Malezya, Pandemi Sonrası İçin Ekonomide Dijitalleşmeye Odaklanıyor

Salgın dönemınde Malezya ekonomisi

Yeni tip koronavirüs (COVID-19) salgını, tüm dünyada olduğu gibi Malezya’daki sosyoekonomik durumu da oldukça kötü etkiledi. Öyle ki Malezya, 1998’de yaşanan Asya Krizi’nden bu yana en büyük ekonomik daralma ile karşılaştı. Malezya’da işsizlik oranı 2009 küresel finans krizinde yüzde 3,7 iken 2020’de pandeminin etkisiyle yüzde 4,5’e yükseldi.

Son 10 yılda ortalama yüzde 5,3 oranında büyüyen Malezya, 2020 sonu itibarıyla yüzde 5,6 daraldı. Pandeminin en yoğun etkisi, sanayi ve işletmelerin faaliyetlerinin kısıtlandığı 2020 yılının ikinci çeyreğinde görüldü. Bu dönemde ülke yüzde 17,1 küçüldü. Öte yandan Dünya Bankası tahminlerine göre Malezya’nın, 2021 yılında yüzde 6 oranında büyümesi öngörülüyor. Ticaretin, ekonomiye kıyasla COVID-19’dan daha az etkilendiğini söyleyebiliriz. 1998 yılından beri aralıksız olarak dış ticaret fazlası vermeye devam eden Malezya, 2020 yılında da bu geleneğini sürdürerek yüzde 26,9 artışla yaklaşık 45,9 milyar dolar dış ticaret fazlası verdi.

En önemli başlıklardan biri e-ticaret

Aşılamayla birlikte normale dönülmesi hedeflense de yeni normalin, yeni paradigmalarının ve değişkenlerinin olacağı biliniyor. Bu noktada hızlı bir geçiş süreci olamayacağı, fiziksel mesafe ve hareketlilik kısıtlamalarının devam edeceği öngörüleriyle e-ticarete adaptasyon en önemli başlıklardan biri. Bu kapsamda pandemi sonrası ekonomide dijitalleşme ve bu alanda nitelikli iş gücünün yetiştirilmesi konularına ağırlık veriliyor. İş dünyası ve firmalar, Malezya Hükûmeti tarafından destekleniyor, e-ticaretin geliştirilmesi konusunda ilgili altyapı çalışmaları yapılıyor ve politikalar üretiliyor. Özellikle KOBİ’ler için COVID-19’un ekonomik zararlarını gidermek amacıyla destek ve iyileştirme paketleri açıklanıyor. Salgınla birlikte ön plana çıkan bir diğer konu ise gıda güvenliği. Bu kapsamda tarım ve gıda sektörlerinde AR-GE çalışmalarının ve gıda güvenliğinin artırılmasını sağlayacak modernizasyon amaçlanıyor. Bu doğrultuda mikro kredilendirme konularında yerel firmalara destek veriliyor.

COVID-19 sonrası ekonomiler için tedarik zincirlerini çeşitlendirmek de önemli bir başlık olarak dikkat çekiyor. Malezya bu konuyla ilgili girişimlerde bulunarak alternatifleri arttırmak için ticaret politikaları oluşturuyor. Potansiyeli yüksek sektörler arasında havacılık ve uzay, helal üretim, akıllı tarım, otomasyon ile dijitalleşme konularında Malezya Hükûmeti’nin teşvikleri bulunuyor. Yine sağlık, gıda ve tarım sektörlerindeki yabancı yatırımların çeşitlendirilmesi amacıyla da teşvikler veriliyor. Pandemi nedeniyle dünya genelinde medikal eldiven talebinde kaydedilen artıştan kauçuk sektörünün kazançlı çıktığı görülüyor. Malezya kauçuk ürünler sektörü, 2020’de yüzde 75,6’lık bir artışla yaklaşık 9,7 milyar dolar ihracat gerçekleştirdi. Sözkonusu tutarın yüzde 90’ı ağırlıklı olarak eldiven olmak üzere katader vb. medikal malzemelerden oluşuyor. Medikal eldiven üretimi alanında ülkede yeni yatırımlar yapılıyor.

RCEP, Malezya’nın rekabet gücünü artıracak

Amerika ve Çin arasındaki ticaret savaşlarının sürdüğü, küreselleşmenin farklı bir boyutta yaşanmaya başladığı günümüzde ikili ve çok taraflı ticaret anlaşmalarının önemi günden güne artmakta. Üretimleri etkileyen aksiliklerin önlenmesi ve alternatif hammadde üretim noktalarının oluşturulması konusunda bir ihtiyacın olduğu da bölge ülkelerinin gündeminde olan bir konuydu. Bu kapsamda Güneydoğu Asya Uluslar Birliği (ASEAN) üyesi 10 ülke ile Çin, Japonya, Güney Kore, Avustralya ve Yeni Zelanda; dünyanın en büyük serbest ticaret anlaşması olarak anılan, Bölgesel Kapsamlı Ekonomik Ortaklık Anlaşması’nı (RCEP) imzaladı. 2,1 milyarlık bir nüfusu kapsayan bu anlaşma hem bölgesel ekonomik entegrasyon hem de küresel tedarik zincirleri açısından büyük önem taşıyor. Yürürlüğe girdiğinde dünya nüfusu ve üretim hacminin yaklaşık yüzde 30’unu barındıran bir blok oluşturacak.

Malezya dış ticaretinin yaklaşık yüzde 60’ı RCEP ülkeleriyle gerçekleştiriliyor. Anlaşmanın, Malezya ekonomisine getireceği fırsatları net olarak ortaya koymak şu an çok mümkün olmasa da uluslararası firmaların ülkeyi bir merkez olarak seçmesine katkı sağlayabileceği öngörülüyor. Malezya’da RCEP’in olumlu etkilemesi beklenen başlıca sektörler; telekomünikasyon, bankacılık ve finans, elektrik–elektronik, kimyevi ürünler, makine ve ekipmanlar, kauçuk olarak sıralanıyor. Tekstil sektörünün ise Vietnam’dan gelecek düşük fiyatlı rekabet nedeniyle olumsuz etkilenmesi öngörülüyor. RCEP anlaşmasının, Malezya Gayri Safi Yurtiçi Hasıla’sının (GSYH) büyüme oranlarında yüzde 0,8 ile yüzde 1,7 arasında artı değer sağlayacağı düşünülüyor. RCEP, Malezya’nın hammadde ithalatını daha rekabetçi fiyatlarla yapmasına imkân verecek, ülkenin küresel değer zincirlerine daha iyi entegrasyonunu sağlayacak.

Türk yatırımcılar Malezya’daki yatırım fırsatlarını değerlendirmeli

Malezya, stratejik konumuyla Türkiye için önemli bir ekonomik partnerdir. Ülkedeki pozitif Türkiye imajı, iki ülke arasındaki Serbest Ticaret Anlaşması, üst düzeyde gerçekleştirilen lider ziyaretleri ve yakın kültürel ilişkiler sayesinde Malezya, iş insanlarımız için pek çok fırsatı barındırıyor. Dünya Bankası iş yapma kolaylığı sıralamasında 12’inci sırada yer alan ülkede; savunma, enerji, gıda, hazır giyim ve ev tekstili, inşaat, turizm, havacılık ve uzay, İslami finans ile helal sektörü öne çıkıyor. Malezya ciddi miktarda makina, araç-gereç, ekipman ithal ediyor. Türkiye’nin bu sektörlerde oldukça gelişmiş olduğu göz önüne alındığında Malezya, makina ve ekipman üreten firmalarımız için de ciddi bir potansiyel taşıyor. Toplam gıda tüketiminin yüzde 70’ini ithal eden Malezya, özellikle yaş meyve-sebze ihracatı açısından büyük bir potansiyele sahip. Asya’ya açılan kapı olarak kabul edilen Malezya, bölge ülkelerine erişim için de iş insanlarımız tarafından üretim ve lojistik üssü olarak değerlendirilebilir.

DEİK Türkiye-Malezya İş Konseyi Başkanı Hasan Gümüş

İçeriği Katılım Finans 25. sayısında görüntüleyebilirsiniz. (Malezya, Pandemi Sonrası İçin Ekonomide Dijitalleşmeye Odaklanıyor)