Ahlak Muhasebesi Raporu

Finansal Raporlar 17.03.2020, 03:09 15.02.2021, 03:10
Ahlak Muhasebesi Raporu

İnsan ahlakının su yüzüne çıktığı üç temel içtimai faaliyetten birisi, ticarettir. Ticaret aynı zamanda, Efendimiz Hz. Muhammed’in (S.A.V.) İslamiyet öncesinde toplum nezdinde “Muhammed-ül Emin” vasfını kazanmasına vesile olmuş bir meslektir. Onun bu vasfı; ticaretinden, dilinden, sözünün doğruluğundan ve yanlış eylemlerden uzak duruşundan herkesin emin olduğunu ilan etmektedir. Hz. Ömer (R.A.), kendisine gecelerini ibâdetle gündüzlerini oruçla geçiren bir şahıstan övgüyle bahsettikleri zaman söylenenlere aldırmayıp, “Siz bana, bahsettiğiniz kişinin ticareti, komşuluğu ve yol arkadaşlığı nasıl, onu söyleyin!” diyerek karşılık vermiştir. Kâmil bir mümin; ticari ilişkilerinde en az kendisinin menfaati kadar ortağının, tedarikçisinin, müşterisinin, çalışma arkadaşlarının ve diğer paydaşlarının da menfaatini gözetir ve kollar.

İnsanlar olarak dünyayı değiştirmek için çok çaba sarf ederiz ancak kendimizi değiştirmeyi hiç düşünmeyiz. Aynaya şöyle bir bakıp, son aylarda veya son yıllarda ticaretimizde ve ortaklıklarımızda, acaba kâmil bir mümin gibi davrandık mı diye kendimizi sorgulasak… Mesela, en son imzaladığımız satış sözleşmesinde Efendimiz Hz. Muhammed(S.A.V.) masanın bir köşesinden bizi izliyor olsa, aynı kararları verip aynı imzayı atar mıydık? Mesela, “İki ortak birbirlerine hainlik etmezse üçüncüsü Allah’tır.” hadisini işitmiş olmamıza rağmen şirketimizin son toplantısında şahsi hakkımızı savunduğumuz kadar ortağımızın hakkını savunmamışsak, Müslüman’a yakışır davranmış olur muyduk acaba? Fahiş kâr elde edebileceğimiz kaç tane işi ve ihaleyi “Hayır! Bu kazanç hukuki ama ahlaki değil. Rabbimin rızasına uygun değildir!” diyerek reddettik? Tüm bu şahsi muhasebe aslında şunu anlatıyor: Rabbimizin emirleri arasında, işletmemizi her yıl sektör ortalamasının üzerinde büyütmek bulunmuyor fakat şahsi ve ticari hayatımızda en büyük ortak olarak O’nu (Allah C.C.) razı etmek hep yer alıyor.

Hz. Ömer’den (R.A.) nakledilen bir nasihatte, “Bir kimsenin kıldığı namaza, tuttuğu oruca bakmayınız; konuştuğunda doğru söylüyor mu, kendisine bir şey emânet edildiğinde emânete riâyet ediyor mu, dünya ile meşgul olurken helâl-haram hassasiyetini gözetiyor mu, işte bunlara bakınız.” ifade edilmektedir. Buradan açıkça anlaşılıyor ki; para kazanmak için her yolu mubah gören, ihaleye fesat karıştıran, rüşvet alan ve veren, satın almacılarla el altından iş çeviren, hesapta ve tartıda hile yapan, maddiyat üzerinden kibir gösterisinde bulunan, ticari ilişkilerinde yalnızca şahsi menfaatine odaklanıp paydaşlarının haklarını umursamayan kişinin gerçek bir mümin olduğu söylenemez. İş adamları olarak yeni insanlarla tanışacağımız görüşmelerimize en şık kıyafetimizle, en bakımlı hâlimizle ve en olumlu intibayı bırakma gayretiyle gidiyoruz. Aynı şekilde öz bakımımıza gösterdiğimiz bu hassasiyeti, her daim iş ilişkilerimizde de göstermek durumundayız. Her daim muhataplarımızın bizim ahlakımızı yaptığımız ticaret sayesinde öğrenecekleri bilinciyle hareket etmeliyiz. Bir ortama girdiğimizde bizi tanıyan insanların ticari itibarımızın düzgünlüğünden bahsettiklerinde oluşacak izlenim ve güven, lüks bir arabadan pahalı bir takım elbiseyle inerken parlayan kol saatinden ve kol düğmelerinden, çok daha değerlidir.

Rabbimiz ihtirasımıza değil, ihtiyacımıza kefildir. İhtiraslarımız sınırsızdır ancak ihtiyaçlar sınırlıdır. Ne yaparsak yapalım, Rabbimizin tarafımıza tahsis ettiği rızıktan fazlasını elde edemeyeceğiz.

Yıl sonu yaklaşırken işletmelerimizin muhasebe departmanlarını raporlama telaşı sarar. İşletme sahipleri olarak 2019 yılı sonu için bir değişiklik yapıp, şahsi olarak detaylı bir ticari ahlak muhasebesi de yapmalıyız. Hata ve kusurlarımızın bilançosunu çıkarıp, muhataplarımızdan ve Rabbimizden af dileyerek yeni yılda aynı hataları yapmamak üzere kendimize ve Rabbimize söz vermeliyiz. İnanın böyle bir hamle, bizi en güzel finansal sonuçlardan daha güzeline ulaştıracak, işimizin bereketine ve işletmemizin büyümesine doğrudan yansıyacaktır. Kişisel muhasebemizi yaptıktan sonra bunu çevremize de tavsiye edersek, Asr Suresi’nde bahsedilen “birbirleriyle hakkı tavsiyeleşen” insanlardan olma şerefiyle, ziyanda olmaktan kurtulmuş oluruz. Buna mukabil, 2020 yılı hedeflerimizi ortaya koyarken, kendimize ve işletmemize “Bu yıl iyi bir Müslüman olmaya gayret edeceğim, işletmemin dışarıdan bakıldığında Müslüman birine ait işletme olduğunu hissettirmek adına daha dikkatli olacağım!” demeli ve buna uygun davranmalıyız. Rabbimiz ihtirasımıza değil, ihtiyacımıza kefildir. İhtiraslarımız sınırsızdır ancak ihtiyaçlar sınırlıdır. Ne yaparsak yapalım, Rabbimizin tarafımıza tahsis ettiği rızıktan fazlasını elde edemeyeceğiz. Asıl kıymetli olan, gelir tablosunda kâr hanesini doldururken İslami ticaret ahlakını esas tutmak ve Rabbimizin nasip ettiği kazanca razı olmaktır. Belki de 2020 yılı sonunda bu yazıyı okuyanlar arasında, yeniden muhasebe yapma fırsatı bulamayanlar olacaktır.

Hâlâ nefes alıp verebiliyorken, finansal muhasebenin yanında ahlak muhasebesini de ihmal etmeyelim ve tıpkı rehberimiz, önderimiz, efendimiz (S.A.V.) gibi çevremizi ve dünyayı değiştirmeye önce kendimizden başlayalım. Yeni yılda hedefimiz, işletmemizi faiz dâhil her türlü haramdan ve kendimizi gayri İslami tüm davranışlardan arındırmak olsun.

İktisadı Araştırmaları Derneği Kurucu Üyesi
Mehmet Cebeci

Yorumlar (0)
Yorum yapabilmek için lütfen üye girişi yapınız!

Gelişmelerden Haberdar Olun

@