Katılım Bankacılığının Farkı Farkındalığıdır

Konvansiyonel bankalar, ülkemizdeki bankacılık sektörünün yaklaşık % 93’ünü oluşturmaktadır. Diğer yandan 80’li yıllardan bu yana ülkemizde varlık mücadelesi veren katılım bankaları ise sektörün yaklaşık % 7’sini teşkil etmektedir.

Katılım bankalarının sektör payındaki gelişimin beklenen ivmeyi yakalayamamış olmasının birden fazla nedeni olabilir ve bunların her biri ayrı ayrı üzerinde durulması gereken konulardır. Ancak şüphe yoktur ki katılım bankaları, sektör içerisinde edindikleri bu payı sadece faizsizlik söylemi ile elde etmiş değildir. 

Katılım bankası müşterisi özeldir

Müşterilerine sundukları çeşitli finansal hizmetler neticesinde gelir elde eden bankacılık sektörü, diğer tüm hizmet sektörleri gibi müşteri memnuniyeti odaklı çalışmaktadır.

Sundukları ürünlere ve hizmetlere yönelik farkındalık oluşturabilmek adına yazılı ve görsel basın, sosyal medya ve diğer iletişim kanalları aracılığı ile yaptıkları reklamlar neticesinde müşteri sayılarını ve banka karlılıklarını arttırmaya çalışmaktadırlar.

Katılım bankaları için ise müşteriler sadece finansal taleplerle gelen kişiler değil aynı zamanda konvansiyonel bankalardan ve faizden uzak durabilmek adına bu sistemi tercih eden kişilerdir. Dolayısıyla katılım bankalarının müşterilerine sundukları ürünler hem İslam hukukuna uygun hem de finansal ihtiyaçlara cevap verebilen ürünler olmak durumundadır. 

Katılım bankalarının müşteri kazanımına yönelik hamlelerinde en önemli detay konvansiyonel bankalardan ayrıldıkları noktaları öne çıkarmak olmalıdır. Katılım bankaları, şubeleri, ürünleri, çalışma şekilleri, kısacası dış görünüşleri itibariyle her ne kadar konvansiyonel bankalara benziyor olsalar da işin özünde ne kadar da farklı olduklarını müşterilerine anlatmalı, kurumsal kimliklerini bu çizgi üzerine şekillendirmelidirler.

Dolayısıyla reklam ve iletişim çalışmalarını, mevcut ve potansiyel müşterilerinde farkındalık oluşturacak şekilde kurgulamalıdırlar.

 Peki ya iç müşteriler 

Katılım bankacılığı gibi hassas değerler üzerine kurulu bir sistem, her bir personeli bu sistemin değerleri konusunda ne kadar hassas olursa o kadar sağlam olur. Dolayısıyla katılım bankacılığının en kıymetli özkaynağı insandır.

Katılım bankacılığında insan unsurunu bu denli değerli kılan şey, sistemin uygulanması aşamasında sistemin uygulayıcısı olan insanın gösterilmesi beklenen hassasiyettir. Tam da bu noktada katılım bankaları aynı zamanda birer iç müşteri olan personelleri için motive edici, yaptıkları işin özelliğine ve önemine yönelik farkındalığı arttırıcı eğitim ve etkinlikler gerçekleştirmelidir.

Her bir personel aynı zamanda reklam yüzü ve kurumsal imaja etki edecek bir iletişim kanalıdır. Müşterilerin personeller ile kurduğu iletişim, müşterinin bankayı algılama şeklini önemli ölçüde etkileyecektir. Dolayısıyla katılım bankaları, güvenilirlik, saygınlık, kurumsal imaj oluşturma ve konvansiyonel bankalardan ayrıldıkları noktaları vurgulama konusundaki gayretleri kadar personellerinin bilgi seviyesi, eğitim düzeyi ve en önemlisi katılım bankacılığı ve İslami finans ilkeleri konusunda gelişim sağlamaları için de gayret göstermelidirler.

Faiz ile kar payı arasındaki farkları, katılım bankacılığının hangi işlemleri hangi uygunluklar ve fetvalar çerçevesinde yaptığını, konvansiyonel bankacılık ürünleri ile katılım bankalarının ürünleri arasındaki farkları bilmek ve bunları müşterilerine doğru şekilde aktarabilmek üzere personellerine farkındalıklarını arttıracak yönde eğitimler verilmelidir.

CEMİL BALKANLI