Türkiye’de gayrimenkul sektöründeki proptech uygulamaları
Proptech girişimlerinin ortak temel noktasını; emlak sektörünün bugüne kadar alışık olmadığı bir yaklaşım olan "bir hizmet verme veya verme motivasyonu ile hareket etmek" olarak kabul edebiliriz.
Proptech, İngilizce ‘Property’ ve ‘Technology’ kelimelerinin kısaltması olup gayrimenkul sektöründeki dijital dönüşümü ifade etmektedir. Peki, son 10 yılda dünya çapında 10.000'den fazla proptech girişiminin ortaya çıktığını biliyor muydunuz? Bu girişimlerin çoğu, yapılan yanlış pazarlama iletişimi ve gayrimenkul sektörüne geniş bir açıdan bakılmaması ya da hangi dikeyde iş yaptıklarının belirsiz olması nedeniyle esasında kendi kendini kategorize ediyor. Ülkemizde de sayısız proptech girişimi bulunuyor.
Küresel olarak proptech alanına baktığımızda, %59,7'lik oranla ABD pazarda aslan payına sahip, Avrupa ise %27,2 ile onu izliyor, bu bölgede en büyük pazar olarak İngiltere sayılabilir. Asya’da ise proptech alanında en büyük payı %3,5 ile Çin alıyor.
Proptech alanı, özellikle Covid-19 salgını sırasında emlak şirketleri için yeni bir dönemin başlangıcının habercisi oldu. Proptech girişimlerinin ortak temel noktasını; emlak sektörünün bugüne kadar alışık olmadığı bir yaklaşım olan "bir hizmet verme veya verme motivasyonu ile hareket etmek" olarak kabul edebiliriz. Bu bağlamda, gelecekte daha fazla B2C yani son tüketiciye hizmet vermeyi hedefleyen proptech girişimlerinin ortaya çıkacağını tahmin edebiliriz. Perakende yatırımcıları gayrimenkul varlıklarıyla eşleştiren proptech startup'ları veya mülkleri işleten mülk yönetimi proptech startup'ları gibi, emlak alanında ortaya çıkan bazı yıkıcı teknoloji örnekleri görebiliriz.
Bilindiği üzere proptech alanının ilk öncüleri "ilan" siteleri olmuştur ve sahibinden.com bunun en bilinen örneklerinden biridir. Ardından çeşitli sektörlerde girişimler geldi. Bugün emlak sektörü, küresel proptech yeniliklerinden güç alan olağanüstü bir dijital dönüşüm geçiriyor. Birçok piyasa katılımcısı, teknolojinin mevcut küresel salgın zorluklarını ve fırsatlarını ele almadaki gücünü fark etti. Sonuç olarak, proptech startup'ları, operasyonları optimize etmek ve deneyimlerini iyileştirmek için müşterilerle etkileşim kurmak amacıyla yapay zekâ (AI), büyük veri ve bulut tabanlı uygulamalarla desteklenen teknoloji merkezli çözümlere ve hizmetlere giderek daha fazla odaklanıyor.
Proptech alanında dikkat çeken bir başka bulgu da Z kuşağının artık yeni kiracılar haline gelmesidir. Z kuşağı giderek daha fazla kiralama yapıyor ve teknoloji konusunda çok daha bilgili; akıllı ev teknolojilerine de ilgi duyuyorlar ve her şeyi telefonlarından kontrol etmek istiyorlar. Kira ödemek ve kapıları mobilden açmak, satılık veya kiralık mülkleri sanal turlamak ve elektronik olarak sözleşmeimzalamak için dijital çözümlere yönelik artan bir talep var. Artık piyasada Z kuşağına hitap eden girişimlere yatırım yapmak için daha fazla fırsat var.
Türkiye’de proptech alanında faaliyette olan bazı girişimlerden bahsetmek gerekir ise;
• Küresel lokasyon analizi pazar büyüklüğünün 2028 yılına kadar 36.22 milyar ABD dolarına ulaşarak ivme kazanması ve 2021 ile 2028 arasında %15,1’lik bir büyüme oranı gerçekleştirmesi beklentisi bulunuyor ve bu alanda, lokasyon veri analitiği ile içgörüler üretilmesini ve değer analizi yapılmasını sağlayan yerli girişimlerden biri olan Maptriks öne çıkıyor.
• Apartman ve site yönetimi hizmeti sunan bir başka girişim Apsiyon ise; çok üyeli yaşam alanlarının yöneticilerine dijital asistanlık yapan ve konut sakinlerine şeffaflık sunan bir apartman-site yönetim yazılımı sunan bir proptech girişimi olarak öne çıkıyor,
• Teknolojinin hızlı gelişimi, mobilitenin yaygınlaşması ve internet, "freelancer" olarak bilinen dijital çalışan sayısının her geçen gün artmasına ve Covid-19 ise uzaktan çalışma yönteminin öne çıkmasına neden oldu. İşte Kolektif House, Justwork, Workinton ve Regus, uygun ve düşük maliyetli çalışma ortamları sağlamak amacıyla ortaya çıkan 'coworking' paylaşımlı ofis alanları ve proptech girişimlerinin başında geliyor.
• Son olarak; proptech alanın ülkemizde öne çıkan en büyük kategorisi ise elbette ilan siteleri, bunlar arasında da sahibinden.com, emlakjet, hepsiemlak, zingat sayılabilir.
Proptech alanının ülkemizde daha fazla büyümesi ve teknolojinin itici gücünden yararlanarak farklı dikeylerde gelişmesi noktasında aşağıdaki başlıklara odaklanmanın önemli ve yararlı olacağı değerlendirilmelidir. Bunlar;
1. Yasal çerçeve
Teknoloji, özellikle yeni veri sistemleri ve algoritmaların entegrasyonu ile ortaya çıkan farklı iş modelleri dolayısıyla regülasyonlardan daha hızlı geliştikçe, verilerin ve veri sahipliğinin nasıl yönetileceğine dair endişelerin ortaya çıkması kaçınılmaz oluyor. Dolayısıyla, başlangıçta kısıtlayıcı ve karmaşık gelecek yasal düzenlemeler, yenilikçi proptech iş modellerini uygulamak isteyen girişimlerin önünde engel olabilir. Bu yüzden, ortaya çıkan iş modelleri yaygınlaştıkça ve hedef kitleler tarafından kabul gördükçe,düzenleyiciler de bu yenilikleri daha iyi anlayacak ve buna göre regülasyonlar da olgunlaşacaktır.
2. Yönetim ve operasyonel yapı
Etkili değişim yönetimi desteği ve dijital stratejinin ekiplere zamanında iletilmesi, kullanıcıların değişime karşı direncini önlemeye yardımcı olacak ve teknolojinin girişim içinde daha hızlı benimsenmesine yardımcı olacaktır. Bu nedenle, başarılı bir proptech stratejisinin uygulanmasında etkili yönetişim ve yeterli kaynak tahsisi çok önemlidir.
3. Veri gizliliği ve güvenliği
Proptech girişimlerinin sistem ihlalleri durumunda iyi donanımlı olmaları gerekir. Çalışanları siber saldırılar ve bunlarla başa çıkma yolları konusunda eğitmek, siber güvenliğe yönelik pratik bir ilk adım olabilir. Kuruluşlar ayrıca müşteri bilgilerini korumak ve yetkisiz bağlantıları önlemek için sağlam şifreleme yöntemleri ve sağlam güvenlik duvarı sistemleri yerleştirebilir.
4. Müşteri merkezli teknolojiler
Proptech girişimleri genellikle teknolojinin kendisine ve özelliklerine o kadar çok yatırım yaparlar ki, onu müşteri merkezli bir bakış açısıyla sunmayı atlayabilirler. Diğer şirketler gelir odaklıdır ve müşterilerin beklentilerini karşılamak için fazla çaba sarf etmezler. Bu yaklaşım, hızlı bir şekilde ürün eksikliklerine yol açabilir ve uzun vadeli organizasyonel hedefleri karşılamayabilir. Pilot projeler, ürünlerin güçlü ve zayıf yönlerini belirlemede çok önemlidir ve girişimlerin kullanıcı dostu uygulamalar oluşturmasına yardımcı olabilir.
Murat Kibaroğulları
TKBB Fintek Danışmanı