Yeşil (Yenilenebilir) Enerji ve Katılım Bankacılığı

Finansal Okuryazarlık 16.06.2022, 17:34
Yeşil (Yenilenebilir) Enerji ve Katılım Bankacılığı

Enerji kaynakları, yenilenebilir ve yenilenemeyen enerji kaynakları olarak ikiye ayrılır. Petrol, kömür, doğalgaz gibi fosil yakıtlar, yenilenemez enerji kaynaklarıdır yani enerji için kullanıldıklarında tükenirler. Yeşil enerji ise güneş, rüzgâr ve su gibi doğal kaynaklardan elde edilen enerjilerdir, tükenmezler. Yeşil enerji, yenilenebilir enerjidir ve yenilenebilir kaynaklardan alınan yeşil enerji sertifikaları ile kanıtlanır. Yeşil enerji sertifikası; bir şirketin elektrik kullanımının yenilenebilir kaynaklardan geldiğini kanıtlayan belgedir. Yeşil enerji sertifikası, kullanılan enerjinin yenilenebilir kaynaklardan olduğunu uluslararası geçerliliğe sahip şeffaf ve takip edilebilir bir şekilde belgeler.

Yenilenebilir enerji yatırımlarında son yıllarda istikrarlı bir büyüme ivmesi yakalansa da iklim değişikliği ile mücadele, sürdürülebilir kalkınma, enerji ihtiyacında dışa bağımlılığın azaltılması gibi temel hedeflere ulaşabilmek için daha hızlı ve makul bir ölçeklendirme gerekmektedir. Dünya genelinde birçok ülkede olduğu gibi Türkiye’de de yenilenebilir enerji alanındaki yatırımların artışına bağlı olarak enerji projelerinin finansmanı da hızlı bir şekilde gelişmiştir. Son yıllarda benzeri görülmemiş bir başarıya sahip olan bu yüksek seviyedeki büyümeye rağmen, yenilenebilir enerji projelerinin nasıl finanse edileceği sorusu sektör için hâlâ önemini korumaktadır.

Katılım bankaları yeşil enerji projelerinin finansmanında konvansiyonel bankalardan çok daha sonra rol almaya başlasalar bile beklenenin üstünde bir başarı yakalamışlardır. Enerji projelerinin finansmanı, katılım bankalarının alışık olduğu bilanço analizinden farklı bir düzende incelenmekte ve değerlendirilmektedir. Başka bir ifade ile bu tip projelerde aslında bugün var olmayan birçok teknik ve finansal değerlendirme neticesinde gelecekte var olacak gelirleri ve giderleri dikkate alarak oluşturulan nakit akışları ve buna göre dizayn edilecek geri ödeme planları önem arz etmektedir. Dolayısıyla enerji yatırımlarını değerlendirecek ekiplerin söz konusu alandaki tüm bileşenleri (proje dizaynı, kullanılan malzeme ve ekipman, yatırım tutarı, vergi, enflasyon, döviz kuru vs.) kapsamlı bir şekilde ele alması, sektörü yakından takip etmesi, bunların finansal yansımalarını etkin bir şekilde analiz ederek proje özelinde oluşabilecek risk unsurlarını belirlemesi ve bunları azaltıcı önlemleri tasarlaması gerekmektedir. Teknik verilerle birlikte varsayım ve öngörülerden oluşan bu detaylı analiz çalışmalarında yapılacak herhangi bir hata, finansman sağlanan söz konusu projenin kendi borçlarını ödeyebilme gücünü olumsuz anlamda etkileyecektir.

Katılım bankaları, yenilenebilir enerji projeleri başta olmak üzere herhangi bir enerji projesinin finansmanını ele alırken fizibilite oluşturma aşamasında çok dikkatli ve detaylı bir şekilde çalışmak zorundadır. Aksi takdirde harcanan emekler zayi olabileceği gibi bankaların bilançoları da negatif yönde etkilenecektir. Yenilenebilir enerji yatırımlarında katılım bankalarının dikkat etmesi gereken bir diğer husus ise Yenilenebilir Enerji Kaynakları Destekleme Mekanizması’nın (YEKDEM) 2020 sonu itibarıyla değişerek kamunun alım garantisindeki fiyat ve koşullarda birtakım değişiklikler yapılmış olmasıdır. Katılım bankalarının mevcut yatırım ortamının sunduğu bu fırsatlardan faydalanabilmesi için eskiye göre geri ödeme süresi daha kısa vadede olabilecek mevcut yatırımların finansmanında kendilerini hızlıca adapte etmeleri ve bu yönde finansman politikalarını geliştirerek acilen uygulamaya alması önem arz etmektedir. Aksi takdirde piyasaya sonradan girecek katılım bankaları daha uzun vade yapısında olan ve buna bağlı olarak daha fazla risk barındıran, görece verimsiz alanlardaki projeler ile karşı karşıya kalabilecektir. Diğerlerine nazaran daha az riskli olan biyokütle, güneş, hidroelektrik ve rüzgâr santralleri alanında katılım bankalarının odaklanabileceği ciddi bir pazar bulunmaktadır.

Katılım bankalarının sadece yenilenebilir enerji yatırımlarının yüzde 10’luk bir dilimini finanse etmesi hâlinde dahi yüzde 75 oranında bir finansman desteği ile toplamda 1,5 milyar ABD doları büyüklüğünde bir plasmana ulaşacağı öngörülmektedir. Dolayısıyla Türk bankacılık sektörü içerisinde pazar payını arttırma hedefi olan katılım bankalarının sıçrama yapabilecekleri en stratejik alanlardan birinin de yenilenebilir enerji finansmanı olduğu görülmektedir. Yenilenebilir enerji alanındaki yatırımların desteklenmesi; ülkemizin dışa bağımlılığını azaltacak, dolayısıyla cari açığımızın kapanmasına pozitif etki edecek ve çevresel açıdan da olumlu yansımalar sağlayacaktır. Örneğin; biyokütle ve biyogaz projeleri, atıkların toplum ve çevre sağlığını dikkate alacak şekilde bertarafını sağlamasının yanı sıra nihai çıktı olarak elektrik enerjisi üretimini de sağlamaktadır. Ayrıştırma ve gazlaştırma yöntemi ile gerçekleştirilecek projelerde ise gübre ve petrokimya ürünleri gibi yan ürünler üretilmekte ve ticari kâr elde edilmektedir. Büyüyen kentlerde artık vahşi depolama şeklinde bir çöp yönetiminin sürdürülebilir olmaması nedeniyle gerek evsel gerek bitkisel ya da hayvansal atıkların bu tip tesislerde geri dönüşüme tabi tutulması ve elde edilecek elektrik ile şehirlerin enerji ihtiyaçlarının karşılanması elzemdir. Dünya genelinde endüstrideki ivmelenme ve buna bağlı olarak artan enerji tüketimi, çoğunlukla fosil yakıtlardan karşılanmaktadır. Enerji politikalarının sürdürülebilir olması adına yenilenebilir enerji kaynaklarının artırılması yarınlarımız için hayati önem arz etmektedir.

Ülkemizde enerji alanında kamu-özel sektör girişimleri olarak önemli çalışmalar yapılmaktadır. Bu kapsamda hayata geçirilen projeler ile enerji tasarrufu ve verimliliği, enerji arz güvenliğinin sağlanması, dışa bağımlılık risklerinin azaltılması, çevrenin korunması ve iklim değişikliğine karşı mücadelenin etkinliğinin arttırılmasının sağlanması gibi 2023 yılı ulusal strateji hedeflerimiz hayata geçirilmektedir. Enerji verimliliği çalışmaları ile Türkiye’nin enerji yoğunluğunun (milli gelir başına tüketilen enerji) 2023 yılına kadar, 2011 yılına göre en az yüzde 20 azaltılması hedeflenmiştir. Küresel iklim değişikliklerinin ortaya çıkardığı riskler göz önünde bulundurulduğunda bu konuda tüm çevrelere önemli vazifeler çıkmaktadır. Türkiye’nin milli ve yerli enerji üretimi ve ihracatı ile ilgili kaynakların artırılması ve özellikle yenilenebilir enerji kaynaklarındaki projelerin çoğalmasının ülkemiz için önemi oldukça fazladır. Katılım bankalarının enerji sektörünün ihtiyaç duyduğu finansmanı sağlamasının sadece ülkemiz için değil, tüm insanlığın geleceğine sunacağı katkı açısından önemlidir. Bilindiği üzere enerji harcamaları, ülkemizin cari açık bakımından en büyük gider kalemlerinden birini oluşturmaktadır. Kalkınmaya yönelik hedeflerini üretim ve ihracat üzerinden şekillendiren Türkiye’nin enerji ihtiyacı, bu alanda her geçen gün daha fazla önem teşkil etmektedir.

Doğal kaynakların verimli kullanılmasına yönelik farkındalık, ülkemizde her geçen gün artıyor. Enerjide dışa bağımlılığının azaltılması, hatta enerji ihraç eden bir ülke konumuna gelinmesi adına ülkemizde önemli projeler hayata geçiriliyor. Bu doğrultuda katılım bankaları, şu ana kadar açıklanan iki 100 Günlük İcraat Programı’nda da vurgulanan yenilenebilir enerjiye yönelik adımları büyük bir kararlılıkla destekliyor. Türkiye katılım bankaları, bugüne dek olduğu gibi bundan sonraki süreçte de ülkemizi ileriye götürecek her adıma eşlik etmeye devam etmekte ve özellikle güneş enerjisi santrali (GES) alanında en önemli oyunculardan biri olmayı hedefliyor. Zira katılım bankaları bugüne kadar 550 megavatın üzerinde GES’e kaynak temin ederek bu santrallerin kurulumunu gerçekleştirdi. Bu alanlardaki çalışmalara devam edilirken özellikle rüzgâr, çöp gazı ve biyogaz gibi yeni alanlara odaklanmak da katılım bankalarının çalışmaları arasında yer alıyor.

Özetlemek gerekirse katılım bankaları olarak yenilenebilir enerji sektörünün finansmanında daha aktif rol alarak pazar payımızı kaliteli aktifler ile kârlı bir şekilde artırabiliriz. Aynı zamanda ülkemizin enerji açığının kapatılması ve enerji arzı güvenliğinin sağlanmasına olumlu katkı sunarak en temel ekonomik sorunlarımızdan biri olan cari açığın azaltılmasını sağlayabiliriz. Tüm bunları yaparken yaşadığımız doğaya zarar vermeyen enerji kaynaklarına erişerek yatırımlarımızı koruma altına almış oluruz.

Zeynep Aslı Kekeç 

Yorumlar (1)
Yorum yapabilmek için lütfen üye girişi yapınız!
markcarlson 9 ay önce
Whatsapp: +16465806302) Tespit edilemeyen sahte para satın alın. Türk lirası, euro, dolar. https://darkwebdocuments.net/

Gelişmelerden Haberdar Olun

@