Ülkemizde Katılım Bankacılığının Swot Analizi İle İncelenmesi

Finansal Okuryazarlık 07.04.2022, 09:57
Ülkemizde Katılım Bankacılığının Swot Analizi İle İncelenmesi

Felsefesi

Katılım bankaları, felsefelerini İslami düşünce sisteminden alırlar. Çalışanları, hissedarları ve müşterileri ile birlikte madde ve mana dengesini gözeten bir atmosfere sahiptirler. Çalışma ortamları demokratik, beşerî ilişkileri samimidir. Çalışan ve müşteri sadakati yüksektir. Kazan-kazan prensibini gerçekten uygulayan, müşterisi ile büyüyen, müşterisinin derdini dertlenen ve sıkıntılarını paylaşan kurumlardır.

Bu yazıda; katılım bankacılığı sektörü için SWOT (Güçlü Yönler, Zayıf Yönler, Fırsatlar, Tehditler) analiziyle, katılım bankacılığı sektörünün güçlü ve zayıf yönlerinin ortaya konulması ve dış çevreden kaynaklanan fırsat ve tehditlerin saptanması amaçlanmaktadır.

Güçlü Yönler (Strengths)

Toplanan fonların niteliği

Katılma hesaplarının bu bankaların bir tür özkaynağı niteliğinde olması ve faaliyetleri neticesinde oluşan kârı ya da zararı müşterileri ile paylaşmaları bu bankaları mali bünye itibariyle koruyan bir mekanizmadır. Hesap sahiplerine mutlaka ödenmesi gereken bir getiri (banka için taahhüt edilmiş bir maliyet) olmadığı gibi, faaliyet zararlarının tamamen bankanın omuzlarına binmesi riski de yoktur.

Krizlere karşı dayanıklılık

Katılım bankalarının en önemli özelliklerinden biri de geleneksel bankalarla kıyaslandığında bazı risklere karşı korunmuş olduklarıdır. Gerçekten de katılım bankalarının kur ve faiz riskinden uzak olmaları, sistemin temel özelliklerinden biri olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu durum faiz oranı ve döviz kurlarındaki aşırı hareketliliğin olduğu dönemlerde bu kurumları olası büyük zararlardan korumaktadır. Katılım bankalarında fonların reel ekonomik faaliyetlere aktarılması ve genellikle aylık taksitler şeklinde tahsilatların yapılması, alacakların akışkanlığını ve güvenliğini sağlamakta, ayrıca firma ve kredi takibini de kolaylaştırmaktadır. Böylece kullandırılan fonların, dolayısıyla da aktiflerin kalitesi artmaktadır. Kaynakların tamamına yakını reel sektöre kullandırılmaktadır. Bu yüzden toplanan fonların yasal karşılıklar ve likidite için gerekli tutar ayrıldıktan sonra kalan kısmı, sanayi, ticaret, ithalat ve ihracat faaliyetlerine akmaktadır.2019 yıl sonunda İsakder tarafından yapılan son araştırmalara göre toplanan fonların krediye dönüşme oranı %93’tür.Bu oran yıllar itibariyle yaklaşık olarak aynı seviyeyi korumaktadır. Reel bir faaliyetin finanse ediliyor olması, kredi müşterileri için de ödeme kolaylığı sağlamaktadır. Çünkü kullanılan fon karşılığında ekonomik değeri olan bir mal, hizmet veya yatırım bulunmaktadır.

Erken kredi çağırma ve fiyat değişikliği olmamasının sistemi koruması

Daha önce ilgili bölümlerde ifade edildiği üzere katılım bankaları, kullandırılan fonlar için müşterileri ile işlemin başında anlaştıkları fiyatı, ekonomide görülen herhangi bir dalgalanma ve benzeri nedenlerden dolayı değiştirmezler. Kullandırdıkları fonları istisnai durumlar dışında vadesinden önce geri çağırmazlar. Bu uygulama fon kullanma müşterileri için olduğu kadar bankanın kendi geleceği için de önemlidir. Aksi hâlde müşterileri sürpriz uygulamalarla sıkıntıya düşmüş bir banka benzer sıkıntıyı kendisi de yaşayacaktır.

KOBİ tecrübesi

Katılım bankalarının en güçlü yönlerinden biri de KOBİ olarak tabir edilen küçük ve orta ölçekli işletmeler ile olan yakın tanışıklıklarıdır. Ülkemiz ekonomisinin parlak dönemlerinde de kriz dönemlerinde de katılım bankaları ile KOBİ’ler hep birlikte hareket etmişler, birlikte ayakta kalmanın yollarını aramışlardır.

Yüksek büyüme performansına sahip olunması

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun (BDDK) 2005 yıl sonu – 2020 yıl sonu dönemini kapsayan verilerine bakıldığında; toplam aktifler, şube sayısı, personel sayısı, ATM sayısı ve dönem net kârı değişkenleri bazında katılım bankacılığı sektörünün göstermiş olduğu büyüme performansının Türk bankacılık sektörü genelinden daha iyi olduğu görülmektedir.
Devlet tarafından desteklenen bir alan konumunda olunması

2015-2019 arasında; Ziraat Katılım Bankası, Vakıf Katılım Bankası ve Türkiye Emlak Katılım Bankası sektöre giriş yapmıştır. Kamu tarafındaki bu teşebbüsler, katılım bankacılığı modelinin devletimiz tarafından önemsendiğine ve aktif olarak desteklendiğine işaret etmektedir.

Kayıt dışı ekonominin engellenmesini sağlayan bir iş modeline sahip olunması

Katılım bankacılığı sektörünün, nakdi finansmana dayanmayan ve faturasız işlemlere yer vermeyen bir iş modeline sahiptir. Bu durumun kayıt dışı ekonomik faaliyetlerin engellenmesinde önemli bir görev üstlendiği görülmektedir.

Weaknesses (Zayıf Yönler)

Tanınırlık düzeyinin görece düşük olması

Cumhurbaşkanlığı Finans Ofisi için 2020 yılında Barem Pazar Araştırma ve Danışmanlık AR-GE merkezi tarafından yapılan Türkiye Hane Halkı Finansal Algı ve Tutum Araştırması’nda katılımcıların yüzde 40’ının “katılım bankalarını ve katılım bankalarının sundukları hizmetleri ve katılım bankacılığının işleyişini hiç bilmedikleri ya da çok az bildikleri” önemli bir ayrıntı olarak karşımıza çıkmaktadır.
Görece olumsuz kamuoyu algısının varlığı
Yukarıda sözü edilen araştırma sonuçları incelenirse, görüşülenlerin yüzde 25’inin “faiz ve kar payının aynı şey olduğu” ifadesine katıldıkları görülmektedir. “İnsanların katılım bankalarıyla çalışmamasının temel sebebi gerçekten İslami kurallara göre çalışmadıklarını düşünmeleridir” şeklindeki ifadeye ise yüzde 80 ve üzerinde katıldıklarını belirten yüzde 21 oranında bir kitlenin mevcut olduğu ve ayrıca katılım bankalarını tercih etmeyenlerin yüzde 15’inin “diğer bankalar gibi faizle iş yapıyorlar” gerekçesini belirttikleri dikkat çekmektedir. Fiziki şube ağının görece yetersiz olması
Katılım bankalarının mevduat bankalarına kıyasla fiziki şube ağlarının yeterli düzeyde olmadığını söyleyebiliriz. BDDK'nın 2020 Eylül verilerine göre; Ardahan, Artvin, Bayburt, Hakkâri, Sinop ve Tunceli illerinde hiç şube olmadığı, Bartın, Bilecik, Bitlis, Gümüşhane, Iğdır, Kırklareli, Kilis ve Şırnak illerinde ise yalnızca bir tane şubenin bulunduğu gözükmektedir.

Opportunities (Fırsatlar)    

Yüksek büyüme potansiyeline sahip olunması

Denetim, vergi ve danışmanlık hizmetleri sunan KPMG Türkiye’nin Sektörel Bakış Bankacılık 2019 raporuna göre; faiz hassasiyetleri nedeniyle sistem dışında kalan aktörlerin sisteme dâhil edilmeleri açısından katılım bankacılığı, önemli bir büyüme fırsatı barındırmaktadır. Yine benzer hizmetler sunan Deloitte yapılan çalışmalar sonucunda Türkiye’nin Katılım Bankacılığının büyüme yolunda önemli adımlar attığına katılım bankacılığı sektörünün gelişme potansiyelinin yüksek olduğuna dair değerlendirmeler yer almaktadır.
Tanınırlık eksikliğini kapatacak çalışmaların yürütülüyor olması

Hem TKBB hem de ayrıca katılım bankaları tarafından katılım bankacılığı modelinin daha geniş kesimlere tanıtılabilmesi amacıyla karşılıksız öğrenim bursu desteği, ödüllü makale yarışması, sosyal sorumluluk projeleri, reklam filmleri vb. gibi uygulamaların hayata geçirilmeye başlandığı görülmektedir.

Threats (Tehditler)

Üniversiteler düzeyinde sektörün ihtiyaç duyduğu nitelikli insan kaynağının yetişmesine zemin hazırlayacak akademik programların yeteri kadar yaygınlaşmaması. Katılım bankalarında çalışan personellerin büyük bir bölümü daha önce konvansiyonel bankalarda istihdam edilmiştir. Bu sebeple personellerin; katılım bankacılığı prensipleri, işleyiş mekanizması ve ürünlerine dair bilgilerinin yetersizliği ve söz konusu konvansiyonel bankacılık deneyimlerinin de etkisiyle faizsiz finans kavramları yerine geleneksel bankacılık terimlerini kullandıkları, müşteri algısının bundan olumsuz yönde etkilendiği, yukarıda da bahsi geçenler gibi çeşitli raporlarda karşımıza çıkmaktadır. Katılım bankacılığı ilkelerine, ürünlerine, felsefesine, işleyiş mekanizmasına ve terminolojisine hâkim insan kaynağı açığının olduğu ve ülkemiz üniversitelerinde bu açığı kapatabilecek nitelikte önlisans ve lisans programlarının yeterli sayıda olmadığı gözlemlenmektedir.

Mevzuat altyapısı kaynaklı problemler

Mevduat bankaları ile katılım bankalarının aynı mevzuata tabi olmalarının ve mevzuat içinde farklılaştırma yapılmasının önündeki bazı engeller sektörün gelişmesi açısından bir tehdit unsurudur. Katılım Bankacılığı ve Faizsiz Finans Çalıştayı sonucunda, “sistemin kurumsal yapısının ve hukuki altyapısının tam olarak oluşturulamaması” konusunun önemli bir problem alanı olarak vurgulandığı görülmektedir. Bu konu ile ilgili çalışmalar devam etmektedir.

Katılım bankalarını; güçlü yönler, zayıf yönler, fırsatlar ve tehditler başlığı altında inceledik. Katılım bankalarının hizmete geçmesi ve gelişmesi ile faiz prensibine karşı olan toplumun fonlarının yastık altından çıkararak reel piyasaya sürmeleri ekonomiye destek olmuştur. Katılım bankaları zayıf yönlerini geliştirmeye ve büyümeye yönelik çalışmalar yapmaktadır. Katılım bankalarının işleyişini daha çok insana duyurmak ve kâr payının faizden farklı olduğuna dair bilinçlendirme çalışmalarına devam etmektedir. 

Zeynep Aslı Kekeç 

Yorumlar (0)
Yorum yapabilmek için lütfen üye girişi yapınız!

Gelişmelerden Haberdar Olun

@