Sorunlu Alacaklarda Arabuluculuk Stratejisi
Arabuluculuk yönteminin hukuki uyuşmazlıklarda yaygınlaşması ile bankaların da sorunlu alacaklarda bu yöntemi benimsemesi faydalı bir alternatif olarak öne çıkıyor.
Arabuluculuk, hayatımıza ilk olarak, 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu başlığı altında, 07.06.2012 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak girmiştir. O günden bugüne kadar geçen 9 yılda ise herkesin takdirini kazanacak şekilde, büyük başarılara imza atarak yoluna devam etmektedir. Özellikle de ilk olarak 01.01.2018 tarihinde bireysel veya toplu iş sözleşmesine dayanan işçi veya işveren alacağı ve tazminatı ile işe iade talebiyle açılan davalarda, akabinde 01.01.2019 tarihinde ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında ve son olarak da 22.07.2020 tarih ve Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’a eklenen 73/A madde ile birlikte tüketici işlemi niteliğinde olan ve tüketici hakem heyetlerinin görev kapsamında olmayan tüketici mahkemelerinde görülecek davalarda, mahkemeye gitmeden önce arabulucuya gidilmesi dava şartı haline getirilmesi, arabuluculuk uygulamalarının yaygınlaştırılmasında büyük etki sağlamıştır.
Günümüze baktığımızda ise geçen 8 yıllık uygulama süreci sonunda 2,5 milyonun üzerinde uyuşmazlık dosyasının arabuluculuk müessesesinin önüne geldiğini ve bu uyuşmazlıkların yaklaşık olarak yüzde 70’inin anlaşmayla sonuçlandığını görmekteyiz. Bu durumun ülkemiz açısından son derece büyük bir başarı ve olumlu bir gelişme olduğunu söylemek, yanlış olmayacaktır. Zira böylesi büyüklükteki sonuç neticesinde tarafların anlaşmasıyla uyuşmazlıkların sona erdirilmesi; yargının üzerindeki dava ve icra yükünü hafifletmesinden daha da öte bir sonuç olarak toplumsal uzlaşıyı ve sosyal barışı temin etmesi yönüyle ülkemize önemli bir katkı sağlamaktadır.
6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu yürürlüğe girdikten sonra konvansiyonal bankalar ve katılım bankaları bu uygulamaya karşı sıcak bir yaklaşım sergilemişlerdir. Bunun sonrasında Dava Şartı uygulamasının getirildiği 2018 yılına kadar banka ve katılım bankasının taraf olduğu çok sayıda uyuşmazlık dosyası ihtiyari olarak arabuluculuk önüne getirilmiştir. Özellikle de bazı bankalarımız ellerindeki uyuşmazlıklarla ilgili belli sayıda dosya seçmek suretiyle pilot uygulamalar gerçekleştirmişlerdir. Bu pilot uygulamalarla bankanın taraf olduğu uyuşmazlığın arabuluculuk önüne getirilmesinin bankaya sağladığı menfaatler somut olarak tespit edilebilmiştir. Bundan sonraki süreçte arabuluculuğa elverişli tüm uyuşmazlıklarının çözümünde arabuluculuk kurumunu tercih etmeleri, bankalarımıza hem zamandan hem de yargılama masraflarından tasarruf etmeleri açısından önemli katkılar sağlayacağı gibi bankalarımızın bu şekilde uzlaşı kültürüne sağladıkları katkı açısından da oldukça önem arz etmektedir.
Hakim-Adalet Bakanlığı Arabuluculuk Daire Başkanı - Çağdaş Özer
İçeriği Katılım Finans 28. sayısında görüntüleyebilirsiniz.