Teknolojik Dönüşüm, Katılım Finans ve Kalkınma

Katılım finans sistemi kalkınma için alternatif oluşturmakta.

Katılım Finans Sistemi 09.11.2021, 10:16 01.12.2021, 17:28
Teknolojik Dönüşüm, Katılım Finans ve Kalkınma

Eylül ayı içerisinde İslam iktisadı ile ilgili iki önemli etkinlik düzenlendi. İlki "Kalkınma ve Az Gelişmişlik Sorunsalı" başlığı ile İKAM (İslam İktisadı Araştırma Merkezi) tarafından düzenlenen 9. İslam İktisadi Atölyesi, diğeri ise "İslam Ekonomisi ve Finansının Kalkınmadaki Rolünü Yeniden Düşünmek: Yeni Ufuklar" başlığı ile Sakarya Üniversitesi bünyesindeki İSEFAM (İslam Ekonomisi ve Finansı Uygulama ve Araştırma Merkezi) tarafından düzenlenen Uluslararası İslam Ekonomisi ve Finansı Kongresiydi.

İki etkinliğin de ana konusu kalkınma idi. İslam Ekonomisi ve finansının kalkınma sorununa getirdiği çözüm önerileri, teoriler, katılım finans temelli uygulamalar ve kurumların işleyişi gibi birçok konu üzerinde duruldu. Bu konular içerisinde dikkate değer başlıklardan biri de Müslüman ülkelerin mevcut durumunun eleştirisi idi. Kalkınmışlık düzeyi üzerinden kategorize edildiğinde Müslüman ülkelerin, en az gelişmiş ülkeler veya gelişmekte olan ülkeler grubunda yer alıyor olmaları her iki etkinlikte de kritik edilmiştir. Özellikle Sahra altı Afrika bölgesinde yer alan Müslüman ülkelerin sıralamanın gerilerinde yer alıyor olmaları bir problem olarak gündeme getirilmiştir. Bu anlamda söz konusu ülkelerin kalkınma için dış yardıma ihtiyaç duyuyor olmaları ekonomik anlamda yetkinliklerini kazanamamış olmaları olarak değerlendirilmektedir. Nitekim Sahra-altı Afrika’da yer alan Müslüman ülkelerin almış oldukları dış yardımların milli gelirlilerine oranı kimi ülkelerde %20-%30'u bulurken bu ülkeler için ortalama rakam %7 seviyesinde seyretmektedir.

Bu ülkelerin gelişmemiş olmasının birçok sebebini sayabiliriz. Fakat bugün konuştuğumuz ve İslam'ın iktisat düşüncesini temsil eden İslam Ekonomisi/İslami Finans, Müslüman ülkelerin sömürgecilikten kurtularak kendini geliştirmesi, adil ve sürdürülebilir bir model ortaya koyması fikri üzerine ortaya çıkmıştır. Bu sebeple ortaya konacak olan sistemde veya modelde insan kadar kurumların durumu da önem arz etmektedir. Bu anlamda hem bireyin hem de toplum ve kurumların önemsendiği bir ekosistem için teknolojik dönüşüm bir fırsat niteliğindedir. Çünkü teknolojik dönüşüm finansal kurumları hem desteklemekte hem de dönüştürmektedir. Devam eden mevcut dijital dönüşüm yalnızca büyük veri, yapay zekâ veya bilişimdeki değişimin değil yeni bir iş modelinin de taşıyıcısıdır. Örneğin veriye dayalı daha kesin sonuçların öngörüldüğü ve insan müdahalesinin minimuma seviyeye çekildiği karar verme süreçleri finansal kurumlarda kullanılmaya başlanmıştır. Bunun yanı sıra hizmet sektöründe satın almak yerine kullandıkça “öde prensibine” dayalı iş modelleri çevrimiçi platformlar aracılığıyla yaygınlık kazanmaktadır. Detaylarını paylaşım ekonomisinde gördüğümüz fakat yalnızca değiş-tokuş değil, kullanılmayan veya âtıl durumda olan bir kanepe dahi kolaylıkla kiralanabilmekte veya verim elde edilebilmektedir. Bu anlamda mevcut dönüşüm eskiyi yeni ile değiştiren bir yenilikçi/yapıcı yıkımın habercisidir.

Katılım finans kurumları bu dönüşümde baş rol oynar ve sürece yön verebilir ise yukarıda bahsettiğimiz adil ve sürdürülebilir bir sistem için gereken değişimi yakalamaya kapı aralayacaktır. Orta vadede paradigmayı değiştirecek olan bu dijital dönüşümün yaşanacağı imkân dahilindedir. Bu nedenle sektöre ivme kazandıracak olan çalışmalar oldukça önemlidir. Dahası yasaklamaktan ve engellemekten ziyade katılım finans prensiplerine uygun şekilde kapsayıcı bir rol alınması sektöre daha fazla katkı sağlayacaktır. Bu anlamda blokchain ve bağlı teknolojilerin geliştirilmesi, fintech uygulamalarının desteklenmesi ve hukuki alt yapılarının hazırlanması, yerel ve uluslararası kurumlar ile olan entegrasyon ve düzenlemelerin gerçekleştirilmesi, şeffaflığın sağlanması, uygulamaların katılım prensipleri kapsamında değerlendirilmesi ve nitelikli insan gücünün yetiştirilmesine yönelik çalışmaların yürütülmesi oldukça önemli ve gereklidir. Çünkü yapılan mevcut çalışmaların kullanıcılar tarafından kabul gördüğü gözlenmektedir. Bu sebeple sektör payının arttırılabilmesi, kullanıcılarda daha fazla karşılık bulanabilmesi ve nihai olarak alternatif bir kalkınma paradigması için fırsat niteliğinde olan bu dönüşüm süreci kaçırılmamalıdır.

Ahmet Biçer

Yorumlar (0)
Yorum yapabilmek için lütfen üye girişi yapınız!

Gelişmelerden Haberdar Olun

@