Nakit Para ile Vedalaşma Vakti

Dergi 14.07.2020, 00:52
Nakit Para ile Vedalaşma Vakti

Nakit paranın kirlilik taşıdığı ve bulaşıcılığı arttırdığı bilgisinin ardından, kişi ve kurumlar nakit paradan uzak durma çabasına girmiştir.

Ödeme sistemleri, finansal işlemlerin gerçekleşmesi ve düzenlenmesi için yapılan maddi değer transferi sistemlerinin genel adıdır. Finansal işlemlerin küresel boyutta serbestleşmesi ve teknolojik atılımlar sayesinde ticaret hızla artmış, artan ticaret de ödeme gerekliliği ile sistemlerindeki altyapıların gelişimi ihtiyacını doğurmuştur. Bu minvalde ilk olarak, nakit paranın yerine geçen ve hem ödeme hem de taşınabilirlik açısından çok daha kullanışlı olan ödeme kartları (kredi ve banka kartı) ortaya çıkmıştır. Teknolojinin gelişimi ve akıllı cihazların yaygınlaşmasıyla birlikte mobil ödeme ve elektronik para ile yapılan ödeme işlemleri de bu sistemin araçları arasına katılmıştır. Sözkonusu sistemler, ödeme kolaylığı sağlamalarının yanında, kayıt dışı ekonominin önüne geçmeleri ve güvenlik sorunlarını azaltmaları gibi yönleriyle, nakit para ile yapılan ödemeye duyulan ilgiyi azaltmıştır.

Nakit paranın, ödemedeki popülerliği kayboluyor

Yaşadığımız COVID-19 salgını nedeniyle, Dünya Sağlık Örgütü () nakit paralar ile virüslerin yayılabildiği uyarısında bulunmuş ve ödeme işlemlerinin mümkünse temassız teknolojilerle yapılmasını tavsiye etmiştir. Nakit paranın kirlilik taşıdığı ve bulaşıcılığı arttırdığı bilgisinin ardından, kişi ve kurumlar nakit paradan uzak durma çabasına girmiştir. Böylece insanlar, teması en aza indirerek en hızlı biçimde ödeme gerçekleştirme ve alışverişlerini tamamlama eğilimine girmiştir. Çalınma ve kaybedilme riskleri üzerine hijyen hassasiyetinin de artmasının ardından, teknolojik gelişmelerin olanak sağladığı biyometrik ödeme sistemleri araçları da dikkat çekmeye başlamıştır. Ses tanıma, avuç içi, parmak izi, yüz ve retina tarama yöntemleri ile çalışan bu sistem sayesinde en az temas ile hızlı ve güvenli ödemeler gerçekleştirilmesine imkân tanınmıştır.

COVID-19, Türkiye’deki ödeme eğilimlerini değiştirdi

Sahip olduğu genç nüfus ve dinamik yapısı ile Türkiye, alternatif ödeme sistemleri araçları kullanımında hızlı adımlarla ilerlemektedir. Ülkemizde, son beş yılda banka kartları ile yapılan alışverişler yüzde 60 artarken, bu oran önceki yıla göre yüzde 14 yükselmiş ve online ödeme kanallarından yapılan alışverişler de yüzde 23 artmıştır. Hâlihazırda zaten artma eğiliminde olan nakit dışı ödeme kanalları, COVID-19 ile birlikte hatırı sayılır bir ivme yakalamıştır. Hijyen kaygısının en üst düzeye çıktığı 2020 Mart’ında ödeme kartları ile yapılan temassız işlem adedi, geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre üç kat artmış ve ATM’lerden yapılan nakit çekim işlem adedi ise yüzde 14 azalmıştır. İnternet harici yapılan alışverişlerde her beş işlemden biri, temassız ödeme kartları ile gerçekleştirilmiştir. Son dört yılda temassız ödeme adedi on yedi kat artmış ve günümüzde her iki ödeme kartından biri temassız özellikli kart hâline gelmiştir.

Katılım bankaları, ödeme sistemleri ile öne çıkıyor

Katılım bankalarının ödeme kartlarının yaklaşık yüzde 75’i temassız özellikli kart olarak basılmıştır. Temassız POS cihazlarına bakıldığında ise sektör genelindeki POS cihazlarının yüzde 70’i temassız özellikli olurken, katılım bankalarının POS cihazlarının yüzde 85’e yakını temassız özelliktedir. Visa’nın gerçekleştirdiği bir araştırma raporu, 16-24 yaş aralığındaki genç tüketicilerin yüzde 70’e yakınının, ödemelerde şifre kullanmaksızın hızlıca alışverişlerini gerçekleştirmek istediğini göstermiştir. Yaygın internet altyapısının sunduğu imkânlar ve akıllı telefon kullanımının hızla artması ile şifresiz ve temassız işlemlere olan talebin daha da artacağını öngörülebilir. Buradan hareketle katılım bankaları da sahip olduğu ödeme kolaylıklarını genç nüfusun ihtiyaçlarına adapte ederek daha geniş kitlelere ulaşma fırsatına sahip olabilir. Bu çözümleri hazırlarken, ödeme sistemleri araçlarının hangi sektörlerde daha etkin kullanıldığını görmek ve önceliklendirilmesi gereken noktaları belirlemek gerekmektedir. Sektörel olarak ödeme sistemleri araçlarının en çok kullanıldığı yerlere bakıldığında; market alışverişlerinin yüzde 36, gıda ödemelerinin yüzde 18 ve akaryakıt ödemlerinin de yüzde 6 oranında yer tuttuğu görülmektedir. Bahsettiğimiz tüm ödeme sistemleri araçlarına, 27 Haziran 2013 tarihli ve 6493 sayılı Ödeme ve Menkul Kıymet Mutabakat Sistemleri, Ödeme Hizmetleri ve Elektronik Para Kuruluşları Hakkında Kanun ile elektronik para da dâhil olmuştur. Böylelikle Avrupa Birliği mevzuatları ile eşlenik olarak nakit dışı ödeme araçlarının ve elektronik para kullanımının, hukuki altyapısı sağlanmıştır. Merkez Bankası yetkilileri de ulusal elektronik paraların yakın zamanda hayatımıza gireceğinden bahsederek, elektronik paraların geleceği hakkında vizyon çizmişlerdir. Gerekli regülasyonların yapılması ile ülkemizde de hızla kullanıma geçeceği öngörülen elektronik paralar için katılım bankalarının da şimdiden hazırlık yapması, geleceğin finans sisteminde üst sıralara çıkmasına katkı sağlayacaktır.

Kuveyt Türk Ödeme Sistemleri Raporlama ve Sertifikasyon Uzmanı Ahmet Talha Özdemir

Yorumlar (0)
Yorum yapabilmek için lütfen üye girişi yapınız!

Gelişmelerden Haberdar Olun

@