Türkiye, Tekrar Büyüme Sürecine Girecek

Türkiye özelinde baktığımızda ekonomi, büyük oranda normal çalışma düzenine döndü.

Dergi 15.09.2020, 01:12 15.02.2021, 03:59
Türkiye, Tekrar Büyüme Sürecine Girecek

Türkiye özelinde baktığımızda ekonomi, büyük oranda normal çalışma düzenine döndü.

Ülkeler, küresel bir salgın hâline gelen yeni tip koronavirüs (COVID-19) ile hâlâ mücadele ediyor. Bir kısım devletler, salgınla mücadele konusunda başarılı oldu fakat bazıları ise virüsü hafife aldı. Özellikle ABD, Brezilya, Meksika ve Hindistan gibi ülkelerde ekonomi faaliyetleri olumsuz etkilenmeye devam ediyor. Bazı ülkelerde ise ikinci dalga endişesi var ve buna karşı direnç oluşturma çalışmaları sürüyor. Örneğin ABD, faizleri sıfıra çekerek ve bol miktarda yardım paketi açıklayarak kaynak anlamında ciddi destekler sağlıyor. Avrupa Birliği de bölgede ekonominin normal seyrine dönmesi için 750 milyar euro’luk bir paket açıkladı. Avrupa ülkeleri, aldığı ciddi tedbirler sayesinde pandeminin etkisini azalttı.

Pandeminin dünyaya olan tesirini global anlamda değerlendirmek ve dizayn etmek gerekiyor. Önümüzdeki dönemde G20 gibi önemli örgütler, dünya ekonomisinin çizeceği yol veya makro prensipler anlamında tedbirler oluşturabilir. Bunun dışında ülkeler, mahalli düzeyde ekonomilerini korumak ve geliştirmek için hâlihazırda programlar uygulamaya devam ediyor.

Türkiye, iyi bir sınav verdi

Türkiye özelinde baktığımızda ekonomi, büyük oranda normal çalışma düzenine döndü. Ekonomik aktivitenin canlandırılması için kamu bankaları marifetiyle özellikle KOBİ’lere, inşaat ve taşıt sektörüne ciddi anlamda finansman desteği sağlanıyor. Zira inşaat sektörü, birçok alanı direkt olarak etkiliyor. Dolayısıyla sözkonusu alanda doğan finans imkânı, diğer sektörlere de olumlu şekilde yansıyor.  Covid-19 salgınının ihracatçılarımıza ekonomik etkilerini azaltmaya yönelik, TCMB kaynaklı KGF teminatıyla ‘TL Reeskont Kredi Programı’ hazırlandı. Pandemiden etkilenen iş yerlerinde istihdamı korumaya yönelik kısa çalışma ödeneği ve işten çıkarma yasağı uygulaması devreye alındı. Kamu bankaları ve özel sektör bankaları bireysel ve kurumsal müşterilerine 3 ay her türlü ödemelerini erteleme imkanını vererek finansal ihtiyaçların sekteye uğramaması adına bankacılık sektörü üzerine düşen görevi yerine getirdiler. Tüm bu gelişmeler ışığında Türkiye, süreci en rahat ve kolay atlatacak ülkelerden biri konumundadır.

Öte yandan döviz gelirlerini ve giderlerini de iyi idare etmek durumundayız. Çünkü döviz gelirlerimiz pandemi dolayısıyla maalesef büyük oranda azalma gösterdi. Dolayısıyla Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası rezervlerini idare etmede çok dikkatli olmamız gerekiyor. Olağanüstü bir durum olmadığı takdirde Türkiye’nin bu süreci kazasız belasız geçireceğini öngörüyorum. Türkiye, tekrar büyüme potasına gireceğini gösterdi ve iyi bir sınav verdi.

Fonlar ve kredilerde ciddi artışlar yakaladık

Pandeminin etkisi, 2021 yılına da sirayet edecek gibi görünüyor. Bu tabloyu mümkün olduğunca asgari seviyede tutmak gerekiyor. Dünya genelinde de 2020’nin kayıp bir yıl olduğu ve dünya ekonomisinin yüzde 5 civarında daralacağı beklentisi var. Dolayısıyla bu dönemi fazla hasar almadan geçirmeliyiz. Özellikle katılım bankacılığı sektörüne baktığımızda, büyüme süreci iyi gidiyor. Hem fonlarda hem de kredilerde ciddi artışlar yakaladık. Aktif toplamımız 16 Temmuz 2020 itibarıyla yüzde 30 büyüme gösterdi, kullandırılan fonlar ise yüzde 37 büyüdü. Fonların bu denli büyümesinde aktif rasyosunun ciddi bir etkisi var. Aktif rasyosu, bilindiği üzere kaynağı daha çok kullandırmaya, krediye veya menkul değerlere yatırmaya sevk ediyor.

Ayrıca yabancı para ve kıymetli madenler alanında da ciddi oranda büyüme var. Özellikle altın, son yıllardaki en ciddi atağını gerçekleştiriyor. Altındaki fiyat artışının da COVID-19 ile ilgisi bulunuyor. Öyle ki salgın sürecinde dünyada bol miktarda likidite oluştu. Faizler sıfıra yakın olduğu için altın; yatırımcılar, para sahipleri ve devletler tarafından güvenli bir liman olarak görülüyor. Özellikle devletler, son yıllarda rezerv anlamında altına ciddi talepler oluşturuyor. Katılım bankacılığı özelinde yılbaşından bugüne kadar altın hesaplarında yüzde 99 artış yaşandı. Bankacılık sektöründeki payımıza baktığımızda da yüzde 7’lere yaklaştığımızı görüyoruz. Fon toplamada ise yüzde 9’lara ulaştık.

Strateji belgesini yenileyeceğiz

Aldığımız yeni karar doğrultusunda 2015’te ortaya koyduğumuz strateji belgesini yenileyeceğiz. Bu kapsamda son durumumuzu gözden geçirerek 2030 hedeflerimizi yakalayabilmek için yeni bir strateji belgesi oluşturacağız. 2015’te birçok konuyu hayata geçirdiğimiz strateji belgesi, geleceği planlayıp önümüzü görmek ve ilgili birimlere kendimizi daha doğru şekilde izah etmek açısından ihtiyacımız olan bir program. Sözkonusu belgeyi daha öncesinde bağımsız bir denetim şirketine hazırlatmıştık, yine aynı şekilde ilerleyeceğiz. Önümüzdeki dönemde ürün çeşitliliğinin artırılması, sistemin anlatılması ve eğitim konusu gibi sektörün açılım yapması gerektiği alanlara da ağırlık vereceğiz.

Üzerine düşmemiz gereken en önemli meselelerden biri de rekabet edebilirliği sağlamak. Zira finans sektörü, var olacaksa kendi dinamikleriyle var olacak. Yani gelişim dinamizmi, sektörün bünyesinden çıkmalı. Ülkemizin refahı ve kalkınması hepimizin menfaatine olduğundan, biz de mümkün mertebe makro tedbirlere, alınan önlemlere uyum sağlamaya çalışıyoruz.

TKBB Genel Sekreteri Osman Akyüz

Yorumlar (0)
Yorum yapabilmek için lütfen üye girişi yapınız!

Gelişmelerden Haberdar Olun

@