KATILIM BANKALARININ GELECEKTE E-TİCARETTEKİ ROLÜ ARTACAK

Katılım bankalarımızın şu anda uyguladığı ve gelecekte geliştireceği yeni ürünlerle e-ticaret ve e-ihracatta rolü daha da artacak   Röportaj: Merve Kantarcı   Dünyanın dijitalleşmesi ve sosyal medyanın etkisiyle e-ticaret pazarı Türkiye’de...

06 Şubat 2018, 10:06
KATILIM BANKALARININ GELECEKTE  E-TİCARETTEKİ ROLÜ ARTACAK

Katılım bankalarımızın şu anda uyguladığı ve gelecekte geliştireceği yeni ürünlerle e-ticaret ve e-ihracatta rolü daha da artacak


 

Röportaj: Merve Kantarcı

 

Dünyanın dijitalleşmesi ve sosyal medyanın etkisiyle e-ticaret pazarı Türkiye’de her geçen gün büyüyor. Maliyet ve zaman tasarrufu, ticari evraklarda kolaylık, etkileşime açık olması ve takip kolaylığı sunması açısından markalar ve tüketiciler için de avantaj haline gelen e-ticareti, birçok yönüyle ele aldık. TOBB İGGK(İstanbul Genç Girişimciler Kurulu) Kurumsal ve Uluslararası İlişkiler Çalışma Grubu Başkanı Erdem Dereli ile Türkiye’de e-ticaretin geldiği noktayı ve sosyal medyanın buna etkisini konuştuk.

1. Öncelikle çalışmalarınız hakkında bilgi alabilir miyiz?

ARGECON şirketi yöneticisiyim. Şirket olarak uluslararası ve Türkiye’deki kuruluşlara farklı alanlarda hizmet vermekteyiz. Hizmet verdiğimiz kurumlara ticaret ve sanayinin hızlı bir şekilde dönüştüğü bu zamanlarda, geleceğe hazırlanmalarına yardımcı oluyoruz. Seneler önce Boğaziçi Üniversitesi Makine ve Teknoloji Kulübü Başkanıyken teknolojiye ve dijital dünyaya dair çalışmalarım hız kazandı. Yerel ve global düzeyde derinliği olan araştırmalar ve uygulamalar üzerine odaklandım. Şu anda ülkemizde ve diğer ülkelerde dijital dönüşümün en verimli ve sağlıklı şekilde gerçekleşebilmesi üzerine projeler yürütmekteyim ve E-Ticaret’te bu alanlardan biri. TOBB(Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği) E-Ticaret Meclisi, DEİK S.Arabistan, Portekiz, Norveç İş Konseyleri Asil Yürütme Kurulu Üyesiyim ve TOBB İGGK Kurumsal ve Uluslararası İlişkiler Çalışma Grubu başkanıyım.



2.Türkiye’de e-ticaret her geçen gün büyüyor. Sektörde binlerce girişimci var. Sizin bu anlamda çalışmalarınız ve girişimleriniz var mı? Kendinizi nerede görüyorsunuz?

Kapsayıcı ve sürdürülebilir bir büyümeyi e-ticaret ekosistemi içerisinde düşündüğümüz zaman, bir e-ticaret işleminin gerçekleşebilmesini sağlayan tüm paydaşların bu büyümeden kendilerine daha inovatif ve rekabetçi bir seviyeye yönelmeleri doğrultusunda fayda sağlayarak e-ticaret müşterisinin güven ve kalite algısını yukarılara taşımasını anlayabiliriz. Bizim de bu alanlarda çeşitli çalışmalarımız var. Hem B2C (business to consumer) hem de B2B(business to business) online marketplace (pazar yeri) üzerine çalışıyoruz. B2C’de alışılagelmişin dışında özel ürün veya özel hizmet sunan spesifik bir alana yönelik online pazar yerlerini genel olarak gündeme alıyoruz. Çalışmalarımızdan biri; tarım alanında tüm iş akışını dijitalleştirirken finansman, lojistik ve insan kaynağının en verimli şekilde kullanılmasını sağlayacak ve son olarak da nihai tüketicinin özellikle de şehirde yaşayan insanların tarım sektörüne güvenli ve kaliteli bir şekilde e-ticaret üzerinden giriş yapabilmesini sağlayacak bir sistem üzerine çalışmaktayız. Bununla birlikte daha çok vakit ayırdığımız çalışmalardan bir diğeri; B2B online pazar yerlerinin Türkiye’de öneminin daha iyi anlaşılması ve aslında burada e-ticaretten ziyade e-ihracata odaklanan bir vizyon oluşturmak. Böyle bir vizyonun ülkemizin ihracat hedeflerine ulaşmasında daha katma değerli bir bakış açısı olacağını düşünüyoruz. Bizi çok heyecanlandıran B2B pazar yeri modellerimizde gelmek istediğimiz nokta; lojistik, finansman ve kamu teşvikleri gibi hem ülkesel hem de bölgesel anlamda değişken ve farklı dinamikleri olan ama aynı zamanda ihracatın olmazsa olmazı olan bu önemli yapı taşlarını harmanlanması ve ‘’Uçtan Uca İhracat’’ hedefiyle ihracatçımızı ürününe daha iyi odaklandırarak dünya ile rekabet edebilmesini sağlamaktır. Bu hedeflerimizi gerçekleştirebilmek için hem yerel hem global düzeyde çeşitli kurumlarla iş birliği üzerine görüşmelerimiz sürüyor. Şu an global bir iş ortağımızla Avrupa’nın en iyi ihracat pazarlarını kapsayan bir B2B online pazar yerini Türkiye’ye getirmek üzere çalışmalar sürdürmekteyiz. Farklı bir alan olarak da katılım ekonomisi prensiplerine uygun bir şekilde iş akışlarının dijitalleşmesi üzerine çeşitli modeller çalışıyoruz. Bu alanda özellikle katılım bankalarının uyguladığı bir yöntem olan ‘’murabaha’’nın hem katılım ekonomisi prensiplerinin sınırları içerisinde kalarak hem de dijital olarak uygulanabileceğini, böylelikle katılım bankalarının iş akışlarını büyük ölçüde rahatlatacak bir sistem üzerine çalıştığımızı ve büyük yol aldığımızı söyleyebilirim. Gereken özen gösterilirse ve yenilikçi bakış açısı yansıtılırsa, katılım bankalarımızın şu anda uyguladığı ve gelecekte geliştireceği yeni ürünlerle e-ticaret ve e-ihracat kavramlarının en önemli paydaşlarından biri olan finansman kısmında etkili bir şekilde yer alabileceklerine inanıyorum. Bununla ilgili de çalışmalarımızı her geçen gün arttırıyoruz.

 

3. E-ticarette içerik, marka bilinirliği ve sürdürülebilirliği açısından büyük önem taşıyor. Bu anlamda Türkiye’deki markalar, sosyal medyayı etkili bir şekilde kullanıyor mu?

Dijitalin sınırları birçok kriterde eski alışkanlıkların yerini alan ve bunu yüzde 20, yüzde 30 gibi yıllık büyüme oranlarıyla başaran yapısı sayesinde her gün genişlemekte. We Are Social ve Hootsuite tarafından yayınlanan “Digital in 2017 Global Overview” raporu verilerine göre 2017 yılında Türkiye’de sosyal medya kullanımı 2016 yılına oranla yüzde 14’lük bir artış gösterdi. Dünya ortalaması da bu düzeyde. Toplumun alışkanlığının değiştiğini gösteren göstergelerden biri de Türkiye’de insanlar günde ortalama 2 saat televizyon başında vakit geçirirken artık sosyal medyada günde 3 saat vakit geçirmeye başlamıştır. Sosyal medyada harcanan zamanın önceki yıla göre artış istatistiği incelendiğinde, diğer dünya ülkelerinde bu oran Türkiye’ye kıyasla daha fazladır. Dolayısıyla, insanlar nasıl kendileri için sosyal medyada karakterler oluşturuyorsa markalar da tüzel karakterler oluşturmak durumundadır zira insanlar aynı ürünü yüzlerce farklı siteden alabilecekken kendi sosyal hayatı ile bağlantı kurabildiği markadan almayı tercih etmektedir.

 

Türkiye’de girişimcilik ve e-ticaret ekosistemini besleyecek kamu-özel sektör iş birliğinde politikalar ve düzenlemeler mevcut


 

4. Sosyal medyada markalara düşen görevler nelerdir?

Sosyal medyayı aktif kullanmakla etkin kullanmak arasında büyük farklar vardır. Markalar, bunun farkında olup sık paylaşımlarla gündemde kalmak ve aktif olmak yerine; daha fazla göze çarpan üreten paylaşımlarla büyük etkileşimler yaratarak etkin olmak hedefinde olmaları gerekmektedir. Elbette ki aktivite sayısını da yüksek tutmak gerekir. SocialBrandsTurkey’in 2017 Kasım ayında Türkiye’deki 23 bin markanın sosyal medya hesaplarını inceleyerek hazırladığı istatistik çalışmasında markaların sosyal medyada aylık 810 milyonluk bir etkileşim oluşturduğunu ifade ediyor. Aylık markalar tarafından yapılan 1,5 milyonluk içerik paylaşımı ile bu etkileşim, paylaşımların müşteriler tarafından önemsendiğini gösteriyor. Zira bir markanın paylaşımına beğeni, yorum, paylaşım, retweet yapılması o markanın müşterilerce kabul gördüğü anlamına geliyor. Ek olarak hashtagler ile Türkiye’de aylık yaklaşık 100 bin paylaşım ile 100 milyon civarı etkileşim yakalanmaktadır. Başarılı hashtag uygulayan markalar müşteriye ulaşmakta bin kat verim sağlamaktadır. Koç Holding A.Ş., Madame Coco, Filli Boya, Turkcell, Türk Hava Yolları ve Mercedes Benz’i sayfanın farklı ileti türlerinin aldığı etkileşim oranları, hashtag ve mention gibi kanala özel anahtar araçların kullanımı gibi birçok bileşenle Türkiye’de sosyal medyayı etkili kullanan markalar arasında gösterebiliriz.

 

5. E-ticaret sektörünün bu denli hızlı gelişmesini hangi etkenlere bağlıyorsunuz?

İç dinamikleriyle e-ticaret, sahip olduğu maliyet, zaman tasarrufu, pazarlama ölçeğinin genişlemesi, ticari evraklarda kolaylık, çoklu müşterilerle karşılıklı etkileşime açık olması, küresel düzeyde tercih imkânı sağlaması, şeffaflığı, yeni ürün ve hizmetlerin müşterilere takip kolaylığı sağlaması avantajları ile hızlı gelişime açıktır. Bu avantajların insanlar tarafından kullanılması için elbette ki bir zemine ihtiyaç vardır. Teknik anlamda bu zeminin oluşmasına en büyük katkıyı bilişim teknolojilerine yapılan yatırımlar sağlamıştır. İnternet, bilgisayar ve son 5 yılda akıllı telefonların yaygınlaşması ayrıca, şirketlerin ve ülkelerin bu alana yatırımlarını arttırmasıyla teknik anlamda e-ticaretin gelişiminin en temel dinamiği oluştu. Pratikte ise müşteri kitlelerini
e-ticarete kanalize eden şey küreselleşmedir. Sınırları ortadan kaldırması, mesafe fark etmeksizin etkileşimi mümkün kılması ve liberalizasyonu teşvik edici rekabetçi pazarın yaygınlaşmasına katkı sağlaması yönleriyle de küreselleşme, e-ticaretin bu denli hızlı gelişmesine katkı sağlayan diğer bir faktördür.

 

Müşterilerin büyük çoğunluğu alışveriş sitelerine sosyal medya linkinden ulaşıyor


 

6. E-ticaret sektöründe hizmet veren firmaların gelişim sürecinde, sosyal medyanın etkilerini değerlendirir misiniz?

İnternet kullananların tamamı ya da kabul edilebilecek çoğunluk, sosyal medya kullanmaktadır. Hedef kitlesi internet kullanıcıları olan e-ticaret firmalarının da bu durumda sosyal medyayı etkin kullanmaları bir zorunluluk olarak karşımıza çıkmaktadır. Firmalar, sosyal medya ile müşterisine sunduğu mesajı sayesinde az maliyetli ve kolay yoldan akılda yer edinebiliyor. Paylaşımlar sayesinde viral olarak düşük tanıtım masrafları ile reklam yapılabiliyor.



Türkiye’de e-ticaret sitesi üzerinden satış yapan birçok firma, sitelerine ulaşan müşterilerin büyük çoğunluğunun sosyal medya linklerinden ulaşım sağladığını ifade etmektedir. Ayrıca e-ticaret sitesi üzerinden değil de, Facebook Messenger üzerinden sitedeki ürünleri görevli ile iletişime geçerek satın almak isteyen müşteriler de e-ticaret siteleri için önemli bir kitle konumunda. Sosyal medyadaki aktivitesi ile markalar prestijlerini korumakta veya güçlendirmektedir.

 

7. Türkiye girişimcilik ve e-ticaret sistemine uygun bir ülke mi?

Özellikle Türkiye’de gelişen girişimcilik ekosistemi ve e-ticaret ekosisteminin birbirine pozitif etki yaptığını söyleyebiliriz. Bu iki ekosistemi de besleyecek kamu-özel sektör iş birliğinde politikalar ve yeni düzenlemeler oluşmaktadır. Özellikle iş dünyasının ticaret ve sanayide oluşturdukları gelenekleri, yenilikçi bir vizyonla girişimci geleceğe taşımaları için takipte ve aktif olmaları Türkiye ekonomisi açısından faydalı olacağını gösteriyor. Bu konularda, stratejik, teknolojik ve know –how desteği olarak her zaman iletişime açık olduğumuzu söylemek isterim.
Yorumlar (0)
Yorum yapabilmek için lütfen üye girişi yapınız!

Gelişmelerden Haberdar Olun

@