Vadeli Al Peşin Sat

Mevzuat 08.02.2017, 01:40
Vadeli Al Peşin Sat

İslam Hukuku Uzmanı Doç.Dr. İshak Emin Aktepe

Allahuteâla faiz karşılığı borçlanmayı haram, ticaret yoluyla kâr ve finansman sağlamayı ise helal kılmıştır. Ticaret, mal sahibi olmak için yapılabileceği gibi malın bedeline sahip olmak için de yapılabilir. Örneğin bir daire, içinde oturmak üzere alınabileceği gibi daireyi satıp bedeline ulaşmak amacıyla da alınabilir. Piyasada alınıp satılan mallar, nihai alıcısına ulaşıncaya kadar bedeli elde edilmek üzere alınıp satılmaktadır. Ticaret, zor ve yavaş bir süreçle işleyebileceği gibi kolaylaştırılabilmesi de mümkündür. Hatta İslam hukukunda muamelelerin kolaylaştırılması asıldır. Bu bakımdan internet, borsa ve bankacılık sistemi gibi ticareti kolaylaştıran unsurlardan istifade etmek yasak değildir. Örneğin, bir malı bizzat üreticisini arayıp bularak almak caiz olduğu gibi günümüzde internet üzerinden siparişle almak da mümkündür. Ticarette asli taraflar yerine vekillerin muamelede bulunması da meşrudur. Buna göre alıcı ve satıcı bizzat muhatap olabilecekleri gibi vekiller aracılığıyla da ticari işlemde bulunabilirler. Ticarette bedellerin peşin olması asıldır. Bununla birlikte taksitli bedelle ticaret yapmak da yasaklanmamıştır. Yani taksitle daire, otomobil, makine ya da yiyecek almak meşrudur. Yine kirayı taksitle ödemek de yasak değildir. Ayrıca ticarette vade sebebiyle ortaya çıkan vade farkı da faiz sayılmamıştır. Yani bir malın peşin fiyatı ile vadeli fiyatı ya da bir malın peşin kirası ile vadeli kirası farklı olabilir. Buradan hareketle diyebiliriz ki ilkesel olarak bir malın peşin alınıp peşin satılması caiz olduğu gibi peşin alınıp vadeli satılması (murabaha) ya da vadeli alınıp peşin satılması (teverruk) da caizdir. Bu işlemin ulusal ya da uluslararası mal borsaları vasıtasıyla ve vekiller aracılığıyla icra edilmesi de sıhhatine zarar vermez.

İslam Âlimleri Teverruk İçin Ne Diyor?

Teverruk işlemi hakkında İslam âlimlerinin çoğunluğu olumlu görüş vermişlerdir. Bu konudaki değerlendirmeler şöyledir: Hanefi Âlim Ebu Yusuf (ö. 182/798): “İne satışı (teverruku kastediyor) caizdir ve bunu yapmak sevaptır.” Şafii mezhebinin imamı Muhammed b. İdris eş-Şafii (ö. 204/819): “Birisi vadeli mal sattığında müşteri satılan malı teslim aldıktan sonra satın aldığı kişiye daha düşük bedelle satmasında beis yoktur.” Satın alınan bir malı bizzat satıcısına satmak dahi caiz ise başkasına satmak evveliyetle caiz olsa gerektir. Hanefi Âlim Kemalüddin b. Hümam (ö. 861/1456): “Bir kimse bir miktar borca ihtiyaç duyar. Ama kendisinden borç istediği kişi borç vermekten imtina eder. Buna mukabil peşin on lira değerindeki bir varlığı ona vadeli on beş liraya satar. Borçlanmak isteyen kişi bunu satın aldıktan sonra pazarda on liraya peşin satar. Bu işlemde hiçbir beis yoktur. Çünkü vade mal bedelinin bir bölümüne karşılıktır. Borç vermek de her zaman vacip değildir; bilakis menduptur.” Hanbeli Âlim Alauddin elMerdavi (ö. 885/1480): “Bir insan paraya ihtiyaç duysa da yüz liralık malı yüz elliye alsa caizdir. Bu husus kaynaklarda açıkça belirtilmiş, mezhep görüşü böyle teşekkül etmiş ve Hanbeli âlimler çoğunlukla bu görüşü yeğlemiştir.” Dünya İslam Birliği’ne bağlı İslam Fıkıh Akademisi (1998): “Bu teverruk satışı dinen caizdir ve âlimlerin çoğunluğu bunu kabul etmiştir. Çünkü alım satımlarda aslolan mübahlıktır. Allah Teâla şöyle buyurmuştur: “Allah alım satımı helal faizi haram kılmıştır” (Bakara, 275). Teverruk satışında faiz ne amaç olarak ne de görüntü olarak vardır. Borç ödemek, evlilik ya da başka bir sebeple bu tür bir muameleye yönelinmiştir.” AAOIFI Fıkıh Kurulu (2006) da şartlarına riayet edilmek kaydıyla ihtiyaç hallerinde teverruk işlemine başvurulmasını caiz görmüştür. Her ne kadar olumsuz görüşler de bulunmakla birlikte teverruk işleminin katılım bankaları vasıtasıyla organize emtia piyasaları kullanılarak vekâlet yöntemiyle yapılması kanaatimizce meşruiyetine zarar vermez. Çünkü katılım bankalarının ve emtia borsalarının devreye girmesi teverruk işlemini kolaylaştırmaktan başka bir işlev görmemektedir. Yukarıda da arz edildiği üzere ticaretin zor olması amaç değildir. Zira eskiden bizzat taşıma sistemiyle yapılan ticaret, bugün telefon, internet, kredi kartları, kargo şirketleri ve bankaların tavassutuyla daha modern, hızlı ve güvenli bir hal almıştır. Yine eskiden mal sahipleriyle doğrudan görüşmeler yapmak suretiyle gerçekleştirilen ortaklıklar bugün artık menkul kıymet borsaları vasıtasıyla hisse senetleri alınarak oldukça rahat ifa edilebilmektedir. Bu bakımdan ticareti kolaylaştıran unsurlardan istifade etmek haram olmadığına göre katılım bankalarının imkânlarından yararlanmak da meşru olsa gerektir. Netice itibariyle katılım bankaları vasıtasıyla teverruk işlemine başvurmak caizdir. Eğer ihtiyaç duyulan para bulunamadığı takdirde ihtiyaç sahibinin daha büyük zararlar görmesi muhtemel ise teverruk yapması yani katılım bankasından vadeli mal alıp organize piyasada peşin satarak nakde ulaşması öncelikle caiz sayılmalıdır.

Yorumlar (0)
Yorum yapabilmek için lütfen üye girişi yapınız!

Gelişmelerden Haberdar Olun

@