Pandemi Krizinden Çıkış Mümkün

Dünya ekonomik durumunun şekillenmesi ve yeni kuralların oluşturulmasında G20 ülkelerinin aktif olacağını öngörüyorum.

Dergi 16.07.2020, 00:55
Pandemi Krizinden Çıkış Mümkün

Dünya ekonomik durumunun şekillenmesi ve yeni kuralların oluşturulmasında G20 ülkelerinin aktif olacağını öngörüyorum.

Son dönemde gözle görünmeyen bir yaratılmışın, insanlığı nasıl aciz duruma düşürdüğüne hep beraber şahit olduk. İnşallah bu sürecin ardından savaşlar da azalacak ve bitecek. İnsanlık bir barış sürecine girecek ve dünya, bu minvalde yeniden şekillenecek. Pandemi süreciyle ilgili Türkiye özelinde konuşmak gerekirse öncelikle mevcut hükümetimize teşekkür borçlu olduğumuzu söylemek istiyorum. Türkiye, bu süreci en başından itibaren ciddiye aldı ve proaktif bir tutum sergiledi. Ekonomik aktiviteye zarar verme ihtimali olmasına rağmen çok ciddi sınırlamalar getirdi ve bir dizi önlem aldı. Burada hassas bir denge vardı bunu da başarıyla sağladı. Bir başka ifadeyle Türkiye, ekonominin dibe vurmasının önüne geçerek ekonomik faaliyetlerini devam ettirdi ve maksimum düzeyde alınabilecek tüm pandemi tedbirlerini uyguladı. İlk günden bugüne kadar geçen süre zarfında -hamdolsun- çok başarılı bir süreç yönetimi gerçekleştirildi. Bu dönemde sağlık sistemimiz de ciddi mukavemet göstererek hızla organize oldu. Bir yandan da sağlık personeli ile ekipman takviyeleri yapıldı. Hem virüsün yayılımına karşı alınan önlemler hem de tedavi yöntemleri, prosesleri ve işlemlerinde başarılı olundu.Elhamdülillah, bu süreci büyük oranda tamamladık gibi görünüyor. Dünyada olduğu gibi ülkemizde de tedbirleri gevşetme süreci başladı. Bazı sınırlamalar kaldırıldı ancak bu konuda da ihtiyatlı davranılmaya devam ediliyor. Türkiye, bu dönemde istihdam ve maaş desteği gibi çeşitli paketler ortaya koydu. İşletmelerin hayatta kalması açısından çok önemli olan bu adımlar da zamanında atıldı. Pandemi sonrasında da ekonomimiz için avantajlı kabul edilen sektörlere selektif olarak ilave destekler verilmeli. Örneğin; otomotiv, turizm, sağlık, imalat sanayisi ve bankacılık sektörleri… Bankacılık özelinde konuşmak gerekirse sermaye takviyesi gerekip gerekmediği ile ilgili kamunun yönlendirici ve destekleyici politikalar oluşturması gerekebilir.

Peki, şimdi ne olacak?

Türkiye’nin bu pandemi sürecini çok hızlı şekilde atlatabilmesi lazım. Ülkemiz daha önce de bu tür krizleri atlatabileceğini gösterdi. Ekonomik krizlere karşı dayanıklı oluşumuz ve bu konudaki tecrübemiz, pandemi sürecinden başarıyla çıkmamızı sağlayacaktır. Artık ekonomiye hız vermemiz gereken zamanlardan geçiyoruz. Böyle bir dönemde Türkiye’nin gelir potansiyelinin yüksek olduğu sektörler öncelik kazanacaktır. . Netice itibarıyla ekonominin çarklarının normal çalışma düzenini yakalaması lazım. Turizmden tarıma, madencilikten imalat sanayisine kadar hemen her alanda harekete geçmemiz şart. Nasıl sağlıkta bilim kurulmuz var ise ekonomide de “ekonomik strateji kurulu” oluşturmanın faydalı olacağını düşünüyorum. Toplumun hemen her kesiminden görüş alınarak geniş kapsamlı bir tedbir paketi oluşturulmalı. Burada akademisyenlerden, reel ekonomiden, iş dünyasından, iş dünyası örgütlerinden, yerli ve yabancı uzmanlardan istifade edilmesi yerinde bir tutum olacaktır. Efektif ve netice alınabilir aksiyon planları oluşturmanın da fayda olacağı kanısındayım. Finansal sisteme değinecek olursak şunu söyleyebilirim: Finansal kuruluşlar ekonominin finansmanında etkin rol alıyor. Bu dönemde finansal kuruluşlar; ekonomik büyümeyi sağlayabilmek ve üretim/hizmet artışını temin edebilmek adına kredi oranlarını düşük tutma ve maliyetleri azaltma gibi adımlar atmalı. Zaten şu an için başka bir alternatif gözükmüyor.

Pandemi sonrası için de planlamalar yapmalıyız

Ülke olarak pandemi sonrası için bir ekonomik strateji ya da ekonomik paket oluşturmamız gerekiyor. Ekonomi yönetimimizin de bu konuda hazırlıkları olduğunu biliyorum. Netice itibarıyla devletimiz, yaşanan tüm süreci yakinen takip ediyor. Mutlaka hasar alacağız ama bunun boyutunun ekonomimizi tökezletecek ölçüde olmayacağı kanaatindeyim. Nitekim ilk çeyrek büyüme oranına bakıldığında, yılsonunda dünya ekonomisinde pozitif ayrışacağımızı söyleyebilirim. Pandeminin akabinde global bir oyuncu olarak küresel arenada iyi bir yer tutmalıyız. Salgın sürecindeki başarılı yönetimimiz de bunu yapabileceğimizi ortaya koyuyor. Bu süreçte ülkemiz siyasi istikrarını muhafaza edebilmeli. Bunu yaparsak hem ekonomik düzen de sağlanır hemde kriz yönetimi başarılı olur.

Global krize global çözüm bulunmalı

Pandeminin sebep olacağı ekonomik çöküntünün 1929 buhranından daha kötü yansımaları olacağı tahmin ediliyor. Bunlar sadece konuşulma aşamasında. Yani henüz hasar tespiti yapılabilmiş değil. Dolayısıyla böyle bir beklenti varken her ülke kendi başına bu süreci geride bırakmak durumunda kalırsa çok zorlanır. Pandemi krizinden çıkış için global çözümler üretilmesi gerekiyor. Örneğin; dünyadaki belli başlı büyük ekonomiler G20 platformunda ve bu da dünya ekonomisinin yüzde 75-80’ini kapsıyor. Bu manada sözkonusu platform, sürükleyici bir rol oynayabilir. G20 ülkelerinin dünya ekonomik durumunun şekillenmesi ve yeni kuralların oluşturulmasında aktif olacağını öngörüyorum. Bahsi geçen oluşumun bir parçası olması hasebiyle Türkiye’nin dezavantajlı olduğunu düşünüyorum.

TKBB Genel Sekreteri Osman Akyüz

Yorumlar (0)
Yorum yapabilmek için lütfen üye girişi yapınız!

Gelişmelerden Haberdar Olun

@