Katılım bankalarında katılma hesapları

İslami Finans 10.07.2017, 01:35
Katılım bankalarında katılma hesapları

İslam Hukuku Uzmanı Doç.Dr. İshak Emin Aktepe

Katılım bankaları, tasarruf sahiplerinden faizsiz yöntemlerle topladıkları fonu yine faizsiz yöntemlerle ticari işlemlerde değerlendiren ve elde ettiği kârı tasarruf sahipleriyle paylaşan kuruluşlardır. Katılma hesapları bu bankaların asıl fon toplama yöntemidir.

Katılma hesapları Bankacılık Kanunu’nda şöyle tanımlanmıştır:

“Katılım bankalarına yatırılan fonların bu kurumlarca kullandırılmasından doğacak kâr veya zarara katılma sonucunu veren, karşılığında hesap sahibine önceden belirlenmiş herhangi bir getiri ödenmeyen ve anaparanın aynen geri ödenmesi garanti edilmeyen fonların oluşturduğu hesaplar.”

Buna göre katılma hesapları mevduat bankalarındaki vadeli hesaplardan pek çok açıdan farklılık arz eder. Mevduat bankalarında açılan vadeli hesaplar bütünüyle faizli borç mantığına dayanırken katılma hesapları kâr ve zarar ortaklığı anlamına gelir. Dolayısıyla mevduat bankasında vadeli hesap açıldığında faiz geliri sağlanırken katılım bankalarında katılma hesabı açıldığında bankanın vade boyunca sağladığı kârdan pay
alma hakkı elde edilmiş olunur. Bu özet bilgiyi takiben katılım bankalarında açılabilen katılma hesaplarının özellikleri maddeler hâlinde şöylece arz edilebilir:

◗ Faizsiz getiri sağlamak amacıyla gerçek ya da tüzel kişiler tarafından açılabilir. Özel cari hesaplar gibi getirisiz olmadığı gibi mevduat bankalarındaki vadeli hesaplar gibi faiz getirisi de sağlamaz. Katılma hesapları faizsiz ticari kâr sağlamak maksadıyla açılır.

◗ TL ve döviz gibi paralar üzerinden açılabildiği gibi altın ya da gümüş gibi madenler üzerinden de açılabilir. Katılım bankaları hesaplara yatırılan fonları TL,
döviz, altın ve gümüş şeklinde ayrı ayrı havuzlarda toplar ve işletir. Her havuzun hesabı diğerinden ayrıdır.

Havuzların kârı ve zararı birbiriyle karıştırılmaz. Altın ve gümüş gibi madenlerin kâr getirebilecek tarzda işletilebilmesi için dövize çevrilerek değerlendirilmesi mümkündür.

◗ Aylık, üç aylık, altı aylık ve yıllık olarak açılabildiği gibi 31 günden daha az vadeli olmamak kaydıyla esnek vadeli (31-364 gün arasında) katılma hesabı da açılabilir.

◗ Bu hesaplara yatırılan fonlar katılım bankalarına verilmiş borç olarak değil, işletmesi için emanet edilmiş sermaye olarak kabul edilir. Katılma hesabı sahibiyle katılım bankası kâr ve zarara ortaktır. Bu ortaklığa mudârebe (emek sermaye ortaklığı) denilir. Sağlanacak kâra ya da oluşabilecek zarara tarafların hangi oranlarda katılacakları hesap açılırken bellidir.

◗ Katılım bankaları ile fon sahiplerinin kârı hangi oranlarla paylaşacakları aralarındaki anlaşmaya bağlıdır. Katılım bankaları çeşitli sebeplerle kâr paylaşım oranlarını farklı belirleyebilir.

◗ Katılma hesapları vadesi belli kâr zarar ortaklığı olduğu için taraflar arasında yapılan anlaşmalar vadeye kadar sabittir. Taraflar vade bitiminde diğer vade için geçerli olmak üzere anlaşma şartlarında değişiklik yapabilirler.

◗ Katılım bankaları, bu fonları basiretli bir tüccar gibi işletmeyi taahhüt ederler. Hesap sahiplerine önceden belirlenmiş bir kâr taahhüdünde bulunmazlar. Hatta taraflar kâr ve zarara ortak olduklarından bu hesaplara banka tarafından anapara garantisi de verilmez. Fakat katılım bankaları profesyonellerce yönetildiği ve ilgili kamu kuruluşlarınca hassas bir şekilde denetlendiği için zarar ihtimali neredeyse yoktur. Belki kârdan zarar etme durumu olabilir.

◗ Katılım bankaları bu hesaplara yatırılan fonları, faizsiz finans ilkeleri doğrultusunda ticari ve sınai alanlarda finansman sağlamak üzere kullanılır.

◗ Çoğunlukla bireylerin ve işletmelerin ihtiyaç duydukları emtiaların peşin alınıp vadeli kârlı satımı (murabaha) yöntemiyle yapılan bu finansman işlemlerinden doğan kâr, katılma hesabı sahipleriyle banka arasında paylaştırılır.

◗ Katılma hesaplarına yatırılan fonlar kesinlikle yurt içi ya da yurt dışı faizli bankalarda vadeli mevduat hesabı açılarak değerlendirilmez. Bu fonlarla repo ve ters repo türü faizli işlemler yapılmaz. Bu fonlar bütünüyle ticarette (murabaha, leasing, kira, eser sözleşmesi vs.) kullanılır.

◗ Katılım bankası katılma hesaplarına kâr zarar dağıtımı için sürekli hesap yapmak zorundadır. Çünkü hemen her gün bazı hesap sahiplerinin hesap vadesi dolmakta ya da yeni hesaplar açılmaktadır. O hâlde bankanın sürekli kâr zarar hesabı yaparak yatırımcılara dağıtacağı kârı tam olarak tespit etmesi gerekmektedir.

◗ 5411 sayılı Bankacılık Kanunu ile tüm bankalardaki tasarruf mevduatlarının 100.000 TL’lik kısmı Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) güvencesi altına alınmıştır. Katılım bankaları da bankacılık sistemine dâhil olduğu için aynı şartlar burada da geçerlidir.

◗ Vadesi dolmadan çekilen fonlara kâr ödenmemekle birlikte vadeden evvel çekilen fonlar yüzünden katılma hesabında kalan tutarların kârı yok olmaz. Katılma hesapları vadesi belli ortaklıklar olduğu için tarafların vadeye sadık kalmaları esastır.

◗ Katılım bankalarının kendi öz sermayesiyle yaptığı işlerden ya da bu sermayeye dayanarak girdiği taahhütlerden elde ettiği gelir, tamamen kendisine ait olduğu gibi bu işlemlerin zararı da kendisine aittir. Bu işlemlerde katılma hesapları kullanılmadığı için havuzun kârda payı bulunmadığı gibi zarara katılması da söz konusu değildir.

◗ Katılım bankalarının katılma hesaplarına dağıttıkları kâr paylarının miktarı hesap açılırken değil hesabın vadesi dolduğunda banka tarafından yapılan hassas işlemlerle tespit edildiği için faizli bankaların aynı dönem için taahhüt ettiği faiz oranlarıyla hiçbir şekilde ilişkisi bulunmamaktadır. Çünkü katılma hesabına yatırılan fonun hesapta kaldığı süre içerisinde katılım bankasının ne kadar kâr sağlayacağı hiçbir şekilde net olarak tespit edilemez. Katılım bankasının ne kadar kâr ettiği ancak ve ancak hesabın vadesinin dolduğu gün yapılan hesaplamalarla belirlenebilir.

Katılma hesaplarının dinî hükmü nedir?

İslam hukukunda verilen bir borç sebebiyle borçludan menfaat sağlamaya çalışmak tefecilik, faizcilik ve zulüm sayılıp yasaklanırken insanların ihtiyaçlarını temin etmek maksadıyla ticaret yapmak, ürün üretmek, almak satmak, kiraya vermek ve taahhütte
bulunmak gibi işlemler onaylanmıştır.

Ticaret yapmak için birden fazla tarafın bir araya gelmesi ve ortaklıklar kurması da
uygun görülmüştür. Katılım bankalarında katılma hesabı açmak da işte böylesi bir ortaklık anlamına gelmektedir. Şöyle ki, katılım bankaları çeşitli emtialara ihtiyaç duyan gerçek ya da tüzel kişiler için bu emtiaların vadeli ticaretini yapan kuruluşlardır. Böylece emtiaya ihtiyaç duyan ancak peşin ödeme imkânı olmayan müşterilerine vadeli satışlar yapmakta ve ticari kâr sağlamaktadırlar. Bu emtiaların peşin alımlarında ise çoğunlukla katılma hesaplarına yatırılan fonları kullanmaktadırlar. Dolayısıyla katılma hesabına fon yatırarak katılım bankası ile kâr zarar ortaklığı yapanlar bankanın söz konusu ticaretlerden sağlayacağı kâra ya da bankanın ticaretinden oluşabilecek zararına da ortak olmaktadırlar. Bu ortaklığa İslam hukukçuları mudârebe (emek sermaye ortaklığı) ya da kırâz adını vermektedirler.

İslam tarihi boyunca pek çok müessese böylesi ortaklıklar barındırdığı gibi günümüzde de ortaklıklara dayalı birçok işlem yapılmaktadır. Tarafların hak ve sorumlulukları açıkça belirlenmiş olarak yapılan böylesi ortaklıklar İslam hukukçularının ortak kanaati olarak dinen meşru kabul edilir. Dolayısıyla katılma hesabına fon yatırarak katılım bankasının ticaretinden pay almak İslam hukuku kurallarına uygundur diyebiliriz.

Yorumlar (0)
Yorum yapabilmek için lütfen üye girişi yapınız!

Gelişmelerden Haberdar Olun

@