Katılım Bankalarının Ülkemize Getirdiği Yenilikler

Toplumlar sürekli değişim hâlindedir. Toplumsal yaşamın önemli bir boyutu olan ekonomik alan da devamlı olarak değişim sürecinden geçen dinamik bir yapıya sahiptir.

Katılım Finans Sistemi 23.09.2021, 11:56 24.09.2021, 16:54
Katılım Bankalarının Ülkemize Getirdiği Yenilikler

Toplumu oluşturan bireylerin ihtiyaçlarında meydana gelen değişmeler, ekonomik alanda da karşılığını bulmakta ve ekonomiyi bu ihtiyaçlara göre yeniden düzenleme ihtiyacı doğmaktadır. Katılım bankaları da böyle bir ihtiyacın ürünüdür. Mevduat bankalarının hâkimiyetindeki Türk finans piyasasına çeşitlilik ve derinlik kazandırmak ve toplumsal ihtiyaçlara cevap vermek amacıyla, 1983 tarihli Bakanlar Kurulu kararı ile Türk mali sistemine dâhil edilmişlerdir. Ülkemizde katılım bankaları özellikle 2001 yılından sonra büyük bir atılım içerisine girmiş ve diğer ticari bankalar ile rekabet edebilir hâle gelmişlerdir. Bunda, 1999 ve 2001 yıllarında yapılan değişiklik ile katılım bankalarının, Bankalar Kanunu’na tabi olması ve katılım bankalarının ticari bankalar ile mevzuat bağlamında aynı hak ve yükümlülüklere kavuşmasının büyük katkısı bulunmaktadır. Bir ülkenin diğer tüm ekonomik faktörleri bir yana, finansal sisteminin derinliği, çeşitliliği ve etkinliği, o ekonominin sağlamlığı ve büyümesi için çok önemli bir etkendir.Bu açıdan bakıldığında katılım bankacılığı Türk finans sektörüne getirdiği çeşitlilik ile çok önemli ekonomik ve sosyal fonksiyonları ifa etmektedir.Bu fonksiyonların bir kısmı aşağıda açıklanmıştır.

Farklı bir düşünceye sevk etmek

Katılım bankalarının ülkemize getirdiği en önemli yenilik, yavaş ve zor da olsa, ekonomik alanda farklı boyutlarda düşünmeyi öğretmek olmuştur. Profesör merhum Sabahattin Zaim’in belirttiği gibi: ’’Ülkemizde halkımız nerdeyse gırtlağına kadar faize batmış durumda.Hem fiziki olarak,hem manevi olarak,hem düşünce bakımından.Herkeste faiz hesabı var.’Şuna yatırsam kaç para alırım ? ötekine yatırsam kaç para kazanırım’,diyor, faize göre hesabını yapıyor.’’Faiz sistemi hayatın her alanına nüfuz etmiş ve toplum farklı bir şey düşünemez hâle gelmiştir. Böyle bir ortamda katılım bankaları, ekonomi dünyasına faizsiz ekonomi modelini tartışma ve gündemde tutma imkânı vermiştir.

Parayı üretim faktörüne dönüştürme

Katılım bankacılığında tasarruflar ticari ve sınaî faaliyetlere katılarak üretim faktörü niteliği kazanmaktadır. Bu şekilde katma değer üretilerek tasarruf hacmi de artmaktadır. Ekonomi dışında atıl kalan tasarruflar hem ülke için hem de sahipleri için bir kayıptır. Ayrıca paranın atıl bir şekilde biriktirilmesi de faizsiz ekonomi modelinin prensipleriyle uyuşmaz. Yatırıma dönüşen tasarruflar milli gelirin artışına, bu artış ise toplumun refahına katkı sağlayacak demektir. Tasarrufların reel ekonomi dışında bono, tahvil, repo gibi alanlarda ve faiz garantisiyle değerlendirilmesi, tasarruf sahiplerini tembelliğe ittiği gibi, müteşebbisi de üretim ve çalışmaktan caydırır. Özellikle kriz dönemlerinde sanayi kuruluşları dahi yüksek faize yönelerek gelirlerinin önemli bir kısmını faiz yoluyla kazanmaktadırlar. Üretmek üzerine kurulmayan bir ekonomi borç üzerindedir ve azınlık bir kesim refahı bölüşürken geniş kitleler fakirlikle boğuşmak zorunda kalır. Özellikle israfın yaygın olduğu devlet kurumlarının piyasadaki kaynaklara yüksek faizle ortak olması, üreten ve çalışan müteşebbisin kaynak imkânlarını daraltır. Kamunun borçlanma ihtiyacı prensip olarak katılım bankalarının ilgi alanı dışındadır.

Krizlerin tahrip gücünü zayıflatma

Katılım bankaları her daim reel ekonomiyi, üretim ve ticareti finanse ettikleri için krizlerin tahrip gücünü zayıflatırlar. Kriz dönemlerinde dahi müşterilerini desteklemeye devam ederler. Fonlarını değerlendirecekleri başka bir alan yoktur. Bu nedenle kriz dönemlerinde de(belki de firmaların en çok kaynak ihtiyacı hissettiği bu dönemlerde ) müşterilerine fon kullandırmaya devam ederler.

Fon kullanan müşteriler için yeni fırsatlar

Fon kullanan müşterileri için yeni bir açılım, yeni fırsatlar demektir. Katılım bankalarının klasik bankalar ile rekabeti klasik bankaların yaklaşımlarını de etkilemektedir. Katılım bankası ile çalışmayı tercih eden çoğu kredi müşterisine klasik bankalar tarafından murabaha kredisi benzeri teklifler yapılmaktadır. Fiyat ve kredilendirme süreci, teminat koşulları açısından da klasik bankalar katılım bankalarından etkilenmektedirler. Bu durum, fon kullanan müşteriler için daha kaliteli hizmet almak demektir. Faiz belirsizliğinde ve yüksek faiz maliyeti altına girmekten çekindiği için yatırım yapmayan müteşebbisler için de katılım bankaları iyi bir kar-zarar ortağıdır.

Fon yatıran müşteriler için fırsat eşitliği

İnsanoğlunun kendisine saygı duymasını sağlayan unsurların başında, inandığı değerleri gündelik hayatında gözetmesi ve inançlarına uygun davranışlar sergilemesi gelir. Faizin haram olduğu emri gereğince tasarruflarını klasik bankalara yaptırmayan bireyler için katılım bankacılığı fırsat eşitliğidir. Bu sayede toplumsal yapıda yer alan birey için tasarruflarını koruma ve değerini arttırma imkânı sağlanmış olmaktadır.

Körfez Ülkeleri’nden fon temini

Yeterli hacme ulaşmamış olsa da Körfez ülkelerinden ülkemize katılım bankaları vasıtasıyla fon transfer edilmektedir. Her zaman kaynak açığı olan ülkemiz için bu uygulama önemli bir fırsattır ve zamanla fon ithali hacim olarak artacaktır. Katılım bankaları, petrol zengini körfez ülkelerindeki fon fazlasını ülkemize çekebilecek önemli bir potansiyele ve imkâna sahiptirler. Fonlarını faizsiz prensiplere göre değerlendirmek isteyen bu ülkelerin, ülkemizde yapacakları murabaha ya da kâr zarar yatırımları için katılım bankalarını aracı kullanarak veya hissedar olarak aktarabilecekleri önemli bir potansiyel vardır bu potansiyelin halen cüzi bir kısmı kazanılabilmiştir.

Ekonominin kayıt altına alınmasına katkı

Katılım bankaların fon kullandırma prensipleri gereği, klasik bankalardan farklı olarak, fon kullandırabilmek için bir mal ya da hizmetin alım satımı gereklidir. Mevzuat gereği, bu kurumlar alım satıma konu mal ya da hizmete ait faturanın bir örneğini müşteri dosyalarında muhafaza ile yükümlüdürler. Görüldüğü üzere, katılım bankalarınca finanse edilen işlemlerin mutlak surette muhasebe kayıtlarına geçmesi gerekmektedir. Bu yönüyle faizsiz bankacılık, devletin kayıt dışılıkla mücadelesine destek veren önemli bir çalışma sistemidir.

Nominal spekülatif işlemlerle ilgilenmeme

Üretim ve ticaretin teşvik edilmesi, zenginliğin dengeli paylaşımı felsefesi, katılım bankacılığında, yansımasını her koşul ve şartta, üreten ticaret yapan risk üstlenen müşterileri ile kader birliği yapması şeklinde tezahür eder. Bu yönüyle katılım bankacılığı, toplumun dikkatini bireysel ve spekülatif alanlardan üretime ve toplumsal faydanın sağlanması arayışına yönlendirmektedir.

Ülkeye kalifiye iş gücü kazandırma

Katılım bankaları, kuruluşlarından itibaren kendi personellerini kendileri yetiştire gelmektedirler.

Finansal ürün çeşitliliği sağlama

Ülkemizde diğer gelişmekte olan ülkelerde olduğu gibi finansal uygulamalar ,kaynaklar ve finansal ürün çeşitliliği oldukça sınırlıdır.Sermeye piyasalarının ve tasarrufların yetersizliği,ülkemizin gelişmesini de zorlaştıran unsurlardan biridir.Katılım bankacılığı farklı yöntemler ve prensipleriyle ekonomik çeşitlilik ve zenginliğe katkı sağlayan önemli kurumlardır.

Zeynep Aslı KEKEÇ

                                                                   

Yorumlar (0)
Yorum yapabilmek için lütfen üye girişi yapınız!

Gelişmelerden Haberdar Olun

@