Hanehalkının BES'ten Çıkış Nedenlerinin Değerlendirilmesi

Ürün Geliştirme 09.02.2021, 00:52 21.04.2021, 22:57
Hanehalkının BES'ten  Çıkış Nedenlerinin Değerlendirilmesi

Bu yazıda, davranışsal iktisat/finans literatüründe yer alan “aşırı güven önyargısı (overconfidence bias)” kavramından hareketle, Türkiye Hanehalkı Finansal Algı ve Tutum Araştırması bulgularının ışığında, Türkiye’deki hanehalkının Bireysel Emeklilik Sistemi (BES) ve Otomatik Katılım Sistemi (OKS) sahipliği ve sistemden çıkış nedenlerinin değerlendirilmesi amaçlanmaktadır.

Türkiye Hanehalkı Finansal Algı ve Tutum Araştırması Hanehalkı Toplam evreninin yüzde 89’unu, GSYH’nın ise yüzde 92’sini Kapsamaktadır

Cumhurbaşkanlığı Finans Ofisi Başkanı Prof. Dr. Göksel Aşan’ın katılımlarıyla düzenlenen bir basın toplantısı aracılığıyla 2020 yılının Aralık ayında kamuoyuyla paylaşılan ve ülkemizde hanelerde yatırım konularında karar verenler ya da karara ortak olanlar arasında, mevcut finansal sistem hakkındaki algıları, yatırım tercihlerini ve bunları yönlendiren etmenleri, finansal sistem dışında tasarruf yapma eğilimlerini, yeni finansal ürünlere yönelik algı ve beklentileri saptamak temel amacıyla, Cumhurbaşkanlığı Finans Ofisi için Barem Pazar Araştırma ve Danışmanlık AR-GE merkezi tarafından 49 ilde 15041 kişiyle görüşülerek gerçekleştirilen “Türkiye Hanehalkı Finansal Algı ve Tutum Araştırması” sonucunda ulaşılan pek çok önemli bulgunun olduğu dikkat çekmektedir. Sözkonusu araştırma, temsil kabiliyeti açısından hanehalkı toplam evreninin %89’unu, GSYH’nın ise %92’sini kapsaması yönüyle üzerinde önemle durulması gereken son derece temel bir kaynak olarak karşımıza çıkmaktadır. Araştırma sonucunda ulaşılan bulguların, politika yapıcıların geliştirecekleri stratejilere ve alacakları kararlara girdi sağlaması da beklenmektedir.

Sözü edilen araştırmaya göre, görüşülen kişilerin kendi bireysel özelliklerini tanımlarken öncelikle uzun vadeli düşünme, parayla ilgili kararları uzun dönemli olarak alma ve iyi pazarlık yapma özelliklerini öne çıkardıkları, buna karşın risk alma eğilimlerinin ve yarından çok bugün için yaşama eğilimlerinin ise en az sahip olunan özellikler olarak ifade edildiği görülmektedir. Yine, araştırmaya katılan kişilerin hemen hemen yarısının bir yıldan daha uzun bir vadeyi referans alarak birikim planları yaptıkları görülmektedir.

“Kendi Paramı En İyi Ben Yönetirim” Anlayışı Bireysel Emeklilik Sistemi’nden Çıkış Nedenlerinin İlk Sırasında Yer Almaktadır

Araştırma bulguları, görüşülen kişilerin paylaştıkları uzun vadeli düşünme, parayla ilgili kararları uzun dönemli olarak alma ve ağırlıklı olarak geleceği düşünerek hareket etme özelliklerinin tersine bulgulara işaret etmektedir. Çünkü araştırma bulguları, görüşülen kişilerin sadece %11’inin mevcut durumda BES’e ve OKS’ye dâhil olduğunu ve BES’ten, OKS’den çıkan kişiler arasında ayrılma nedenlerinin ilk sırasında gelen unsurun %32 oranla “kendi paramı en iyi ben yönetirim” anlayışı olduğunu, göstermektedir. Yine %24 oranla “devlet katkısını az buluyorum” şeklindeki bir gerekçenin BES’ten ve OKS’den çıkan kişiler tarafından ifade edildiği görülmektedir. Kısaca, kişilerin para yönetimini en iyi kendilerinin yapacaklarına olan inançları ve sistemde var olan devlet katkısının yetersiz bulunması BES’ten ve OKS’den çıkış nedenlerinin yarıdan fazlasını oluşturmaktadır.

Aşırı Güven Önyargısı Hanehalkının Bireysel Emeklilik Sistemi’nden Çıkış Nedenlerini Açıklamakta Önemli Bir Faktördür

Bu sonuçların davranışsal iktisat/finans literatüründe yer alan “aşırı güven önyargısı (overconfidence bias)” kavramından faydalanılarak açıklanabileceği düşünülmektedir. Bireylerin, gerçekçi ve sağlam temellere dayanmaksızın kendi yeteneklerine, tecrübelerine ve bilgi seviyelerine gereğinden fazla güven duyup, riskleri göz ardı etmeleri şeklinde tanımlanabilecek olan “aşırı güven önyargısı (overconfidence bias)”, karar alma sürecinde etkili olan önemli bir faktör olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu çerçevede bir değerlendirme yapacak olursak; emeklilik döneminde kişilere görece daha iyi bir yaşam standardı sunulmasının amaçlandığı, 2003 yılının Ekim ayından bu yana faaliyette olan, 1 Ocak 2013 tarihinden itibaren katılımcılar tarafından ödenen katkı paylarının %25’i oranında devlet tarafından katılımcıların emeklilik hesaplarına katkı yapılması uygulamasının hayata geçirildiği, 1 Ocak 2017 tarihinden itibaren BES’te olduğu gibi pek çok avantajları olan OKS uygulamasının yürürlüğe girdiği, bireyler tarafından yapılan birikimlerin Sermaye Piyasası Kurulu’nca denetlenen portföy yönetim şirketleri tarafından emeklilik fonları kanalıyla uzun vadeli yatırıma yönlendirilerek profesyonel olarak yönetildiği ve doğru fon seçimi ile uzun vadede kayda değer reel getiri üreten Bireysel Emeklilik Sistemi’nden ve Otomatik Katılım Sistemi’nden ayrılma kararı alan kişilerin ayrılma gerekçesi olarak öne sürdükleri nedenlerin başında gelen “kendi paramı en iyi ben yönetirim” anlayışının “aşırı güven önyargısı (overconfidence bias)” durumunun varlığına işaret ettiği ve “aşırı güven önyargısının (overconfidence bias)”  bireylerin BES’den ve OKS’den ayrılma kararları üzerinde önemli bir rol oynadığı görülmektedir.

Öğr. Gör. Ramazan BAŞ

Kütahya Dumlupınar Üniversitesi Öğretim Elemanı

Yorumlar (0)
Yorum yapabilmek için lütfen üye girişi yapınız!

Gelişmelerden Haberdar Olun

@