Enflasyonist Ekonomilerde Katılım Finans Sektörünün Ehemmiyeti

Katılım Finans Sistemi 03.03.2022, 09:49
Enflasyonist Ekonomilerde Katılım Finans Sektörünün Ehemmiyeti

Son dönemde gelişmiş ülke ekonomileri dahil birçok toplumda küresel kriz haline gelmiş olan enflasyon kısaca fiyatlar genel düzeyindeki artış hızını ifade etmektedir. 2021 yıl sonu enflasyon verilerine bakıldığı zaman en güçlü ekonomilerin dahi bu meselenin girdabında olduğu aşikardır. 

ABD Merkez Bankası Fed, Federal Açık Piyasa Komitesinin(FOMC) 25-26 Ocak 2022 tarihlerinde düzenlenen son toplantısına ilişkin tutanaklara bakıldığında enflasyon riskinin yukarı yönlü devam ettiğini ve gidişatın aynı seyirde sürmesi halinde Merkez Bankalarının elindeki en önemli piyasa düzenleyici görevlerinden olan faiz oranları artışları konusunda dik bir patika izleyebilecekleri ve faiz arttırımı konusunda cesur olacakları belirtilmiştir. Güncel olarak bakıldığında en büyük ekonomi olan ABD’de enflasyon son 40 yılın zirvesine ulaşarak %7.50 olarak açıklanmıştır. 

Ülkemizde son dönemde sıkça tartışılan ana gündem maddesi haline gelen ekonomik meselelerin başını da enflasyon yer almaktadır. Son açıklanan verilere göre (2022/Şubat) %48.69 enflasyon verisi ile son zamanların rekor seviyesi yaşanmaktadır. 

TÜFE Ana Harcama Gruplarına Göre Yıllık Değişim Oranları (%), (Ocak 2022)


 
Alt gruplar bazında Ocak 2022 enflasyon verileri analiz edildiğinde; ulaştırma, gıda ve alkolsüz içecekler, ev eşyası, lokanta ve oteller gruplarındaki enflasyon oranı medyan değer olan %48.69’un da üzerinde seyretmektedir. Toplam iş gücü içerisindeki asgari ücretli çalışan kişi sayısının %45’ler seviyesinde ve 17 milyon kişi civarında olduğu ülkemizde alt ve orta gelir grubuna ait “aile ve ev enflasyonu” diye tabir edilen enflasyon, çok daha üst seviyelerdedir. 

Enflasyon birçok ekonomik, sosyolojik ve psikolojik sorunu beraberinde getirebilmektedir. Enflasyonist ekonomilerde fiyatlama davranışlarında gözle görülür bozulmalar, suistimaller yaşanır. Bununla beraber toplumsal yolsuzluklar ve suç oranlarının enflasyonist ortamlarda daha yüksek olduğu görülebilmektedir. Aynı zamanda yeni nesillerin daha karamsar olduğu, geleceğe umutsuz baktıkları bir mesele haline dönüşebilmektedir. 

Tam bu aşamada değinilmesi gereken önemli bir husus; en başta da değinildiği üzere bu meselenin ülkemize has bir durum olmadığı ve küresel çapta bir enflasyonist ortamın varlığıdır. FED tutanaklarında ve Avrupa Merkez Bankası Başkanı Lagarde’nin son dönemdeki açıklamalarında küresel enflasyonun varlığından ve bununla mücadele yöntemlerinde sıkça bahsedilmektedir. Bu sebeple meseleye ideolojik bakmaktan ziyade sorunun küresel bir sorun olduğu unutulmamalı ve çözüm yolları tüm ekonomik birimlerce yapıcı bir şekilde aranmalıdır. 

Bankacılık, enflasyona yer yer olumlu yer yer olumsuz etki eden sektörlerin başında gelir. Katılım Bankacılığı tarafında kredi mekanizmalarının yönetimi ve kaynakların doğru yere aktarımı en önemli konular arasındadır. Murabaha temelli bir sistemde alıcı ve satıcı belli olmakla beraber aralarında ticari bir ilişki bulunması da şarttır. Böylelikle kaynak akışı ülke ekonomisine katkı sunan bir akış haline gelmektedir. Katılım bankaları, murabaha, mudarabe, icara, selem gibi finansal ürünler ile müşterilerine fon sağlayarak enflasyonist ortamdan ziyade yatırım, istihdam, ihracat gibi ekonomik değerlere hizmet etmektedir. Konvansiyonel bankacılık sisteminde ise kredi kanalları çoğu kez herhangi bir sorgulamaya tabi olmadan kullanılan ve neticesinde enflasyona sebebiyet verebilen bir ortam oluşturmaktadır. Karlılık amacıyla sadece “Para Satmak” gayesi içerisinde olan bir bankacılık sistemi, elbette tüketimi hızlı bir şekilde arttıracak ve arz talep dengesizliği sebebiyle fiyatlarda fahiş yükselişlere sebebiyet verecektir. Sonucunda enflasyon diye tabir ettiğimiz fiyatlar genel seviyelerinde rekorlar yaşanabilecektir. 

Elinde birçok malzemesi bulunan usta bir şefi düşünelim. Bu Şef’in tuza ihtiyacı var ise yemeğinde tuz, baharata ihtiyacı var ise yemeğinde baharat kullanacaktır. Her şey kararında gerçekleşir ve şef de iyi bir şef ise ortaya lezzetli bir ürün çıkması muhtemeldir. Fakat sırf elinde bulunduğu için tüm baharatları yemeğinde kullanan ve daha fazla kullanma telaşesinde olan bir şefin ortaya koyacağı yemek lezzetsiz olmakla birlikte ziyana sebebiyet verecektir.

Ülkemizdeki her bankayı ekonomik birer şef olarak kabul ettiğimiz senaryoda bankalar iyi birer şef olurlar ve hangi ürünlerini hangi kesime hangi oranda sunma becerilerini geliştirebilirse enflasyona olumlu etkiler sağlayacaklardır. Müşterilerine finansal danışmanlık yapan ve ihtiyacına göre ürün pazarlaması gerçekleştiren bir bankacılık sistemi ekonomik aktiviteye değer katacaktır. Katılım Finans kuruluşları bu şiar üzerine faaliyetlerini kurgularken aslında enflasyonist ortama pozitif etki ederek kaynak israfından kaçınmış olmaktadır.

                                                                                                                                                                                                                                                                                 Ahmet Necip Demir  
                        
 
 

Yorumlar (0)
Yorum yapabilmek için lütfen üye girişi yapınız!

Gelişmelerden Haberdar Olun

@