Konut ve Taşıt Sektörlerinin İslami Finansa Sunduğu Fırsatlar

Analiz 17.03.2020, 01:31
Konut ve Taşıt Sektörlerinin İslami Finansa Sunduğu Fırsatlar

İslami Finans; ekonomik krizlerin dönemsel aralıklarla kendini gösterdiği bir dünya ekonomisinde, mevcut sistemdeki reel ticarete alternatifler sunmaktadır. Dünyadaki faizli bankacılık sistemine karşı İslam dininin kurallarını benimseyerek 1980’lerden sonra geliştirilmeye başlanan İslami finans, Türkiye’de de meşru ticarete dayalı, yoğunlukla murabaha tabanlı finansal ürünler geliştiren ve faiz hassasiyetine dayanan bir sistemi ekonomiye kazandırmıştır. İslami finansın dünya genelindeki payı, her geçen yıl artmaktadır. Mevcut büyüklüğü yaklaşık 3 trilyon dolara ulaşan bu sistemin, dünya finansı içindeki payı ise hâlâ sınırlı düzeydedir (% 1). İslami finansın Türkiye’deki öncü kuruluşları olan katılım bankalarının 2019 Eylül itibarıyla sektördeki payı ise yüzde 6,2 olmuştur.

Konut ve Taşıt Sektörleri, İslami Finansa Katkı Sunuyor

İslami finansın büyümesinde katkısı bulunan ve dünya genelindeki birçok ülkede sistematiği oturmuş olan konut ve taşıt sektörleri, ülke ekonomimiz için de ayrı bir öneme sahiptir. Konut sektörü, devam eden konut projeleri ile şehir hayatında artan güvenlik, nüfus ve göç problemlerine (TOKİ destekli projeler ve özel sektörün artan konut projeleri krizine) rağmen toplumun rağbet gösterdiği, ihtiyaç duyduğu ve birikimini aktarmak istediği alan olarak kalmaya devam etmektedir. Konut, barınma amaçlı olacağı gibi; kira getirisi veya uzun vadeli yatırım aracı olarak da görülmektedir. Her ne kadar dayanıklı tüketim mallarından biri olarak görülse de sosyal kalkınma ve yüksek refah düzeyi için de sermaye birikim araçlarından biridir. Dolayısıyla konuta yapılan harcamalar, hane halkı giderlerinin önemli bir kısmını oluşturur. Araştırmacılara göre, hane halkı gelirlerinin yüzde 20’si barınma harcamalarına ayrılmaktadır. Aynı zamanda konut faaliyetleri, gelişmiş ekonomilerde gayri saf yurt içi hâsıla (GSYİH) içerisinde de büyük bir paya sahiptir. Konut sektörünün ekonomik açıdan taşıdığı katma değer, birikimlerini değerlendirmek isteyen ancak inancı nedeniyle sınırlı yatırım araçlarına yatırım yapanlar için büyük fırsatlar sunmaktadır.

Katılım bankalarının murabaha yöntemini konut dışında kullandığı ikinci yaygın ürün de taşıt finansmanıdır.

Birikimlerin Değerlendirilmesi İçin Alternatif Yatırım Ürünleri

Sermaye piyasalarında birikimlerini değerlendirmek isteyen müşteriler için gayrimenkul yatırım fonu, gayrimenkul sertifikaları gibi caiz ve daha az riskli alternatif yatırım ürünleri de sunulmaktadır. Yatırımcılar, gayrimenkullerinin fiziki operasyonlarıyla ilgilenmek zorunda kalmadan; daha hızlı, online ve güvenli olarak hisselerini alabilir, zaman tasarrufu sağlayarak daha likit yatırım alternatiflerine kavuşabilirler. Ayrıca dönemsel olarak değerlendirmeler de yaparak, gelirlerini arttırabilirler. Operasyonel giderlerin minimize edilme avantajıyla gelirlerin/ sermayenin artma fırsatı, gelir oranına odaklı kitleye de hitap edilebilmesini sağlayacaktır.

Türkiye dışında özellikle MENA (Middle East & North Africa) bölgesinde proje bitene kadar mülkiyetin peyderpey müşteriye geçtiği “azalan müşareke”, murabaha alternatif yaygın bir ürün olarak sunulmaktadır. Türkiye’de de azalan müşareke ile ilgili gerekli yasal düzenlemelerin yapılması, konut ve taşıt için banka alternatif el birliği sistemi ile sunulan alternatif finansman faaliyetlerini de bankacılık çerçevesinde birleştirecek, sektörün düzenlenmesi ve gelişmesine de olumlu bir katkı sunacaktır. Katılım bankalarının murabaha yöntemini konut dışında kullandığı ikinci yaygın ürün de taşıt finansmanıdır. Taşıt finansman desteği, gerçek ve tüzel kişilerin edinmek istedikleri taşıtın katılım bankası tarafından satın alınıp, istenilen vadeye göre kâr payı eklenerek satılmasıdır. Taşıtların insan hayatındaki ve ekonomilerdeki yeri pekişmiş durumdadır. Aynı paralellik ülkemiz için de geçerlidir. Taşıt finansmanına yapılacak aracılık; ulaşılmamış müşteri kitleleri yanında reel kesimin desteklenmesine ve tekâfül sigorta sisteminin büyümesine kadar birçok alanda katma değer üretmektedir. Zaman zaman devlet desteğiyle yerli üretimi güçlendirme amaçlı sunulan cazip oranlar hem ülkemizin kalkınması hem de tüketicilerin avantajlı oranlarla araç finansman fırsatlarından faydalanmasını sağlamaktadır. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu’nun (BDDK) yayımladığı Eylül 2019 tarihli raporda; konut sektörüne yapılan finansmanın her yıl büyümesi ve konut sektöründeki istikrarlı büyüme rakamlarına rağmen taşıt sektörünün belirli aralıklarda hareket etmesi, düşündürücü bir tablo olarak görülmemelidir. Ancak bu sektörün ticari tarafta (özellikle araç kiralama şirketlerinin v.b.) yaptığı finansman rakamlarının etkisiyle incelenmesi, daha mantıklı ve yorumlanabilir bir gösterge olacaktır.

İslami Finans Yeterince Anlaşılmıyor

İslami finans; sürdürülebilir kalkınmayı destekleyen, kayıt dışı ekonomiyi ortadan kaldıran, rekabetin etkisini maliyet azaltıcı olarak reel sektöre finanse eden, uluslararası birikimlere aracılık ederek yerel yatırımlara yönlendiren, yastık altı/atıl birikimleri ekonomiye katan, istihdamı arttıran, sosyal adaleti gözeten, ülke ekonomisinin ve finansal pazarların büyümesini amaçlayan bir modeldir. Tüm bu olumlu gelişmelere rağmen İslami finansın yeterli büyüklüğe ulaşmaması, alana olan yaklaşımı gözler önüne sermektedir. Bu durumun sebebi, yeterli anlaşılmamanın yanı sıra yeni geliştirilen araçların da sınırlı kalması olarak düşünülmektedir. Gündelik yaşamın ihtiyaçlarını ve hızlanan tüketimin eğilimleri doğrultusunda oluşturulacak yeni araçlar, bu sorunların çözümüne beklenen katkıyı sunacaktır.

Vakıf Katılım Bankası Perakende Bankacılık Müdürü
Taner Akkurt

Yorumlar (0)
Yorum yapabilmek için lütfen üye girişi yapınız!

Gelişmelerden Haberdar Olun

@