Katılım Finans Sektörü

Katılım Finans Sistemi 12.04.2021, 01:07 03.05.2021, 12:32
Katılım Finans Sektörü

Finans; fon ihtiyacının karşılanması ve temin edilen fonların etkin şekilde kullanılmasını içerir, başka bir ifade ile ekonomik kaynakların yönetimidir. Katılım finans sektörü ise bu fon ihtiyacının faizsizlik ilkeleri çerçevesinde temini ve elde edilen fonların yine faizsizlik ilkeleri çerçevesinde kullanımı faaliyetlerini içerir.

Katılım finans sektörü faaliyetleri Türkiye’de sosyal ve ekonomik şartlar sonucu bir ihtiyaç olarak doğmuş ve 1980’lerden Bankacılık Kanunu’nda yer bulacağı 2005 yılına kadar özel finans kurumları adıyla sürdürülmüştür. Katılım finans sektörü 5441 sayılı Bankacılık kanunu ile birlikte Katılım Bankacılığı faaliyetlerine ilişkin yasal alt yapı düzenlemelerinin tamamlanması sonucunda günümüzde özel ve kamu katılım bankalarının faaliyetleri ile Türk finans sektöründe sosyo-ekonomik anlamda bir boşluğu doldurarak faiz hassasiyeti sebebi ile banka sistemine dahil edilmeyen kaynakların ekonomiye kazandırılmasını, yastık altında tutulan tasarrufların yatırıma yönlendirilmesini, iktisadi kaynakların atıl durumdan çıkartılıp üretken yatırımlara dönüştürülmesini ve bu sayede sağlıklı işleyen bir ekonomi haline gelmesini sağlamaktadır.

Katılım bankaları güçlü ve üretken bir ekonomik yapı sunar

Katılım bankacılığının temelindeki “katılım” kavramı; fon toplarken ve finansman sağlarken faizsizlik prensipleri gereği paylaşıma dayalı bir yaklaşımı ifade eder. Bilindiği üzere İslam dininde faiz haram, ticaret helal kılınmıştır. Bu sebepledir ki toplumda bir kesim tasarruflarını yastık altında tutmakta, ziynet eşyası veya arazi yatırımlarına yönlendirmektedir. Bu durum ekonomik çarkların sağlıklı işlemesinde kaynakların atıl yatırımlara yönelmesi, üretkenliğin sekteye uğraması sebepleri ile sorun teşkil etmektedir. Bu sorun atıl kalan kaynakların banka sistemine dahil edilip ekonomiye kazandırılmasını engelleyen faiz sistemine bir alternatif getirilmesi ihtiyacını doğurur. Tasarruf sahipleri tasarruflarını faizden korumak için bankacılık sistemine dahil etmeyip katılım bankaları onlara paylaşıma dayalı kâr-zarar ortaklığı akdi ile tasarruflarını bankacılık sistemine dahil etme ve ekonomiye kazandırarak güçlü ve üretken bir ekonomik yapıya kavuşturma imkânı sunarlar.

Katılım bankaları faiz hassasiyeti olan tasarruf sahiplerinin de kâr elde etmelerini sağlar

Katılım kavramının paylaşıma dayalı bir yaklaşımı ifade ettiğini belirtmiştik, burada bahsi geçen paylaşım; olası kâr durumunda kârın, olası zarar durumunda ise zararın paylaşılması demektir. Başka bir ifade ile kâr-zarar ortaklığıdır.

Katılım bankaları tasarruf sahiplerinden fon toplarken faizsizlik prensipleri gereği toplanan bu fonları cari hesapta toplayıp danışma komitesi tarafından belirlenen faizsiz bankacılık enstrümanlarında değerlendirirken bu fonlardan getiri elde etmek isteyen hak sahiplerine ise katılma hesabı adı verilen kâr-zarar ortaklığına dayalı hesabı sunarlar. Toplanan bu fonların ticari faaliyetlerde kullanılmasıyla elde edilen kârın katılma hesabında oluşturulan kâr-zarar ortaklığı oranında paylaşılması esasıyla tasarruf sahiplerine atıl durumda kalan yastık altı birikimlerinin ekonomiye can katarak ülke ekonomisinin gelişmesine katkı sağlarken faiz hassasiyeti olan tasarruf sahiplerinin de birikimlerini değerlendirmelerini ve kâr elde etmelerini sağlar. Bunun yanında bu birikimlerin bankacılık sisteminin dışında kalmasının doğuracağı güvenlik risklerini de ortadan kaldıracağını göz ardı etmemek gerekmektedir.

Danışma komiteleri ilahiyat profesörlerinden oluşmaktadır ve toplanan fonların finansmanı sürecinde kullanılan yöntemlerin İslami ölçülerle faizsizlik ilkesine uygunluğunu tasdik edip onaylarlar, bu onay sürecinden geçen her faaliyet ve tüm bu süreçler bankacılık kanunu gereği denetlemeye tabidir. Katılım bankalarında biriken fonlar tüm bankalarda olduğu gibi 150,000.00 Türk Lirası’na kadar Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu güvencesi altındadır.

Katılım finans sektöründe katılım bankalarını faiz sisteminden ayıran temel özellik ticarete dayalı bir sistem üzerine kurulmuş olması ve katılımcılarına vade sonunda faiz gibi garanti bir ücret ödemenin aksine kâr-zarar ortaklığı ile alınan fonun ticari faaliyetlerde kullanılarak elde edilecek kârın paylaşımının yanında vade sonunda katılımcının ortaklığa koyduğu fonun tamamını geri ödemeyi bile taahhüt etmemesidir. Başka bir şekilde ifade edecek olursak; katılımcı koyduğu paradan kâr elde edebileceği ve bu karın miktarının belli olmadığı gibi zarar da edebilir ve koyduğu miktardan daha azını da alabilir. Temelde bu fark ticaretin temelini oluşturan risk unsurunu içermesiyle katılım bankacılığını faiz hassasiyeti ile tasarruflarını bankacılık sistemine dahil etmekten kaçınan tasarruf sahiplerine sosyo-ekonomik olarak ihtiyaç duyulan alternatifi sunmaktadır. Yastık altı birikimlerin ekonomiye kazandırılması için bu sistemin sektör payının artarak devam etmesi kaçınılmazdır.

Katılım bankalarının fon toplama – finansman yöntemleri nelerdir?

Katılım bankalarının finansman sağlama yöntemleri alım-satıma ve alım-satımdan elde edilen kârın fon sahipleri ile paylaşılmasına dayalıdır. Peki bu ticari faaliyetler ve katılım bankalarının fon toplama – finansman yöntemleri nelerdir?

Katılım bankacılığı toplanan fonların sanayi ve ticarette kullanılarak elde edilen kârın veya oluşacak zararın paylaşılmasına dayalı bankacılık sistemidir, bunu detaylı şekilde anlatmaya çalıştık. Şimdi ise kullanılan ürünlere bakalım:

Fon Toplama Ürünleri

  • Katılma Hesabı
  • Cari Hesap

Yatırım Ürünleri

  • Yatırım Fonları
  • Kira Sertifikası (SUKUK)

Fon Kullandırma Yöntemleri

  • Murabaha: Peşin Alım - Vadeli Satım
  • İstisna: Eser Sözleşmesi
  • Finansal Kiralama: Leasing
  • Mudarebe: Sermaye - Emek Ortaklığı
  • Müşareke: Kar-Zarar Ortaklığı
  • Karz-ı Hasen: Güzel Borç
  • Selem: İleri vadede teslim etmek üzere satış

Katılım finans sektörü ekonomik kalkınmanın sağlanmasında büyük rol oynamaktadır

Tüm bu fon toplama ve fon kullandırma yöntemleri Danışma Kurulu onayından geçip kanun gereği denetimlere tabi faizsiz bankacılık prensipleri çerçevesinde gerçekleşen ekonomik ve ticari faaliyetleri kapsamaktadır. Katılım finans sektörü tasarruf sahiplerine sunmuş olduğu bu faizsiz ürünler ile fon toplayıp kâr payı dağıtarak atıl kalmış ekonomik kıymetlerin sisteme dahil edilip üretimin ve işlevselliğin artması ile ekonomik kalkınmanın sağlanmasında büyük rol oynamaktadır.

Katılım finans sektöründe yaşanan gelişmeler

Katılım finans sektörü payını arttırarak devam ettirmekte ve ekonomik kalkınma planları içerisinde her geçen gün kendine daha fazla yer bulmaktadır. Son dönemde yaşanan gelişmelere baktığımızda Cumhurbaşkanlığı Finans Ofisi’nde Cumhurbaşkanlığı’na bağlı Katılım Finans Daire Başkanlığı kurulmuştur.

Adnan Korkmaz

Yorumlar (0)
Yorum yapabilmek için lütfen üye girişi yapınız!

Gelişmelerden Haberdar Olun

@