Bankacılıkta Robot Süreç Otomasyonu
Robot süreç otomasyonu, günümüzde birçok bankanın kullanmaya başladığı ve çalışanlara daha nitelikli işler yapma imkânı sunan önemli bir teknolojidir.
Robot süreç otomasyonu, günümüzde birçok bankanın kullanmaya başladığı ve çalışanlara daha nitelikli işler yapma imkânı sunan önemli bir teknolojidir.
Robotların varlığından, yaklaşık bir asırdır haberdarız. Önceleri bunları aklımızda, birer oyun arkadaşı şeklinde canlandırırken şimdilerde ise “Robotlar hizmetkârımız mı yoksa efendimiz mi? Bu teknolojiler, işimizi elimizden alacak mı? Söz konusu cihazlar dünyayı ele geçirecek mi?” gibi soruların cevaplarını aramaktayız. O hâlde gelin, bu sorularımıza cevap olması adına önce robot kavramının geçmişine bir göz atalım.
Robotlarla ilgili ilk düşünceler, yüzyıllar öncesinden
Robotlarla ilgili ilk düşüncelerin, günümüzden yüzyıllar öncesine kadar dayandığı söylenebilir. Bu kapsamda Cezeri’nin robot çizimleri olduğunu bilmekte, 1900’da yazılan Oz Büyücüsü kitabında da konuşan bir teneke adamın varlığını görmekteyiz. 1939’da ise New York’taki World’s Fair’de sergilenen Electro adlı bir robota şahit olmaktayız. Aynı şekilde 1940’lardaki bazı filmlerde ise ev hanımlarına yardımcı olan, onların seslerini tanıyıp talimatlarını yerine getiren robotların yer aldığından haberdarız.
Üç robot yasası
1942’de alanının önemli edebiyat yazarlarından olan Isaac Asimov, Runaround isimli öyküsünde öne sürdüğü “üç robot yasası” ile teknolojik iyimserliğini ortaya koymuştu. Şimdi kısaca bu yasayı hatırlamakta fayda var.
Birinci yasa: Bir robot, herhangi bir insana zarar veremez ya da zarar görmesine seyirci kalamaz.
İkinci yasa: Bir robot, birinci kuralla çelişmediği sürece bir insanın emirlerine uymak zorundadır.
Üçüncü yasa: Bir robot, birinci ve ikinci kuralla çelişmediği sürece kendi varlığını korumakla mükelleftir.
Yukarıda da görüldüğü gibi ilk başlarda robotlar, birer hayal ve bilim kurgu ürünü gibiydi. Fakat sonraları bilim insanları, bu konuya daha ciddi eğilerek endüstride çeşitli alanlarda kullanılan fiziksel robotları hayatımıza soktu. Bu anlamda robotların ürettiği ürünleri ortalama 70 yıldır kullanmaktayız.
Fakat son dönemde yine robotlardan yola çıkarak başka bir kavram ile tanıştık. Buna robot süreç otomasyonu (RPA) adı verildi. Bu robotlar fiziki değildi ve yazılım tabanlıydı. İnsanların dijital ortamda yaptığı rutin, tekrarlayan, kendilerine bir fayda sağlamayan ve çoğunlukla yapmak istemedikleri işleri üzerlerine alıyorlardı. Bahsi geçen cihazların çalışması için en önemli koşul da işlemin dijitalde başlayıp dijitalde devam edip dijitalde bitmesiydi. Örneğin her akşam belirli saatte robotunuz bir raporu sistemden çekebilir, excele atabilir, düzenleyebilir, dosyalarınızın arasına kaydedebilir ve mail olarak istediğiniz insanlara gönderebilir. Öncesinde ise bu işlemlerin tümünü insanlar yapıyordu ancak dijital dünyada çalışmak, geleneksel dünyada çalışmaktan daha kolaydı. Çünkü her şey matematiksel ifadeler ile kodlanmakta, dış dünyanın değişkenlikleri de burada geçerli olmamaktaydı.
Çalışanlar ve işletmeler için birçok faydası var
RPA’nın tanımından da anlaşılacağı gibi bu teknolojide hem işletmeler hem de çalışanlar için önemli faydalar bulunmaktadır. Bunlar; düşük maliyet, yüksek hız, sistemlerin arasındaki uyum, kaliteli hizmet, artan çeviklik ve en önemlisi de mutlu çalışanlardır. Robotlar ve insanlar karşı karşıya geldiğinde ise aklımıza, “Robotlar insanların işlerini mi alıyor?” sorusu takılmaktadır. RPA’dan kimi insanların korktuğunu görmekteyiz. Ancak bu otomasyonla tanışanların genellikle daha mutlu olduklarını da gözden kaçıramayız. Zira RPA ile tanışan insanlar, verimli işler yaptığını fark etmektedir. Dolayısıyla bu da özgüveni arttırmaktadır.
Kodlayıcılar, işlerinin farkında olmalı
Sözkonusu otomasyonda kodlama yapanların işlerinin farkında olmaları, daha iyi performans için önemli bir etkendir. Öte yandan bahsi geçen teknoloji yavaş yavaş gelişmektedir. Bu gelişimin şimdilik, kural bazlı olarak çalışan robotların yaygınlaştırması şeklinde olduğunu söyleyebiliriz. Fakat ileride bunların, yapay zekâ ile desteklenmeleri de beklenmektedir. Böylece karşılaştıkları en ufak sorunda durup kodlayıcının müdahalesini bekleyen yapılardan, kendi kendine karar veren ve işleme devam eden algoritmalara geçmeyi de ummaktayız. Bu nedenle işlediğimiz sistemin kodlayıcılarının RPA aracına, her görevi net şekilde adım adım anlatması gerekmektedir. Kodlayıcılar; taranmış belgeler, fotoğraflar gibi yapılandırılmamış veriler yerine excel dosyaları gibi yapılandırılmış verilerle işe başlamalıdır. Kuşkusuz, tam zamanlı çalışan (full time employee-FTE) kazancı, yapılandırılmamış belgelerde (herhangi bir OCR teknolojisi kullanıyorsanız bunları yapılandırılmış verilere dönüştürebilirsiniz) daha yüksek olacağı muhakkaktır. Ancak yapılandırılmış veriler, iyi bir başlangıç ve hızlı kazançlar için daha iyi sonuçlar göstermektedir. Bu da şirket içi motivasyonu artırmaktadır.
Robot süreç otomasyonunun bankacılıktaki kullanım alanları
RPA farklı sektörlerde çok sayıda kullanım alanı bulunmaktadır. Bankacılık sektörü için en iyi performans alınanlar ise genellikle aşağıdaki gibi listelenmektedir.
- Müşteri hizmetleri yönetimi
- İç çalışanlara yönelik hizmet masası yönetimi
- İnsan kaynakları yönetimi
- Tedarik ve satın alma yönetimi
- Finans ve muhasebe yönetimi
- İç denetim
- Operasyon ve raporlama
Yukarıdaki maddelerin bazılarına detaylı olarak baktığımızda da aşağıdaki alt alanlarla karşılaşmaktayız.
- Bordro işlemleri
- Sipariş yönetimi
- Faturalandırma
- Düzenleyici kurumlara ve otoritelere uyum
- Mutabakat
- Hesap açma
- Rapor oluşturma ve postalama
- Sigorta işlemleri
- Kara para aklama ile mücadele
- Fatura işleme ve sözleşme yönetimi
Ek olarak RPA yazılımını firmalar, kendileri de geliştirebilmektedir. Ancak genellikle bankalar, bu konuda uzmanlaşmış bir şirketten satın almayı tercih etmektedir. Peki, diyelim ki elimizde iş listesi var ve bunu kodlayacak bir RPA çözümü de edindik. Bu durumda söz konusu işi kim yapacak? Bahsettiğim noktada bankaların farklı bakış açıları olsa da en güzeli, bir merkezi birimin RPA kodlaması üzerine çalışması ve diğer birimlere de bu anlamda destek olmasıdır. Çünkü RPA kodlaması basit bir eğitimden sonra öğrenilse de sonuçta bir kodlamadır ve bazı gereksinimleri muhakkak bulunmaktadır. Bu nedenle iş gücünü bir arada tutmak ve çalışanların birbirlerinden öğrenmelerine izin vermek, son derece önemlidir. Bahsi geçen merkezi birimin yapacağı ilk iş ise diğer birimlere RPA’yı genel hatlarıyla anlatmak, hangi işlerin bu otomasyonla çözümlenebileceğini söylemek ve kendisine gelen talepleri öncelemektir. Önceleme işlemi de tek başına bu birim tarafından değil de bir komite tarafından yapılırsa, daha kapsayıcı ve daha sağlıklı olur. Önceleme özellikle, FTE kazancına göre yapılır. Eğer bilgi teknolojilerinin gündeminde olan bir geliştirme işi varsa bu RPA gündemine alınmamalıdır.
Özetle RPA günümüzde birçok bankanın kullanmaya başladığı ve çalışanlara da daha nitelikli işler yapma imkânı sunan önemli bir teknolojidir. Günümüzde daha çok rutin işler yapan ve karar vermek zorunda olmayan RPA yazılımları, ilerleyen dönemlerde yapay zekâ ile desteklenerek bizleri yeni ufuklara götürebilir.
Kuveyt Türk Dijital Dönüşüm Grup Müdürü Dr. Okan Acar