Kontrol Kavramı ve İç Kontrol Kültürü

İç kontrol, yönetim ile çalışanların rol aldığı ve kurumun hedeflere ulaşmasındaki bütün süreçleri kapsayan sistem bütünüdür

Dergi 16.07.2021, 02:50 03.08.2021, 11:51
Kontrol Kavramı ve İç Kontrol Kültürü

İç kontrol sistem veya sürecinin uluslararası literatürde genel kabul görmüş en geniş kapsamlı tanımı; “herhangi bir işletmenin yönetim kurulu, üst yönetimi ve diğer tüm çalışanları tarafından etkilenen, operasyonların etkinliği/verimliliği, mevcut düzenlemelere uygunluk ve mali tabloların güvenilirliği konusunda makul düzeyde güvence sağlamak amacıyla oluşturulan süreç ya da sistemler bütünüdür.” şeklinde karşımıza çıkmaktadır.

Bu tanımı irdelediğimizde, iç kontrolün aslında bir sistem olduğu ve tüm çalışanlar tarafından uyulması, uygulanması gereken süreçlerden oluştuğu anlaşılmalıdır. Bu açıdan bakıldığında iç kontrol sadece kontrol faaliyetini değil, yönetim yapısını, yetki ve sorumluluklarını, işleyişini, karar alma mekanizmalarını kapsayan ve bütün personelin rol aldığı dinamik bir süreçtir. 

Risklere yönelik tedbirlerin zamanında alınabilmesi için iç kontrol sistemi sürekli gözden geçirilmelidir 

İç kontrol, herhangi bir faaliyetin başlangıcından bitişine kadar olan süreçte gerçekleştirilen kontrol çalışmasıdır. Bu nedenle de faaliyet devam ederken yapılması esastır. Bu nedenle bizzat o faaliyetin gerçekleştirilmesinde rol alanlar tarafından uygulanması gerekir. Kontrol ve denetim kavramlarının birbirlerinden ayrıldığı noktanın da burası olduğu bilinmelidir. Zira denetim esasen denetime tabi faaliyet ya da işin tamamlanmasının ardından gerçekleştirilmektedir. 

Bu açıdan bakılacak olursa, iç kontrol ve iç denetim birimlerinin görev tanımlarının da yukarıda bahsedildiği şekilde farklılaştırılması doğru bir yaklaşım olacaktır. Örneğin iç kontrol, süreç tasarımında ve süreç üzerindeki olası risklerle o risklerin önlenmesine yönelik kontrol adımlarının oluşturulmasında ve tüm bunların iş akış şemalarıyla yazılı hâle getirilmesinde rol alacak şekilde tasarlanabilecektir. İç denetim ise  bahse konu süreçlerin fiili uygulama ve iş akış şemalarıyla uyumluluğu, süreçlerin üzerlerinde tanımlanmış olan kontrol adımlarının doğruluk ve etkinliği de dâhil olmak üzere uçtan uca denetimini gerçekleştirecek şekilde tasarlanabilecektir. Böylelikle görevler ayrılığı ilkesine de tam uyum sağlanmış olacaktır. 

İç kontrol, bankayı ya da katılım finans kuruluşunu, hedeflerine ulaştırma amacı taşıyan bir yönetim aracıdır

İç kontrolün temelinde risk bulunmalıdır. Bankaların ve katılım finans kuruluşlarının stratejik hedeflerine ulaşmasına yönelik faaliyetlerin icrasına engel olabilecek veya beklenmeyen zararlara sebep olabilecek durum ya da olayları risk olarak tanımlarsak, bu risklere karşı geliştirilen her türlü mekanizmaya iç kontrol denir. Bu açıdan bakıldığında, iç kontrol kesinlikle bir amaç değildir. Aksine bankayı ya da katılım finans kuruluşunu, hedeflerine ulaştırma amacı taşıyan bir yönetim aracıdır. 

İç kontrol, güçlü bir iç kontrol ortamıyla başlar ve sahipliğini ise yönetim yapar. Organizasyonun tüm fonksiyon ve faaliyetlerini kapsar. Bu anlamda tüm birimleri ilgilendirir. İç kontrol, mevcut iş akışlarına ilave olarak yürütülmemelidir. Aksine iş akışlarının bir parçası olarak tasarlanmalı ve işletilmelidir. İç kontrol sisteminde, süreçler arasındaki bağlantılar ve ilişkilerin tanımlandığı iş akışları mutlaka bulunmalıdır. Sözkonusu iş akışları esasen banka ya da katılım finans kuruluşu tarafından belirlenen stratejik hedeflere ulaşmak için gerçekleştirilmesi gereken faaliyetleri içermelidir. Bu faaliyetlere ilişkin risklerin tespit edilmesi ve o risklere karşı sistemsel ve/veya manuel kontrol mekanizmalarının (iç kontrollerin) oluşturulması gereklidir. 

Bahse konu iş akışları ve risklerin önlenmesine yönelik iç kontroller sürekli olarak gözden geçirilmelidir. Ek olarak iyileştirmenin gerekli olduğuna kanaat getirilen alanlara yönelik aksiyonların alınması sağlanmalıdır. Böylelikle ortak bir risk algısı ve kültürü oluşturulacak ayrıca uygulama standartları da tesis edilecektir. Nihayetinde de kontrolün etkinliğinin ölçülmesine yönelik veri tabanının kurgulanmasına katkı sağlanmış olunacaktır.

İç kontrol sisteminin bu şekilde kurgulanmasıyla; varlık kaybı, suistimalde kolaylık, müşteri ve/veya gelir kaybı, yönetimsel kararlarda hata kısıtlanacaktır. Tüm bunların sonucu olarak da belirlenmiş hedeflere ulaşmada zorluk ihtimali azaltılmış olacaktır. 

Katılım finans kuruluşlarının; Türk bankacılık sektöründen aldığı payın artırılmasına yönelik oluşturulan projeksiyonlarda, yoğun fon kullandırım sürecine ilave olarak gerek kaynak gerekse fon tahsis ve kullandırımına yönelik ürün çeşitliliğinin giderek artması öngörülmektedir. Bu gelişmeler neticesinde maruz kalınabilecek risklerin de nitelik/nicelik açısından artış eğiliminde olacağı tabiidir. Bu nedenle yoğun işlem hacmi ve karmaşıklığı içerisinde iç kontrol sisteminin bu işlemlerin tümüne yönelik ikincil kontrol şeklinde tasarlanmasının zaman ve emek açısından ilave ve büyük maliyetleri beraberinde getireceği de dikkate alınmalıdır. İşlem tamamlandıktan sonra uygulanacak bu tür kontrol mekanizmalarının, riskin gerçekleşmesine engel olmakta yetersiz kalacağı unutulmamalıdır.

Oluşturulan kurum içi düzenlemelerin, bütün kurum çalışanlarının erişimine açık tutulması önemli bir husustur 

Yarısı boş olan bardağın tamamen dolmamasına neden olabilecek hususları tespit etmek suretiyle, sürekli dolu kalmasına etki edecek önlemlerin geliştirilerek uygulamasına katkı sağlamak (bir başka ifadeyle testi kırılmadan önce kırılmamasına yönelik olarak alınacak ve uygulanacak tedbirler), esasen iç kontrol kültürünün temelini oluşturan faaliyetlerdir. Bu tür faaliyetlere ilişkin olarak oluşturulan kurum içi düzenlemelerin, bütün kurum çalışanlarının erişimine açık tutulması önemli bir husustur. 

Buna karşılık sözkonusu düzenlemeler hakkında bilgi sahibi olunması, anlaşılması ve benimsenmesi ise Türk bankacılık sektöründe önemli bir eksik olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu noktadan hareketle, sözkonusu iç düzenlemeler kolay erişilebilir, anlaşılabilir ve uygulanabilir şekilde tasarlanmalıdır. Ayrıca bu düzenlemeler, günlük olarak karşılaşılabilecek sorunlardan veya daha önce meydana gelmiş olan risk doğurucu işlemlerden örnekler de içerecek mahiyette olmalıdır. Akabinde bilinirliliğinin ölçülerek performans göstergesi olarak kullanılmasının, bankalar ve katılım finans kuruluşlarındaki iç kontrol kültürünün oluşması, yerleşmesi ve genişlemesine önemli katkı sağlayacağı düşünülmektedir. 

İçeriği Katılım Finans 26. sayısında görüntüleyebilirsiniz. (Kontrol Kavramı ve İç Kontrol Kültürü)

 

Yorumlar (0)
Yorum yapabilmek için lütfen üye girişi yapınız!

Gelişmelerden Haberdar Olun

@