Davranışsal İktisat Perspektifinden Katılım Bankaları

Finansal Okuryazarlık 21.01.2021, 16:40 21.04.2021, 22:42
Davranışsal İktisat Perspektifinden Katılım Bankaları

Bu yazıda, davranışsal iktisat/finans literatüründe yer alan muhafazakarlık önyargısı (conservatizm bias) kavramı  çerçevesinde Türkiye Hanehalkı Finansal Algı ve Tutum Araştırması bulgularının katılım bankaları ve ürünleri ekseninde değerlendirilmesi amaçlanmaktadır.

2020 yılında Aralık ayının ilk haftası içerisinde kamuoyuyla paylaşılan ve ülkemizde hanelerde yatırım konularında karar verenler ya da karara ortak olanlar arasında, mevcut finansal sistem hakkındaki algıları, yatırım tercihlerini ve bunları yönlendiren etmenleri, finansal sistem dışında tasarruf yapma eğilimlerini, yeni finansal ürünlere yönelik algı ve beklentileri saptamak temel amacıyla, Cumhurbaşkanlığı Finans Ofisi için Barem Pazar Araştırma ve Danışmanlık AR-GE merkezi tarafından 49 ilde 15041 kişiyle görüşülerek gerçekleştirilen “Türkiye Hanehalkı Finansal Algı ve Tutum Araştırması” sonucunda ulaşılan pek çok önemli bulgu dikkat çekmektedir. Sözkonusu araştırma, hanehalkı toplam evreninin yüzde 89’unu, GSYH’nın ise yüzde 92’sini kapsaması açısından üzerinde önemle durulması gereken önemli bir kaynak olarak karşımıza çıkmaktadır.

Faize dayalı sistem nedeniyle vadeli mevduatı reddedenler yüzde 14’lük dilimi oluşturmaktadır

Sözü edilen araştırmaya göre, Türkiye genelinde yüzde 12,5 oranındaki bir kesimin en az bir yatırım aracını faiz nedeniyle reddettikleri, faize dayalı sistem nedeniyle vadeli mevduatı reddedenlerin yüzde 14’lük bir dilimi oluşturduğu ve faizden dolayı vadeli mevduatı reddedenlerin yatırım aracı seçiminde rol oynayan faktörler arasında faizsiz bir yatırım aracı olması isteğinin ön plana çıktığı, görülmektedir. Bu bulgulara rağmen, faizsiz bir yatırım alternatifi olan katılım hesabına hiç sahip olmadıklarını belirtenlerin oranının yüzde 89 olduğu gözlenmektedir.

Araştırmaya katılanların yüzde 21’i faizsiz ekonomik sistemin mümkün olduğunu düşünüyor

Yine, araştırmaya katılanların yüzde 40’ının “katılım bankalarını ve katılım bankalarının sundukları hizmetleri hiç bilmedikleri ya da çok az bildikleri” önemli bir ayrıntı olarak karşımıza çıkmaktadır. Araştırma sonucunda ortaya çıkan bir başka dikkat çekici bulgu ise, görüşülenlerin yüzde 21’inin faizsiz bir ekonomik sistemin mümkün olduğunu ve günümüz koşullarında uygulanabileceğini belirtmiş olmalarıdır. Bütün bu bulguların, davranışsal iktisat/finans literatüründe yer alan ve muhafazakarlık önyargısı (conservatizm bias) olarak adlandırılan kavram ile kısmen örtüştüğü dikkat çekmektedir.

Katılım bankaları insanların aklındaki soru işaretlerini gidermeli

Davranışsal iktisat/finans literatüründe, insanların yeni seçeneklerin varlığına rağmen içinde bulundukları mevcut duruma sıkı sıkıya bağlı kalmaları durumuna “muhafazakarlık önyargısı (conservatizm bias)” denilmektedir. Muhafazakarlık önyargısına sahip kişilerin yeniliklere karşı çok fazla ilgi göstermedikleri, değişime verdikleri tepkinin oldukça geç ve yavaş olduğu, daha önce yatırım yapmadıkları alanlara direnç gösterdikleri, ifade edilebilir. Topluma katılım hesabı gibi faizsiz yatırım alternatifi ürünler sunan ve 2005 yılından bu yana da Katılım Bankası unvanıyla Türk finans sektörünün bir parçası olarak faaliyetlerini sürdüren katılım bankalarının, toplum nezdinde daha fazla tercih edilme/kabul görme konusu üzerine yoğunlaşıp, insanların aklındaki soru işaretlerini ve çekinceleri gidererek, tercih edilme anlamında olumlu davranış değişikliklerine yol açacak yeni stratejiler üretmeleri gerektiği ifade edilebilir.

Öğr. Gör. Ramazan BAŞ

Kütahya Dumlupınar Üniversitesi Öğretim Elemanı

Yorumlar (0)
Yorum yapabilmek için lütfen üye girişi yapınız!

Gelişmelerden Haberdar Olun

@