Faiz, Faiz Midir?

Katılım Finans Sistemi 05.08.2020, 16:01
Faiz, Faiz Midir?

Faiz, faiz midir? Ev alsak da faiz midir? Ya da enflasyon oranının altında bir oran da faiz midir?

Arapçada Riba Türkçe de faiz; fazlalık, çoğalma gibi anlamalara gelmektedir.

Dinimizde faizin her türlüsü yasaklanmış ve faiz ile iştigal edenlerin cehenneme gideceği Bakara suresi 275. Ayette açıkça anlatılmıştır.

“Faiz yalnızca İslam dininde değil Hristiyanlık ve Yahudilikte de şiddetle yasaklanmıştır”

Faiz yiyenler ancak şeytanın çarparak sersemlettiği kimse gibi kalkarlar. Bunun sebebi onların, “Alım satım da ancak faiz gibidir” demeleridir. Halbuki Allah alım satımı helâl, faizi ise haram kılmıştır. Artık kime Allah’tan bir öğüt erişir de faizciliği bırakırsa geçmişte yaptığı kendisine aittir, işi de Allah’a kalmıştır. Kim de yine faizciliğe dönerse işte bunlar orada devamlı kalmak üzere cehennemliklerdir”

Faiz yalnızca İslam dininde değil Hristiyanlık ve Yahudilikte de şiddetle yasaklanmıştır. İncil’de ve Tevrat’ta da faiz yasağı ile ilgili ayetler bulunmaktadır.

Öyle ki faiz ile uğraşanlar kilise mezarlığına gömülmemiş hatta faiz yasağı edebi eserlere konu olmuş; Dante,  İlahi Komedya adlı eserinde cehennemin en alt katında faiz ile uğraşanların azap çukurundaki çabalarını alaycı bir dille kaleme almıştır.

Peki, tüm ilahi dinlerde yasak olan faiz nasıl ailemizden birisi oldu?

Batıdaki şiddetli faiz yasağı  “Aydınlanma ve Protestanlık”  ile etkisini kaybetmiştir.

Ülkemizde ise faizin sıradanlaşması belki konvansiyonel banka sisteminin hızla yaygınlaşmasından belki de muasır medeniyetler seviyesine ulaşma çabamızın hatalı bir yansımasından veya ekonomik kalkınmayı konvansiyonel ekonomide aramamızdandır.

“Faiz yavaş yavaş sessizce bizden birisi oldu”

Net bir tarih, olay söyleyemeyiz fakat faiz yavaş yavaş sessizce bizden birisi oldu. Faizsiz bir ekonominin olmayacağı kanısı toplumda kabul edildi. Temel ihtiyaçların satın alınması için faizli bankalar ile çalışmakta sakınca görülmedi, teşvik edildi.

Hatta öyle bir yere geldik ki faizsiz bir ekonomik sistem hayal oldu.

Bugün toplumun çoğunluğu katılım bankalarının faizsiz çalıştığına inanmıyor.

Katılım bankacılığının payı ise çoğunluğu Müslüman olan ülkemizde hala çok sınırlı.

Çuvaldızı önce kendimize batıralım. Likidite ve sermaye sorunu çözmemiz gereken önemli sorunlardan.

Bir diğer konu ise standardizasyon.

AAOIFI standartlarını Türkçeye çevirmektense kendi standartlarımızı oluşturmak ilk hedeflerimizden birisi olmalı. İthal bir standarttansa kendi kural ve kanunlarımıza uygun standartlar geliştirmemiz sektördeki payımızı arttırma da önemli rol oynayacaktır.

Peki çuvaldızı bir de karşı tarafa batırırsak?

Katılım bankacılığı ile konvansiyonel bankacılık sektörünün hala ayırt edilemiyor olmasının temel sebebi olarak finansal okur-yazarlığı gösterebiliriz. Kulaktan dolma finansal bilgiler edinen bireylere murabaha ile faizin farkını anlatamayız. Finansal okur-yazarlık dersleri en geç lisede tamamlanmış olmalıdır. Üzgünüm ama, temel finans bilgisine sahip olmayan bir toplumda sektör payımızı arttırmamız ve gelişmemiz gerçekten çok zor.

Sonuç olarak,

Toplumsal olarak faizi o kadar kanıksadık ve ailemizden birisi yaptık ki faizsiz bir sisteme inanamıyoruz. Oysaki faizsiz bir ekonomik sistem çok yakınımızda. Finansal okur-yazarlığın olduğu o yoldan geçiyor.

Luka İncilinde; “Eğer kendilerinden almayı ümid ettiğiniz kimselere ödünç verirseniz, ne mükâfatınız olur? Günahkârlar bile, günahkârlara karşılığını almak üzere ödünç verirler. Fakat düşmanlarınızı sevin, onlara iyilik edin ve hiç ümidsiz olmayarak ödünç verin; karşılığınız büyük olacaktır.”

Tevrat`ta; “Eğer kavmine, yanında olan bir fakire ödünç para verirsen, ona murabahacı olmayacaksın. Onun üzerine faiz koymayacaksın.”

Şerife ÖZTÜRK

*(Luka İncili, Bab: 6, âyet: 34-35)

*(Tevrat, Çıkış Bölümü, Bab: 22, âyet: 25)

Yorumlar (0)
Yorum yapabilmek için lütfen üye girişi yapınız!

Gelişmelerden Haberdar Olun

@