Katılım Bankacılığında Likidite Yönetimi

İslami Finans 03.04.2018, 02:48
Katılım Bankacılığında Likidite Yönetimi

Kuveyt Türk Genel Müdür Yardımcısı Dr. R. Ahmet Albayrak

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) 2017 yıl sonu verilerine bakıldığında, katılım bankalarının aktif büyüklüğünün toplam bankacılık sektörü içindeki payı yüzde 4,9 seviyesindedir. Bununla birlikte tasarruf bankalarının en büyük fonlama kaynağı olan mevduatın toplam pasifler içindeki oranı sektörde yüzde 52 iken katılım bankalarında bu oran yüzde 65’tir. Katılım bankalarının katılım hesapları dâhil toplam mevduatı, bankacılık sektöründe yüzde 6,1’lik bir pay alarak sektörün içindeki aktif paylarının üstünde bir performans göstermiş, başka bir deyişle mevduat tarafında Türk halkının tercihi olmuşlardır. Katılım bankalarının mevduat haricindeki fon kaynakları arasında, bankalar arası ve sermaye piyasalarından alınan borçlar ile sermaye benzeri krediler ve öz sermayeyi sayabiliriz. Katılım bankacılığı esasları dâhilinde danışma kurullarının onayladığı yöntemlerle sağlanan bu kaynaklar; yasal düzenleyicilerin belirlediği likidite oranları, zorunlu karşılıklar, sermaye yeterlilik oranı gibi yasal yükümlülükler karşılandıktan sonra fon kullandırma başta olmak üzere, bankalar arası ve sermaye piyasalarında değerlendirilmektedir. Katılım bankaları, finansal sistem içinde fon toplama ve fon kullandırma faaliyetlerine devam ederken gerek kendilerinden gerekse piyasadan doğacak likidite sıkışıklığı veya fazlası durumlarında günlük likidite (borç ödeme kapasitesi) vaziyetini yönetebilecek ürünlere sahiptir. Likidite yönetiminde para piyasası ürünleri olan murabaha, wakala ve swap ürünleri ile sermaye piyasası ürünlerinden kira sertifikasını (sukuk) sıklıkla kullanmaktadır. İlave olarak Türk Hazinesi’nin kira sertifikası ihraç etmeye başlamasından (2012) sonra bu ürünler de Merkez Bankası (MB) tarafından teminat olarak kabul edilmiş ve katılım bankaları, Merkez Bankası’nın açık piyasa işlemlerine girerek MB’dan günlük ve haftalık fon temin etmeye başlamışlardır. Toplanan fon kaynakları para birimi bazında değerlendirildiğinde kullandırılan fonlarla aynı cinsten olmayabilir. Nitekim, bankacılık sektörüne bakıldığında 2017 yıl sonu itibari ile kullandırılan TL fonların toplanan TL mevduatlara oranı yüzde 148 iken, yabancı para cinsinden kullandırılan fonların toplanan yabancı para mevduatlara oranı ise yüzde 90’dır. Bu durum katılım bankaları için de farklı değildir. Katılım bankaları daha fazla TL cinsi fon kullandırırken daha fazla yabancı para cinsinden fon toplamaktadır. Katılım bankaları, para birimleri arasındaki bu uyumsuzluğu döviz swap işlemleri ile yönetmektedir. Bu kapsamda fon fazlası bulunan para birimi bankalarla yapılan swap işlemi ile ihtiyaç duyulan para birimine, gerektiği durumda ise Türk Lirasına dönüştürülmektedir. Döviz swap işlemleri spot ve vadeli olmak üzere iki kısımdan oluşmakta ve swap işlemine konu taraflar döviz pozisyonu riskine maruz kalmadan mevcut likiditelerini yönetebilmektedir. Yurt dışı bankalarla yapılan bu işlemler, MB’nin ilgili ürünlerini katılım bankacılığı esaslı tasarlaması durumunda Merkez Bankası ile de yapılabilecektir. Swap işlemlerinin katılım bankacılığındaki uygulamaları Döviz Swap işlemleri, Para Swap işlemleri ve Kâr Paylı Swap işlemleri olmak üzere üçe ayrılmaktadır. Döviz swap işlemleri, daha çok kısa vadeli likidite yönetiminde kullanılırken, para swap işlemleri ve kâr paylı swap işlemleri genellikle bir yıl ve üzeri vadeli likidite yönetimi işlemlerinde kullanılmaktadır.

Mega İslami Bank’ın Aktif Olması Bekleniyor

Sukuk en basit şekli ile bir varlığa sahip olmayı ve ondan yararlanma hakkını göstermektedir. Katılım bankaları, kısa veya uzun vadeli likidite ihtiyaçlarını karşılamak için TL ve yabancı para cinsinden kira sertifikaları (sukuk) ihraç ederek kaynağa ulaşmakta ve diğer bankaların ve şirketlerin sukuklarını alarak da likiditelerini değerlendirmektedir. Katılım bankalarının ihtiyaç duyduğu kısa vadeli, likit yatırım entrümanı ihtiyacını karşılamak amacıyla İslami Bankacılık yapılan Merkez Bankaları tarafından kurulan The International Islamic Liquidity Management Corporation (IILM) tarafından da kısa vadeli dolar sukuk ihraçları yapılmaktadır. Söz konusu sukuklar hem kısa vadeli hem de yüksek likiditeye sahip olduğu için katılım bankalarınca tercih edilmektedir. Kamuoyunda Mega İslami Bank olarak bilinen ve kuruluş çalışmaları yapılan Uluslararası İslami Yatırım Bankası’nın da uzun vadeli aktifler oluştururken sukuklar ile kaynak oluşturması ve İslami sermaye piyasalarında aktif olması beklenmektedir. Önümüzdeki dönemde katılım bankaları ve katılım esaslı yatırım kuruluşlarının kısa vadeli yatırım / borçlanma ihtiyacının karşılanması amacıyla Borsa İstanbul bünyesinde Taahhüt Piyasası açılacaktır. Taahhüt piyasasının, finansal kuruluşların en önemli risklerinden olan likidite riskinin yönetimi açısından kritik rol üstlenmesi beklenmektedir.

Yorumlar (0)
Yorum yapabilmek için lütfen üye girişi yapınız!

Gelişmelerden Haberdar Olun

@