Enerji Sektörünün Finansmanı ve Gelecek
Enerji dönüşümünün finansal bir dönüşümü de beraberinde getirdiğini söyleyebiliriz.
Kalkınma ve toplumsal refah için vazgeçilmez bir yere sahip olan enerji sektörü; ekonomik bağımsızlık/istikrar ve kapsayıcı büyüme açısından kilit bir konumda. Enerji hem gündelik hayatta hem de sanayi, tarım, ulaştırma, konut gibi hemen her sektörün temel ihtiyacı. Tüm dünyada böyle önemli bir talebi karşılama görevini üstlenen enerji sektörü; ekonomik, politik ve çevresel açılardan stratejik bir role sahip. Dünyanın bugünkü koşullarında bu rol ve önem daha da artarak enerjiyi küresel politikaların, bilimsel araştırmaların ve ekonomik çalışmaların merkezine yerleştiriyor. Bu noktada sektörün finansmanı da şüphesiz büyük önem arz ederken yöntem ve model arayışları da sürüyor.
Konvansiyonel enerji kaynaklarının (petrol, kömür, doğal gaz, uranyum vb.) sınırlılığı alternatif enerji kaynaklarına yönelmeyi zorunlu kılıyor. Ayrıca bugün artık küresel iklim krizi boyutuna ulaşan çevresel risk, sürdürülebilir enerji üretimini tüm dünya için elzem bir noktaya taşıyor. Bu bağlamda karbon salımını ciddi derecede yükselten fosil yakıtlar yerine güvenli ve sürdürülebi- lir bir enerji geleceği için ulusal/uluslararası düzeyde çalışmalar yürütülüyor. Projelerin gerçekleştirilmesi ve temiz enerji dönüşümünün sağlanması için gereken finansman araçları da yine bu anlayışla şekilleniyor.
ENERJİNİN GELECEĞİ VE TÜRKİYE
Uluslararası Enerji Ajansı’na (IEA) göre; dünya ölçeğinde sürdürülen çevreci politikalar sayesinde 2030 yılına kadar yenilenebilir enerjiye olan talebinde yaklaşık yüzde 30 artış öngörülüyor. Uluslararası anlaşmalar ve politika çalışmaları da gösteriyor ki enerjinin geleceğinde yeşil projeler güçlü bir yere oturacak. Özellikle iklim değişikliğiile mücadele amacıyla hazırlanan Avrupa Yeşil Muta- bakatı (AYM) kapsamında kurgulanan yeni uluslararası ticaret, küresel çapta bir değişimin habercisi. En önemli ticari partneri Avrupa Birliği (AB) olan Türkiye de bu değişimden büyük ölçüde etkilenecek ülkelerin başında geliyor. Enerji alanında yüzde 74 oranında dışa bağımlı olan Türkiye; bir yandan enerji bağımsızlığı yolunda adım atarken bir yandan da yeşil enerji dönüşümüne yönelik çalışmalara yönelmek durumunda.
ENERJİ DÖNÜŞÜMÜNDE FİNANSMAN İHTİYACI
İklim krizine karşı atılan adımlarda en önemli başlık olan “sıfır karbon” hedefi kapsamında tüm dünyada te- miz enerji üretimine yönelik yatırımlarda bir büyüme trendi bulunuyor. SHURA Enerji Dönüşüm Merkezi’nin hazırladığı Yeşil Yeni Düzen Bağlamında Türkiye’de Enerji Dönüşümünün Finansmanı raporuna göre küresel ölçekte enerji dönüşümü için 2050 yılına kadar sağlanması gereken yatırım miktarı, 110 trilyon dolar olarak hesaplanıyor. Toplam yatırımın yüzde 50’sinden fazlasının ise 2030 yılına kadar gerçekleşmesinin gerek- liliğine işaret ediliyor. Aynı dönemde Türkiye’nin temiz enerjiye geçiş için ihtiyaç duyduğu yatırım miktarı ise 135 milyar dolar. Bu veriler de göz önünde bulundurulduğunda enerji dönüşümüne yönelik finansman olanaklarının genişlemesi ve çeşitlendirilmesi ihtiyacı ortaya çıkıyor. Bu anlamda enerji dönüşümünün finansal bir dönüşümü de beraberinde getirdiğini söyleyebiliriz.
YEŞİL FİNANSMAN VE KATILIM BANKACILIĞI
Sürdürülebilirliğe hizmet eden ve çevre dostu teknolo- jiye yatırım yapan firmaların desteklenmesini temele alan “yeşil finansman” kavramı, finansal kuruluşlarınçevresel, sosyal ve yönetişim (ESG) kriterleriyle entegre edilen faaliyetlerini kapsama alıyor. BU çerçevede çevre dostu yatırımlara destek veren bankacılık ve sigortacılık hizmet ve ürünleri de geliştiriliyor. Özellikle hidroelektrik santralleri (HES), güneş enerjisi santralleri, biyo-yakıt gibi yenilenebilir enerji üretimine yönelik projelerin des-teklendiği yeşil finansman modeli enerji dönüşümü için önemli bir yerde duruyor. Katılım bankacılığı ekosistemi de risk paylaşımı esasına dayalı olarak geliştirilen yeşil finansman ürünleri ile öne çıkıyor.
Son yıllarda büyüme yönünde ciddi bir ivme yakalayan İslami finans, bünyesinde barındırdığı temel ilkeler itibarıyla yeşil
finans modeline oldukça uygun bir profil çiziyor. İslami bankaların, sürdürülebilirlik ve yeşil temalı projelere finansman desteği sunulmasını hedefleyen “İslami yeşilbankacılık”, yenilenebilir enerji sektörünü destekleyici bir pozisyon alıyor.
YEŞİL SUKUK
Yeşil sukuk, İslami finans prensipleriyle uyumlu ve ihracıyla sağlanan fonların yeşil projelerde kullanılması zorunlu olan bir katılım bankacılığı aracı olarak karşımıza çıkıyor. Küresel İslami yeşil finans ürünleri arasında en büyük paya sahip ürün olan yeşil sukuktan elde edilen fonlar güneş enerjisi, biyogaz enerjisi, rüzgâr enerjisi, enerji verimliliği, elektrikli araç gibi projelerde kullanılıyor. 2021 yılında dünyada toplam yeşil sukuk ihracı 5,3 milyar dolar seviyesini görürken önümüzdeki yıllarda güçlü bir büyüme trendi bekleniyor.
Küresel enerji politikalarının gelişimi ve sektörel yö- nelimler de göz önünde bulundurulduğunda enerjide yeşil dönüşümün ağırlığını günden güne daha çok hissedileceğini söylemek mümkün. Yeşil finansın talebi ve büyüklüğü de yine bu duruma paralel bir şekilde gelişecektir. Model itibarıyla yeni düzene entegrasyonyatkınlığı gösteren katılım bankacılığı için gelecek yeni fırsatlara gebe olabilir.