır. Üniversite ve liselerin sosyal medya ağları ve öğrenci toplulukları üzerinden gençlere ulaşılabilir.
  1. İslami finans eğitimi: Dinlemeyi ve okumayı pek sevmeyen gençlere İslami finans okuryazarlık eğitimleri; geleneksel kalıplardan çıkarak teorik değil, uygulamalı ve görsel anlatımlarla, saha ziyaretleriyle, mobil uygulamalarla ve sektörden başarı hikâyeleri gibi yeni öğretim teknikleriyle verilmelidir. Öğretim materyalleri konusundaki eksiklikler giderilmelidir. Aynı zamanda üniversitelerde İslam ekonomisi ve finansı bölümleri açılmalı, yanı sıra bu alandaki seçmeli dersler de yaygınlaştırılmalıdır.

 Farkındalık oluşturma: Öncelikle gençlere, İslami finansı öğrenmenin İslam’ın bir gerekliliği olduğunu aşılamalıyız. Bizlere farz olan hac vazifesinin şartlarını ve zamanını, yılda bir kez verilen zekâtın koşullarını öğrenmemiz gerektiği gibi hayatımızın her alanında yer alan ekonomik ve finansal işlemlerin de İslami esaslara göre nasıl yapılmasının uygun olacağını, geciktirmeden öğrenmemiz gerektiği bilincini gençlere aşılamalıyız.

Özetlemek gerekirse katılım bankacılığı sistemine inanan, daha iyiye gitmesi için çalışan ve sorgulayan bir gençlik yetiştirmemiz lazım. Planlı ve sistematik olarak gerekli adımlar, geç kalınmadan Türkiye Katılım Bankaları Birliği, üniversiteler ve bu alandaki sivil toplum kuruluşlarının koordineli çalışmaları ile atılmalıdır. Sektör payı yüzde 5’lerde olan katılım bankacılığın sürdürülebilir büyüme hedefine ulaşması; gençleri katılım bankacılığı ekosisteminin bir parçası yaparak İslami finans okuryazarlığının geliştirilmesine, İslami finans beşeri sermaye altyapısının oluşturulmasına ve güçlendirilmesine, tasarruf bilincinin gelişmesine ve uygun yatırım enstrümanlarının tanınmasına bağlıdır.

Sakarya Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Maliye Bölümü
Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şakir Görmüş

Yorumlar (0)
Yorum yapabilmek için lütfen üye girişi yapınız!

Gelişmelerden Haberdar Olun

@