Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın verimli Körfez ziyareti katılım finans ekosistemi için ne ifade ediyor?

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Körfez ülkelerini ziyareti yankılarını sürdürmeye devam ediyor. Katar, Suudi Arabistan ve BAE’ye yapılan ziyaretler sonucunda çok ciddi anlaşmalara imza atıldı. Türkiye bölgesel iş birliklerini geliştirirken, ülkeye Körfez’den gelebilecek ciddi yatırımların da kapısını aralamış oldu. BAE başta olmak üzere Körfez ülkelerinden Türkiye’ye kısa ve orta vadede 50 milyar dolardan fazla yatırım yapılacak. Türkiye’nin Körfez ülkelerinden alacağı yatırım ve ortaklık anlaşmaları için sistematik bir altyapısı bulunuyor. Sağlam temelleri olan bu altyapılardan biri hiç şüphesiz Katılım Finans Ekosistemi…

Bölgesel Ekonomi 21.07.2023, 13:30 21.07.2023, 13:52
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın verimli Körfez ziyareti katılım finans ekosistemi için ne ifade ediyor?

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Türkiye’den iş dünyası temsilcilerinin bulunduğu Körfez ülkelerine gerçekleştirdiği ziyaret sona erdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Körfez turunda; Suudi Arabistan, Katar ve BAE ile çeşitli anlaşmalara imza atıldı. Özellikle BAE ile yapılan 50.7 milyar dolarlık anlaşma kamuoyunda büyük yankı uyandırdı. BAE ile varılan mutabakat ile savunma sanayi, yenilenebilir enerji, finans, uzay endüstrisi gibi alanlarda güçlü iş birliği anlaşmaları imzalandı. BAE anlaşması sonrasında Borsa İstanbul’da işlem gören söz konusu sektörlerde yukarı yönlü hareketler yaşandı.

Türkiye’nin Körfez’den güçlü anlaşmalar ile dönmesindeki en önemli faktörlerden biri de Türkiye’deki Katılım Finans Ekosisteminin hali hazırda güçlü bir altyapıya sahip olması olarak değerlendiriliyor. Körfez ülkeleri gerçekleştirdikleri yatırımlar ve bunun değerlemesi gibi finansal süreçlerde İslami Finansal altyapının işlerliğine ve dinamiklerine özellikle dikkat ediyorlar. Türkiye bu konuda uzun yıllardır tecrübeli ve özellikle Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın teşvikleri ile Türkiye Katılım Bankaları Birliği (TKBB) öncülüğünde Katılım Finans Ekosistemi yıllar içinde sistematik olarak güçlenmeye devam ederken, finansal açıdan sektör büyüklüğü de genişlemeye devam ediyor.

EKONOMİK İLİŞKİLERE ZİYARETTEN ÖNCE DE YÜKSELME TRENDİNE GİRMİŞTİ

Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) verilerine göre, Türkiye'nin Suudi Arabistan'a ihracatı Ocak-Şubat döneminde geçen yılın aynı dönemine göre 32 kat artarak 11 milyon 209 bin dolardan, 367 milyon 363 bin dolara yükseldi.

Haziranda konuyla ilgili bir haber yayımlayan Bloomberg, Suudi Arabistan devlet petrol şirketi Saudi Aramco'nun Ankara'da 80 ayrı Türk yüklenici firmayla görüşmeler yaptığını ve bu görüşmelerde gelecek 5 yıl içinde yapılacak toplam 50 milyar dolar değerinde olası projeler üzerinde durulduğunu yazmıştı.

DEİK: ÖZEL SEKTÖR KÖRFEZ TURUNDAN 26 ANLAŞMAYLA DÖNDÜ

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın katılımı ve geniş bir heyetle Körfez turuna çıkan Türk iş dünyası, 3 ülkede 26 anlaşma imzalarken birçok yeni yatırım konusunda da görüş birliğine vardı. DEİK Başkanı Nail Olpak, konuya ilişkin yaptığı açıklamada, ülkeler arasında ilişkileri siyasi liderlerin ve devlet başkanlarının belirlediğini, onların açtığı yoldan kendilerinin ilerlediğini belirterek, son dönemde Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Katar ile siyasi ilişkilerin çok olumlu ilerlediğini söyledi.

SUUDİ ARABİSTAN İLE 5 ANLAŞMA

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, çeşitli temaslarda bulunmak üzere ziyaret ettiği Suudi Arabistan’da Veliaht Prens Muhammed bin Selman ile bir araya geldi. Al Salam Sarayı’nda Veliaht Prens Selman tarafından resmi törenle karşılanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, yapılan heyetler arası görüşmenin ardından Veliaht Prens ile baş başa görüşme yaptı. Görüşmenin ardından iki ülke arasındaki 5 alanda (yatırım, savunma sanayisi, enerji ve iletişim) anlaşma imzalandı.

KATAR'LA 50. YIL BİLDİRİSİ

Cumhurbaşkanı Erdoğan ve iş insanlarından oluşan heyetin ikinci durağı, Türkiye’nin bölgede uzun süredir stratejik ortağı konumunda olan Katar oldu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamed Al Sani başkanlığında yapılan toplantılar kapsamında diplomatik ilişkilerin kurulmasının 50. yıl dönümü dolayısıyla ortak bildiri yayımlandı.

Türkiye-Katar ilişkilerinin 1973'ten bugünkü “stratejik ortaklık” aşamasına gelene kadar niteliksel bir dönüşüm geçirdiği belirtilen bildiride, 2015’ten bu yana her yıl yapılan Yüksek Stratejik Komite toplantıları kapsamında ikili iş birliği düzeyini geliştirmeyi amaçlayan yaklaşık 100 belgenin imzalandığı anımsatıldı. Katar ziyaretinde stratejik ilişkilerin ve ikili iş birliğinin süreceği vurgusu yapıldı.

BAE İLE 50.7 MİLYAR DOLARLIK ANLAŞMA

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Suudi Arabistan ve Katar ziyaretlerinin ardından Körfez turunun son durağı olan Birleşik Arap Emirlikleri'ni ziyaret etti. Erdoğan, BAE Devlet Başkanı Şeyh Muhammed Bin Zayed Al Nahyan tarafından resmi törenle karşılandı. İki lider baş başa ve heyetler arası görüşme yaptı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, heyetler arası görüşmede, BAE ile Yüksek Düzeyli Stratejik Konsey mekanizmasıyla ilişkilerimizin en üst düzeyde düzenli şekilde ele alınmasını sağlayacağız. Anlaşmanın iş dünyamıza tanıtılması için sonbaharda İstanbul'da Ticaret ve Yatırım Forumu düzenlenmesinde fayda görüyoruz." dedi. Türkiye ile BAE arasında 50,7 milyar dolarlık anlaşma imzalandı. Anlaşma ziyareti yakından takip eden dünya medyasında da geniş yankı uyandırdı. Yapılan haberlerde "Bu, Erdoğan ve ekibi için gerçek bir zafer" ifadeleri kullanıldı.

“STRATEJİK ORTAKLIK SEVİYESİNE GEÇİLDİ”

Katar Üniversitesi İbn-i Haldun Merkezi Kıdemli Araştırmacısı Ali Bakır, özellikle son iki yılda ilişkilerin normalleşme yoluna girmesinin ardından ziyaretin kapsamlı anlaşmaları içerdiğini ve ilişkilere çok önemli katkılar sağladığını söyledi.

Bakır, “Ziyaret sonuçları, Türkiye'nin halihazırda Katar ile mevcut bir stratejik ittifakı olduğu düşünülürse, Türkiye ile Suudi Arabistan ve BAE başta olmak üzere Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) ülkeleri arasında normalleşme aşamasından stratejik ortaklık seviyesine geçildiğini gösteriyor.” dedi.

ABD, ÇİN VE TÜRKİYE’NİN KÖRFEZ ZİYARETLERİ NE ANLATIYOR?

Gaziantep Üniversitesi’nden Doç. Dr. Hüseyin Şeyhanlıoğlu Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dünyada ses getiren Körfez ziyaretini ve çıktılarını farklı bir perspektiften değerlendirdi; Son bir yılda ABD Başkanı Joe Biden (13-16 Temmuz 2022) ve Çin Devlet Başkanı Şi Cinping (8-11 Aralık 2022) Körfez ülkeleri turuna çıktı. Biden, Körfez'den eli boş dönerken Cinping dev kazanımlarla bölgeden ayrılmıştı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ziyareti de oldukça verimli geçti. Bu nedenle en az iki kat daha fazla potansiyele sahip olan Türkiye-Körfez ülkeleri ticari ilişkileri 1200 km'lik Kalkınma Yolu Projesi'nin önemini artırmaktadır. Çin'in de desteklediği bu hat, iki trilyon dolarlık mal, hizmet ve sermayeyi 48 saat içinde, Avrupa'ya ulaştıracak en kestirme yoldur.

TÜRKİYE’DE KATILIM FİNANS KÖRFEZ YATIRIMLARI VE SERMAYESİNİN ÜLKEMİZE GELMESİNİ TEŞVİK EDEBİLECEK DÜZEYDE

Tarihin farklı dönemlerinde önemli ticaret yollarının ana güzergahı konumunda olan Anadolu, Kalkınma Yolu Projesi ile de Körfez ve Avrupa ekonomileri arasında köprü görevi görecek. Ülkemizde temelleri 1980’lere dayanan katılım bankacılığı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın önderliğinde son yıllarda ciddi ivme kazandı. TKBB çatısında hizmetlerini sürdüren katılım bankaları ve diğer katılım finans kurumları Türkiye’de İslami bankacılığının gelişmesi adına her geçen gün çalışmalarına hız vermekte. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve beraberindeki DEİK üyelerinin yaptıkları Suudi Arabistan, Katar, BAE ziyaretleri, anlaşmalar ve iş forumları Türkiye ve söz konusu ülkelerle ticaret hacmini arttıracaktır. Özellikle bu ziyarette öne çıkan Kalkınma Yolu Projesi ile Körfez’deki yatırımcılar ülkemizde katılım finans aracılığı ile iş birliklerine yenilerini ekleyecektir. TKBB’nin katılım finansın gelişmesi adına yaptığı çalışmalar, İstanbul Finans Merkezi’nin açılması gibi olumlu gelişmeler söz konusu ülkelerin Türkiye’deki yatırımlarını arttırması beklenmektedir.

KÖRFEZ’DE KATILIM FİNANS POTANSİYELİ

Dünya çapında İslami felsefeye uyumlu olarak işlem yapan finansal kurumların ilki Suudi Arabistan’da kurulan İslam Kalkınma Bankası (Islamic Development Bank-IDB)’dır. 1973 yılında kurulan IDB, İslami bankacılık tarihinde bir dönüm noktası olarak kabul edilmektedir.

Daha sonra kurulan Al Rajhi Bank, 1978 yılında faaliyete başlamış olup ülkenin en eski ve en büyük İslami finans kurumlarından biri haline gelmiştir.

İslami Finans Gelişim Göstergesi 2022’ye göre, küresel İslami finans endüstrisinin büyüklüğü 2020’deki 3,390 milyar dolarlık hacimden 2021’de 3,958 milyar dolara ulaştı.

İslami finans 70 ülkede uygulamada ve en büyük pazarlar Orta Doğu ve Güneydoğu Asya’da bulunuyor. Malezya, Suudi Arabistan ve BAE en büyük İslami finans piyasaları arasında. Küresel İslami finans varlıklarının yüzde 70’inden fazlasını oluşturan İslami bankacılık varlıkları 2021’de yaklaşık yüzde 17’lik bir büyüme oranıyla 2.765 milyar dolara ulaştı. Varlık hacmine göre en büyük İslami bankalar arasında Al Rajhi Bank, Dubai Islamic Bank ve Kuwait Finance House bulunuyor. Refinitiv Islamic Finance’e göre, küresel sukûk ihracı 2019’daki 126,9 milyar dolardan 2020’de 148,4 milyar dolara yükseldi. Malezya ise küresel sukûk ihraçlarının yüzde 60’ından fazlasını oluşturuyor. Küresel tekâfül primleri, 2018’de 47 milyar dolardı. 2019’da ise 54 milyar dolara ulaştı. En büyük tekâfül pazarları Malezya, Suudi Arabistan ve BAE’de.

İslami finansın en çok geliştiği bölge olan Körfez ülkeleri özellikle son yıllarda bu alanda merkez olma çabasındadır. İslamî Finans’ın gelişimi sürecinde, başta Suudi Arabistan Katar ve Birleşik Arap Emirlikleri olmak üzere Körfez ülkeleri bu alanda bölgesel güç olma amacıyla çalışmaktadırlar.

EN BÜYÜK İSLAMİ BANKALARDAN BİRİ KATAR’DA

Katar İslam Bankası (Qatar Islamic Bank-QIB)’nın 1983 yılında kurulmasıyla birlikte Katar’ da İslami bankacılık başlamıştır. QIB sadece GCC ülkelerindeki finansal kurumlar değil MENA bölgesindeki ülkelerde faaliyet gösteren kurumlarla kıyaslandığında da en büyük İslami bankalardan biri olma özelliğine sahiptir. QIB, Katar İslami finans sektöründe % 41.8’lik bir paya sahiptir.

İSLAMİ BANKACILIK KULLANIMI HER GEÇEN GÜN ARTIYOR

İslami bankacılık ürünlerinin BAE’deki kullanım yaygınlığı 2015 yılında yüzde 47 iken 2020’de ise yüzde 58’e yükselmiştir. Bunun yanı sıra konvansiyonel bankacılık ürünlerinin penetrasyon oranlarının ise aynı dönemde yüzde 70’ten yüzde 64’e düştüğü gözlemlenmiştir. Emirates Islamic’in en son İslami Bankacılık Endeksi'ne göre, BAE'de anket katılımcılarının her 5 kişiden 3'ü artık en az bir İslami finans prensiplerine uyumlu ürüne sahip. Bu süreçte, İslami bankaların varlıklarının BAE'deki toplam bankacılık sistemi varlıklarına oranı 2013'te yüzde 17,3'ten Haziran 2021'de yüzde 19'a yükseldi.

TÜRKİYE’YE DAHA FAZLA YATIRIMIN ÖNÜ AÇILACAK

Türkiye ve Körfez ülkeleri arasındaki ekonomik ilişkiler her geçen gün büyümeye devam ediyor. Dünyada çok sayıda ülkenin ekonomide sıkılaşma ve kemer sıkma politikalarına devam ettiği bir dönemde, Türkiye ve Körfez ülkeleri arasında yapılacak güçlü ekonomik anlaşmalar, bölgesel iş birliklerini geliştirme açısından da ciddi bir öneme sahip. Kalkınma Yolu Projesi ile Türkiye, Körfez ülkeleri ve Avrupa arasında bir köprü konumunda. Türkiye’nin bu stratejik önemi ve Körfez ile Avrupa’yı birbirine yakınlaştırabilme konusundaki gücü, önümüzdeki süreçlerde Türkiye’ye daha fazla yatırımın da önünü açabilecek. Zira Avrupa ve Körfez arasındaki ticari ilişkilerde Türkiye büyük bir sorumluluk üstlenmiş olacak.

Yorumlar (0)
Yorum yapabilmek için lütfen üye girişi yapınız!

Gelişmelerden Haberdar Olun

@