Katılım Bankaları 2025 Hedeflerine Ne Kadar Yakın?

Türkiye’de 6 adet katılım bankası bulunmaktadır ve bunların toplam aktif büyüklüğü 2019 sonu itibarıyla 284 milyar TL olmuştur

Dergi 12.05.2020, 00:38
Katılım Bankaları 2025 Hedeflerine Ne Kadar Yakın?

Türkiye’de 6 adet katılım bankası bulunmaktadır ve bunların toplam aktif büyüklüğü 2019 sonu itibarıyla 284 milyar TL olmuştur

Türkiye’de, faizsiz finans tarihi 1984’te ilk katılım bankasının kurulmasıyla başlamıştır. Uzun yıllar mevzuatla ilgili sorunlar yaşayan ve kendi çabalarıyla gelişim gösteren katılım bankaları, 2000’li yıllarda yapılan çeşitli yasal düzenlemelerden sonra hızlı bir büyüme sürecine girmiştir. 2015 yılında ise kamunun, katılım bankacılığı sistemine girmesi ayrıca devletin ve düzenleyici otoritelerin sektörün gelişmesine katkı sağlayan politikaları devreye sokması, sektörün büyümesi ve Türkiye genelinde tabana yayılması açısından ciddi bir ivme sağlamıştır. Hâlihazırda, Türkiye’de altı adet katılım bankası bulunmaktadır ve bunların toplam aktif büyüklüğü 2019 sonu itibarıyla 284 milyar TL olmuştur. Sözkonusu rakam, 2018’e kıyasla yüzde 38‘lik bir artışa işaret etmektedir. Katılım bankalarının 2019 net dönem kârı, 2018 yılına göre yüzde 16 artarak 2,4 milyar TL’ye ulaşmıştır. Ayrıca 2019 yılında 40,4 milyar TL ihraç ger- çekleştiren katılım bankalarının son sekiz yıldaki toplam sukuk ihracı tutarı da 82,1 milyar TL’yi geçmiştir.

“TÜRKİYE KATILIM BANKACILIĞI STRATEJİ BELGESİ” NEYİ HEDEFLİYOR?
2015 yılında Türkiye Katılım Bankaları Birliği (TKBB), faizsiz finans sisteminin büyümesi ve katılım bankalarının pastadan daha çok pay alabilmesi için Türkiye Katılım Bankacılığı Strateji Belgesi’ni yayınlamıştır. 10 yıllık bir süreci kapsayan bu belge ile katılım bankacılığı sisteminin aktif büyüklüğünün, 2025 yılında bankacılık sektörünün yüzde 15’ine tekabül etmesi hedeflenmiştir. Belirlenen bu hedef çerçevesinde, ülkemizde katılım bankacılığının sağlıklı ve sürdürülebilir şekilde gelişimini sağlamak için gerçekleştirilmesi gereken eylemler beş ana hedef altında planlanmıştır: i) Sektörel Strateji ve Koordinasyon, ii) Ürün Çeşitliliği ve Gelişimi, iii) Danışma Kurulları, iv) Eğitim, İK ve Sertifikasyon, v) Kurumsal İletişim, Algı ve İtibar. Bu stratejiler doğrultusunda tüm sektör paydaşları ile 84 eylem adımı belirlenmiştir. Bu eylemlerden bazıları bitirilmiş olup bazıları ile ilgili çalışmalar da hâlen devam ettirilmektedir.

Katılım bankalarının 2025 hede erinin, doğal gelişim oranının üzerinde gerçekleşmesi beklenmekle birlikte, sistemin kendi sermaye birikiminin bu büyümeyi desteklemekte zorlanacağı öngörülmektedir. Bu nedenle Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun (BDDK) öngördüğü resmî sermaye yeterlilik rasyosunun sağlanması, bunun için de belirli aralıklarla sermaye artırımı yapılması ve sektördeki aktörlerin çoğalması gerekmektedir. Sözkonusu Strateji Belgesi kapsamında, katılım bankacılığının payının artmasıyla birlikte İstanbul’un İslami finans merkezi olması da hedeflenmektedir. Bu hedef aynı zamanda İstanbul’un önde gelen bölgesel ve küresel finans merkezi olma idealiyle de örtüşmektedir.

KATILIM BANKALARI, SEKTÖRÜN SÜRDÜRÜLEBİLİRLİĞİ İÇİN CİDDİ ADIMLAR ATIYOR
Türkiye’de katılım bankacılığı sektörünün sürdürülebilir gelişimi için hem aktif hem de pasif tarafta hâlihazırda kullanılan ürünlerin etkinliğinin artırılması, ürün yapısının çeşitlendirilmesi, ürün ve hizmet kalitesinin yükseltilmesi ve kullanımının yaygınlaştırılması konularında katılım bankalarında ciddi adımlar atılmıştır. Sözkonusu bankalar bu hede er ışığında çalışmalarına titizlikle devam etmektedir. Kamu kurumları nezdinde de katılım bankacılığında ürün, inovasyon ve bunların gelişimine yönelik mevzuat düzenlemeleri yapılmaktadır. Bunların yanı sıra, finansal teknolojilerin gelişiminden faydalanarak alternatif dağıtım kanallarını etkin ve optimum şekilde kullanan katılım bankaları, yenilikçi uygulamalar geliştirerek bireysel ve kurumsal yeni müşteri segmentlerine ulaşmayı da başarmıştır. 2019 yılının üçüncü çeyreğinde katılım bankalarının dijital bankacılık müşteri sayısı 2017’den bu yana yüzde 76 artarak 2 milyon 402’ye ulaşmıştır. Ayrıca, yakın zamanda Sermaye Piyasası Kurumu’nun, bankalara paya dayalı kitle fonlama platformu kurma yetkisi vermesi ile birlikte, mevcut sistem itibarıyla belli bir altyapıya ve müşteri güvenine ulaşmış olan katılım bankaları bu tip nansal teknoloji platformları kurarak, sektörün daha hızlı ve sağlam şekilde büyümesine olanak sağlayabilecektir. Sektörün önümüzdeki dönemlerde de sürdürülebilir gelişme göstermesi için yapısal adımların atılması önem arz etmektedir. Bu kapsamda, katılım bankacılığı sektöründeki en önemli gelişmelerden birisi 2018 yılında TKBB bünyesinde Merkezi Danışma Kurulu’nun kurulmasıdır. Tamamen bağımsız bir yapıya sahip olan Kurul, katılım bankalarının sunduğu veya ileride sunacağı ürün ve hizmetlerin, katılım bankacılığı ilke ve standartlarına uygunluğunu belirleme ve değerlendirme misyonuna sahiptir. Türkiye’ye özgü katılım bankacılığı ilke ve standartları oluşturma çalışmalarının yanı sıra sektör üyelerinin günlük hizmet döngüleri çerçevesinde ilettikleri konularda da Kurul, karar veya görüş belirterek kılavuzluk etmektedir. Kurul’un oluşturmakta olduğu kurallar, sektörde bulunan uygulama farklılıklarının giderilmesi ile ürün ve hizmetlerin standart hâle getirilmesini sağlamaktadır.

2025 HEDEFLERİ İÇİN GEREKLİ YAPISAL ADIMLAR ATILMIŞTIR
Bir mal alışverişi, katılım bankasınca finansmana konu edilecek ise belgedeki malın tutarı kadar fonlamaya tabi edilir. Bu amaca uygun olarak sektörün bir merkeze bağlı çalışması ve kontrollerin bu merkezi sistem ile yapılmasını sağlamak için TKBB bünyesinde “Katılım Bankaları Fatura Kayıt Sistemi” (KBFKS) kurulmuş ve Gelir İdaresi Başkanlığı ile yapılan protokol kapsamında katılım bankalarına hizmet vermeye başlamıştır. Katılım bankalarının ihtiyaç durumlarında başvurmak durumunda kaldıkları borç yapılandırma işlemi ve hazine işlemlerinin teverruk yöntemiyle gerçekleştirilmesi amacıyla Türkiye Ürün İhtisas Borsası (TÜRİB) üzerinden kurgulanan bir yapı tasarlanmış olup, yazılım çalışmaları devam etmektedir. BDDK tarafından katılım bankacılığına has fon kullandırma yöntemlerinin tanımlandığı, “Bankaların Kredi İşlemlerine İlişkin Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik” de katılım bankalarının; satım yöntemleri, kiralama yöntemleri, ortaklık yöntemleri, vekâlet yöntemleri ve diğer fon kullandırma yöntemleri olmak suretiyle belirtilmiş olup, bu yöntemlere dair sözleşme örnekleri hazırlanmaktadır.

Diğer taraftan, 2020 yılı için oluşturulan Cumhurbaşkanlığı yıllık programında katılım finans sisteminin geliştirilmesi adına gerçekleştirilmesi planlanan eylemler kapsamında; i) Faizsiz nansa ilişkin araç ve kurumların terminolojisinin standardizasyonunu sağlamak, ii) Katılım sigortacılığını teşvik edici mahiyette mevzuat ve kurumsal yapı geliştirilerek her tür risk grubuna hitap edecek şekilde yaygınlaştırmak, iii) Faizsiz finans denetim standartları oluşturmak, iv) Emtia murabahası işlemlerinin yurt içinde gerçekleştirilebilmesi için kira serti kasına, elektronik ürün senedine veya hisse senedi portföyüne dayalı platformların oluşturulmasını sağlamak, v) Faizsiz finans sistemine ilişkin ürün ve hizmet çeşitliliğini artırmaya yönelik düzenlemeler yapmak gibi hedefler ortaya konulmuş olup, bu yol haritası üzerinde çalışmalar devam etmektedir. Bir diğer yapısal adım ise katılım bankaları nezdindeki danışma komitelerinin standardize edilmesidir. Kurulduğu günden bugüne kadar katılım bankaları bünyesinde yer alan danışma komiteleri, bankacılık süreç ve faaliyetlerinin faizsiz bankacılık prensiplerine uygunluğu konusunda görev üstlenmiştir. Banka organizasyonları içindeki yerinin tam olarak tanımlanmaması, uyum ve denetim fonksiyonlarına dair kural setlerindeki farklılıklar gibi bir durum varlığı sebebi ile BDDK’nin Eylül ayında yayınlamış olduğu tebliğ çerçevesinde yeni bir düzenleme yapılmıştır. Uygulama farklılıkları giderilerek danışma komitelerinin organizasyon içindeki yeri ve sorumlulukları ile faizsiz bankacılık uyum ve denetleme faaliyetlerinin standartları belirlenmiştir. Şu açık ki son dönemlerde katılım bankalarının ihtiyaç duyduğu mevzuat düzenlemeleri BDDK tarafından yapılarak eksiklikler giderilirken standardizasyon ve şeffaflık yönünde ciddi katkıların sağlandığı bilinen bir gerçektir.

Sektörün pazar payı hede erine erişmesi ve katılım bankacılığı sisteminin daha geniş kitlelere ulaşması için sektör paydaşlarının katılımıyla kapsamlı iletişim çalışmaları yapılmaktadır. Bu kapsamda her yıl iki defa yapılan algı ve itibar anketi ile elde edilen sonuçlar üzerinden hem TKBB hem de üye bankalarımız iletişim stratejilerini ve etkinliklerini planlamaktadır. Bunun yanı sıra, TKBB diğer sektör paydaşları ile birlikte ulusal ve uluslararası panel, çalıştay ve konferanslar düzenleyerek katılım bankacılığı konusundaki bilgi seviyesinin artırılması için çalışmaktadır. Televizyon ve basılı yayın gibi geleneksel kanallara ek olarak sosyal medyayı da aktif olarak kullanan TKBB, bu platformlar aracılığıyla katılım bankacılığı sisteminin esasları ve toplumsal faydası ile ilgili tanıtım kampanyaları yürütmektedir. Diyanet İşleri Başkanlığı’yla yapılan işbirliği çerçevesinde, katılım bankacılığının bilinirliğini artırmak amacıyla müftü ve vaizlere yönelik bilgilendirme toplantıları düzenlenmektedir. Şimdiye kadar yedi şehirde gerçekleştirilen toplantıların, toplum ve sektör arasındaki iletişimi artırma hedefiyle diğer illere de yayılması planlanmaktadır. Diyanet’in toplumun faizsiz finans alanında bilincinin artması konusunda aktif bir tutum sergilemeye başlaması, sektöre yönelik algının iyileştirilmesi adına teşvik edicidir.

Son olarak yakın zamanda BDDK tarafından yapılan yasal düzenleme ile kalkınma ve yatırım bankalarına faizsiz finans işlemleri yapma izni verilmesi katılım bankacılığının pazar payını artırmaya yönelik önemli bir adımdır. Sermaye piyasalarının derinleşmesi için inovatif ürünlerin geliştirilmesi, kamu ve özel sektör sukuk ihraçlarının artması gibi somut adımların atılması, sigorta ve bireysel emeklilik gibi banka dışı faizsiz finans sektörlerinin daha aktif hâle getirilmesi ile önümüzdeki dönemlerde sektörün daha geniş kitleler nezdinde tanınacağı ve hak ettiği doğal büyüme trendine sağlam adımlarla yaklaşacağı öngörülmektedir. Sonuç olarak; 2025 yılında katılım bankacılığının yüzde 15 pazar payına ulaşması hedefiyle atılan adımlar ve yapılan çalışmalar gayretle devam edecektir.

Yorumlar (0)
Yorum yapabilmek için lütfen üye girişi yapınız!

Gelişmelerden Haberdar Olun

@