Fon Kullandırma Yöntemlerinden Selem

Mevzuat 21.10.2018, 01:44
Fon Kullandırma Yöntemlerinden Selem

 Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi İslam Hukuku Anabilim Dalı Prof. Dr. Hasan Hacak

Katılım bankaları karz benzeri bir sözleşmeyle tesis edilen özel cari hesaplar; mudarebe (emek-sermaye ortaklığı) sözleşmesi temeli üzerine kurulan katılım hesapları ve yatırım vekâleti sözleşmesi ile kurulan hesaplar şeklinde başlıca üç yolla fon toplar. Toplanan bu fonlar kâr elde etmek için belirli şekillerde kullanılır ya da kullandırılır. Bu yöntemler başlıca murâbaha, müşâreke (sermaye ve kâr-zarar ortaklığı), mudârebe, icâre (Finansal kiralama), sukûk, istisnâ’ (eser/sipariş sözleşmesi), selem vb. işlemlerdir. Burada bu yöntemlerden “selem”i incelemeye çalışacağız. Selem sözleşmesi, geniş anlamıyla satım sözleşmesinin bir türüdür. Zira selemde iki mal karşılıklı değiştirilmektedir. İki malın değiştirildiği her sözleşme geniş anlamıyla satım sözleşmesidir. Satım sözleşmesinin yaygın ve dar anlamı ise, para ile malın değişimidir. Selem akdinde de kural olarak para ile mal değişimi vardır; ancak sözleşme konusu olan mal, sözleşmeden sonraki bir vakitte tarım vb. bir yolla üretilecek ya da temin edilecektir. Dolayısıyla selemde sözleşmenin konusu olan mal, bu malı teslim edecek kişi açısından bir “borç: deyn” niteliğindedir. İslam hukukunda yaygın bilinen bir kural gereği, bir akdin iki bedelinin de “borç: deyn” olması kabul edilmediğinden, malı alan tarafın onun bedelini peşin vermesi şartı ile bu sorun çözülmektedir. Dolayısıyla selem akdi kısaca “para peşin mal veresiye satış” olarak bilinmektedir. Daha teknik bir tanım ise şöyle yapılabilir: Esaslı vasıfları belirlenen ve teslimi ileriki bir vakitte (vadeli) yapılacak olan bir malın, bedelinin peşin olarak verilerek alınıp satıldığı bir akittir. Selem akdi klasik dönemde özellikle tarım ürünlerinin üretiminde üreticinin acil kredi ihtiyacını karşılayan önemli bir finans yöntemi olma özelliği kazanmıştır. Zira bu akitle üretici üretimini yapmak için gerekli iş gücü, ekipman, tohum, gübre vb. ihtiyacını üretim tarihinden önce elde ettiği satış bedeli ile yapabilmekte; ayrıca malını pazarlama sorunu da yaşamamaktadır. Malı alan tüccar da hasat zamanından daha ucuz bir fiyata malı önceden satın almış olmaktadır. Selem İslam hukuku kaynaklarında meşru görülen bir akittir. Bu meşruiyetin temel delili Hz. Peygamber’in sünnetidir. Şöyle ki Medineli Müslümanlar tarım ürünlerinde üç yıla kadar vadeyle selem akdi yapmaktaydılar. Bunu gören Hz. Peygamber, “Kim bir malda selem yaparsa belirli bir hacim ya da ağırlık ölçüsü ve belirli bir vade ile yapsın” buyurmuştur. (Buhârî, “Selem”, 1, 2, 7; Müslim, “Müsâkāt”, 128)

Kaynaklarda ayrıca selemin meşru olduğuna dair icma olduğu belirtilmektedir.

Selem akdinin temel bazı özellikleri ve şartları şunlardır:

1. Selem akdine konu olabilecek malların en güzel ve klasik örneği tarım ürünleri olsa da bu mallar tarım ürünleriyle sınırlı değildir. Seleme konu olabilen malların genel özelliği misli mal denilen standart mal olmasıdır. Standart mallar, cinsi, nevi, miktarı, kalitesi, özellikleri vb. bakımdan tarafların anlaşmazlığa düşmeyecekleri şekilde kolaylıkla belirlenebilen mallardır. Klasik İslam hukukçuları standart olmayan mallarda selem yapılması durumunda, alıcı tarafın malı beğenmemesi ihtimali sebebiyle hukuki anlaşmazlıklar çıkabileceğini düşünmüşler ve kural olarak bu mallarda selem yapılmasına müsaade etmemişlerdir. Hukuk sisteminin, ortaya çıkan davaların yükü altında adalet dağıtamaz hâle gelmemesi için gereken önlemlerin alınmasına özellikle dikkat etmişlerdir. Endüstriyel ürünler de seleme konu olabilir. Selemde satıcının bu malların üreticisi ya da sahibi olması şartı yoktur.

2. Selemde bedelin peşin olması şartı özellikle Maliki mezhebinde üç güne kadar uzatılmıştır.

3. Bedellerden biri yani mal vadeli olacağı için selemdeki bedeller, vadeli olarak değiştirilmesi vade faizi oluşturacak mallardan olmamalıdır.

4. Selemde akit konusu mal piyasada mevcut olmalı ve ayrıca malın temin edileceği kapsam sınırlandırılmamalıdır. Bu konudaki ilke malın belirli bir tarlanın ürününden olmak şartıyla sınırlandırılması gibi malla ilgili daraltıcı kayıtların caiz olmadığıdır. 5. Malın teslim vadesi ve yeri belirlenmiş olmalıdır. Vadenin ne kadar olabileceğinin tam bir ölçüsü olmayıp bu konuda örf belirleyici rol oynamaktadır.

Katılım Bankaları ve Selem

Selem sözleşmesi günümüzde katılım bankalarının fon kullanma yöntemlerinden biri olarak kendine sınırlı da olsa bir yer bulmuştur. Katılım bankaları selem yoluyla bazı malları satın alabilmektedir. Ancak bankalar bu malları yine satmak için almaktadır. Mesela, bir katılım bankası güvendiği bir çiftçinin hasat edeceği ürününü satın alarak selem yoluyla ona finansman sağlayabilir, sonra da bu mahsulü piyasada satabilir. Bu durumda katılım bankaları ya bu malları teslim alıp piyasada satacak ya da teslim almadan önce kendisi de bir alıcıya ikinci bir selem akdi yoluyla satacaktır. Buna paralel (alt) selem denilir. Bankanın selem yoluyla aldığı malları teslim almadan önce satması durumunda ortaya çıkabilecek fıkhi mahzurlardan kurtulmak için şöyle bir yol takip edilir: banka selem yoluyla aldığı mallarla aynı vasıflarda bir malı bir başkasına selem yoluyla satar. Paralel selemde teslim tarihi ilk selem ile aynı tarih olabilir. Selem akdine benzeyen bir sözleşme ve finans yöntemi de istisnâ’ (eser/ sipariş) sözleşmesidir. Bir kişi ile belirli bir miktarda ve özellikle halı temin etmesi üzerine selem akdi yapılabilir.

Yorumlar (0)
Yorum yapabilmek için lütfen üye girişi yapınız!

Gelişmelerden Haberdar Olun

@