İslami Finans ve Yeni Finansal Düzen

İslami Finans 17.07.2020, 02:46
İslami Finans ve Yeni Finansal Düzen

Mevcut küresel finans sistemindeki problemler, teknolojik gelişmeler ve İslami finans sistemi birlikteliğinde çözüme kavuşturulabilir.

Küresel ölçekte meydana gelen felaketler, bazı değişimleri de beraberinde getirebilmektedir. Sözkonusu farklılıklar, kimi zaman felaketin etkilediği alanla sınırlı kalabilirken kimi zaman da “paradigma kayması” şeklinde bir değişimi tetikleyebilmektedir. Yani bahsi geçen bu felaketler; siyaset, ekonomi ve sağlık gibi toplumsal yaşamın idamesi için gerekli olan alanlarda büyük çaplı değişimleri de gerekli kılabilmektedir. Yeni tip koronavirüs (COVID-19) salgını ise tıpkı II. Dünya Savaşı, İspanyol Gribi ve 11 Eylül saldırısı gibi geçmişte ciddi değişimlere neden olan olaylar gibi içinde bulunduğumuz yüzyıla damgasını vurmuş durumdadır. Öyle ki küreselleşme kavramını henüz sindirmeye (eksiklikleri ile birlikte) başlayan dünya ülkeleri, 2020’nin başından itibaren sadece yaşanan salgın felaketine odaklanmış durumdadır ve geleceğe ilişkin makro planlar yerine günü kurtarma çabası içerisine girmiştir. COVID-19 salgını; (sağlıkla ilgili olmasına rağmen) özellikle ekonomi, küresel ticaret, tedarik zinciri ve bankacılık gibi ekonomik işleyişin temel argümanlarını üç ay gibi bir sürede durma noktasına getirmiş, böylelikle küreselleşme kavramına yapılan tüm eleştirilerin haklılığını da kanıtlamıştır. Özellikle mevcut küresel finans sisteminin zayıflığı COVID-19 salgını ile tekrar gündeme gelmiş ve “yeni dünya düzeni” kavramı yeniden tartışılmaya başlanmıştır.

Yeni Dünya düzeni kavramı, finansal sistemi önceliyor mu?

1990’lı yıllarda insanlığın hizmetine sunulan internet teknolojisi ile başlayan, 2000’li yılların başında ise ivme kazanan bilgi ve iletişim çağı, paradigmatik değişimin en büyük tetikleyici unsuru olmuştur. Uluslararası ticaret teknoloji ile kolaylaşmış, paranın dolaşımı dijital platformlar sayesinde hızını arttırmıştır. Bilgiye erişim maliyetleri azalmış, “doğru bilgi” kavramı öne çıkmıştır. Ülkeler ekonomik güç unsuru olarak bankacılık-finans sektörüne ağırlık vermiş; sektör, parasal gücün göstergesi konumuna gelmiştir. Küreselleşmenin getirdiği sorunlara karşı ileri sürülen “yeni dünya düzeni” kavramı; teknoloji, yönetim biçimleri, uluslararası ilişkiler ve uluslararası ticaret gibi farklı alanlarda değişimi-dönüşümü içerisinde betimleyen bir kavram olarak tanımlanabilmektedir. Kavramın öne çıkan yönü ise mevcut küresel finans sisteminin tümüyle değişmesini önermesidir. Faiz, krizler, gelir adaletsizliği ve borç yükü gibi eleştirilen konular bireylerin zihninde küresel finans sisteminin bir sonucu olarak konumlanmış durumdadır. 2007 yılı son çeyreğinde meydana gelen kriz (Subprime Mortgage), küresel finans sisteminin tüm argümanlarına yapılan eleştirileri haklı çıkarmıştır.

Yeni Dünya düzeninde ikinci dönem

Bilgi ve iletişim çağı, mevcut teknoloji ile meydana gelen tüm sorunlara çözüm aramaya başlamış ve 2015 yılından sonra AR-GE faaliyetlerine konu olan yeni alanlar karşımıza çıkmıştır. Özellikle üretim alanında seri bir ilerleme sağlayan Endüstri 1.0’dan Endüstri 5.0’a kadar makinelerde yapay zekâ uygulamaları geliştirilmiştir. Bu sayede makineler, öğrenebilir bir nitelik kazanmıştır. Nesnelere yüklenen internet (IoT) insan hayatını kolaylaştırmış ve bilginin en büyük zenginlik olduğu tartışılmaya başlanmıştır. Son olarak ikinci internet buluşu olarak adlandırılan Blokzincir teknolojisi hayatımıza girmiş ve “yeni dünya düzeni” kavramının temel unsuru olarak önemli bir konuma yükselmiştir. Blokzincir, diğer teknolojik gelişmelere oranla önermelerini daha fazla finans sistemi üzerine odaklamış ve merkezi otoriteleri finansal sistemin işleyişinin dışında tutarak mevcut sorunlara çözüm önerileri getirmiştir. Devlet olmadan para olabileceği, aracı olmadan finansal varlığın transfer edilebileceği, bilginin güvenle saklanabileceği, finansa katılımın-erişimin tüm insanlara açık gerçekleşebileceği ve şeffaf işlemlerin yapılabileceği gibi konular üzerine odaklanan Blokzincir, bu özellikleri sayesinde “yeni dünya düzeni” kavramının temel dayanaklarından biri olmuştur. Özellikle “yeni finansal sistem” kurgusu, Blokzincir ile birlikte anılmaya başlanmıştır. Aynı zamanda sistemin önerdiği konular, tüm yönleri ile yenilenmiş bir finansal sistemin altyapısı için kullanılmaya başlanmıştır.

İslami finans yeni finansal düzende çözüm sunabilir

Literatürde katılım finansı ve faizsiz finans olarak da adlandırılan İslami finans kavramı, ekonomi ve finans konularını İslami prensiplere göre işleyen bir sistem olarak tanımlanabilmektedir. İslami finansın kaynağı, Kur’an-ı Kerim’dir. İnsanı temel alan Kur’an-ı Kerim, tüm insani davranışların nasıl olması gerektiği üzerine emir ve yasaklar içermektedir. İslami finans, bireyin İslami prensipler ışığında yapması gereken ekonomik davranışları konu edinmektedir. Bu finans biçiminin temel prensiplerini ise ahlaki sorumluluk, insan odaklı uygulamalar, risk paylaşımını esas alan finansal işlemler, reel sektörü önceleyen finansal sistem, sebepsiz zenginleşme, şeffaf işlemler ve faizsiz bir ekonomik işleyiş olarak sıralamak mümkündür. Özetle mevcut küresel finans sistemindeki problemlerin, teknolojik gelişmeler ve İslami finans sistemi birlikteliğinde çözüme kavuşabileceği düşünülmektedir.

Yeni Finansal düzende teknoloji-İslami finans birlikteliği

İslami finans, mevcut yapısal sorunlara getirdiği çözüm önerileri ile dünyada giderek kabul görmektedir. Bu sistem, gündemimizdeki yeni finansal düzende müslüman olan ya da olmayan tüm bireylerin kabul edebileceği uygulamaları içerisinde barındırmaktadır. Üretim, istihdam, gelir adaleti, faizsiz ekonomi ve finansa katılımın arttırılması gibi makro sorunları insani bir çerçevede işleyen İslami finans, günümüzde yaklaşık 3 trilyon dolarlık bir büyüklüğe ulaşmıştır. Sistem, mevcut pazar payının küçüklüğüne rağmen sürdürülebilirliği sayesinde daha geniş kitlelerce kabul edilebilme potansiyeline sahiptir. Özellikle tanınırlık, finansal süreçlerin kolaylığı ve sürdürülebilirlik konularında kaydedilecek ilerlemeler, İslami finansın “yeni finansal sistemin” temel ekonomik anlayışı olmasını sağlayacaktır. İslami finans sisteminin teknoloji ile birlikteliği de yeni değildir. Burada kastedilen teknoloji; Blokzincir, yapay zekâ, derin öğrenme ve büyük veri uygulamalarıdır. Zira İslami finans sistemi mevcut teknolojiyi, özellikle bankacılık uygulamalarında yoğun bir şekilde kullanmaktadır. Temel çıkış noktasını ahlak üzerine oturtan İslami finans sistemi ile Blokzincir, yeni bir alan olarak karşımıza çıkmaktadır.

Blokzincir sistemi, işleyiş itibarıyla karmaşık sistem/süreçlerin hızlı ve güvenilir bir biçimde yapılmasını sağlayabilmektedir. Dünyada Blokzincir sistemi altyapısı kullanılarak oluşturulan akıllı kontratlar ile karmaşık süreçler hızlı ve verimli bir şekilde yapılmaya başlanmıştır. İslami finansal enstrümanların Blokzincir ile buluşmasının ilk sinyalini ise 2016 yılında İngiltere vermiştir. İngiltere’de düzenleyici kurum Financial Conduct Authority (FCA), İslami finans enstrümanlarına teknolojik çözümler getiren Yielders’e emlak piyasasına yönelik Blokzinciri altyapısı ile uygulama geliştirme izni vermiştir. Verilen bu izin, İslami prensipler doğrultusunda gerçekleştirilmek istenen emlak işlemlerindeki karmaşık sürecin basite indirgenmesi üzerine temellendirilmiştir. 2017 yılında ise İslami finans ve Blokzinciri teknolojisinin ortak kullanımı pek çok firma tarafından anlaşılmıştır. Emirates İslami Bankası, karşılıksız çek ve çekte sahteciliğin Blokzincir teknolojisinin değiştirilemez ve güvenlikli yönü kullanılarak ortadan kaldırabileceğini ve bu konuda gerekli işlemlerin başladığını bildirmiştir. Birleşik Arap Emirliği (BAE) merkezli Al Hilal Bank, “akıllı blokzinciri İslami sukuk” uygulamasını ethereum tabanlı başlatan ilk banka olma özelliğini taşımaktadır. Şirket sözkonusu finansal teknolojik girişimiyle maliyet verimliliği, sağlam şeriat-uyumluluğu ve yeni fırsatların kilidini açmada Blokzincir sisteminin bir fırsat olarak görülebileceğini ifade etmiştir. Blokzincir ve akıllı sözleşme geliştirmeleri ile sınırlı kalmayan İslami finans ve Blokzinciri ortaklığı, “helal koin” olarak adlandırılan ve İslami prensiplere uygunluk sertifikası alan kripto para çalışmaları ile devam etmiştir.

Bilinen ilk İslami koin borsası olan “ADAP Solution FZE”, 2019 yılında müslümanlar ve dünya için bir kripto para birimi platformu oluşturarak kripto varlıkları İslam’ın ahlaki ve kültürel değerleriyle uyumlu hâle getirme amacıyla kurulmuştur. Geliştirilen yeni uygulamalar ve Blokzinciri teknolojisinin İslami finans sisteminde birlikte kullanımı sadece bankacılık ve finansal piyasa uygulamaları için değildir. Bu kullanımlar; kâr paylaşımı anlaşmaları, taraflar arasında şeffaf uygulamaların yapılabilmesi, yardım kuruluşları için toplanan fonların yoksul insanlara dağıtılma süreçleri için de hızlı ve verimli uygulamalar sunabilmektedir. Bahsi geçen uygulamaların artmasına bağlı olarak İslami finans sisteminin sürdürülebilir bir nitelik kazanacağı düşünülmektedir.

Hitit Üniversitesi Dr. Öğr. Üyesi Eyyüp Ensari Şahin

Yorumlar (0)
Yorum yapabilmek için lütfen üye girişi yapınız!

Gelişmelerden Haberdar Olun

@