Yeni Elektronik Çek Kanunu Neler Getiriyor?

Analiz 09.12.2019, 01:27
Yeni Elektronik Çek Kanunu Neler Getiriyor?

Ticaret Bakanlığı ve Kredi Kayıt Bürosu (KKB) tarafından hazırlanan, ilgili özel kurumlar ve kamu kuruluşları ile paylaşılarak nihai hâle getirilen ve alt metin çalışmaları devam eden Elektronik Çek ve Bono Sistemi’nin 2020 yılı içinde yürürlüğe girmesi bekleniyor. Bu uygulamanın beraberinde çek ve bonoların elektronik ortamda işlem görmesi için banka sistemlerinin birbirleri ile iletişimini sağlamak amacıyla EÇS (Elektronik Çek Sistemi) adlı bir sistemin kurulması da hedefleniyor. Böylelikle piyasada dolaşımda olan e-çek bankalar ve diğer teknolojik destek sağlayan kuruluşlar tarafından da teyit edileceğinden çekin sahtesinin veya klonlanmış bir kopyasının oluşturulması engellenmiş olacak.

Operasyonel risk ve yükümlülüklerin minimuma indirilerek daha net bir şekilde yönetilebilmesi ve maliyetin düşürülmesi; sistemin kurulmasındaki en önemli amaçları oluşturuyor. E-ticaret ve sanal ödeme sistemlerinin finans sektöründeki payının artması ve dijitalleşme çalışmalarının ağırlık kazanması ise e-çek sisteminin yürürlüğe girmesinin önemli nedenleri arasında yer alıyor.

Dünyadaki benzer uygulamalara bakıldığında bu sistemi en yoğun ve güvenli şekilde kullanan kurumun, Check21 adlı teknolojiyi hayata geçiren Amerikan Hazine Piyasası olduğu görülüyor. Check21 teknolojisi; kâğıt çeklerin okutulması, istihbarat doğrulaması, sanal transfer ve takas işlemleri gibi prosedürlerin tamamını uygulama imkânı sunuyor. Bu teknolojik altyapı ile birlikte e-çek, Amerikan Hazine Piyasası’nda özellikle KOBİ’ler tarafından sıklıkla kullanılıyor.

Türkiye’de çek kâğıdı üretiminin yapılmaması, bu tedarikin yurt dışından döviz ile sağlanıyor olması ve Avrupa ülkelerinin çek kâğıtlarını özellikle merkez bankalarının belirttiği teknik şartnameye uygun üretmesi; yüksek maliyetleri de beraberinde getiriyor. İthalat sonrası basım, fire, çek basımının belli sayıda olma zorunluluğu ve taşıma maliyetleri eklendiğinde mevcut tutarlar daha da artıyor. Ayrıca dünya genelinde selüloz ve pamuk üretiminin düşmesi, bu süreçte çevreye verilen zarar ve Çin piyasasında düşük maliyetli kalitesiz kâğıt üretiminin yapılması; çek kâğıdı teminini zorlaştıran diğer etkenleri oluşturuyor. Bunun yanı sıra bankaların el değiştirmesi, yasal düzenlemeler nedeniyle çek imajlarında yapılan değişikler, keşidecinin çeki uzun süre kullanmaması veya kullanım hataları sonucu iptal edilen çekler de bu maliyetlerin artmasına yol açıyor. Bu noktada özellikle bankaların; kâğıt çeklerin ibrazı, sanal transferi, sonuçlandırılması ve arşiv olarak saklanması gibi işlemler için kullandıkları tarama cihazları, teknolojik altyapılar ve transfer sistemleri de büyük maliyetler oluşturmakta. Bu nedenle kâğıt çeklerin getirdiği tüm bu olumsuzlukların, e-çek sistemi ile büyük ölçüde ortadan kaldırılması hedefleniyor.

Ülkemizde bulunan 50’yi aşkın banka; tahsile veya teminata aldıkları çekleri, Temmuz 2018 itibarıyla 6493 sayılı Ödeme Sistemleri Mevzuatı’na uygun olarak Takasbank tarafından yürütülen Görüntülü Elektronik Çek İşleme ve Takas Sistemi (GEÇİT)’ne ibraz ederek sonuçlandırıyor. Piyasadaki dolaşım incelendiğinde elektronik takas ortamına ibraz edilen çeklerin oranının yüzde 99,8’i geçtiği görülüyor. Bu yüksek oranlı ibraz durumunun da kanıtladığı üzere kâğıt çeklerin sisteme anında dâhil olamaması ve takip edilebilirliğinin zorluğu, elektronik çek uygulamasının gerekliliğini ön plana çıkaran en önemli unsurlardan biri olarak karşımıza çıkıyor.

Şu da bir gerçek ki ticaret erbabı, mal ve hizmet alışverişlerinde vadeli çek kullanarak banka kredisinden daha uygun ve ucuz maliyete kendi aralarında bir kredi-fon ilişkisi yürütüyor. Bu ilişkinin boyutu neredeyse Türkiye gayrisafi millî hâsılasının üçte birine, tüm bankaların aktif kullandırdıkları kredi toplamının ise dörtte birine denk geliyor. Türkiye’de çeklerin özellikle 5941 sayılı Kanun sonrası ibraz tarihinin keşide tarihi ile eşitlenmesi sayesinde de bu ödeme yönteminin teminat aracı olarak kullanılmasının önü yasal zeminde açılmış oldu. 5941 ve 6273 sayılı Çek Kanunlarının uygulamaya geçirilmesinden sonra piyasada işlem gören çek adet ve tutarları her ne kadar azalmışsa da ödenen nitelikli çeklerin oranı arttı. Buna mukabil karşılıksız çek oranı da hissedilir derecede azaldı.

6493 sayılı Ödeme Sistemleri Mevzuatı’na uygun olarak belirlenecek kurum ve kuruluşların, EÇS’nin işleticisi olması öngörülüyor. Şu an için KKB, öncelikli aday olarak değerlendiriliyor. Bununla birlikte mevzuata uygun olan Risk Merkezi ve Takasbank’ın da sistemde işletici konumunda olması mümkün görünüyor.

E-çek sistemini işletecek kurumların; dünya çapında kabul görmüş teknoloji, güvenlik ve iletişim altyapılarına yönelik eş değer biçimde güçlendirilmesi gerekiyor. Ayrıca bu kurumların, kesintisiz işlem ve kullanıcı dostu arayüz geliştirmeleri de önem arzediyor. Taslak hâlinde olan EÇS üzerinde bazı değişiklikler ve özellikle sistemde yapılacak yenilikler, güncellemeler, süreçler ve düzenlemeler için açık olarak yazılmış bir alt metin düzenlemesine ihtiyaç bulunuyor.

E-Çek’in Özellikleri Neler?

Üzerinde “elektronik çek ibaresi” yazısının bulunması, sistemin verdiği benzersiz bir seri numarasının olması, çek hesabının sahibine ait güvenli elektronik imza veya elektronik kimlik doğrulama yöntemiyle oluşturulan kimlik kaydının yer alması; e-çekin göze çarpan ilk özelliklerini oluşturuyor. Karşılıksız çek bildiri işleminin yine elektronik ortamda yapılabilir olması ve bu işlemden sonra alınacak çıktının yasal ortamda ispat aracı olarak kullanılabilmesi de yeni sistemin en önemli özelliklerinden birini teşkil ediyor. Çek bilgilerinin sisteme bir kez girilebiliyor olması ve benzersiz bilgiye sahip çeke yalnızca bir kere provizyon verilmesi, yeni sistemin en önemli güvenlik unsurunu oluşturuyor. Ancak tekrarlamak gerekirse işletici kuruluşun önceliği, bu sistemi en üst düzey teknoloji ile güvenli ve sorunsuz sunmak olmalı.
E-çeklerde elektronik ibraz başlangıç tarihi, keşide tarihi gibi olacak. Bu tarihten önce ibraz mümkün olmayacak. Keşideci veya hamil, ciranta hesabının bulunduğu bankanın sistemi üzerinden en geç elektronik ibraz tarihi başlangıcına kadar onay verebilecek. Aynı zamanda çek için verilen bu onay, zilyetliğin devri niteliği de taşıyacak.
Piyasada dolaşımda olan e-çeklerin sahtesinin veya klonlanmış bir kopyasının oluşturulmasının neredeyse imkânsız hâle geleceğini belirtmiştik. Şifreleme yöntemleri ve elektronik imza ile güvenilirliğin daha yüksek olması açısından bankaların, bu önlemleri kendi bünyelerinde veya Yasa’da belirtilen Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu ile Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu aracılığıyla alıyor olması yeni kanun taslağında şarta bağlandı. Ayrıca taslakta bu uygulamaların, bünyesinde CISA (dünyada kabul görmüş teknolojik sistemleri kullanabilme yeterliliği) sertifikası olan kuruluşlar aracılığı ile yürütebileceği de yer alıyor.

Bununla beraber yeni kanuna göre bankalar, e-çek sisteminin işleyişinde yaşanacak sorunlarla ilgili müşterilerin uğradıkları zararlardan da sorumlu tutulacak. Bankaların bu uygulamayı destek hizmeti şeklinde temin etmeleri durumunda, ilgili kuruluşa zarar tazmini için rücu hakları da olacak.

Yeni sistemde hem borçlu hem alacaklı hem de cirolar arasında karşılıklı olarak kesintisiz bilgi akışı sağlanacak. Ayrıca çekin elektronik ibraz süresinin sonuna kadar keşidecilerin, ciroların ve avallerin kimlik bilgilerine ve çek bilgilerinin tamamına bahsi geçen kişilerin rızaları aranmaksızın ulaşılabilecek. Tüm bu özellikler doğrultusunda ticaret sektöründe güven ve hacim, kayda değer oranda artmış olacak.
Çekin hatalı keşidesinde, özellikle de matbu hamil unsuru olmayan çeke yazılan “hamiline” ibaresinden doğan ceza ve müeyyideler bu sistemde olmayacak. Aynı zamanda çekler; keşideci ve ciroların bilgileri sisteme işlenirken elektronik sayısal (TCKN, VKN, IBAN) girişlerin kontrollü olması nedeniyle fazla ayrıntıya gerek kalmadan keşide edilebilecek. Bu sayede tarih ve tutar gibi bilgilerin hatasız girilebilmesi, zaman ve maliyet açısından da tasarruf sağlayacak. Ciroların direkt olarak IBAN’a yapılabilecek olması ve imza kontrolüne gerek kalmaması, alacaklıya özellikle çekin transfer ve tahsilatı bakımından büyük kolaylık ve hız kazandıracak.

Çeklerin firma, banka ve finansal kuruluş muhasebe sistemleri ile istihbarat sistemlerine tam uyumlu olması, kolay raporlanabilir bir yapı teşkil etmesi ve böylelikle kolay hesap mutabakatı sağlaması; yine bu kuruluşlar için zaman ve emek maliyeti tasarrufu sağlayacak.

Banka, talep olması durumunda veya kendi istihbarat ve rasyo verilerine istinaden müşterisine çeşitli sayılarda çek verebilecek. Yine bu özellik sayesinde ileride oluşabilecek karşılıksız çek yazılması gibi durumlar da minimuma inecek. Konkordato ve iflas gibi durumlarda keşidecinin diğer çeklerinin kullanımı da engellenebilecek.

E-çek Kullanıcılarının Nelere Dikkat Etmesi Gerekiyor?

Çeklerin sanal ortamda üretilerek transfer ediliyor olması nedeniyle bazı unsurlara özellikle dikkat edilmesi gerekiyor. Öncelikle, çek işlemleri yapılırken lisanssız cihazlar kullanılmamalı. Sistemde kaydı bulunan veya kayıt açacak olan kişiler, tahmin edilebilir kullanıcı adı veya şifre almamaya özen göstermeli. Sisteme erişim, siber saldırılara karşı güvenli cihazlar üzerinden yapılmalı. Ayrıca sanal veya telefon üzerinden dolandırıcılığa karşı dikkatli olunmalı. Yetkisiz kişiler ile paylaşım yapılmaması da güvenilir işlem için çok büyük önem taşıyor. Bunun yanı sıra sosyal medya paylaşımları konusunda da dikkatli olunması gerekiyor. Taklit veya domain internet siteleri üzerinden alışveriş, tahsilat ve benzeri işlemler yapılmamalı. İnternet ve elektrik gibi kesintilere önlem olarak güç kaynağı kullanımlarında da aynı şekilde dikkatli olunmalı.

Ülkemizde ticari işlemlerde ve bankacılık sektöründe kullanılacak olan bu uygulamanın hayırlı, sorunsuz ve kârlı olmasını diliyorum.

EmlakBank Ödemeler Operasyon Birimi Yöneticisi Ömer Apık

Yorumlar (0)
Yorum yapabilmek için lütfen üye girişi yapınız!

Gelişmelerden Haberdar Olun

@