TÜRKİYE İçin Bir Giriş Kapısı: Endonezya
RCEP, Doğu’daki Türk işletmeleri için önemli fırsatlar sunma potansiyeline sahiptir.
Doğu Asya Bölgesi’ndeki ülkeler, serbest ticaret anlaşmaları (STA) vasıtasıyla aralarında gitgide gelişen ticari ve ekonomik ilişkilere sahipler. Güneydoğu Asya Ülkeleri Birliği (ASEAN); Çin Halk Cumhuriyeti (ACFTA), Kore Cumhuriyeti (AKFTA), Japonya (AJCEP), Hindistan (AIFTA) ile Avustralya ve Yeni Zelanda (AANZFTA) olmak üzere altı ortakla STA’lar imzalamıştır. Bunun dışında, taraflar arasındaki bağları genişletmek, derinleştirmek ve tarafların bölgenin ekonomik kalkınmasına katkısını artırmak için 16 katılımcı ülkenin liderleri, Bölgesel Kapsamlı Ekonomik Ortaklık’ı (RCEP) kurdular. RCEP, ekonomik bağları güçlendirerek, ticaret ve yatırımları geliştirme ve ayrıca taraflar arasındaki gelişme açığını en aza indirmeye katkıda bulunma amacıyla mevcut ASEAN+1 STA'ları üzerine inşa edilmiştir. Temelleri 8 Ağustos 1967'de Tayland’ın başkenti Bangkok’taki Dışişleri Bakanlığı binasının ana salonunda atılan ASEAN’ın, beş kurucu üyesinden biri de Endonezya’dır. Ülkenin başkenti Cakarta, birliğin merkezine de ev sahipliği yapmaktadır. 2021 Temmuz verilerine göre Endonezya’nın ASEAN ülkelerine ihracatı yaklaşık olarak 43 milyar dolar civarındadır. Aynı dönemde ASEAN ülkelerinden ithalatı ise yaklaşık olarak 37 milyar dolardır. Görüldüğü üzere ASEAN ülkeleriyle yapılan ticarette Endonezya kârlı bir durumdadır. Bu durum göz önüne alındığında RCEP’in sağladığı imkânların Endonezya için avantajlı olduğunu düşünmek mümkündür.
RCEP anlaşmasının 1 Ocak 2022 tarihinde yürürlüğe girdiğini düşünürsek, özellikle Çin’in üretim gücü ve çeşitliliğinin Endonezya’nın ihracatına zarar verme olasılığı akla geliyor. Fakat üretimde işçilik maliyetlerinin Çin’de artış göstermesi, Endonezya için bir avantaj olarak değerlendirilebilir. Ayrıca birçok gelişmiş ülkenin Çin’deki yatırımlarını ASEAN ülkelerine kaydırmaya başlaması Endonezya için olumlu bir etki yapabilir.
Özellikle RCEP üyesi ülkelerde yatırımı bulunan firma ve markalarımız aracılığı ile bir fayda beklemek mümkünse de henüz tüm RCEP ülkeleriyle kârlı STA’lar imzalanmadığı için kısa ve orta vadede Türkiye’nin ihracatını olumsuz şekilde etkilemesi mümkündür. Türk firmaları, yurtdışı yatırımlarını özellikle ASEAN ülkelerine kaydırırlarsa uzun vadede Türkiye, gümrüklerin sıfırlanmasından fayda sağlayabilir. Katılan 16 ülkenin dünya nüfusunun neredeyse yarısını oluşturduğu gerçeği göz önüne alındığında, küresel GSYİH'in yaklaşık yüzde 30'una ve dünya ihracatının dörtte birinden fazlasına katkıda bulunan RCEP, Doğu’daki Türk işletmeleri için önemli fırsatlar sunma potansiyeline sahiptir.
Türkiye, ASEAN’a üye değilse de 2010’da “ASEAN Dostluk ve İşbirliği Anlaşması’na (ASEAN / TAC) taraf olmuştur.
2017 tarihlerinde Manila’da düzenlenen 50’nci ASEAN Dışişleri Bakanları Toplantısı’nda Türkiye ile ASEAN arasında Sektörel Diyalog Ortaklığı (SDO) kurulması kararlaştırılmıştır. Bu bağlamda ekonomi, ticaret, uluslararası ilişkilerdeki değişiklik ve gelişmelere göre Türkiye hızlı pozisyon alabilmek için daha organize olmalı, özellikle devlet kurumları, iş dünyası, üniversite ve araştırma merkezleri ile eşgüdümlü çalışmalıdır. Endonezya, Türkiye için karşımızda duran bu büyük ve yeni dünyaya bir giriş kapısı olabilecek potansiyel ortaklardandır.
Endonezya’da 51 Türk sermayeli firma, Türkiye’de ise 19 Endonezya sermayeli şirket faaliyet göstermektedir. Türkiye'nin Endonezya'daki yatırımı toplam olarak 140,3 milyon dolardır. Ancak ithalat ve ihracat rakamlarına bakıldığında, iki ülke arasındaki ticarette Türkiye yeteri kadar performans gösterememektedir. TÜİK’in 2021 yılına ait on bir aylık raporuna göre, Türkiye’nin Endonezya’ya ihracatı 271 milyon dolarken Endonezya’nın Türkiye’ye yaptığı ihracat 1 milyar 669 milyon dolar seviyesindedir. Ana ihraç mallarımız; tütün mamulleri, buğday unu, bor mineralleri, halı-kilim, mermer, bazı makinalar iken Endonezya’dan ithalatımızda ise sentetik iplik, sentetik dokuma kumaş, doğal kauçuk, palm yağı, kâğıt ve kağıt hamuru, ayakkabı gibi mallardır.
2022 yılına geldiğimizde ise iki ülke arasında özellikle savunma sanayi kapsamındaki ticaret, artarak devam edecek gibi gözükmektedir. Bu yıl başında MT Kaplan Tankları ilk defa Endonezya’ya ihraç edilmiştir. Toplam 18 tankın bu yıl içinde teslim edileceği düşünülürse, Endonezya ile Türkiye arasındaki ticaretin daha da gelişeceğini öngörmek mümkündür. Ayrıca, Ağ Destekli Veri Entegre Savaş Yönetim Sistemi (ADVENT) gibi Türkiye tarafından geliştirilen sistemlerin de Endonezya’ya ihraç edildiğini ve basında çıkan haberlere göre; Endonezya’nın Türkiye’den Savaş Gemisi almak için görüşmelere başladığını göz önüne alırsak, savunma sanayi ürünlerinin Endonezya’da rağbet gördüğü söylenebilir. Bu ülkede yapılacak ortak savunma sanayi yatırımlarıyla, Türkiye’nin Endonezya üzerinden ASEAN ve RCEP ülkelerine daha fazla mal satması mümkündür.
En çok Müslüman nüfusun yaşadığı ülke olan Endonezya, katılım finans sektörü açısından da Türkiye için yeni bir pazar olabilir. Basında yer alan haberlere göre 2020 yılı İslami Finans Gelişim Göstergesi (IFDI) raporuna göre Endonezya, İslami Finans’ta gelişmişlik bakımından dünya ülkeleri arasında ikinci sırada yer almaktadır. İki ülke; tecrübelerini birleştirerek, bankacılık ve finans sektöründe de ortaklık yaparak yatırımcılarına yeni ufuklar açabilir.
Prof. Dr. A. Merthan Dündar
Ankara Üniversitesi Asya-Pasifik Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi (APAM) Müdürü