Yeşil Sukuk, Türkiye İçin Önemli Bı̇r Fırsat

Sukuk 12.05.2020, 03:04
Yeşil Sukuk, Türkiye İçin Önemli Bı̇r Fırsat

Türkiye’de yeşil sukuka ilişkin düzenlemelere başvurulmalı ve henüz gelişmekte olan yeşil sukuk fırsatı kaçırılmamalıdır

Yeşil çevre politikaları, son zamanlarda birçok ülkenin dikkatini çekmeye devam etmektedir. Bu açıdan pek çok devlet, çevreye duyarlı yenilenebilir enerji yatırımlarına hız vermektedir. Artan çevreye duyarlı yatırımları finanse etmek adına ise ilk olarak 2008’de Dünya Bankası, yeşil tahviller ihraç etmiştir. Daha sonra bu süreç, diğer ülke ve kuruluşların yeşil tahvil ihracı ile devam etmiştir. Yeşil tahvilin oluşturduğu altyapı ve tecrübeden istifade eden yeşil sukuk konusundaki çalışmalar ise 2012 yılında başlamıştır.
Yeşil sukuk temel olarak güneş enerjisi parkları, biyogaz tesisleri ve rüzgâr çiftlikleri gibi çevre dostu projeleri finanse eden aynı zamanda İslam hukukuna da uygun olan yatırım araçlarıdır. Bu anlamda yeşil sukuk ihracından elde edilen fonlar; güneş parkları, biyogaz tesisleri, rüzgâr enerjileri, enerji verimliliği, yenilenebilir iletim-altyapı, elektrikli taşıtlar, altyapı ve hafif raylı sistemler gibi projelerde kullanılmaktadır. Aynı zamanda bu kullanım zorunludur. Yani bir başka deyişle elde edilen fonlar, yeşil projelerde kullanılmak zorundadır. İslami finans prensiplerine uygun olması gereken yeşil sukukun ihracı sırasında açık-şeffaf olunmalı ve ihracın hangi yeşil proje için yapılacağı da belirtilmelidir. Yeşil sukuk, birçok İslami model kullanılarak yapılandırılabilmektedir. Bunlar arasında; istisna, ijara ve muşaraka gibi modeller bulunabilmektedir. Örneğin ijara tabanlı yeşil sukukta, özel amaçlı kuruluş (SPV) tarafından belirli yeşil projeler satın alınmakta ve kaynak kuruluşa kiralanmaktadır. SPV’nin giderlerini düştükten sonra elde kalan getiriler ise sukuk yatırımcılarına ödenmektedir. Kaynak kuruluş, varlığı SPV’den almayı taahhüt etmektedir. Satın alma fiyatı da sukukların toplam nominal değeri ve arta kalan ödenmemiş periyodik kârlardan oluşmaktadır.

YATIRIMCI TABANI OLDUKÇA GENIŞ

Bir yandan İslami yatırımcılara diğer yandan geleneksel yatırımcılara hitap eden yeşil sukuk, bunun yanında çevreye duyarlı geleneksel ve İslami yatırımcılar için de yatırım imkânı sunmaktadır. Bu anlamda yeşil sukuk, oldukça geniş bir yatırımcı tabanına hitap etmektedir. Yeşil sukuka ilişkin gerek küresel ölçekte gerekse de belirli ülkelerde çeşitli gelişmeler kaydedilmiştir. Yeşil tahvilin oluşturduğu tecrübeden yararlanan yeşil sukuka ilişkin çalışmalar, ancak 2012’de başlamıştır. Bu anlamda yeşil sukuk çalışma grubu, 2012’de yeşil sukuk kavramına olanak tanımak için “iklim tahvili girişimi”ni başlatmıştır. 2012’de bazı başarısız ihraç girişimlerinin ardından, 2014’de Malezya Menkul Kıymet Komisyonu (SC) sukuk rehberini güncellemiş ve sosyal yönden sorumlu (SRI) sukuk ihracı için çeşitli koşullar belirlenmiştir. Bu kapsamda SRI sukuk, yeşil sukuku da kapsayacak şekilde düzenlenmiştir. Bahsi geçen gelişmelerin ardından Dünya Bankası gibi önemli kuruluşlar, yeşil sukuka ilişkin çeşitli araştırmalar yapmıştır. Tüm bu çabaların sonucunda Temmuz 2017’de Malezya’da Tadau Energy tarafından 58 milyon dolar tutarında ve 2-16 yıl vadeli ilk yeşil sukuk güneş fotovoltaik kuruluşunun yapımı için ihraç gerçekleştirilmiştir. Bu gelişmenin ardından Malezya başta olmak üzere çeşitli ülkelerde de ilk ihraçlar başlamıştır.

YEŞIL SUKUKUN AVANTAJLARI

Yeşil sukuka yönelik artan ilginin ardında, hiç şüphesiz yeşil sukukun sağladığı birtakım faydalar yatmaktadır. Örneğin yeşil sukuk, yeşil olmayan sukuk ile benzer risk/getiriye sahiptir ve yatırımcı direkt yeşil projenin riskine maruz değildir. Devamında yeşil sukuk, rekabetçi fiyatlandırmaya sahiptir ve geleneksel finansman ile kapatılamayacak fon açığını kapatma noktasında önemli bir potansiyeli bünyesinde barındırmaktadır. Daha geniş yatırımcı havuzuna da ulaşmayı sağlayan yeşil sukuktaki yeşil güven belgeleri, sukuk ihraç eden kuruluştan değil finanse edilen varlıktan kaynaklanmaktadır. Bu da yeşil varlık havuzu bulunan herhangi bir kuruluşun yeşil güven belgesine sahip olması gerekmeksizin sukuk ihraç edebileceği anlamına gelmektedir. Öte yandan yeşil sukuk İslam’daki çevre koruması ile ilgili öğretilere uyum göstermekte, yatırım tercihlerinde çevrenin korunması gibi şer’i ihtiyaçları karşılamaktadır. Son olarak yeşil sukuk, sermaye piyasasında ticareti yapılabilen (işlem görebilen) bir enstrümandır. Bu nedenle de yeşil sukukun transferi ve satış potansiyeli oldukça yüksektir.

Yeşil sukuk son yıllarda önemli bir gelişme gösterse de bu gelişimin önünde bazı problemler bulunmaktadır. Bunlardan ilki sukuk uygulamalarında standartlaşmanın olmaması ve yasal problemlerdir. Ardından yeşil sukukun performans ölçümü için gerekli standart ve onay sistemi de henüz yoktur. Ayrıca yeşil sukuk yüksek risk profiline sahip olabilmektedir. Çünkü birçok çevre dostu proje, yeşil teknolojilerin yapım ve işletiminden dolayı hayli sofistike yeni bir teknoloji içermektedir. Bunun yanında sukuk fonlarının; ekonomik değeri olan, kabul edilebilir ve belirli yeşil standartları karşılayan projelere kullanılacağı yönünde yatırımcı iknası oldukça zordur. Üstelik yeşil sukukun ikincil piyasası da küçüktür. Bunun temel nedeni, sukuku elinde tutan yatırımcının az sayıda olması ve diğer kurumsal yatırımcıların likidite isteklerini karşılayabilecek yeterli ikincil piyasa beklentisidir. Sözkonusu problemlerin; yeşil sukuk standartlarının oluşturulması, bu sukuk biçiminin piyasa oyuncularına kanıtlanması adına gösterge ihraçların gerçekleştirilmesi, kamunun destek vermesi ve çeşitli kuruluşların işbirliği yapmasıyla aşılabileceği düşünülmektedir.

Yeşil sukuk son yıllarda, çeşitli finansal kuruluşların yanı sıra firmalar ve kamu tarafından da ihraç edilmektedir. Güncel piyasa ise 80 milyar doları aşmış durumdadır. Nüfus artışının getireceği ilave altyapı ve enerji ihtiyacının (dünya nüfusunun 2044 yılında 9 milyara ulaşacağı beklenmektedir), yeşil yatırımların finansmanına olan talebin (Uluslararası Enerji Kuruluşu’na göre önümüzdeki 20 yılda iklim değişikliği ile savaşmak için gerekli fon miktarı 10 trilyon doları aşmaktadır), yatırımcı ilgisinin ve başta Malezya-Endonezya olmak üzere çeşitli ülkelerce sunulan devlet desteklerinin önümüzdeki yıllarda yeşil sukuk ihracını arttıracağı beklenmektedir.

TÜRKIYE’NIN YEŞIL SUKUK POTANSIYELI

Türkiye’nin yeşil sukuk potansiyeline bakmakta da fayda vardır. Zira yakın zamanda Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun 100’üncü yılı kutlanacaktır. Bu kapsamda ülkemizin -2023 yılına yönelik vizyonu dâhilinde- enerji üretiminde yenilenebilir enerji kaynakları payının yüzde 30’a yükseltilmesi hedeflenmektedir. Ayrıca 2016 yılında Yenilenebilir Enerji Kaynak Alanı (YEKA) modelinin uygulanmaya koyulması ve bu model ile Türkiye tarihindeki en büyük güneş enerjisi ihalesinin 20 Mart 2017’de gerçekleştirilmiş olması da Türkiye’de yenilenebilir enerjiye yönelik ilgi ve yatırım potansiyelini gözler önüne sermektedir. Diğer yandan PwC’ye göre ise Türkiye’nin 2023’e kadar 39 milyar dolarlık yenilenebilir enerji yatırımı yapması beklenmektedir. Tüm bunların yanı sıra Türkiye’de yeşil sukuk için herhangi bir çalışma ve altyapı henüz bulunmamaktadır.

Ancak hemen belirtmek gerekir ki Türkiye’de yeşil sukuka yönelik düzenlemelerin yanında sukuka ilişkin düzenlemeler de hayli yetersizdir. Nitekim Türkiye’de sadece beş tür sukuk ihracını mümkün kılan yasal düzenlemeler var iken vergisel düzenlemeler sadece ijara sukuka (sahipliğe dayalı sukuk) yani kira sertifikasına yöneliktir. Yeşil sukuka ilişkin ise henüz ortada herhangi bir düzenleme veya niyet yoktur.

DÜNYADA YEŞIL SUKUK IHRAÇLARI ARTIYOR

Dünyada ihracı hızla artan yeşil tahvillerden sonra yeşil sukuk ihraçları da -henüz yeni olmasına rağmen- artarak devam etmektedir. Türkiye’nin yeşil sukuk piyasasından pay alması ve yerel sukuk piyasasını -gerek ülkede bulunan kuruluş/ yönetimlerce gerekse ülke dışından çekilecek sukuk ihraçları ile- geliştirmesi için yeşil sukuka ilişkin yasal ve vergisel düzenlemelere gitmesi gerekmektedir.

Bu düzenleme ve teşvikler ise Malezya gibi ülkelerin verdiği değerde olmalıdır. Böylece Türkiye, uluslararası piyasada sukuk ihraç edebilecek ve bu noktada yatırım çekebilecektir. Ancak belirtmek gerekir ki yasal ve vergisel düzenlemeler ilk önce genel anlamda sukuk için gerçekleştirilmelidir. Örneğin diğer ülkelerle rekabet edecek düzeyde olmayan stopaj oranları indirilmelidir. Genel anlamda sukuka ilişkin yasal ve vergisel düzenlemelerin ardından, yeşil sukuka ilişkin düzenlemelere de başvurulmalı ve henüz gelişmekte olan yeşil sukuk fırsatı Türkiye tarafından kaçırılmamalıdır.

Osmaniye Korkut Ata Üniversitesi Dr. Öğr. Üyesi Mehmet Ela

Yorumlar (0)
Yorum yapabilmek için lütfen üye girişi yapınız!

Gelişmelerden Haberdar Olun

@