05.10.2021, 13:40

Etki Yatırımcılığında Türkiye İçin Fırsatlar

Etki Yatırımı Danışma Kurulu (EYDK) Başkanı Şafak Müderrisgil etki yatırımcılığını, Türkiye için oluşturduğu fırsatları ve İslami finans ile sinerjisini Katılım Finans
dergisi için kaleme aldı.

Etki yatırımları, finansal geri dönüş beklentisiyle birlikte her adımda pozitif, ölçülebilir ve şeffaf sosyal ve/veya çevresel etki oluşturmaya odaklanır. Pek çok varlık sınıfında uygulanabilen etki yatırımlarının üç temel adımı; sosyal ve/veya çevresel konulara çözüm bulma niyetinden, Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’na dayalı stratejik, etki odaklı maddi ve ayni katkıdan ve etki ölçümü ve yönetiminden oluşur. Etki yatırımlarının beş sacayağı, sermaye talep eden etki girişimcileri, etki girişimlerine arz edilen sermaye, etki sermayesi arz/talebine aracılık eden fon ile enstrümanlar, politika yapıcılığı ve ekosistemde kolaylaştırıcı rol üstlenen paydaşlardır. Konvansiyonel yatırımlarda sosyal ve çevresel alanlar genellikle tali bir rol üstlenebiliyor. Bu sebeple yatırımcıların bu alanlarda oluşturduğu etki ölçülmediği gibi kısa vadeli ve kısıtlı kalmaya da mahkûm oluyor. Hâlbuki etkiyi yatırımların kalbine yerleştirmek, çağdaş ekonomiye ve sunduğu imkânlara kapıları açmakla kalmıyor, aynı zamanda uzun vadeli ve geniş çaplı bir etki oluşturulmasını sağlıyor. IFC, 2020 küresel etki yatırımı raporunu yakın zamanda yayımladı. Rapor kapsamında, etki niyetiyle ya da etki ölçümü ve yönetimiyle hayata geçirilen yatırımların kümülatif büyüklüğünün 2,3 trilyon dolara ulaştığı ortaya koyuluyor. 2020, aynı zamanda yeni etki yatırımlarında gelişmekte olan ülkelerin gelişmiş ülkeleri geride bıraktığı ilk yıl olma özelliğini de taşıyor.

EYDK; piyasa, politika, bilgi ve iletişim geliştirme alanlarında rol alacak ve ülkemizi küresel etki yatırımı ekosisteminde temsil eden milli bir platform olarak konumlanacak

TÜRKIYE VE ETKI YATIRIMI

Etki yatırımı alanında Nisan 2019’dan beri ülkemizde de ciddi bir mesafe kat edildi. Türkiye’de Etki Yatırımı Ekosistemi raporu, UNDP ve T.C. Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi ortaklığında Kasım 2019’da yayımlandı. Raporda öne çıkan beş etki alanı, yenilenebilir enerji, finansal kapsayıcılık, sağlık teknolojileri, sığınmacıların geçim kaynakları ve kadınların güçlendirilmesi oldu. UNDP’nin daha detaylı içgörüler sağlayan devam raporu SKA Türkiye Yatırımcı Haritası da Mart 2021’de lanse edildi. 11. Boğaziçi Zirvesi’nde gerçekleşen lansmana, Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan da video mesaj yöntemiyle katılarak Türkiye’nin etki yatırımlarına verdiği desteği bir kez daha yineledi. Nisan 2021 itibarıyla da Etki Yatırımı Danışma Kurulu (EYDK) kuruldu ve etki yatırımını ülkemizde ana akım bir yatırım modeli haline getirmek için kamu, özel ve üçüncü sektörlerden bir araya gelen 30 lider üye kurumuyla birlikte çalışmalarına başladı. EYDK’nın Kurucu Sponsorları, T.C. Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi, Türkiye Kalkınma ve Yatırım Bankası, Etkiyap, UNDP Türkiye, UNDP IICPSD ve Bilişim Vadisi’nden oluşuyor. EYDK; piyasa, politika, bilgi ve iletişim geliştirme alanlarında rol alacak ve ülkemizi küresel etki yatırımı ekosisteminde temsil eden milli bir platform olarak konumlanacak.

İSLAMI FINANS VE ETKI YATIRIMI

İslami finansın ve etki yatırımcılığının temel ilkeleri arasındaki uyum, bu iki yükselen değerin kesişim noktasında daha kapsamlı değer yaratma şansı sunuyor. Sürdürülebilir sukuk ihraçlarında atılan ümit verici adımlar, aradaki uyum açısından sadece buzdağının görünen kısmını oluşturuyor. SKA Türkiye Yatırımcı Haritası raporundan örnek vermek gerekirse, lisanslı depoların erişilebilirliğinin artırılmasından kısaca bahsedilebilir. Raporda önceliklendirilen 27 alandan birisi olarak, gıda güvenliği açısından büyük önem arz etmektedir. Zira hasat ve depolama süreci boyunca yunca yaşanan kayıplar hem küçük ölçekli çiftçilere hem de dar gelirli tüketicilere zarar vermektedir.

Sosyal Etki Bonoları da İslami finansı etki yatırımı ekosistemine dâhil etmek için önemli bir enstrüman olabilir

Türkiye’de her yıl 26 milyon tondan fazla gıda kaybı ve israfı yaşanıyor ve bu ekonomik ve toplumsal olduğu kadar ekolojik de bir kayıp. Bu alandaki projelerin, yüzde 20 oranında iç kârlılık yakalayabileceği tahmin edilmektedir. Lisanslı depo yatırımları, 11. Kalkınma Planı’nda da kendilerine yer bulmuştur ve geliştirilmeye çok açık olmakla birlikte çeşitli kira, lojistik ile nakliye destekleri de hâlihazırda sunulmaktadır. İslami finansın, sermayenin faiz yerine, emek ve ticarete dayalı somut faaliyetlerin kar ve zarar ortaklıklarında değerlendirilmesi prensibi, bunun gibi pek çok etki yatırımı fırsatıyla örtüşmektedir. Kesişim noktasındaki yatırım alanları kadar fonlar ve finansal enstrümanlar da önem arz etmektedir. Özel sermaye şirketleri ile girişim sermayesi fonları, etki sermayesinin arzı ve talebi arasında bir köprü görevi gördükleri, IFC’nin raporunda da gelişmekte olan ülkelerdeki hacmin yarısını oluşturdukları için önemlidir. 1,6 milyarlık İslam coğrafyasından ve 2 trilyon doları aşan İslami finansal varlıklardan alacağı güçle ülkemizde İslami etki fonlarının kurulması, Türkiye’nin kalkınması ve rekabetten ayrışması için bir fırsattır. Mart ayında İngiltere’de tarım ve yenilenebilir enerji alanlarındaki küçük işletmelere ve projelere yatırım yapacak bir İslami etki fonunun kurulduğu düşünülürse, bu fırsatı değerlendirmenin, İslami finans alanında büyük hedefleri olan ülkemiz açısından aciliyeti de anlaşılabilir. Sosyal Etki Bonoları da İslami finansı etki yatırımı ekosistemine dâhil etmek için önemli bir enstrüman olabilir. Böylece devletin çözüm aradığı, genç işsizliği ya da kadın istihdamı gibi sosyal sorunlar için ihraççı organizasyona performansa dayalı ödeme yaptığı, ihraççının da ilgili hizmet sağlayıcılarını proje süresince yatırımcılardan elde ettiği sermaye ile fonladığı, sonucunda kamunun, ihraççının, yatırımcıların ve hizmet sağlayıcılarının hep birlikte kazandığı bir model oluşturulabilir.

İçeriği Katılım Finans 27. sayısında görüntüleyebilirsiniz.  

Yorumlar (0)
Yorum yapabilmek için lütfen üye girişi yapınız!

Gelişmelerden Haberdar Olun

@