Finansman Yöntemi: Müşâreke Ortaklığı

Katılım Finans Sistemi 10.10.2020, 16:15
Finansman Yöntemi: Müşâreke Ortaklığı

“Ticarette ortaklık bereket kapısıdır’’

Müslümanların elinde atıl vaziyette bulundurdukları fonları ve imkânları bir araya getirip, ortaklık kurarak ticaret yapmaları önemli bir bereket kapısını teşkil eder. Peygamber Efendimizin: “Üç şeyde bereket vardır: Ticaret yapmak, ortaklık yapmak ve evde yemek için buğdayı arpaya katmak’’ şeklinde de buyurduğu üzere İslam’da ortaklık kurmak teşvik edilen bir eylem haline gelmektedir. Tarih boyunca Müslümanlar, çeşitli ortaklıklar kurarak ekonomik faaliyetlerini birlikte organize etmişler; böylece üretim, yatırım ve ticaret faaliyetlerini faize bulaşmadan sürdürmüşlerdir.

Günümüzde de faizsiz finansman enstrümanları önemli ölçüde ortaklık esasına göre biçimlendirilmiştir. Bu enstrümanların kullanılması ile üretim, yatırım veya ticaret yapan taraflar arasında menfaat uyumu gözetilmekte; taraflar kârı da riski de üzerinde anlaştıkları sözleşmeye göre paylaşmaktadırlar. Çünkü İslam iktisadına göre, üretimi ortaklaşa gerçekleştirme kararı veren taraflar arasında menfaat çatışması değil, menfaat uyumu olmalıdır.

Müşâreke kâr/zarar ortaklığına dayanan katılım finans modellerinden birisidir

Faizsiz bankalar başlıca iki ortaklık yöntemini kullanırlar. Bu ortaklıklardan birincisi emek-sermaye ortaklığına dayanan mudarebe yöntemi, ikincisi ise sermaye ortaklığına dayanan müşâreke yöntemidir. Kelime anlamı olarak ortak olmak, ortaklık anlamına gelen müşâreke; iki veya daha fazla şahsın İslam iktisadının ilkelerine uygun bir şekilde birlikte iş, yatırım veya ticaret yapma amacıyla belirli bir sermaye koyarak bir araya geldikleri ortaklık türüdür.

Müşâreke yönteminde, ortaklığın bir diğer tarafı olan müşteri de belirli bir oranda sermaye katkısı yaparak projeye dâhil olmaktadır. Projenin başlangıç aşamasında yapılan sözleşme ile tarafların koymuş oldukları sermaye oranları ve kâr paylaşım oranları önceden belirlenmektedir. Proje için ortaya konulan sermaye miktarları farklı oranlarda olabilmektedir. Eşit olma zorunluluğu yoktur. Aynı şekilde kâr paylaşım oranları anlaşmaya göre farklılık arz edebilir. Fakat önceden kâr miktarının sabitleştirilmesi, faize benzediği için uygun görülmemektedir.

“Kâr anlaşmayı, zarar sermayeyi takip eder’’

Projenin sonunda kâr elde edilmesi durumunda sözleşmede belirlenen kâr oranlarına göre paylaşım yapılırken, zarar olması durumunda tarafların koymuş oldukları sermaye oranında zarara katlanılmaktadır. Yani taraflar ortak oldukları girişimin getirisini aralarında yaptıkları anlaşmaya göre paylaşır; zararını da sermaye paylarıyla orantılı olarak şekilde üstlenirler. Bir taraf diğer tarafa ortaklıktaki sermaye payından daha fazla zarara katlanmasını şart koşamaz.

Günümüzde Türkiye’de faizsiz bankacılık alanında faaliyet gösteren müesseselerin neredeyse tamamı geliştirmiş oldukları finansman yöntemleri arasından en çok murabaha yöntemini kullanmakta ve ortaklık temeline dayanan müşâreke yöntemi çok fazla tercih konusu olmamaktadır. Bankaların kullanmış oldukları finansman araçları içerisinde müşâreke finansman yönteminin payı %2 gibi düşük bir oranda kalmaktadır.

Lebibe Nur Küçükarpacı

Paylaş

Yorumlar (0)
Yorum yapabilmek için lütfen üye girişi yapınız!

Gelişmelerden Haberdar Olun

@