Katılım Bankacılığı Sektörünün SWOT Analizi İle Değerlendirilmesi

Katılım bankacılığı sektörünün göstermiş olduğu büyüme performansının Türk bankacılık sektörü genelinden daha iyi olduğu görülüyor.

Katılım Finans Sistemi 22.04.2021, 17:20 03.05.2021, 12:35
Katılım Bankacılığı Sektörünün SWOT Analizi İle Değerlendirilmesi

Literatürdeki çalışmalardan hareketle bu yazıda; katılım bankacılığı sektörü için SWOT (Güçlü Yönler, Zayıf Yönler, Fırsatlar, Tehditler) analiziyle, katılım bankacılığı sektörünün güçlü ve zayıf yönlerinin ortaya konulması ve dış çevreden kaynaklanan fırsat ve tehditlerin saptanması amaçlanmaktadır.

Strengths (Güçlü Yönler)

Yüksek büyüme performansına sahip olunması

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun (BDDK) 2005 yıl sonu – 2019 yıl sonu dönemini kapsayan verilerine bakıldığında; toplam aktifler, şube sayısı, personel sayısı, ATM sayısı ve dönem net kârı değişkenleri bazında katılım bankacılığı sektörünün göstermiş olduğu büyüme performansının Türk bankacılık sektörü genelinden daha iyi olduğu görülmektedir.

Devlet tarafından desteklenen bir alan konumunda olunması

2015-2019 arasında; Ziraat Katılım Bankası, Vakıf Katılım Bankası ve Türkiye Emlak Katılım Bankası sektöre giriş yapmıştır. Kamu tarafındaki bu teşebbüsler, katılım bankacılığı modelinin devletimiz tarafından önemsendiğine ve aktif olarak desteklendiğine işaret etmektedir.

Kayıt dışı ekonominin engellenmesini sağlayan bir iş modeline sahip olunması

Katılım bankacılığı sektörünün, nakdi finansmana dayanmayan ve faturasız işlemlere yer vermeyen bir iş modeline sahiptir. Bu durum kayıt dışı ekonomik faaliyetlerin engellenmesinde önemli bir görev üstlendiği görülmektedir.

Krizlerden görece az etkilenilmesi

Katılım bankaları kâr ve zarara katılma esasına dayalı olarak faaliyet göstermektedir. Finansmanın bir proje veya emtia temeline dayanması ve finansman bedelinin mal ve/veya hizmet temin eden satıcı tarafa fatura karşılığında ödenmesi sebebiyle de riskli ve spekülatif alanlarda fon kullanımına izin vermeyen bir iş modeline sahip olan katılım bankaları, ekonomik krizlerden görece az etkilenmektedirler.

Weaknesses (Zayıf Yönler)

Tanınırlık düzeyinin görece düşük olması

Cumhurbaşkanlığı Finans Ofisi için Barem Pazar Araştırma ve Danışmanlık AR-GE merkezi tarafından yapılan Türkiye Hane Halkı Finansal Algı ve Tutum Araştırması’nda katılımcıların yüzde 40’ının “katılım bankalarını ve katılım bankalarının sundukları hizmetleri hiç bilmedikleri ya da çok az bildikleri” önemli bir ayrıntı olarak karşımıza çıkmaktadır.

Görece olumsuz kamuoyu algısının varlığı

Yukarıda sözü edilen Araştırma sonuçları incelenirse, görüşülenlerin yüzde 25’inin “faiz ve kar payının aynı şey olduğu” ifadesine yüzde 80’in üzerinde katıldıkları görülmektedir. “insanların katılım bankalarıyla çalışmamasının temel sebebi gerçekten İslami kurallara göre çalışmadıklarını düşünmeleridir” şeklindeki ifadeye ise yüzde 80 ve üzerinde katıldıklarını belirten yüzde 21 oranında bir kitlenin mevcut olduğu ve ayrıca katılım bankalarını tercih etmeyenlerin yüzde 15’inin “diğer bankalar gibi faizle iş yapıyorlar” gerekçesini belirttikleri dikkat çekmektedir.

Fiziki şube ağının görece yetersiz olması

Katılım bankalarının mevduat bankalarına kıyasla fiziki şube ağlarının yeterli düzeyde olmadığını söyleyebiliriz. BDDK'nin 2020 Eylül verilerine göre; Ardahan, Artvin, Bayburt, Hakkâri, Sinop ve Tunceli illerinde hiç şube olmadığı, Bartın, Bilecik, Bitlis, Gümüşhane, Iğdır, Kırklareli, Kilis ve Şırnak illerinde ise yalnızca bir tane şubenin bulunduğu gözükmektedir.

Ürün, hizmet ve piyasa çeşitliliğinin görece sınırlı olması

2013 Aralık’ta BDDK ile Türkiye Katılım Bankaları Birliği (TKBB) ev sahipliğinde Ankara’da düzenlenen Katılım Bankacılığı ve Faizsiz Finans Çalıştayı sonucunda, faizsiz finansa ilişkin ürün, hizmet ve piyasaların yeterince çeşitli ve gelişmiş olmaması problemi vurgulanmaktadır. Türkiye Hane halkı Finansal Algı ve Tutum Araştırması bulgularında da katılım bankalarının tercih edilmeme nedenlerinden birisi olarak “diğer bankalara göre daha az finansal ürün sunmaları” seçeneğine katılanların oranı yüzde 11’dir.

Opportunities (Fırsatlar)

Yüksek büyüme potansiyeline sahip olunması

Denetim, vergi ve danışmanlık hizmetleri sunan KPMG Türkiye’nin Sektörel Bakış Bankacılık 2019 raporuna göre; faiz hassasiyetleri nedeniyle sistem dışında kalan aktörlerin sisteme dâhil edilmeleri açısından katılım bankacılığı, önemli bir büyüme fırsatı barındırmaktadır. Yine benzer hizmetler sunan Deloitte Türkiye’nin Türkiye Katılım Bankacılığı: Büyüme Yolundaki Önemli Adımlar raporunda da katılım bankacılığı sektörünün gelişme potansiyelinin görece yüksek olduğuna dair değerlendirmeler yer almaktadır.

Tanınırlık eksikliğini kapatacak çalışmaların yürütülüyor olması

Hem TKBB hem de ayrı ayrı katılım bankaları tarafından katılım bankacılığı modelinin daha geniş kesimlere tanıtılabilmesi amacıyla karşılıksız öğrenim bursu desteği, ödüllü makale yarışması, sosyal sorumluluk projeleri, reklam filmleri vb. gibi uygulamaların hayata geçirilmeye başlandığı görülmektedir.

Threats (Tehditler)

Üniversiteler düzeyinde sektörün ihtiyaç duyduğu nitelikli insan kaynağının yetişmesine zemin hazırlayacak akademik programların yeteri kadar yaygınlaşmaması.

Katılım bankalarında çalışan personellerin büyük bir bölümü daha önce konvansiyonel bankalarda istihdam edilmiştir. Bu sebeple personellerin; katılım bankacılığı prensipleri, işleyiş mekanizması ve ürünlerine dair bilgilerinin yetersizliği ve sözkonusu konvansiyonel bankacılık deneyimlerinin de etkisiyle faizsiz finans kavramları yerine geleneksel bankacılık terimlerini kullandıkları, müşteri algısının bundan olumsuz yönde etkilendiği, yukarıda da bahsi geçenler gibi çeşitli raporlarda karşımıza çıkmaktadır. Katılım bankacılığı ilkelerine, ürünlerine, felsefesine, işleyiş mekanizmasına ve terminolojisine hâkim insan kaynağı açığının olduğu ve ülkemiz üniversitelerinde bu açığı kapatabilecek nitelikte önlisans ve lisans programlarının hemen hemen hiç olmadığı gözlemlenmektedir.

Mevzuat altyapısı kaynaklı problemler

Mevduat bankaları ile katılım bankalarının aynı mevzuata tabi olmalarının ve mevzuat içinde farklılaştırma yapılmasının önündeki bazı engeller sektörün gelişmesi açısından bir tehdit unsurudur. Katılım Bankacılığı ve Faizsiz Finans Çalıştayı sonucunda, “sistemin kurumsal yapısının ve hukuki altyapısının tam olarak oluşturulamaması” konusunun önemli bir problem alanı olarak vurgulandığı görülmektedir.

Kütahya Dumlupınar Üniversitesi

Öğr. Gör. Ramazan BAŞ

Yorumlar (0)
Yorum yapabilmek için lütfen üye girişi yapınız!

Gelişmelerden Haberdar Olun

@