Daha önceki yazdığım Öğrenmeyi Öğrenmek yazısında maruz kaldığımız yığınla bilgiyi kendi arasında bir önem sırasına koyabilme ve bazı teknikleri kullanarak bunları düzenleyip yönetebilmenin öğrenme sürecine olan etkisini aktarmaya çalışmıştım. Bu yazımda sürekli yenilenen bilgileri anlamlı bir şekilde toparlamamıza yardımcı olacak ve bu bilgilerden fayda sağlamayı kolaylaştıracak Kişisel Öğrenme Ağı kavramından bahsetmek istiyorum.
Büyüklerimizden çokça duyduğumuz bir cümle vardır: “Bizim zamanımızda okumak için imkân yoktu. İmkân olsaydı neler yapardım neler…” Onların zamanında öğrenmeyi, okumayı engelleyen şey büyüklerimizin de bahsettiği gibi “imkânsızlık” olabilir. Çünkü yeterince okul yok, öğretmen yok, kitap yok veya kaynak yok. Peki günümüzde bu kadar “imkân” varken öğrenme süreci neden daha da zor bir süreç olarak karşımıza çıkıyor?
Okulda, iş yerinde, hayatımızın her yerinde sürekli olarak yeni bilgiler ve yeni gelişmelerle karşı karşıyayız. Bazen yeni öğrendiğimiz bir uygulamayı kullanamadan başka bir uygulama ile tanışabiliyoruz. 2 gün önce hazırladığımız bir raporu bir sonraki bugün sunarken bile verilerin değiştiğini görebiliyoruz.
İçinde bulunduğumuz çağda teknolojinin çok hızlı değişip gelişmesi ve eskiye dair ne varsa onu ortadan kaldırıp yerine daha güncelini ortaya koyarak yıkıcı etkisinin artması eski öğrenme alışkanlıklarına sahip olan insanların güncel bilgilere ulaşmasını zorlaştırıyor. Daha önceki zamanlarımızda öğrendiğimiz bir bilgiye göre hareket etme süremiz şimdiki zamana göre çok farklı olduğunu söyleyebiliriz. Teknolojinin gelişimi sürekli olarak güncel bilgiye erişme ihtiyacını doğuruyor. Kaynak bolluğu ve erişim kolaylığı konusunda bize konfor alanı sunan teknoloji, bu yıkıcı etkisiyle her daim güncel bilgiye erişme ihtiyacını doğurarak bizi yorabiliyor.
Bilginin ve dolayısıyla bilimin doğası da değişiyor. Bilginin doğası değişiyor ise alışkın olduğumuz öğrenme metotları yerine farklı öğrenme metotlarını denememiz gerekiyor. Bunlardan birisi de başkalarında öğrenme olabilir.
Başkalarından öğrenme sürecimizi sağlam bir temele oturtmak için de sağlam bir öğrenme ağına ihtiyacımız var.
Kişisel Öğrenme Ağı, teknolojiyi, bilimsel yayınları ve sosyal medyayı takip ederek ortak ilgi alanlarımızın bulunduğu kişiler ile iletişim kurabildiğimiz ve birbirimize paylaşımlar yaptığımız bir ortamdır. Ortak ilgi alanlarımızın olduğu kişiler ile birlikte geliştirmek istediğimiz alanlardaki uzmanlarla etkileşimde kalarak kendi kişisel öğrenme ağımızı oluşturabiliriz.
İşiniz ile ilgili paylaşımları takip etmek için sadece aynı çevrede olduğunuz kişileri değil ilgilendiğiniz konular ile ilgili dünyadan iyi örnekler bularak onları takip edebiliriz. Bu konuda sosyal medyayı aktif olarak kullanmamız gerekir. Böylece dünya çapında bir öğrenme ağı oluşturabiliriz.
Sadece sosyal medyayı kullanılarak oluşturulan ağ yeterli olmayacaktır. İlgilendiğimiz konulardaki uzmanların yayınlarını takip ederek, ilgi duyduğumuz web sitelerin yayınlarına üye olarak ağımızı genişletebiliriz.
Konuyla ilgili birkaç önerimi aşağıda paylaşıyorum.
- İçerik toplama araçları kullanabiliriz.
İnternetteki karmaşık ve çokça bilgi var ve bu bilgileri sürekli güncelleniyor. Bu nedenle sizin için ilgi alanlarınıza göre içerikleri derleyen ve bildiren araçları kullanabilirsiniz.
- İlgi alanlarınızda yayın yapan blogları takip edebilirsiniz. https://medium.com/ vb.
- Konu uzmanlarının sosyal medya hesaplarını takip edebilirsiniz.
- Ücretsiz web seminerlerine veya eğitimlere katılmak da bu ağı genişletmekte yardımcı olabilir.
- İlgi alanlarınıza göre araştırma veya haber paylaşan web sitelerine üye olabilir, dijital abonelikler başlatabilirsiniz.
“İnsanın kaderi bildikleriyle doğrudan doğruya ilintilidir. Bilmek, insanın tercihlerini daha iyi yapabilmesini sağlar…”
Var mısın ki yok olmaktan korkuyorsun? / Fârâbî
Mahmut Atabay
