İkinci yüzyıl Türkiye hedeflerinde katılım finansın rolü

İkinci Yüzyılda hedeflerimizi belirlerken dünümüzü bugünümüzü değerlendirerek, Türkiye Katılım Bankacılığı Strateji Güncelleme Raporumuz’da (2021-2025) katılım bankalarının 2015-2019 yıllarına kıyasla 2020-2025 yılları arasında daha yüksek bir oranla büyümesi için alınması gereken 23 aksiyon; 6 temel stratejik hedef ve 10 strateji belirledik.

Kapak Konusu 10.07.2023, 10:23 19.07.2023, 16:36
İkinci yüzyıl Türkiye hedeflerinde katılım finansın rolü

Türkiye, kuruluşunun 100. yılı olması hasebiyle 2023 yılında yeni bir yüzyıla tam bağımsız bir şekilde yoluna devam etmek için önemli çalışmaların altına imza atıyor. Bu nedenle 2023 yılından itibaren ülkemiz adına yapacağımız birçok çalışma ikinci yüzyılda bizler için hedefe doğru adım adım ilerletecektir. Türkiye Katılım Bankaları Birliği (TKBB) olarak bu yolda hedeflerimizi belirlerken, dünümüzü bugünümüzü önümüze koyarak, eksiklerimizi artılarımızı da değerlendirerek geleceğimiz için atılması gereken adımları tek tek hayata geçirmeyi amaçlıyoruz. 2023 yılı hedeflerimize geçmeden önce dünümüzün ve bugünümüzün yorumlamasını en doğru şekilde yapmak gerekecektir.

Dünümüze gelirsek; ilk faizsiz finansal kurum denemesinin 1940’larda Hindistan’ın Surat şehrinde kurulan Patni Sosyal Kredi Kurumu ve Rampur şehrinde kurulan Tanda Baoli Müslüman Fonu olarak kabul edilebilir. Malezya’da Müslümanların Hac görevlerini yerine getirmeleri için tasarruflarını biriktirebilecekleri faizsiz bir finansal kurum ihtiyacından 1963 yılında Hac Fonu (Tabung Haji) kurulmuştur. Modern anlamda ilk İslami Banka kabul edilen

“Mith Ghamr Tasarruf Bankası” 1963 yılında kuruldu. İslam ülkelerindeki ekonomik ve sosyal programları desteklemek amacıyla 2 milyar dinar sermayeli İslam Kalkınma Bankası (IDB) 20 Ekim 1975 yılında Cidde’ de kurulmuştur; bu kuruluşta Türkiye’de yer almıştır.

1950 ve 1960’li yıllar İslami finansın fikri temellerinin atıldığı ve ilk uygulamalarının görüldüğü yıllar iken 1970 ve 1980’li yıllar modern anlamda İslami bankacılığın doğuş, gelişme ve kurumsallaşma yılları olarak kabul edilebilir. Gerçek anlamda tam donanımlı ilk özel İslami banka kabul edilen Dubai İslam Bankası 1975’te, günümüz İslam bankacılığının en büyük ve yaygınlarından olan Kuveyt Finans House 1977 yılında, Albaraka Grubu B.S.C. 2002'de Bahreyn'in başkenti Manama'da kuruldu.

İslami bankacılık ülkemizde ise 1980 ve 1990’lı yıllarda gelişme gösterdi. Ülkemizde ilk olarak Özel Finans Kurumu (ÖFK) statüsünde, 1984 yılında Albaraka Türk ve hemen ardından Faisal Finans, İslami bankacılık esaslarına uygun hizmet veren kuruluşlar olarak faaliyete geçti. 2001 yılında ÖFK’ları temsil etmesi amacıyla şimdiki adı Türkiye Katılım Bankaları Birliği olan kurumumuzun temelleri atıldı.

Ülkemizdeki katılım bankacılığının 39 yılını değerlendirdiğimizde sektörümüz açısından dönüm noktası ÖFK’ların 2005 yılında ‘Banka’ statüsü kazanmaları ve ‘Katılım Bankası’ olarak adlandırılmaları oldu. Kilometre taşlarımızın en önem dönüm noktalarını sıralamak gerekirse; 2011 ve 2012 yılında gerçekleştirilen özel sektör ve kamu sukuk ihraçları, 2015’te Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) bünyesinde katılım bankacılığı alanında çalışmalar yapmak üzere bir dairenin kurulması, 2015, 2016 ve 2019 yıllarında sırasıyla Ziraat Katılım, Vakıf Katılım ve Emlak Katılım bankalarının kamu katılım bankaları olarak sektöre dahil olmasından sonra 2021’de Cumhurbaşkanlığı Finans Ofisi bünyesinde “Katılım Finans Daire Başkanlığı” ve TCMB Bankacılık ve Finansal Kuruluşlar Genel

Müdürlüğü bünyesinde “Katılım Bankacılığı Müdürlüğü” kurulmasıyla ekosistem adına yapısal gelişmeler yaşanmıştır. TKBB bünyesinde ise 2018 yılında “Merkezi Danışma Kurulu” kurulmasına karar verilerek katılım bankacılığı faaliyetlerinin meslek ilke ve standartlarına uygun olarak yerine getirilmesi sağlanması amaçlanmıştır. Son olarak 2020 yılında güncellenen Katılım Bankacılığı Strateji Raporu da katılım bankacılığının daha ileri taşınması adına önemli katkılar sağlamıştır.

2025 HEDEFİMİZ %15 PAZAR PAYINA ULAŞMAK

Ülkemizde katılım bankalarının 2017 yılında %5 olan sektördeki pazar payı, Birliğimizin ve üye katılım bankalarımızın yoğun çalışmaları ile 2022 yıl sonu ile sektördeki pazar payımız %8,3’e ulaştı. Pazar payımızın artmasıyla aktif büyüklüğümüz ise 1,1 trilyon Türk Lirasını geçti. Dijital katılım bankalarımızın da ekosisteme katılmasıyla birlikte 2023 yılı içerisinde pazar payımızı %10.6’ya yükseltmeyi hedefliyoruz. Pazar payımızın genişlemesiyle aktif büyüklüğümüz de son bir yılda %65,6 artarak 1,2 trilyon Türk Lirasına yaklaştı. Geçen yıl itibariyle toplam şube sayımız da %5,2 yükselerek bin 379’ya ulaştı. Yine geçen yıl personel sayımız %4,2 artarak 17 bin 868'ye yükseldi. Bankacılık sektörü içerisindeki şube sayısı payımız %12,5’e ulaşırken personel sayısındaki payımız ise %8,7 düzeyine çıktı. Böylece 2022 yılında da sektörün üzerinde bir büyüme gerçekleştirdik.

Dijital katılım bankacılığı alanında mevzuatın düzenlenmesiyle birlikte Hayat Finans Katılım Bankası ve TOM Katılım Bankası'nın faaliyet geçmesi katılım bankacılığı için önemli bir adım oldu. Bu dijital katılım bankalarımızın da sisteme dahil olmasıyla birlikte pazar payımızın planladığımızdan önce hedefe ulaşacağını öngörüyoruz. Ayrıca katılım finans ekosistemi için önemli bir kurum olarak faaliyet gösterecek Katılım Finans Kefalet Şirketi (KFK) kurulmuş ve yakın zamanda müşterilerimizin ihtiyaç duyduğu kefalet desteğini sağlayacaktır. İlgili şirket hem kendi öz kaynaklarından hem de Hazine tarafından sağlanacak kefalet desteklerinden amacına ve stratejisine uygun olarak özellikle kobilerin ihtiyaç duyduğu finansmana erişimi kolaylaştıracak. Şirket, katılım finans kuruluşlarımızın reel sektöre olan katkılarını ivmelendirirken sektörün kendi bünyesinde kefalet ihtiyaçlarını karşılayarak katılım ekosisteminin güçlendirilmesine katkı sağlayacaktır. Bu çerçevede 600 milyon TL sermaye ile şirketimiz büyüme stratejimize uygun bir aksiyon alınmış oldu. Yeni kurulan dijital katılım bankalarının gelişimi için de önemli bir katkısı olacağını düşünüyorum. Dijital esaslı bankaların faaliyet göstereceği iki segmentten biri olan kobiler için önemli bir fırsat barındırdığı aşikardır. Kurulacak şirketin katılım finans sektörünün pazar payının 2025 yılında %15’e ulaşması için önemli bir ivme sağlayacak.

Sürdürülebilir kalkınma için TKBB olarak üzerimize düşen sorumluluğun bilinciyle hep ilerisi için adımlar attık. Alacağımız aksiyonları belirlemek için çalışmalar hayata geçirdik. Bunlardan biri de Türkiye Katılım Bankacılığı Strateji Belgesi (2015-2025) oldu. Burada kendimize "2025 yılında %15 toplam bankacılık içerisindeki pazar payına ulaşılması" hedefini koyduk. Türkiye Katılım Bankacılığı Strateji Güncelleme Raporumuz’da (2021-2025) da katılım bankalarının 2015-2019 yıllarına kıyasla 2020-2025 yılları arasında daha yüksek bir oranla büyümesi için alınması gereken 23 aksiyon; 6 temel stratejik hedef ve 10 strateji belirledik. Bu hedef için atılması gereken adımları proje yönetimi metodolojisi ile sistematik bir şekilde takip ederek sektörümüz için aksiyonları kazanıma dönüştürme prensibi ile çalıştık.

DİJİTAL ATAĞA KALKTIK

Pandemi öncesinde başlayan dijitalleşme atağı, yaşadığımız salgın ile birlikte Türk finans sektöründe de dünyada olduğu gibi hız kazandı. En önemlisi de bu durum kaçınılmaz oldu. Değişen müşteri beklentileri, sektör dinamikleri finans sektörünü daha hızlı, mükemmeliyetçi ve güvenli arayışlara yönlendirdi.

Dijitalleşme süreçlerine ayak uyduramayan kuruluşların kapsayıcılığını artırması bu çağda mümkün görünmüyor. Fintekler başta olmak üzere girişimciliği destekleme ve ekosistemdeki etki alanımızı güçlendirme yönünde katılım bankaları olarak bizim de üzerimize düşen sorumluluklar olduğu bilinciyle; Cumhuriyetimizin 100. Kuruluş yıl dönümüne doğru ilerlerken, geçen yıl ve 2021’de TKBB olarak odağımıza dijitalleşmeyi aldık. Finansal sistemin internet bankacılığı ile başlayan ve finteklerin hayatımıza girişine uzanan dijitalleşme yolculuğunda, katılım bankaları olarak almamız gereken aksiyonları belirledik. Katılım bankalarımız ürün ve hizmetlerini geliştirme aşamasında finteklerle yoğun iş birlikleri gerçekleştirdi. Önümüzdeki dönemde fintekler ile yeni çalışmalar hayata geçirmek için fırsatları kollamaya ve yeni fırsatlar oluşturmak için çalışmalar yapmaya devam edeceğiz.

KURUMLARIMIZIN SEKTÖRÜMÜZÜN YANINDA OLACAĞINDAN ŞÜPHEMİZ YOK

İlerleyen süreçte özellikle yapay zekâ ve robotikle ilgili teknolojiler aracılığı ile dijitalleşmenin finans ve hizmet sektörlerinde daha fazla yayılması sağlanacaktır. Kurumlarımızın bunun için gerekli düzenlemeleri yaparak, katılım bankacılığı sektörümüzün yanında olacağından hiç şüphemiz yok. Sektörümüzün önü açıldıkça bir yandan istihdamımız artarken diğer yandan geleceğe yönelik güçlü yatırımlarımız da hiç kuşkusuz, artarak devam edecek.

TKBB olarak yayınladığımız strateji belgemizde eklenen ekosistem geliştirme aksiyonu kapsamında özellikle İslami finans ekosistemi içerisinde yer alan söz sahibi uluslararası kurumlarla iş birliği alanlarını değerlendirmek ve network inşa çalışmalarını yürüterek önemli adımlar attık. Hem ulusal hem de uluslararası alanında mutabakat zaptı (MoU) ile bilgi değişimi, kapasite genişletme, eğitim alanı ve deneyim aktarımını üst düzey şekilde gerçekleştirdik. Buradaki amacımız gerçekleştirilen antlaşmalarla beraber İslami finans ekosisteminde yapılan uygulama örneklerini ülkemize kazandırma ve ülkemizdeki öne çıkan ürün ve hizmetleri uluslararası platformlara taşımakta önemli bir rol oynayacağımızı öngörüyoruz. Özellikle son zamanlarda gerçekleştirdiğimiz etkin iş birlikleri ile ortak olduğumuz etkinlik ve projelerimize gösterilen ilgiden doğru bir stratejik adım attığımızı anlıyoruz.

Birlik olarak kuruluşumuzdan bu yana katılım bankacılığı alanında çalışan üye bankalarımızın gelişimi ve kapasite artırımı için eğitim alanında hem yüz yüze hem de çevrimiçi olarak önemli birçok çalışma gerçekleştirdik. Özellikle üye katılım bankalarımızın 18.000'i aşan sektör çalışanı personeline verdiğimiz sertifikasyon eğitimi ile İslami finans alanın daha da gelişmesine ve sektörde bilinçli personel yetişmesinin yanında nitelikli olmalarına imkân sağladık. Bir adım daha ileri giderek e-Eğitim Platformu sistemini herkese açarak ülkemizdeki İslami finans alanının gelişimini bir adım daha ileriye taşıdık ve ilgisi olan birçok insanı eğitim platformumuza çektik. Bunun yanında uluslararası anlamda İslami finansın gelişmekte olduğu ve daha yeni bilinirliğinin olduğu bazı ülkelere destek olmak için verdiğimiz eğitim programları gerçekleştirdik. Özellikle Afrika ve Orta Asya’da gerçekleştirdiğimiz birtakım program ve projeler ile bu süreci yürütmeye devam ediyoruz.

Güçlü temeller üzerinde yükselen katılım finans sistemimizin taşıdığı yükü daha fazla paylaşarak; barındırdığımız yüksek potansiyeli reel ekonomiye daha çok aktarma şansı bulacağız ve ikinci yüzyıl Türkiye hedeflerinde bu rolü giderek artırarak önemli katkılar sunacağız.


İsmail Vural
TKBB Genel Sekreteri

Yorumlar (0)
Yorum yapabilmek için lütfen üye girişi yapınız!

Gelişmelerden Haberdar Olun

@