16.01.2023, 11:30

Kırsal Kalkınmada Tarıma Dayalı Üretı̇m ve Katılım Fı̇nansın Rolü

Bugün geldiğimiz noktada “Güçlü Türkiye” olarak, üretimiyle kendi kendine yetebilen, yeni projeler geliştiren ve bunları yaparken aynı zamanda sosyal yaşamından ödün vermeyen bir konumu hedefliyoruz.

Tüm dünyada köyden kente olan göç dalgası sebebiyle kırsal kesimdeki üretimin düşüşe geçmesi bir gerçeklikse de, tarımsal üretimin bir ülkenin en büyükgüçlerinden biri olduğunun farkında olarak bu alanda çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bugün Türkiye’deki nüfus dağılımı incelendiğinde 21 milyona yakın kırsal kesim nüfusunun olduğunu görüyoruz. Türkiye, 2.5 ila 3 milyon arasında değişen tarımsal işletmeye; 5 ile 5.5 milyon nüfus arasında değişen tarımsal istihdama ve beldeler dâhil 36 binden fazla köy yerleşimine sahip. Bu verilerin doğrultusunda tarım ve tarım dışı ekonomik faaliyetlerin çeşitlendirilmesi, aile çiftçiliğinin güçlenmesi, kırsal yerleşimlerin sosyal ve fiziki altyapısının geliştirilmesi ve yaşam kalitesinin iyileştirilmesi konularında yürütülen çalışmalar ülkemiz için son derece önem arz etmektedir. Kırsal bölgedeki kalkınmanın temelinde ise genel mahiyetiyle ekonominin canlanması, doğal kaynaklar ve çevrenin korunması konuları yer almaktadır. Bu bilinç ve farkındalıkla hareket ettiğimiz sürece 2023 yılı için varılacak hedefin, Türkiye’nin en yüksek üretim değerine sahip ilk 5 ülke arasında yer alması olduğunu söyleyebiliriz.Şüphesiz, hedefimize ulaşmak için günümüz teknolojilerini takip eden farklı tarım uygulamalarını ele alarak tarımın süreçlerini yeniden tanımlamalıyız. Zaten son yıllarda tarım teknolojilerinde oldukça başarılı çalışmalar sürmekte ve Türkiye de bu alanda gelişmeye devam etmektedir. Uygulanan teknolojik yatırımların da katkılarıyla Türkiye’de 1925 yılında 3.1 milyon hektar olan buğday ekim alanı 2000 yılında 9 milyon ha ile zirve yapmışken, 2022 yılında 7.1 milyon ha ekim alanı ile tüm zamanlardan daha fazla rekolte elde ederek iyi tarım ve başarılı çiftçilik kapasitesini ortaya koymuştur.

Tarım sektöründen elde edilen gelir, doğrudan ekonomik kalkınma üzerinde rol sahibidir. Bu nedenle tarım sektörünün doğru ve yerinde finansal yönetim modelleri ile desteklenmesi son derece mühimdir. Özellikle tarımsal üretimde sezonluk gelirler elde edilmesi, hasılatın dış etmenlere bağlı olarak risk altında olması anlamına geldiğinden tarım finansmanı, üreticiyi desteklemek hususunda hayati önem taşımaktadır.

Üreticinin gelir elde etmediği döneme ait, araç-gereç, yem, sulama, gübre gibi ödemeleri için de belirli bir kaynağa sahip olması gerekmektedir ve bu duruma binaen dış finansmanlara ihtiyaç duyulmaktadır. Gelişmiş ülkelerde bu ihtiyaçlar özel teşebbüsün öz kaynaklarından karşılanabilirken, gelişmekte olan ülkelerde çoğunlukla dış kaynak ihtiyacı doğmaktadır. Türkiye’de tarım finansmanında ön plana çıkan en önemli kurumların başında Türkiye Tarım Kredi Kooperatifleri gelmektedir. Türkiye Tarım Kredi Kooperatifleri sabit faizli kredilerle finansman ihtiyacını karşılayarak üreticiye destek olmaktadır. Ayrıca Tarım Kredi Kooperatifleri’nde kredilerin dışında, sözleşmeli üretim modelleriyle çiftçinin finansman ihtiyacına cevap verecek nitelikte çalışmalar sürdürülmektedir. Bu doğrultuda pazar talepleri planlanarak bölge birlikleri ve kooperatiflere iletilip, uygun çiftçilerle yapılan sözleşmeler çerçevesinde çiftçiden temin edilen ürün pazarla buluşturulmaktadır. Böylelikle üreticinin gücünü artıracak bir tarımsal ekonomi planlaması gerçekleştirilmektedir.

Katılım bankaları, temelde sahip olduğu faizsizlik prensibiyle, tarım sektöründe oluşturdukları finansman planlamaları doğrultusunda tarım üreticilerine büyük katkılar sunmaktadır. Katılım finans modelinde tarım bankacılığı özelinde “selem” kavramı ön plana çıkmaktadır. Selem, vadeli olarak teslimi kararlaştırılan standart bir malınpeşin bedelle satılması için kullanılan bir katılım finans ürünüdür. Bu finansman türünde hedeflenen, ürünün alıcısının fiyat artışlarına karşı kendisini korumasını sağlamak ve bu süreçte ürün satıcısının üretim boyunca ihtiyaç duyduğu nakit finansmanını karşılamaktır. 

Başlangıçta bir vade belirlenir ve anlaşmaya konu olan malların niteliği, çeşidi, miktarı gibi her türlü özelliği açık ve net biçimde sözleşme ile sabitlenir. Bu sözleşmesayesinde selem satıcısı, selem malını teslim edinceye kadar almış olduğu bedelleri ihtiyaçları doğrultusunda dilediği gibi kullanma imkânı bulur. Ayrıca selem satışı ilkesi, sözleşmeli tarım uygulaması ile kolaylıkla ve başarıyla uygulanabilen bir yöntem olarak genellikle tarım sektörüne yönelik kullanılan kârlı bir katılım finans yöntemidir.

Tarım sektörü yalnızca kendi alanını değil diğer pek çok alanı da ekonomik kalkınma yönünden besleyen bir sektör olması sebebiyle ülkelerin birincil odak noktası konumundadır. Bu türden zengin bir sektörün ekonomi döngüsünü büyütmeye ve sürekli kılmaya yarayacak tarım finansmanları büyüyen dünya nüfusu da hesaba katıldığında bugün çok daha büyük önem arz etmektedir. 

Abdullah Eriş

Erişler Gıda Sanayi ve Ticaret A.Ş. Yönetim Kurulu Üyesi

Yorumlar (0)
Yorum yapabilmek için lütfen üye girişi yapınız!

Gelişmelerden Haberdar Olun

@