Türkı̇ye’nı̇n Tarım Polı̇tı̇kaları ve Katılım Fı̇nansın Potansı̇yelı̇
Katılım bankaları, tarladan sofraya kadar geçen üretim, işleme, pazarlama süreçlerinde helal zincirin korunmasında etkin role sahiptir.
Üretimi, paylaşımı, ahlaki değerleri ve sosyal adaleti önceleyen alternatif finans araçlarının başında “katılım finans” sistemi gelmektedir.
Faizsiz finans sisteminin geliştirilmesi, ekonomideki payının artması ve reel sektöre daha fazla katkı sağlaması amacıyla hazırlanan ve Cumhurbaşkanlığı Finans Ofisi tarafından açıklanan Katılım Finans Strateji Belgesi’ndeki eylemlerin hayata geçmesi durumunda bu yapı, klasik bankacılık sisteminden yöntemler bakımından ayrışacak ve “Türkiye Ekonomi Modeli”nin başarıya ulaşmasında “yatırım, istihdam, üretim, ihracat ve cari fazlaya dayalı büyüme” stratejisinin tarımsal politikalarını önemli bir şekilde destekleyecektir.
Katılım finans sisteminin, tarım bankacılığı alanında yenilikçi çözüm ve hizmetler sunmakla yetinmeyip, tarım sektöründeki istihdama hitap etmesi ve ülkemizdeki giri- şimci çiftçilerin beklentilerine odaklanması azami fayda sağlayacaktır.
Tarım ve hayvancılıkta sürdürülebilirlik, iyi tarım uygulamaları, yüksek tarım teknolojileri, tarım odaklı dijital pazaryeri, akıllı tarım uygulamaları gibi tarım bankacılığı alanlarına da hitap etmek finansal katılımı artıracaktır.
Ülkemizin 2023 yılı için tarımdaki en önemli hedefinin erişilebilir ve sürdürülebilir tarımsal ürün arzı olduğu aşikâr. Bunun temini de yerli ve milli üretim ile mümkün olacaktır. Bu kapsamda, “gıda arz güvenliği” önemli ulu- sal güvenlik konularımızdan biridir. Ancak tarım sektörü bugüne kadar katılım finansın sunduğu imkânlardan yeterince yararlanamamıştır. Tarım kredilerinin %98'inden fazlası konvansiyonel bankalar tarafından sunulmakta, ülkemizdeki katılım bankalarının bu kredilerden aldığı pay ise 2020 yılı itibariyle %2’ler seviyesinde kalmaktadır. Bu durum, katılım bankalarının 2025 yılı stratejik hedefle- rine ulaşmaları açısından önemli bir gelişme alanı olarak değerlendirilmektedir.
Tarım sektöründeki üretimin finansmanı, üreticilerin çalışma sermayesi ihtiyacı vb. finansal gereksinimini karşılayan alternatif katılımcı ürünler (Selem Sözleşmesi) mevcut olup; banka dışı kuruluşlar (Fiskobirlik, Toprak Mahsulleri Ofisi ve Tarım Kredi Kooperatifleri), katılım bankaları ve sermaye piyasaları (Türkiye Ürün İhtisas Borsası) gibi kurumsal yapılar sisteme daha fazla entegre edilebilir.
Katılım bankaları, tarladan sofraya kadar geçen üretim, işleme, pazarlama ve diğer süreçte helal zincirin korunmasında etkin rol oynayabilmektedir. (2018 yılında Adıyaman’daki badem işleme tesisi için Vakıf Katılım ile Tarım Kredi Kooperatifleri arasında kâr-zarar ortaklığına dayalı (müşareke) bir protokol imzalandığı bilinmektedir.)
Girişimlerin desteklenmesi, üreticilerin finansmanı, helal (gıda) üretim, devlet desteklerine aracılık edilmesi, tarım (ürün) sigortası başlıkları ile ilgili olarak, katılım bankacılığının yaygınlaşması için risk paylaşımı ve iş birliğine odaklanılması ve kırsaldaki üretici kesimle buluşturulması oldukça önemlidir.
Erdal Özkaya
Ziraat Yüksek Mühendisi