27.07.2021, 12:45

Varlık Yönetim Şirketleri ve Potansiyel Fırsatlar

Varlık Yönetim Şirketleri, başta bankalar olmak üzere finans sektörünün gecikmiş alacaklarını satın alarak kurumların bilançolarını iyileştirmesine destek olur. Kurumları operasyonel yükten kurtarırken alacakların tahsili, varlıkların nakde çevrilmesi ve yeniden yapılandırılması gibi faaliyetleri yürütür. Türkiye’de bu alanda faaliyet gösteren şirketleri, Varlık Yönetim Şirketleri Derneği’nin çatısı altında buluşturuyoruz.  Derneğimizin temel amaçlarını Varlık Yönetim Şirketleri sektörünün gelişmesine ve işlemlerinin yaygınlaşmasına katkıda bulunmak, faaliyetlerinin uluslararası normlar ve genel kabul görmüş ilkeler doğrultusunda yürütülmesini temin etmek, mesleğin gelişmesini sağlamak ve hizmet kalitesini artırmak olarak sıralayabiliriz. Şu anda tüm üye şirketlerimiz Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’ndan (BDDK) aldıkları lisansla ve yine BDDK denetiminde faaliyet gösteriyorlar.

Varlık yönetim sektörü, yıllar içinde bankacılık sektörü ve ülke ekonomisindeki istikrarın sürdürülebilirliği için önemli bir rol üstlendi. Bugün itibarıyla sektör, satın aldığı 62,6 milyar TL anaparası olan tahsili gecikmiş alacaklar karşılığında finans sektörüne 5,3 milyar TL kaynak aktardı. Alacakları Varlık Yönetim Şirketlerine devredilen 3 milyondan fazla müşterinin, 1,2 milyonu finansal özgürlüklerine kavuşturuldu. Mevcut 2,1 milyon müşterimizin sorunlu alacaklarına çözüm oluşturmak üzere 2000’den fazla kişiye istihdam sağlamaya devam ediyoruz. Müşterilerimizin 1,9 milyonunu bireysel, yaklaşık 250 binini ticari müşteriler oluşturuyor.

Varlık Yönetim Şirketlerine tahsili gecikmiş alacak satışlarının başladığı 2008 yılından pandemi dönemine kadar geçen sürede, satış yapılan tahsili gecikmiş alacakların hacmi düzenli olarak artış gösterdi. Ancak pandemi döneminde sorunlu alacak takibine getirilen esneklikler ve oluşan ekonomik belirsizlik nedeniyle satış hacmindeki büyüme trendine ara verildi. Bu esnekliklerin 2021 yılında normale döneceğini ve bankaların daha sağlıklı bilançolar için sorunlu kredilerini satışa çıkaracaklarını öngörüyoruz. Bu yıl içerisinde 2019 yılı seviyesinde satış gerçekleşmesini bekliyoruz.

Fon ihtiyacının faizsizlik ilkeleri çerçevesinde karşılanmasını sağlayan katılım finans sektörü de temel olarak Varlık Yönetim Şirketleri gibi daha güçlü ve üretken bir ekonomik yapıyı amaçlıyor. Dolayısıyla, bizimle aynı amacı hedefleyen bir yapıyla iş birliği ve uyum içerisinde çalışabileceğimizi düşünüyoruz.

Mevcut sorunları fırsata çevirmek amacıyla, dünyanın önde gelen danışmanlık şirketi PwC ile topluma, ekonomiye ve ülkeye katkı sağlayacak, tüm paydaşların kazandığı yapıcı bir model geliştirdik. Dünyadaki iyi uygulamaları değerlendirerek oluşturduğumuz ve ekonomimiz için uygun olduğunu düşündüğümüz bu modelin hem katılım finans sektörü için fayda sağlayacağını, hem de varlık yönetimi ve katılım finans sektörleri arasında potansiyel iş birliği alanlarına vesile olacağını düşünüyoruz.

Modelimiz hem tahsili gecikmiş alacaklar ve yakın izlemedeki krediler için tahsilat ve rehabilitasyon seçenekleri sunuyor hem de özellikle yabancı yatırımcıların çok önem verdiği segment tercihlerine göre portföy bazında yatırım yapma olanağı sağlıyor. Katılım finans ekosisteminde oluşturulacak özel segment fonların, bilhassa faiz hassasiyeti bulunan, gerek yurt içi gerek yurt dışı potansiyel yatırımcılara alternatif seçenek sunarak ekonomimize çok olumlu katkı sağlayacağını düşünüyoruz. Model kapsamında önerilen fon yapısı hem giriş/çıkış esnekliği sağlıyor ve alacakları koruyor hem de bankaların farklı risk grubunda menkul kıymet ihraç edebilmesine, gecikmiş alacakları daha kolay ve zarara uğramadan elden çıkarmasına olanak tanıyor. Böylece bankalar kredi hacimlerini büyütmeye ve verimliliklerini artırmaya odaklanabiliyorlar. Takipteki alacaklar sorununun kapsayıcı bir şekilde çözülmesi, ekonomide önemli bir yere sahip KOBİ ve diğer küçük ticari işletmelerin faaliyetlerine devam edebilmesini sağlayacağı için bu durumun işsizlik oranlarına olumlu yansıyacağını öngörüyoruz. Bankaların bilançosundaki aktif (kredi) kalitesinin artması, sermayenin rahatlaması ve kredi verme iştahının artması, kredi arzındaki büyümeyi de tetikleyecektir. Artan kredi hacminin ve daha pozitif bir ekonomik durumun tetikleyeceği düşük maliyet oranları, kuruluşları daha fazla yatırım yapmaya teşvik edecektir. Yatırımların, üretimin ve tüketimin artması ise Gayrisafi Yurtiçi Hasıla (GSYİH) oranında büyüme anlamına geliyor. Ayrıca, takipteki alacakların çözümü ile yaratılan olumlu ekonomik atmosferin devletin vergi gelirlerinde de artışa yol açacağını, bunun da kamu yararına katkı sağlayacağını düşünüyoruz.

Varlık Yönetim Şirketleri Derneği Başkanı Sezin Ünlüdoğan

İçeriği Katılım Finans 25. sayısında görüntüleyebilirsiniz. (Varlık Yönetim Şirketleri ve Potansiyel Fırsatlar)

Yorumlar (0)
Yorum yapabilmek için lütfen üye girişi yapınız!

Gelişmelerden Haberdar Olun

@