İslami Sigorta Sistemi (Tekâfül) ve Gelişimi

Tekâfül; bireylerin karşılaştığı tehlikelerdeki zararı asgariye indirmek veya hasarların telafisini sağlamayı amaçlamaktadır.

Blog 26.08.2021, 10:00 02.09.2021, 11:09
İslami Sigorta Sistemi (Tekâfül) ve Gelişimi

Sigorta; risklerin gerçekleşmesi sonucu doğabilecek zararları gidermek için kullanılan mali araç olarak tanımlanmaktadır. Tekâfül, “dayanışma” anlamına gelmekte olup, Arapça kökenli bir kelime olan “kefele”den türemiştir.

İslami sigortacılık sisteminin diğer adı tekâfüldür. Ödenen primler sigorta şirketinin değil katılımcılarındır. Geleneksel sigortacılıktan farklı olarak, tekâfül havuzunda hasar sonrası oluşacak bakiye üzerinden prim iadesi imkânı bulunmakta, fonlar ise faizsiz yatırım araçlarında değerlendirilmektedir. İslam dünyasında çeşitli ülkelerde, farklı yorumlarla uygulanmaktadır. Bu yorumlar birbirinden oldukça değişkenlik gösterebilmekle birlikte, genellikle aşağıdaki ilkelerden oluşmaktadır:

  • Kâr amacı gütmeyen sigortalıların bir araya geldiği kooperatif sigortacılığı.

  • Sigorta şirketinin biriktirdiği fonların faiz dışı yatırım araçlarında değerlendirilmesi.

  • Hasar ve sorumlulukların katılımcıların paylarına göre bölündüğü bir toplumsal sigorta havuzu modeli.

Kişilerin, yasal bir zorunluluk olmaksızın bir araya gelerek, karşılaşacakları belirli riskler sonrasında mal varlıklarında ve vücutlarında oluşacak maddi hasarları gidermek için karşılıklı olarak yardımlaşmayı taahhüt etmelerine tekâfül denir. Tekâfül; belirli risk grubundaki bireylerin kooperatif, şirket ve vakıf gibi organizasyonlarla bir araya getirerek, karşılaşılan tehlikelerde zararı asgariye indirmek veya bireylerin toplumsal yaşamlarını alt üst etmesine izin vermeden hasarların telafisini sağlamaktır. Katılımcıların karşılıklı olarak birbirine katkıda bulunmak üzere görüş birliğinde oldukları bir amaca uygun olarak yardım gerekmesi durumunda, ortak finansal yardım ve destek sağlayan müessesedir. Temel olarak bir grup katılımcının, daha önce belirtilen bütün kayıp ve yıkımlara karşı kendilerini ortak bir şekilde garantiye almalarını sağlayan bir sözleşmedir.

Ürün çeşitliliğinin artırılması, ancak teminatın artırılmasıyla sözkonusu olmaktadır

Tekâfül, bir grup şahsın muhtemel tehlikelerin zararlarını paylaşmak amacıyla, kâr amacı taşımayan ve kendisine ait müstakil hesabı bulunan bir fon oluşturmaları üzerine gerçekleştirilen akittir. Ürün çeşitliliğinin artırılması, ancak teminatın artırılmasıyla sözkonusu olmaktadır. Teminatın artırılması da kooperatiflerde yeni üye alınması veya üyelerden ek ödeme talep edilmesiyle sözkonusu olur. Üyenin kooperatife getirdiği sermaye ne kadar fazla olursa olsun, yönetim anlamında genel kurulda tek oy hakkına sahiptir. Bu sebepledir ki, kooperatif sigortacılığında sermayenin artırılması anonim şirketlerde olduğu gibi, ortak için cazip bir uygulama değildir. Anonim şirket tarzında kurulan bir sigorta şirketinin ileride halka açılması da sözkonusu olabilirken, kooperatiflerin halka açılması mümkün değildir. Bu yüzden anonim şirket tarzında kuruluş işlemlerinin yapılması düşünülebilir.

AAOIFI tarafından belirlenmiş olan tekâfül standartlarında katılım sigortacılığı sisteminin temel ilkeleri neler?

Kooperatif veya anonim şirket tarzında kurulan İslami sigorta şirketleri tekâfül standartlarına uydukları müddetçe katılım sigortacılığı hizmeti veriyor diyebiliriz. İslami finans alanında hizmet veren kurum ve kuruluşların istifade etmesi amacıyla standartlar belirleyen The Accounting and Auditing Organization for Islamic Financial Institutions (AAOIFI) tarafından belirlenmiş olan tekâfül standartlarında katılım sigortacılığı sisteminin temel ilkeleri şunlardır:

  • Yardımlaşma unsurunun/amacının bulunması

  • Primlerin toplandığı prim havuzunun poliçe sahiplerine ait olması, şirkete ait bir mülkiyetin bulunmaması

  • Sermayedara ait varlıkların ve katılımcılardan yani sigortalılardan toplanan primlerin, şirket Danışma Kurulu tarafından cevaz verilen faiz dışı piyasa araçlarında (katılım bankaları, sukuk, BIST katılım endeksi, kıymetli metaller, döviz vb) değerlendirilmesi

  • Dinen meşru görülmeyen iktisadi kıymetlere sigorta teminatı verilmemesi ve bu konuda seçici davranılması

  • Fıkıh alanında ihtisas sahibi bir danışma heyetinden hizmet alınması

Tekâfülde gönüllülük esas olduğundan ödenmeyen pirime faiz uygulanmamaktadır

Tekâfül türleri ve işleyişi günümüz tekâfül uygulamaları vakıflarla aynı temellere ve amaçlara dayanmaktadır. Başka bir ifade ile vakıfların bünyesinde tekâfüle yönelik düzenlemeler ve uygulamalar yer almaktaydı. Buna göre, vakıflarda olduğu gibi tekâfülde de amaç; sosyal sorumluluk, hayır işleme, ortak fayda, dayanışma ve karşılıklı işbirliği ile gönüllülük esasına dayalı yardımlaşmadır. Bu bağlamda tekâfül sigorta uygulaması mevcut sigorta uygulamasından farklıdır. En önemli farklardan biri tekâfülde risklere karşı ortaklaşa bir sözleşme ile birleşip doğabilecek tehlikeleri önlemek amaçlı bir fon havuzu oluşturmaktır. Bu fon havuzundan riziko maliyeti karşılandıktan sonra kalan tutarda tüm sigortalıların eşit hak sahibi olmasıdır. Tekâfülde gönüllülük esas olduğundan ödenmeyen pirime faiz uygulaması da sözkonusu değildir. Zira tekâfülde pirim ödemesi değil katkı payı ödenmektedir. Genel olarak tekâfül mudaraba ve vekâlet sözleşmeleri temeline dayalı vekil veya mudarip (yönetici) ile işlemektedir. Bunların yanı sıra karma yapısı da mevcuttur.

Bu standartlara göre; bir (anonim) şirket, dinen meşru görülen iktisadi sigortalar için katılımcıların ödediği primleri belli bir fonda toplayacaktır. Bu fonu öncelikle gerçekleşen kaza ve rizikolarda kullanacak ve arta kalanı İslami esaslara göre nemalandıracaktır. Fon, hasar ve rizikoları karşılamaya yetmez ve bilanço açık verirse; uygulanan sisteme göre şirket sahipleri veya poliçe sahiplerinden veya her ikisinden bu açık karşılanacaktır. Uluslararası İslami Finans İçin Muhasebe ve Denetleme Kurulu (AAOIFI), tekâfülü şu şekilde tanımlamaktadır: Tekâfül, bireylerin maruz kaldıkları risklere karşı bu risklere güvence verilmesine ilişkin yapılan anlaşmadır. Genel olarak tekâfül, bireylerin ilerde karşılaşabilecekleri herhangi bir zarar veya hasar karşısında önceden anlaşarak ortak bir fon havuzu oluşturur. Böylece sözkonusu zararın ya da hasarın bu fon havuzundan karşılanmasıyla gerçekleştirilen, mevcut sigortacılık işlemlerine alternatif olmakla beraber, günümüze entegre edilerek faizsiz olduğu söylenen bir tür sigorta yöntemidir. Oluşturulan fon havuzundan zararlar karşılandıktan sonra kalan fazlalıklar, helal olma ölçütüne uygun; aşırı belirsizlikten, kumardan ve faizden uzak, İslami ilkelere uygun yatırımlara aktarılabilmektedir. Sözkonusu yatırıma tüm poliçe sahipleri (sigortalılar) ortak olmaktadırlar.

İslami sigortacılık (tekâfül) tarihçesi

İlk Tekâfül Sigorta şirketleri 1979'da, Sudan'da The İslamic Insurance ve Birleşik Arap Emirlikleri'nde The İslamic Arab Insurance olarak kurulmuştur. Daha sonra başta Malezya ve Suudi Arabistan olmak üzere günümüzde Müslüman olan/olmayan pek çok ülkede çeşitli sigorta şirketleri kurulmuş durumdadır. Genel olarak dünyada sigortacılık 18. ve 19. yüzyıllarda gelişimini tamamlamıştır.1970’lere kadar dini hassasiyetleri sebebiyle sigorta sisteminden uzak duran İslami kesimde ilk kez Dünya İslam Birliği Fetva Konseyi’nin kurulması ve Sudan’nın tekâfül şirketi (faizsiz sigorta) kurmasıyla sigortacılık faaliyetlerine başlanmıştır. 1980’lerde İslam İşbirliği Teşkilatı (OIC) tekâfül sigortacılığını onaylamıştır. 1980’lerden sonra ise Malezya, Bahreyn ve Suudi Arabistan gibi İslam ülkeleri tarafından da uygulamalarına başlanmıştır. 1995’te Güneydoğu Asya Birliği (ASEAN) Ülkeleri tarafından tekâfül şirketi, 1997’de İslami Bankacılık ve Ulusal Tekâfül Şeriat Kurulu, 2006 yılında Malezya Uluslararası Finans Merkezi’nin kurulması ve 2014 yılında risk tabanlı sermaye için tekâfül uygulamaları gelişme göstermiştir. Günümüze gelene kadar birçok İslami sigorta şirketi ve bunların uluslararası düzeydeki düzenleme kurumları kurulmuştur.

Tekâfül sigortanın finansal sistemdeki yeri

Uluslararası Kooperatif ve Mütüel Sigorta Federasyonu üye tekâfül şirketlerine bakıldığında; 1968’de Malezya Sigorta Enstitüsü’nün (MII), 1970’lerden sonra ise İngiltere’de İslami Bankacılık ve Sigortacılık Enstitüsü (IIBI), Sudan’da İslam Sigorta Şirketi (IIC) ve Birleşik Arap Emirlikleri’nde SALAMA (Sigorta Acentesi) gibi kuruluşlar olduğu görülmektedir. 1980’lerden günümüze kadar da Federasyon’a; Mısır, Cezayir, Katar, Afrika, Endonezya ve Malezya gibi birçok ülkede kurulmuş üye sigorta şirketleri mevcuttur. Bu bağlamda Tekâfül sigorta uygulamalarına 1960’lı ve 1970’li yıllarda başlandığı söylenebilir. 1970’lerde Dünya İslam Birliği Fetva Konseyi’nin kurulması ve Sudan’da İslami Sigorta şirketinin kurulması ile İslam İşbirliği Teşkilatı (OIC) tarafından Tekâfül sigortacılık onaylanmıştır. Günümüzdeki tekâfül sigortacılık faaliyetlerine bakıldığında; İslami ülkeler dışında birçok Avrupa ve Asya ülkelerinde de uygulamalarının olduğu görülmektedir. Sözkonusu faaliyetlerin faizsiz finans sistemindeki yeri ise faizsiz bankacılık faaliyetleri ve sukuk (faizsiz bono) ihraçlarından sonra önemli bir şekilde arttığı görülmektedir. Global faizsiz finansta aktiflerin dağılımına göre yüzde 81 ile en büyük pay faizsiz bankacılık, yüzde 14 ile sukuk ihraçları ve yüzde 4 ile de faizsiz yatırım fonları yer almaktadır. Tekâfül oranı ise yüzde 1 civarındadır.

Zeynep Aslı Kekeç

Yorumlar (0)
Yorum yapabilmek için lütfen üye girişi yapınız!

Gelişmelerden Haberdar Olun

@