Yükselen Trend: Katılım Sigortacılığı Tekâfül

Analiz 10.08.2017, 00:47
Yükselen Trend: Katılım Sigortacılığı Tekâfül

YUNUS EMRE GÜRBÜZ

Yardımlaşma esasına dayalı olarak kurgulanan ve tekafül olarak anılan, ülkemizde ise “katılım sigortacılığı” adı ile literatürdeki yerini alan İslami sigortacılık sistemi, dünya finans sistemi içerisinde önemini her geçen gün artırmaktadır. Ülkemizde de katılım sigortacılığının özellikle son yıllarda hem yerli hem de yabancı yatırımcının ilgisini çekmeye başladığı ve bu yönde yatırımların yapıldığı görülmektedir. Arapça eserlerde sigorta karşılığı olarak “ette’mîn”, “et-tekâfülülictimâî” ve “et-tadâmun” terimleri kullanılmaktadır.

Temelinde yardımlaşma esası olan tekafül sigortacılığı, sisteminin benzerlerine Selçuklular döneminde esnaf ve tüccarın oluşturduğu Ahilik adı verilen, esnaf birlikleri ile derbent teşkilatlanmasında, yine Osmanlılarda lonca teşkilatlarının
kurduğu esnaflar arası yardımlaşmayı sağlayan teâvün sandıklarında görebilmekteyiz.
İlki 1979 yılında Sudan’da kurulan yardımlaşma esaslı bu sistemde her bir katılımcı diğerinin uğrayacağı zararın tazmin edilmesini yüklenmiş durumdadır.

Operatör yani sigorta şirketinin yaptığı iş, sigortacılık işlemlerini yürütmekten ve organize etmekten ibarettir; tazmin yükümlülüğünü üstlenen aslında sigorta şirketi değil, sigortalılardır. Sigortalılardan toplanan primlerin yetersiz kaldığı durumlarda ise
şirket ortaklarından sigorta havuzuna “karz-ı hasen” vasıtasıyla fon aktarımı olur veya
ihtiyat fonundan yararlanılarak hasar ödemeleri yapılır.

İki tabloda tekafül (katılım) sigorta
ile klasik (ticari, konvansiyonel)
sigortanın farklarını özetlemektedir

Ticari sigorta, içerisinde barındırdığı garar (belirsizlik), meysir (kumar) ve riba (faiz)
hususları sebebiyle İslam âlimleri tarafından ve çeşitli tarihlerde yapılan birçok
İslam fıkıh toplantılarında sakıncalı görülmüştür. Fertlerin teberrularından (bağış) oluşan bir sandıktan felakete uğrayan muhtaç kimselere yardım edilme anlamında, “Teberru Sandığı” şeklinde oluşan yardımlaşma sigortalarının meşruluğu hakkında
ise âlimler arasında ihtilaf yoktur. Aksine, sigortanın bu şekli İslam’ın iyilikte yardımlaşma emrinin (Maide, 5/2) muhtevası dâhilinde görülmüştür.

Sistemin sağlıklı bir şekilde işlemesi için denetim önemli bir mekanizmadır. Bu denetim
mekanizmalarına ihtiyaç sadece katılım sigorta şirketinin kuruluş için gerekli uygunluklarının alınması ile sınırlı olmamalı, mutlak suretle şirket devam ettikçe bu mekanizma da devam etmeli ve işler olmalıdır. Bu bağlamda birçok ülkede hem dış hem iç hem de şeri denetim mekanizmaları mevcuttur.

Ülkemizde de bu makale yazılırken hâlihazırda Hazine Müsteşarlığı tarafından birçok düzenlemeyi ele alan bir Katılım Sigortacılığı Yönetmeliği Taslağı çıkarılmıştır. Ayrıca İslami sigortacılık konusunda hizmetler sunma, araştırmalar yapma gayreti ile ülkemizde bir de Katılım Sigortacılığı Derneği isminde bir STK kurulmuştur. Kuruluşundan bir müddet sonra da “2015 Yılı Aralık Ayında bir Başbakanlık Genelgesi” ile Faizsiz Finans Koordinasyon Kurulu’nun dokuz üyesinden biri olmuştur.

Katılım Sigortası Sistem Modelleri 

Vekâlet modelinde, operatör şirket havuzun yönetimini önceden belirlenmiş bir vekâlet ücretiyle yapmaktadır.

Verilen hizmet açısından ticari sigortadan farkı olmayan katılım sisteminin arka planda çalışan prensipleri diğer uygulamalardan ayırmaktadır. Operatör şirketlerinin yapmış
olduğu faaliyetler iki ana kısma ayrılmaktadır. Bunlar şirketin yönetimi olan “teknik işlemler” ve toplanan fonun yönetimi olan “mali işlemlerdir”. Teknik işlemler; poliçe üretimi, hasar ödemeleri  gibi sigortacılıkla doğrudan ilgili olan işlemlerdir. Bu işlemlerin poliçe sahipleri (yardımlaşma havuzu) adına şirket tarafından yürütülmesi vekâlet yoluyla olmaktadır.

Vekâlet modelinde operatör şirket, havuzu işletmeye başlamadan önce birikimlerin bir kısmını kendine bir ücret olarak almaktadır. Bu ücrete vekâlet ücreti adı verilmektedir. Bu modelin temel ilkesi şirketin poliçe sahibinin vekili gibi hareket etmesidir. Şirketin rolü havuza ait tüm işlemleri önceden belirlenmiş bir ücret mukabilinde yerine getirmektir.

Mali işlemler tarafında ise sermayedarın ortaya koyduğu anapara ile birlikte havuzda
biriken primler danışma kurulunun uygun gördüğü alanlarda değerlendirilmektedir. Bu işlemlerden elde edilen gelirler açısından ise mudarebe veya vekâlet diye iki durum ortaya çıkmaktadır.

Ödenen hasarların toplanan primlerden fazla olması durumunda, havuzda oluşabilecek herhangi bir açık hâlinde karz-ı hasen müessesesinin çalışması; kâr paylaşımı esasına dayanan ve mudaribin garantör olamayacağı mudarebenin ruhuna aykırı olması gibi bazı nedenlerden dolayı dünya genelinde vekâlet modeline bir teveccüh bulunmaktadır.

Mudarebe modelinde, operatör şirket dönem sonunda havuzda kalan kârın önceden belirlenmiş olan bir yüzdesini almaya hak kazanmaktadır.

Bu çalışma hazırlanırken ülkemizde hayat ve hayat dışı alanda birer adet tam tekafül/katılım sigortası; 5 adet de pencere şeklinde faaliyette bulunan yarı tekafül/katılım sigorta şirketi bulunmaktadır.

Türkiye’de yaklaşık otuz yıllık geçmişi bulunan katılım bankalarının, bankacılık pazarından aldığı pay yüzde 5’ler seviyesindedir. Buna rağmen Türkiye’de 2009’da ilk tekafül şirketinin kurulmasıyla hayata geçen katılım sigortacılığının 7 yılda hızlı bir gelişim göstermiş; 2010 sonunda yüzde 0,52 olan pazar payının 2017 ikinci çeyreği itibarıyla toplamda yüzde 3 seviyesine yaklaşmıştır.

Eldeki verilere göre dünya İslami finans sektörü son 5 yıldır ortalama, her yıl yüzde 16 oranında büyümektedir. Pazarın en büyüğü 245 milyar dolarla Suudi Arabistan ilk sıra
yer alırken, 100 milyar dolarla Malezya ikinci, 80 milyar dolarla Birleşik Arap Emirlikleri üçüncü sırada yer almaktadır. Buna nispeten dünya genelinde 2009’da 7 milyar dolar olan toplam tekafül prim tutarının yıllar itibarıyla istikrarlı bir şekilde yükselerek 2 kat artışla 2014 sonunda 14 milyar dolara ulaşmıştır.

Türkiye’de İslami finans pazarı bu nispete göre küçük kalmaktadır. Ancak şuan da Türkiye’de katılım bankalarının pazardan aldığı yüzde 5’lik payın yaşanan gelişmelere göre önümüzdeki dönemlerde hızla artmasını beklenmektedir. Şüphesiz tekafül sektörünün gelişmelerine sukuk fonlarının çeşitlerinin artması, bu alanda fon yönetimlerinin başlayacak olması ve katılım sigortacılığının gelişmesi katkı sağlayacaktır.

Tekafül Sektörünün Değerlendirmesi

Albaraka Türk Ürün Yönetimi Müdürü Erdal Sezer:
KATILIM BANKALARININ PAYI ARTTIKÇA, KATILIM SİGORTACILIĞI GELİŞECEK

Katılım bankalarının katkıları ile İslami finansman kayda değer bir büyüme kaydetti ve devletin öncelikleri ile İslami finansmanın kademeli olarak meşruiyet kazanmasına yönelik adımlar atıldı. Ülkemizde katılım sigortacılığının geçmişi çok yeni olmasına rağmen bu alanın gelişmesini sağlayacak adımlar hızla atılmakta, İslami finansmanın büyümesine paralel, sigorta faaliyetlerinin de buna yetişmesi ve gelişmesi için gerekli çalışmalar tamamlanmaktadır. Henüz kendine özel bir mevzuatı olmayan katılım sigortacılığı sisteminin gelişmesi için Hazine Müsteşarlığı tarafında devam eden, yönetmelik çalışması ile katılım sigortacılığına özel düzenlemeler bu alanın daha hızlı gelişerek derinleşmesini sağlayacaktır. Katılım sigorta sisteminin yaygın bir şekilde kabul görmesi ve gelişebilmesinde katılım bankalarının önemli bir rolü vardır. Bankacılık sektöründe katılım bankalarının payı arttıkça, katılım sigortacılığı da bu oranda gelişecektir. Çünkü katılım sigorta poliçelerinin tabana yayılmasında en yaygın dağıtım kanalı, katılım bankalarıdır.

Kuveyt Türk Bireysel Bankacılık Müdürü Seda Yılmaz:
HEDEFİMİZ SEKTÖRDEN ALDIĞIMIZ PAYI ARTIRMAK

Katılım sigortacılığı ya da Tekafül Sigorta Sistemi; değişik fertlerin birleşerek içlerinden zarara maruz kalan katılımcıların zararının tazmin edilmesi üzerine yaptıkları bir yardımlaşmadır. Bu sistemde toplanan paralar prim havuzunda birikir ve üye olan kişilerden hasara uğrayanların zararları bu havuzdan tazmin edilir. Kuveyt Türk olarak 2016 yılı içerisinde sigorta üretimimizi yaklaşık 100 milyon seviyesine, gelirimizi ise 25 milyon TL seviyesine yükseltmiş durumdayız. 2016 yılı bankacılık sektörü açısından zor bir yıl olmasına rağmen Kuveyt Türk olarak toplam sigorta gelirlerimizi bir önceki yıla göre yaklaşık olarak yüzde 58 oranında artırdık. Kuveyt Türk olarak hedefimiz ve stratejimiz bu alanda sektörden aldığımız payı hızlı bir şekilde arttırmak olacaktır. Bankalar, dijital alanda projeler geliştiriyor. Biz de fiziksel banka hizmetlerinin tamamının uçtan uca dijital ortamlarda sunulması hedefiyle çalışıyoruz.

Ziraat Katılım Bireysel Pazarlama Bölüm Başkanı Giray Alper Agat:
ÜRÜN ÇEŞİTLİLİĞİ ARTARAK SEKTÖR GELİŞECEK

Ziraat Katılım olarak katılım sigortacılığı ürünlerine yönelik acentelik faaliyetlerimize Ziraat Hayat ve Emeklilik A.Ş. ve Ziraat Sigorta A.Ş. ile imzalanmış olduğumuz acentelik sözleşmesi ile ilk adım atılmıştır. Sigortacılık ve BES ürünlerimiz katılım sigortacılığı esaslarına uygun olarak Danışma Kurulu tarafından onaylanan kurallar çerçevesinde düzenlenmekte ve müşterilerimize sunulmaktadır. Hazine Müsteşarlığı tarafından çalışmaları sürdürülen “Katılım Sigortacılığı Yönetmeliği” ile birlikte ürün çeşitliliği artacağı ve sektörün gelişerek daha da büyüyeceği kanısındayız. 154 yıllık Ziraat Finans Grubu tecrübesi, müşteri memnuniyeti ve üstün hizmet anlayışını ön planda tuttuğumuz yaklaşımımızla, bankamız müşterilerinin katılım bankacılığını tercih etmelerine sebep olan hassasiyetleri dikkate alınarak hazırlanan süreçlerimiz ile hizmet vermekteyiz.

Vakıf Katılım Bilgi Teknolojileri ve ADK Müdürü Sinan Çekerekli:
FAİZSİZ SİGORTA DÜZENLEMELERİ YATIRIMLARI GETİRECEK

Faizsiz sigortacılık faaliyetlerini, katılım bankacılığı çalışmalarının sonucu oluşan potansiyelin, sigorta üretimine dönüştürülmesi olarak tanımlayabiliriz. Bu yılın başında uygulama giren Otomatik Katılım Sistemi ile vatandaşlar sigorta sektörüne önemli bir mesaj verdi ve sisteme dâhil olan 45 yaş altı çalışanların yaklaşık yüzde 60’ı faizsiz emeklilik fonlarını tercih etti. Bu da sektörün arz sağladığı takdirde talebin kendiliğinden oluşacağı anlamına gelmektedir. Bugüne kadar yalnızca katılım bankacılığı faaliyetlerine paralel bir büyüme sağlayabilmiş faizsiz sigortacılığın pazar payının artırılmasına yönelik olarak son dönemde bazı çalışmalar yapılmaktadır. Hazine Müsteşarlığı, sektör temsilcileri ile bir araya gelerek görüş alışverişinden bulunmaktadır. Bu görüşmeler neticesinde faizsiz sigortacılık yönetmeliğinin çıkartılması beklenmektedir. Yasal düzenlemelerin kamu ve özel sektör temsilcilerinin yatırımlarını beraberinde getireceğine, vatandaşların da bu sisteme güven duyacağına ve faize duyarlı tüketicilerin sigorta ihtiyaçlarını faizsiz sigorta ürünleri ile karşılamak isteyeceğini düşünüyoruz.

Türkiye Finans, Perakende Bankacılık Genel Müdür Yardımcısı, Mehmet Necati Özdeniz
SİGORTACILIK FAALİYETLERİMİZİ TEKÂFÜL SİGORTACILIĞI İLE ÇEŞİTLENDİRECEĞİZ

Tekafül sigorta, katılımcıların gönüllü katkı (teberru) ve karşılıklı yardımlaşma (teavün) esasları ile bir araya gelmesine dayanır. Tekafül esasına dayanan temelde üç sigortacılık modeli vardır. Mudarebe, Wakala, Hibrit modelleri. Biz pencere usulü ile ilgili çalışmalarımızı danışma kurulumuzun da tavsiyesi ile Wakala modeli üzerine konuşlandırıyoruz. Önümüzdeki dönemde sigortacılık faaliyetlerimizi tekafül sigortacılığı ile çeşitlendirmeyi ve ülkemizde altyapısı yeni oluşturulmaya başlayan ve faizsiz sigortacılık prensiplerine dayanan tekafül sigortacılığında öncü bir rol üstlenmeyi hedefliyoruz.

Sektöre gelen yeni aktörlerle pazarda rekabet her geçen yıl daha da keskinleşiyor. Sektör ilk çeyrekte 908 milyon lira kâr elde ederken, öz sermayesi 15 milyar TL’yi, ödenmiş sermaye büyüklüğü ise 9 milyar TL’yi aştı. Bu durum gösteriyorki; büyüme trendi içerisindeki sektörde banka olarak payımızı artırma fırsatı bizi bekliyor.

Dünya Bankası Küresel İslami Finans Geliştirme Merkezi, Finansal Analist, Ayşe Nur Aydın:
TEKAFÜL SEKTÖRÜNÜN GELİŞİMİ VE DÜNYA BANKASI’NIN ROLÜ

İslami finansın gelişiminde önemli sektörlerden biri olan tekafül, sigortacılık ve İslami sermaye piyasalarının gelişmesi açısından önemli bir rol oynamakta olup, Dünya Bankası’nın küresel çapta finansal katılımı artırma amacına potansiyel katkısı nedeniyle önem arz etmektedir. Bu bağlamda, tekafül sektörünün gelişimini teşvik etmek amacıyla Türkiye’de ve küresel alanda yürütmekte olduğumuz bazı etkinlik ve araştırma faaliyetlerimiz bulunmaktadır. Hazine Müsteşarlığı ve IFSB ile ortak düzenlediğimiz sektörün karşılaştığı sorunları tartışmak için küresel bir platform sağlayan “Sürekli ve Kapsayıcı bir Finansal Sistem için Tekafül Sektörünün Değer Önerisini Gerçekleştirme” temalı konferans 2016’da İstanbul’da başarılı bir şekilde gerçekleşmiştir. Her yıl Arap Para Fonu ile ortaklaşa Arap ülkelerinin ilgili otoritelerinin çalışanlarına yönelik seminerler düzenlemekteyiz. Ayrıca, tekafül sektörünün gelişimine yönelik IFSB ile bir rapor hazırlanmakta olup kısa süre içerisinde yayınlanmasını planlamaktayız.

Yorumlar (0)
Yorum yapabilmek için lütfen üye girişi yapınız!

Gelişmelerden Haberdar Olun

@