Aktif Rasyosu Hakkında Değerlendirmeler

Mevzuat 13.07.2020, 01:58
Aktif Rasyosu Hakkında Değerlendirmeler

Bankaların ellerinde bulundurduğu kaynakların en etkin şekilde kullanılmasını sağlamak amacıyla, mayıs ayı itibarıyla Aktif Rasyosu’nu hesaplamalarına karar verilmiştir.

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu’nca, COVID-19 salgını nedeniyle yaşanılan sürecin; ekonomiye, piyasaya, üretime ve istihdama olumsuz etkisini mümkün olan en az seviyeye indirmek ve bankaların ellerinde bulundurduğu kaynakların en etkin şekilde kullanılmasını sağlamak amacıyla, 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun 93’üncü maddesi ile 43’üncü maddesinin ikinci fıkrasına dayanılarak alınan 18.04.2020 tarih ve 9000 sayılı karar ile mevduat ve katılım bankalarının, 01.05.2020 tarihinden başlamak üzere, denklemi verilen Aktif Rasyosu’nu (AR) hesaplamalarına karar verilmiştir.

Aktif rasyosunun mahiyeti ve kapsamı

Mayıs 2020 itibarıyla hesaplanacak olan AR’ın her ay sonu, mevcut döneme ilişkin aylık ortalamasının; mevduat bankaları için asgari yüzde 100, katılım bankaları için ise yüzde 80 düzeyinde tutturulması gerekmektedir. Sözkonusu Karar’da AR’ın pay ve paydasını oluşturan kalemlerin kapsamına yönelik olarak;

  • “Krediler” kaleminin, takipteki krediler hariç, bankaların bireysel ve ticari müşterilere kullandırdıkları krediler toplamını,
  • “Menkul Kıymetler” kaleminin, bankalarca satın alınan yurt dışı yerleşiklerce ihraç edilmiş menkul kıymetler ve hisse senetleri hariç, özel sektör tahvil ve bonoları ile Türkiye Cumhuriyeti Hazinesince ihraç edilen her türlü borçlanma araçları, kira sertifikaları ve Eurobondların toplam değerini,
  • “TCMB Swap” kaleminin, bankaların T.C. Merkez Bankası’na Swap yoluyla verdikleri yabancı paranın adı geçen bankanın alış kurundan hesap edilen TL cinsinden toplam değerini,
  • “TL Mevduat” kaleminin, bankalar mevduatı hariç, tüm TL cinsi mevduat/katılım fonu toplamını,
  • “YP Mevduat” kaleminin, altın ve kıymetli maden hesapları dâhil olmak üzere, bankalarda tutulan YP cinsinden mevduat/katılım fonunu ifade etmesi uygun görülmüştür. Bu karar sonrasında, ortaya çıkan tereddütlerin giderilmesi ve bankacılık sektöründen gelen görüş ve öneriler çerçevesinde, Kurul tarafından konu hakkında 30.04.2020 tarih ve 9003 sayılı ikinci bir karar alınmıştır. Alınan yeni karar; esas itibarıyla AR hesaplamasında yer alan unsurlara dâhil edilecek veya hesaplama dışında tutulacak kalemlere ilişkin ilave açıklamaları içermektedir. Bu karar iki başlık altında toplanmaktadır:

1- AR hesaplamasına dâhil edilecek kalemler

  • Mevduat/katılım fonu blokajlı kullandırılan krediler ve teminat olarak bloke edilen mevduat/katılım fonu tutarları.
  • 6361 Sayılı Kanun’a tabi finansal kiralama şirketlerine kullandırılan krediler ile bu kuruluşlar tarafından ihraç edilen menkul kıymetler.
  • Katılım bankalarının finansal kiralama alacakları.
  • Özel sektör tarafından ihraç edilen kira sertifikaları.
  • T.C. Merkez Bankası ile yapılan, bankaların altın verip TL aldığı Swap işlemleri.
  • Borsa İstanbul (BİST) FX Swap piyasasında, bankaların döviz verip TL aldığı ve karşı tarafı T.C. Merkez Bankası olan FX Swap işlemleri.
  • T.C. Merkez Bankası ile yapılan altın ve döviz depo işlemleri.

2- AR hesaplamasına dâhil edilmeyecek kalemler

  • AR’ın pay ve payda kısmında yer alan kalemlere ilişkin reeskont ve tahakkuk bakiyeleri.
  • Yurt içi ve yurt dışı bankalar mevduatı.
  • Yurt dışı merkez ve şubelerden olan YP borçlanma işlemleri.
  • T.C. Merkez Bankası nezdinde tutulan zorunlu karşılıklar ile müşterilerin nakit ihtiyaçlarına istinaden bankalarca ihtiyaten tutulan likidite tutarı.
  • Takipteki alacaklar.
  • Gayrinakdî krediler.
  • Bankalara kullandırılan krediler.
  • 6361 Sayılı Kanun’a tabi faktöring ve finansman şirketlerine kullandırılan krediler ile bu kuruluşlarca ihraç edilen menkul kıymetler.
  •  Yurt dışında yerleşiklere kullandırılan krediler.
  • Yurt içi/yurt dışı bankalardan olan alacaklar.
  • Ters repo işlemleri.
  • Yurt içi/yurt dışı yerleşiklerce ihraç edilen hisse senetleri.
  • Yatırım fonları.
  • Bankalarca ihraç edilen menkul kıymetler.
  • T.C. Merkez Bankası ile yapılan, bankaların altın verip döviz (FX) aldığı Swap işlemleri.
  • T.C. Merkez Bankası ile yapılan altın ve döviz depo işlemleri haricindeki diğer para piyasası işlemleri.

AR hesaplamasına dâhil olmayan kalemler, nasıl değerlendirilmeli?

Esas itibarıyla, bankaların daha fazla kredi kullandırmalarını sağlamayı hedefleyen AR’da yer alan kalemlerin kapsamını belirlemeye yönelik olarak alınan 30.04.2020 tarihli ikinci Karar’da, en fazla dikkat çeken husus, zorunlu karşılıkların ve takipteki alacakların AR hesaplaması dışında tutulmuş olmalarıdır. Bilindiği üzere bankalar, topladıkları kaynakların belirli oranlardaki tutarlarını T.C. Merkez Bankası’nın konuya dair düzenlemesi çerçevesinde adı geçen bankaya karşılık olarak yatırmak zorundadır. Bankaların zorunlu olarak yatırdıkları, kredi verilebilir kaynaklarını azaltan ve üzerinde tasarruf yetkilerinin olmadığı karşılık tutarlarının, AR’ın payda kısmında yer alan mevduat/katılım fonu tutarından düşülmesi veya pay kısmına eklenmesi daha doğru olacaktır. Konu ile ilgili bir hususa daha değinmekte fayda vardır. Bankaları, topladıkları mevduat/katılım fonu tutarlarını daha fazla kredi vermeye yönlendirmeyi amaçlayan sözkonusu Kurul’un kararına karşılık, T.C. Merkez Bankası’nın Zorunlu Karşılıklar Hakkındaki 2013/15 Sayılı Tebliğ’in 10/A maddesinde, kredi büyüme hızı düşük olan bankalara, belirli şartlar dâhilinde daha düşük oranlarda zorunlu karşılık tesis etme imkânı tanınmaktadır. Her iki kurumun kredi hacminin büyümesine ilişkin düzenlemeleri arasında paralellik kurulması ve bu amaçla gerekli değişikliklerin yapılmasının uygun olacağı değerlendirilmektedir. Diğer taraftan, tahsilinde gecikme ve sorunlar yaşanması nedeniyle takibe alınan alacaklar da özünde kredi işlemi olup, normal krediler gibi bunlar da toplanan mevduat/ katılım fonu kaynağından fonlanmışlardır. Bu itibarla, takipteki alacakların da krediler kalemi kapsamında AR hesaplamasına dâhil edilmesi uygun olacaktır.

Solo bazda hesaplanacak olan AR düzenlemesinden Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu bünyesindeki bankalar ile mevduat/katılım fonu toplama yetkisi bulunmayan kalkınma ve yatırım bankaları ise bu karardan muaf tutulmuş olup, 31.03.2020 itibarıyla, toplam mevduatı/katılım fonu 5 milyar TL’nin altında kalan bankalara, bu düzenlemeye uyum için 2020 sonuna kadar süre tanınmıştır.

Aktif rasyosuna uygunluğun sağlanması

Kurul tarafından yürürlüğe konulan AR düzenlemesi ile bankalar, mevduat/katılım fonu adı altında topladıkları kaynakları asgari bir oran dâhilinde krediler, menkul kıymetler ve T.C. Merkez Bankası Swap işlemlerine yönlendirmekle yükümlü kılınmaktadır. Düzenlemeye uygunluk sağlamak üzere her banka; kendi durumuna göre AR’ın pay ve paydasında yer alan kalemlerin biri, birkaçı veya tamamı üzerinden paydadaki tutarın düşürülmesi ve/veya paydaki tutarların arttırılmasına yönelik uygulamaları hayata geçirecektir. AR’ı tutturabilmek için alınabilecek önlemlerden biri, rasyonun paydasını oluşturan mevduat/katılım fonu tutarının azaltılması olarak görünmektedir. Bunun temini için bankalar, mevduat faizlerini -özellikle AR’deki 1,25 çarpan etkisi nedeniyle döviz cinsi mevduat faizini- düşürmek suretiyle mevduatın bir kısmının çekilmesini sağlamaya yönelecektir. Ancak geçmiş dönemlerdeki deneyimler ve mevduat sahiplerinin tercihleri dikkate alındığında, döviz cinsi mevduat faizlerindeki düşüşlerin bu tür mevduatlarda ciddi bir azalmaya neden olmadığını ortaya çıkarmaktadır. Başka bir ifadeyle, bankaların AR’ın paydası üzerindeki kontrolü sınırlı düzeyde olup, bu konuda tasarruf sahiplerinin tercihleri belirleyici rol oynamaktadır. Çalışma prensipleri ve mevzuat hükümleri gereği katılma hesaplarına dağıtılacak kâr payı oranlarını belirleme yetkileri olmayan katılım bankaları açısından AR’ın paydası, veri konumundadır. Sözkonusu hesaplara dağıtılacak kâr payları, bu kaynakların işletilmesinden elde edilecek gelirlere göre belirlendiğinden, bu bankaların AR’ın paydasındaki tutarı değiştirmeye imkân verecek doğrudan bir kontrolü bulunmamaktadır. AR’ın tutturulabilmesi için bankalarca uygulanabilecek bir başka politika, kullandırılan kredilerin arttırılmasıdır. AR’ın payında yer alan diğer kalemlerdeki çarpan katsayıları dikkate alındığında, düzenlemenin öncelikli amacının da bankaların kaynaklarını kredi kullandırımlarına yönlendirmek olduğu anlaşılmaktadır. Kredilerin artırılması için bankaların birinci önceliği, mali yapısı güçlü ve kredibilitesi yeterli müşterilerle, kredi ilişkisi tesis etmek olacaktır.

Kredi riskini arttırmamak adına öncelik bu olmakla birlikte, COVID-19 salgını nedeniyle yaşanılan sürecin ekonomik faaliyetler ve onun aktörleri üzerinde olan olumsuz etkileri dikkate alındığında, bankaların kredi kullandırma konusunda öncelikli tercihi olan müşterilerin sayısal olarak kısıtlı olması, AR’ı tutturabilmek adına bazı bankaların yeterli kredibiliteye sahip olmayan müşterilerle kredi ilişkisi kurmasına ve buna bağlı olarak kredi riskinin artışına neden olabilecektir. Kurul’un AR’a ilişkin kararı sonrası bankaların bu Rasyo’yu tutturmak için yapabilecekleri bir diğer uygulama, kamu ve özel sektör borçlanma senetlerine olan plasmanlarını arttırmak olacaktır. Bankaların, mali yapıları üzerinde olumsuz sonuçlara yol açabilecek kredibilitesi düşük müşterilere kredi vermek yerine, ağırlıklı olarak kamu borçlanma senetleri olmak üzere, menkul kıymet alımına yönelmesi ve bunun bir sonucu olarak menkul kıymetlerde ortaya çıkacak olan artışın AR’ın yükseltilmesinde önemli bir rol oynaması beklenmektedir. Katılım bankalarının bu amaçla alabilecekleri menkul kıymetler mevduat bankalarına göre daha sınırlı olup, bu bankaların hazine ve özel sektör kuruluşlarınca ihraç edilmiş kira sertifikaları dışında başkaca bir menkul kıymet almaları mümkün bulunmamaktadır. AR’ın değerinin yükseltilmesinin bir başka yolu, bankalarca TCMB Swap işlemlerinin arttırılmasıdır. Bu işlemlerin AR’a dâhil edilmesindeki asıl amaç, bankaların muhabirleri nezdinde tuttukları dövizlerin, Swap işlemleri yoluyla T.C. Merkez Bankası’na aktarılmasını sağlayarak, adı geçen Bankanın döviz rezervlerinin yükseltilmesidir. Bankaların imkânları ölçüsünde bu işlemleri yapacakları düşünülmekle birlikte çarpan etkisinin düşük (0,5) olması nedeniyle, AR’ın payında yer alan diğer iki kaleme göre sözkonusu Rasyo’nun değerinin yükseltilmesinde daha sınırlı bir etkisi olacaktır. Kurul Kararı ile belirlenmiş olan AR değerini tutturamayan bankalar hakkında, 5411 Sayılı Kanun’un 148’inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca 500 bin TL’den az olmamak üzere, aykırılık oluşturan tutarın yüzde beşine kadar idari para cezası uygulanacaktır.

TKBB Mevzuat Danışmanı Cemalettin Yüksel

Yorumlar (0)
Yorum yapabilmek için lütfen üye girişi yapınız!

Gelişmelerden Haberdar Olun

@