Katılım Temelli Üretici Ve Tüketici Fiyat Endeksi

Katılım Endeksi 14.01.2021, 02:36 12.04.2021, 12:27
Katılım Temelli Üretici Ve Tüketici Fiyat Endeksi

Enflasyon, teknik tabiriyle mal ve hizmet fiyatlarının genel seviyesinde yaşanan sürekli artış olarak tanımlanır.

Sokaktaki herhangi bir insana “enflasyon nedir?” diye sorarsanız mutlaka vereceği bir cevap vardır. Çünkü enflasyonun doğurduğu sonuçların temas etmediği hiçbir kişi yoktur. Enflasyon galatımeşhur olduğu şekliyle “hayat pahalılığı” demek değildir. Enflasyonun da bir sonucu olmakla birlikte hayat pahalılığı, hane halkının satın alma gücünde görülen azalmayı ifade etmektedir. Eğer geliriniz enflasyon kadar veya onun üzerinde artıyorsa size özel olmak üzere bu pahalılığı hissetmeyebilirsiniz. Ama bu durum enflasyon kavramını tamamen ortadan kaldırmaya yetmez. Enflasyon, teknik tabiriyle mal ve hizmet fiyatlarının genel seviyesinde yaşanan sürekli artış olarak tanımlanır. Başka bir ifade ile sadece bazı malların fiyatlarının sürekli artması ya da tüm malların fiyatlarının bir seferlik artışı enflasyon olarak tanımlanmaz. Enflasyonun; stagflasyon, deflasyon, maliyet enflasyonu, talep enflasyonu, yapısal enflasyon, sürünen enflasyon, dörtnala enflasyon, hiperenflasyon gibi değişik türleri bulunmakla birlikte bunlar yazımızın konusu dışındadır.

Ekonomiler, enflasyona neden ihtiyaç duyar?

“Ekonomiler, enflasyon oranına neden ihtiyaç duyar ve bu oranı nerelerde kullanırlar?” Sorusunun cevabı oldukça uzundur. Öncelikle merkez bankaları, en önemli görevi olan fiyat istikrarını sağlamak ve sürdürmek için enflasyon oranını gösterge olarak alır. Çokça duyduğumuz “enflasyon hedeflemesi”, merkez bankalarının para politikalarını bir hedef enflasyon oranı etrafında belirleyip şekillendirdikleri yaklaşımı ifade eder. Hükûmetlerin yenilenen değerleme oranları da bu enflasyonu baz alır. Çalışan ve emekli ücretlerine yapılacak artışlar için enflasyon oranı kullanılır. Kira artışları, yıllık Üretici Fiyat Endeksi (ÜFE) ile Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) oranlarının ortalamasına bağlanır. Piyasa faizleri de enflasyon oranını yakından takip eder. Enflasyona endeksli finansal ürünlerin varlık sebebi bu sihirli orandır. Yabancı yatırımcılar, döviz kurunun yanında gidecekleri ülkenin enflasyon oranına bakarak elde edebilecekleri gerçek kârı tahmin etmeye çalışır. Bu listeyi daha da uzatmak mümkündür.

Enflasyona, katılım finansı açısından bakmak

Enflasyon oranının tespitine duyulan ihtiyaç konusuna katılım finansı açısından bakılacak olursa yukarıda sayılan nedenlere yenilerini eklememiz gerekecektir. Katılım finansı piyasasında, enflasyon oranına kadar olan vade farkının faiz olup olmadığı konusu uzun süre tartışılmıştır. Aksi yönde fıkhi görüşler olmakla birlikte borcun tahsilinde borç olarak verilen meblağın satın alma gücünün korunmasının esas olduğu görüşü ağırlık kazanmıştır. Konu üzerindeki tartışmalar hâlen devam etmekle beraber paranın satın alma gücündeki aşınmasını belirlemek adına kullanabileceğimiz resmî ve standart tek ölçüt, Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) hesapladığı enflasyon oranlarıdır.

Katılım finans sistematiği içerisinde fıkhi icazet verilen bir diğer uygulama da tahsili gecikmiş alacaklar için katılım finans kurumlarının gecikme süresi içerisinde tahakkuk edebilecekleri gerçek enflasyon farkıdır. Başka bir ifadeyle borç tutarındaki aşınma payının, borçludan tahsil edilebileceği kararıdır. Bu durumda yine TÜİK tarafından hesaplanan TÜFE veya ÜFE – TÜFE ortalaması baz alınmaktadır. Netice itibarıyla enflasyon oranı gerek geleneksel iktisat ve finansın gerekse katılım iktisadı ve finansının vazgeçilemez bir gösterge değeri hâline gelmiştir.

TÜİK enflasyonu nasıl hesaplanır?

TÜİK enflasyonu; ÜFE ve TÜFE olarak iki kategoride hesaplar. ÜFE, belirli bir zaman dilimi içerisinde yurt içinde üretilen ve satışa sunulan ürünlerin; üretim fiyatlarının, başka bir anlamda girdi fiyatlarının değişimini gösteren endekstir. ÜFE’nin madencilik, imalat ve enerji gibi sektör bazındaki alt kırılımları da hesaplanmaktadır. TÜFE ise hane halkının tüketimine yönelik mal ve hizmet fiyatlarında zaman içerisinde yaşanan değişimi ifade eder. TÜİK tarafından hesaplanan enflasyonda harcamalar, 12 ana grup ve 43 alt grup altında toplanmıştır. Her mal ve hizmetin sepet içerisinde bir ağırlığı vardır ve bu ağırlıklar yeni veriler ışığında TÜİK tarafından revize edilebilmektedir. Bu mal ve hizmet gruplarının fiyat değişimleri piyasa anket ve gözlemleri yoluyla aylık periyotta hesaplanmaktadır. Örneğin, TÜİK verilerine göre 2019 enflasyon sepeti, 418 madde ve 895 madde çeşidi için 4 bin 274 konut ve 28 bin 711 iş yerinden 544 bin 256 fiyat alınarak oluşturulmuştur.

Katılım temelli fiyat endeksi nedir?

Bilindiği gibi borsada işlem gören pay senetlerinde fıkhen yatırım yapılıp yapılamayacağını belirlemek üzere 2012 yılında Katılım Endeksi Ürünü geliştirilmiştir. Belirli kriterler çerçevesinde Danışma Kurulu tarafından güncellenen bu pay senetleri sepeti, katılım finans müşterilerinin yatırımlarına yön vermektedir. Benzer amaca yönelik olarak faizsiz finans ekosisteminde bazı hesaplamalarda kullanılmak üzere Katılım Tüketici Fiyat Endeksi ve Katılım Üretici Fiyat Endekslerinin de hesaplanmasının yenilikçi bir adım olacağı kanaatindeyiz. Bu endekslerin hesaplanmasında yine TÜİK’in anket verileri kullanılacaktır; fakat fıkhen üretimi ve tüketimi caiz olmayan mal ve hizmet kalemlerinin endeks dışında tutulması gerekecektir. Örneğin, mevcut TÜFE sepetinde alkollü içkiler ve tütün yüzde 4.23, eğlence ve kültür yüzde 3.29, lokanta ve oteller yüzde 7.86 ağırlığa sahiptir. Bu kalemlerin içerisindeki caiz olmayan eğlence ve konaklama harcamalarının tespit edilip çıkarılması gerekecektir. Ayrıca, bazı mal ve hizmet kalemlerinin ağırlık katsayılarının da katılım finans bakış açısı, üretim ve tüketim tercihleri noktasında yeniden gözden geçirilmesi yerinde olacaktır. Faizsiz finans kuruluşları bu endeksi ilk aşamada sadece yukarıda ifade edilen gecikmiş alacaklara uygulayarak enflasyon farkının hesaplanmasını sağlayabilir. Bu tür bir uygulamanın belki de en büyük faydası, katılım finans müşterileri nezdinde faizsiz finans kurumlarının prensiplere bağlılık noktasındaki imajının pekiştirilmesi olacaktır.

Henüz ham bir öneri olarak ortaya attığımız bu konunun uygulanabilir bir hâle getirilmesi için elbette daha titiz, çok taraflı ve çok yönlü çalışılmaların yapılması gerekecektir.

Kuveyt Türk Katılım Bankası İdari Hizmetler Grup Müdürü Mustafa Dereci

Yorumlar (0)
Yorum yapabilmek için lütfen üye girişi yapınız!

Gelişmelerden Haberdar Olun

@