Katılım Bankacılığındaki Kurallar ve Uyum Yönetişimi
“Türkiye’de Katılım Bankacılığına Yönelik Standardizasyon Çalışmaları ve Katılım Bankacılığı İlkelerine Uyum Yönetişimi” konusu kaleme alan Dr. Ali Öztürk, katılım bankacılığını farklı iki konu üzerinden değerlendirdi.
Modern anlamda İslami ya da dünyada bilinen diğer adıyla faizsiz bankacılık, ilk ortaya çıktığı 1960’lı yıllardan bugüne önemli değişimler geçirmiş; finansal bilgi ve tecrübenin artmasına ve sektörün büyümesine paralel gittikçe gelişerek daha kurumsal bir yapı kazanmıştır. İslami bankacılığa ilişkin standardizasyon çalışmaları ve İslami finans ilkelerine uyum yönetişim yapısının zamanla gelişerek kurumsallaşması da bahsedilen değişimin bir parçasını oluşturmuştur. Başlangıçta bankaların kendi istekleriyle belirli kişilerden veya kuruldan danışmanlık almaları, yine kendi iç bünyelerinde oluşturduğu isteğe bağlı denetimden oluşan İslami finans ilkelerine uyum yönetişimi, birçok ülkede mevcut yapıların gözden geçirilip gerekli yasal düzenlemelerin yapılmasıyla zorunlu hale gelmiştir.
Katılım Bankacılığı İlkelerine Uyum Yönetişimi, Tüm Süreci Yapılandırdı
Türkiye’de de benzer bir süreç yaşanmıştır. Katılım bankalarının Özel Finans Kurumları adıyla faaliyete başladığı 1985’ten 2019’a kadar uyum yönetişimi, danışmanlar veya banka bünyesinde oluşturulan kurullarla yürütülmüştür. İstanbul’un bölgesel ve küresel bir finans merkezi haline getirilme stratejisine 2015’te katılım bankacılığının da dahil edilmesinden sonra belirlenen stratejiyi gerçekleştirmeye yönelik politika eylem adımlarından birini katılım finansın kurumsal ve hukuki alt yapısının geliştirilmesi oluşturmuş; Türkiye’deki düzenleyici otorite olan Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) söz konusu politikanın hayata geçirilmesine yönelik çalışmalar yürütürken; katılım bankacılığı ilkelerine uyum yönetişimini de gündemine alarak konuyla ilgili iki önemli düzenleme yapmıştır. Bunlardan biri merkezi bir danışma kurulunun oluşturulmasın yönelik karar alınması; diğeri Faizsiz Bankacılık İlke ve Standartlarına Uyuma İlişkin Tebliğ’in yayımlanmasıdır. Yapılan düzenlemelerle, kural koyucu ve denetleyici taraflar bakımından katılım bankacılığı ilkelerine uyum yönetişiminin tüm süreci yapılandırılmış, yeni yönetişim yapısının temel paydaşlarını; kamu otoriteleri yanında Danışma Kurulu, banka danışma komiteleri ve bankaların katılım bankacılığı uyum ve denetim birimleri oluşturmuştur.
Danışma Kurulu, katılım bankacılığı ilkelerini belirlemeye yönelik standartlar hazırlamak üzere 22.02.2018 tarihli BDDK Kurul kararı gereği Türkiye Katılım Bankaları Birliği (TKBB) nezdinde oluşturulmuş yedi üyeden müteşekkil üst bir heyettir. Türkiye’de katılım bankacılığına yönelik standardizasyon çalışmaları Danışma Kurulunun 2018 yılında oluşturulmasıyla başlamıştır. 2018 yılından bugüne; Pay Senedi, Teverruk, Murâbaha, Kefâlet ve Mudârebe Standardı olmak üzere toplam 5 standart yayımlanmıştır. Halihazırda kurulca üzerine çalışılan standartlardan Uygun Olmayan Gelirler ve Bunların Tasfiyesi Standardı yayım; Müşâreke Standardı müzakere aşamasındadır. Vekâlet ve Yatırım Vekâleti Standartları ise taslak olarak hazırlanmıştır.
“Danışma Kurulu Katılım Bankacılığında 85 Karar Aldı”
Kurul, ihtiyaca göre standartlar yanında bunların uygulamasına yönelik rehberler de hazırlamaktadır. Bu rehberlerde hemen her konuya yer verilerek çok daha detay hükümler ele alınmakta; bununla uygulamada tam bir birlikteliğin sağlanması amaçlanmaktadır. Pay Senedi Standardı’nın uygulaması bağlamında biri Katılım Finans İlkelerine Uygun Faaliyet Gösteren Şirketlerin Belirlenmesine, diğeri Katılım Finans İlkelerine Uygun Faaliyet Gösteren Şirketlerin Pay Senetlerine Ait Mahzurlu Kazançları Arındırmaya ilişkin iki rehber yayımlanmıştır. Kurul, ayrıca katılım bankacılığına ilişkin çeşitli konularda 85 karar almıştır.
Danışma Kurulunun hazırlamış olduğu standartlar, rehberler ve almış olduğu kararlar tüm katılım bankalarını ve kanunun katılım bankacılığı ürünlerini kullanmaya yetki verdiği kuruluşları bağlayıcıdır. Banka danışma komiteleri bunlara aykırı herhangi bir karar alamaz. Bankalar bunlara aykırı uygulama yapamaz.
Danışma komiteleri, bankaların kendi nezdinde oluşturmakla yükümlü olduğu heyeti ifade etmektedir. 14.09.2019 tarihinde yayımlanan Faizsiz Bankacılık İlke ve Standartlarına Uyuma İlişkin Tebliğ'le her katılım bankasının kendi nezdinde en az üç kişiden oluşan bir danışma komitesi oluşturması zorunlu tutulmuştur. Komitelerin temel görevi; banka içi düzenlemeleri, tüm ürün ve uygulamaları katılım bankacılığı standartlarına ve Danışma Kurulu kararlarına uyum çerçevesinde incelemek, değerlendirmek, onaylamak; Danışma Kurulunun standart veya kararının olmadığı konularda bankaya münhasır kararlar almaktır.
Uyum Faaliyeti ve Denetim
Faizsiz Bankacılık İlke ve Standartlarına Uyuma İlişkin Tebliğ, danışma komitesi oluşturma yanında bankaların, katılım bankacılığı açısından uyum ve denetim yapmasını da
zorunlu tutmaktadır. Uyum faaliyetinin amacı, bankanın gerçekleştirdiği veya gerçekleştirmeyi planladığı faaliyetlerin ve yeni işlemler ile ürünlerin faizsiz bankacılık ilke ve standartlarına ve danışma komitesi tarafından alınan kararlara uyumunun sağlanmasıdır. Denetim ise bankanın faaliyetlerinin ve işlemlerinin faizsiz bankacılık ilke ve standartları ile danışma komitesi kararlarına uygunluğunu denetler; aynı zamanda faizsiz bankacılık uyum faaliyetlerinin yeterliğini ve etkinliğini değerlendirir. Uyum faaliyeti; uyum kontrolleri ile görevli birim, personel veya bu amaçla teşkil edilen birim tarafından; denetim, iç denetim biriminde gerekli sertifikaya veya yetkinliğe sahip kişiler tarafından yerine getirilir. Uyum denetim kapsamında icra edilen çalışmalara ilişkin asgari üç ayda bir denetim komitesine rapor sunulur.
Katılım bankacılığında her kuruluşun, kurallarını kendine bağlı bir heyetle belirlemesi ve denetimini buna göre yapması bir yöntem olarak benimsenebilir. İçtihadın şahsiliği, bir içtihadın diğerini nakzedemeyeceği ilkesi açısından bakıldığında bu durum hem İslam hukukunun yapısına hem de farklı uygulamalara ve değişime daha açık olması itibariyle henüz kendi ekosistemini tam olarak oluşturamayan İslami bankacılığın gelişimine daha uygun kabul edilebilir. Nitekim dünyada pek çok ülkede bahsedilen yaklaşım benimsenmekte; merkezi kurullar olsa bile kuruluşlar faaliyetlerini kendi komitelerinden almış olduğu kararlar doğrultusunda yürütmektedir. Farklı görüş ve uygulamalar İslami finans için bir zenginlik kaynağı olsa da daha nesnel, güven duyulan ve denetlenebilir bir yapı oluşturabilmek için bütün kuruluşları bağlayıcı ortak kuralların belirlenmesinin önemi inkâr edilemez bir gerçektir.
İçtihadın Şahsiliği Kuruluşları Değil Görüş Sahibini İlgilendiren Bir Konudur
Fıkha uygunluk bakımından bir kuruluşun kendi oluşturduğu heyetin görüşlerini bağlayıcı kabul edip uygulamalarına esas almasıyla, sektörün veya kamu otoritesinin bir heyetin görüşlerini tüm kuruluşlar için bağlayıcı hale getirmesi arasında esaslı bir fark bulunmamaktadır. Çünkü içtihadın şahsiliği, kuruluşları değil görüş sahibini ilgilendiren bir husustur. Türkiye’de katılım bankacılığı yönetişim yapısında, bahsettiğimiz son yöntem benimsenerek katılım bankaları arasında uygulama birlikteliğinin sağlanması amaçlanmıştır. Halihazırda yayımlanan standart ve rehber sayısı her alanda tam bir uygulama birlikteliği sağlayacak düzeyde değildir. Ancak mevcut yönetişim yapısının devam etmesi durumunda, belirlenen hedefe ileri vadede büyük ölçüde ulaşılacağı muhakkaktır.