Global IBOR ve TLREF’e Geçiş Süreci

Katılım Endeksi 05.11.2020, 02:31
Global IBOR ve TLREF’e Geçiş Süreci

Ülkemizde global IBOR’ uyum süreçlerinin sağlıklı bir zeminde ilerleyebilmesi amacıyla Ulusal Çalışma Komitesi oluşturulmuştur.

İngiltere FCA’nın (Mali Tutum Otoritesi), referans oran LIBOR’un (London Interbank Offered Rate) 2021 sonundan itibaren kullanılmayacağını bildirmesiyle, tüm finansal kuruluşlar ve firmaların alternatif referans oranına geçmeleri ihtiyacı doğmuştur. Küresel piyasalar, 1 Ocak 2022’den itibaren geçerli olması beklenen IBOR oranlarından alternatif risksiz oranlara (RFR) sorunsuz şekilde geçmek için önlemler almaktadır. Alternatif RFR’lerin başarılı şekilde benimsenmesi için düzenleyici kuruluşların, ticaret birliklerinin ve tüm piyasa katılımcılarının konunun odağı olması gerekmektedir. Sektör; alternatif RFR’leri referans alan ürünlerde yeterli likidite sağlamak için ticareti aktif olarak arttırarak, RFR çalışma grupları tarafından yayınlanan geçiş planlarını benimsemek için önemli adımlar atmaktadır.

Finansal kuruluşlar ve şirketler; IBOR’ların (Interbank Offered Rate) genel etkisiyle ilgili endişeleri göz önüne aldıklarında, geçiş faaliyetlerini denetlemek için açık yetkiler, tahsis edilmiş kaynaklar ve iyi tanımlanmış bir yönetişim yapısı ile IBOR geçiş programlarını daha hızlı seferber etmektedir. Finansal kuruluşlar ve şirketler, 2021’in sonunda IBOR’un kalıcı olarak durdurulmasının önemli risklerini ele almak için planlarını geliştirmektedir. Sözkonusu kuruluşlar, iç ve dış iletişim stratejilerini oluşturmaya büyük ölçüde odaklanmış durumdadır. Ayrıca farklı senaryolar ve piyasa koşulları altında; geçişin ekonomik etkisini ölçmek amacıyla IBOR bağlantılı ürünlere, sözleşmelere, iş süreçlerine, finansal modellere, verilere ve teknolojiye kurumsal çapta kapsamlı etki değerlendirmeleri de uygulanmaktadır. Bu şirketler, geçişe hazır olma konusunda öngörülen mevzuatsal incelemeler ve yenilikler için yapılan etki değerlendirmelerinin sonuçlarından yararlanmayı planlamaktadır.

Hukuk departmanlarından destek alınması gerekmektedir

Farklı bölgeler içerisinde yeni alternatif referans oranları oluşmakta ve sözkonusu oranlar, piyasadaki ürünleri etkilemektedir. IBOR oranlarının devre dışı kalmasının dönüşümünü düşündüğümüzde, organizasyonlar iki farklı oranın kullanılacağı bir piyasaya hazır olmalı ve planlarını bu doğrultuda yapmalıdır. Geçiş, müşterileri olumsuz yönde etkilemesi hâlinde itibari ve yasal risk için yüksek potansiyel oluşacaktır. Organizasyonların, bu riskin izlenmesine yardımcı olmak için IBOR geçiş programlarının bir parçası olarak hukuk departmanlarından gerekli desteği almaları gerekmektedir. Geçiş sürecini desteklemek adına alternatif referans oranlarını baz türev ürünlerinin piyasa adaptasyonu sağlanmalı ve likidite derinliği oluşturulmalıdır. Nakit ürünler için geçiş zamanlaması belirsiz olduğundan, organizasyonların riskten korunma politikalarını gözden geçirmeleri gerekmektedir.

Belirli para birimlerinde alternatif referans oranlarının tanımlanmaması, ilave belirsizlik oluşturmaktadır. Organizasyonlar, kendileri için en büyük etkiye sebep olacak para birimlerine yönelik geçiş çabalarına öncelik vermeli, ancak yine de tüm para birimlerini izlemeli ve geçişe hazırlanmalıdır. Tutarsız geçiş tarihleri, farklı para birimleri arası işlemler için karmaşa oluşturmaktadır. Organizasyonlar, uyumlu bir global geçiş için çaba sarf etmeye devam etmeli, ancak çapraz kur baz riskindeki artışa da hazır olmalı ve birden çok para birimine atıfta bulunan anlaşmalar/ürünlerle ilgili müşteri sorunlarına odaklanmaya devam etmelidir. Her bir alternatif referans oranı için kredi marjı üzerinde fikir birliğine varmak, piyasa gruplarının birincil odak noktası olduğundan, organizasyonlar kredi marjının nasıl hesaplanması gerektiğine dair çalışmalarda bulunmalıdır. Organizasyonlar, ayrıca farklı senaryolar altında bir etki analizi çalışmalı ve yeni ürünler ortaya çıktıkça fonlama maliyetlerini gözden geçirmeye başlamalıdır.

IBOR oranlarını referans alan modeller geliştirilmelidir

Nakit ürünler için geçişi kolaylaştırmak adına vade oranlarının gerekliliğine dair görüş bulunmaktadır. Organizasyonların, alternatif referans oranları için vade oranlarının gelişimini izlemek adına çalışma gruplarını takip etmeleri gerekmektedir. Mevcut oranların son bulma geçişini kolaylaştırmak için IBOR oranlarını referans alan eski sözleşmelerin, yeniden müzakere edilmesi gerekmektedir. Organizasyonlar, yeniden müzakere edilmesi gereken sözleşmeleri belirlemeli ve fallback tanımı konusunda fikir birliği sağlamak adına çalışma gruplarına aktif olarak katılmalıdır. Sistemler, süreç ve veriler IBOR oranlarını referans almaktadır. Yine organizasyonlar, IBOR oranlarını ve diğer gösterge oranların nerede saklandığını, kodlandığını ve/veya hangi süreçlerin temel bileşenleri olduğunu anlamak için sistem, süreç ve veriler hakkında kurumsal bazda değerlendirmeler yapmalıdır. Dolayısıyla IBOR oranlarını referans alan modellerin geliştirilmesi, belgelendirilmesi ve gözden geçirilmesi gerekecektir. Organizasyonlar, girdi olarak IBOR oranları kullanan ve/veya geçmiş IBOR verilerini bir parametre olarak kullanan tüm modellerinin envanterini çıkarmalı, bu modellerin güncellenmesi ve doğrulanması için planlamalar yapmalıdır.

Ülkemizde TLREF ve TLREF endeksi Haziran 2019 yılından itibaren yayımlanmakta olup, gerek TRLIBOR’dan (Türk Lirası Referans Faiz Oranı) TLREF’e (Türk Lirası Gecelik Referans Faiz Oranı) geçiş planlaması gerekse global IBOR’a geçiş süreçlerinin sağlıklı bir zeminde ilerleyebilmesi amacıyla Ulusal Çalışma Komitesi oluşturulmuş olup çalışmaların 1 Ocak 2022 tarihinde veya öncesinde nihayetlendirilmesi planlanmaktadır.

, Finansal Hizmetler Sektör Lideri, Sorumlu Ortak- Damla Harman

Yorumlar (0)
Yorum yapabilmek için lütfen üye girişi yapınız!

Gelişmelerden Haberdar Olun

@