Tarım ve Hayvancılık Fı̇nansmanında Katılım Fı̇nansın Rolü

Tarımın finansmanı, Türkiye'de finans sektörünün merkezinde yer alıyor

Dergi 14.01.2023, 20:22 14.01.2023, 20:28
Tarım ve Hayvancılık Fı̇nansmanında Katılım Fı̇nansın Rolü

Teknolojinin günümüzde en fazla dönüştürmeye başladığı sektör, tarım olarak ön plana çıkıyor. Emek ve sermaye bakımından yoğun olarak bilinen ve şekillenen tarım ve hayvancılık sektörünün, bilgi bakımından da yoğun bir sektör olmaya evrildiğine hep birlikte şahit oluyoruz. Tarım ve hayvancılık sektörünün teknoloji ile ilişkisinin artmasıyla, akıllı tarım kapsamında, 

makine ile makinenin haberleşmesi, drone uygulamaları, otonom traktörler, sensörler, bulut teknolojisi ve artırılmış gerçeklik uygulamaları da gelişmekte. Tarımda kullanılan nesnelerin internet uygulamalarının küresel ölçekte 2023 yılına kadar 30 milyar dolarlık bir hacme ulaşması öngörülmekte.

Tarımda bölgesel bir üs ve tedarik merkezi olmak kadar, tarım teknolojileri ile katma değer üretmek de büyük önem taşımakta. Güncel veriler bize bugün tarımın büyük bir girişimcilik sektörü olduğunu, ileri teknolojinin uygulama alanı haline geldiğini ve dolayısıyla büyük bir katma değer zincirinin kurulabileceğini göstermekte. Bu noktada da çiftçimizin gerek akıllı tarım uygulamalarından gerek teknolojinin getirdiği nimetlerden faydalanabilmesi için finansal kaynak ihtiyaçları artmakta olduğunu görmekteyiz.

Tarımın finansmanı konusu Türkiye'de finans sektörünün gelişim sürecinin merkezinde yer almakta. İktisadi faaliyetteki payı giderek azalmasına rağmen tarım sektörü ekonomik ve sosyal önemini muhafaza etmekte. Öte yandan Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası verilerine göre; toplam krediler içerisinde inşaat sektörünün payı %8,29; toptan ticaret ve komisyonculuk sektörünün payı %7,26; tekstil ve tekstil ürünleri sanayi sektörünün payı %3,36 ve tarım sektörünün payı ise %3,31’dir. BDDK verilerine göre bankaların kullandırdığı kredilerin sektörel dağılımında tarım sektörü yedinci sırada yer almaktadır. Bir ülkenin can damarı olan tarım sektörünün önemi düşünüldüğünde krediler içerisinden aldığı payın da artması gerekmektedir. Tüm bankacılık sistemimizin olduğu gibi katılım bankala- rımızın da üzerine düşen görev, çiftçimizin ihtiyaçlarına karşılık verebilecek finansal çözümler geliştirmektir.

Bu noktada Türk katılım bankalarının bu sorumluluğunun bilincinde olduğunu görüyoruz. Türkiye Katılım Bankaları Birliği’miz çatısı altında faaliyet gösteren katılım banka-larımız; modern, teknoloji tabanlı tarım ve hayvancılığın desteklenmesine yönelik sayısız çözüm ortaklıkları gerçekleştiriyor ve çiftçimize finansal çeşitlilik sunuyor. Tarım arazilerinin modern, tasarruflu sulama sistemleriyle buluşması, modern tarım-hayvancılık ekipmanlarının kullanılması, yeşil tarım ihtisas bölgelerinin oluşturulması ve ihtiyaç duyulan enerjinin yenilenebilir, temiz kaynaklardan sağlanmasına yönelik verilen desteklerle katılım bankalarımız sanayicilerimizin ve çiftçilerimizin yanında oluyor.

Katılım bankalarımız verimi artırmak ve çiftçimizin ihtiyaçlarına yanıt verebilmek için; Bitkisel Üretim Finansmanı, Süt Hayvancılığı Finansmanı, Besi Hayvancılığı Finansmanı, Arıcılık Finansmanı, Et Tavukçuluğu (Broiler) ve Yumurta Tavukçuluğu Finansmanı, Traktör Finansmanı, Tarım Ekipman Finansmanı, Leasing Ekipman Finansmanı, Tarla Alımı Finansmanı, İş Yeri Finansmanı, Konut Finansmanı, Araç Finansmanı gibi pek çok başlıkta finansman olanağı sunuyor.

Buna mukabil 150 yılı aşan kurumsal tarım finansmanı tarihimizde şimdiye kadar İslami finansın sunduğu imkânlardan yeterince yararlanıldığını iddia etmek güçtür. Zira bankaların tarım kredilerinin oldukça fazlası kon- vansiyonel bankalar tarafından sunulmakta, ülkemizdeki katılım bankalarının tarım kredilerinden aldığı pay ise 2021 yılı itibarıyla %2,2 seviyesinde olduğu görülmektedir. Bu durum katılım bankalarımız için 2025 yılı stratejik hedeflerine ulaşmaları açısından önemli bir gelişme alanı olarak değerlendirilmekte.

Klasik bankacılık faaliyetlerinde belirli bir pay alarak finansal piyasalarımızda faaliyet gösteren katılım bankalarımız, bu pazar payını tarım bankacılığında da sağlamak amacıyla çalışmalarını sürdürüyor. Kamunun sübvansiyon etkisine rağmen katılım bankalarının tarım bankacılığından da sektörden aldıkları miktarda bir pay almaları sürpriz olmayacaktır.

Ayrıca şunu unutmamak gerekir ki teknoloji, çiftçiliği daha kolay bir hale getirdiği için henüz üretimden vazgeçmemiş çiftçi gençlerin doğru yönlendirilmeleri ve sistemin içinde tutulmaları da mümkün olabilir. Bunun da köyden kente göçe engel olma ile başlayacak zincirleme etkisi; kalkınmayı beraberinde getirecek pek çok ekonomik katkısı da ortaya çıkacaktır.

SELEM SÖZLEŞMESİ

Teknolojik gelişmeler ışığında tarım sektörünü güçlendirmek için ayrılan fon kaynaklarını çeşitlendirmek de pek tabii mümkündür. Tarım Kredi Kooperatifi, Fiskobirlik, Toprak Mahsulleri Ofisi gibi banka dışı kuruluşlar selem sözleşmesini uygulayabilir ve çiftçilere alternatif bir faizsiz finansman yöntemi sağlayabilir. Bu kuruluşların sahip olduğu birtakım imkânlar, selemin daha kolay uygulamasını sağlayabilir. Katılım Bankaları da çiftçilerle selem sözleşmesi yapabilir; Fiskobirlik, TMO ve Tarım Kredi Kooperatifi gibi banka dışı kuruluşlar da aracı kuruluşlar olarak finansman modelinde yer alabilir. Ayrıca selem sözleşmesi, bir sermaye piyasası ürünü olarak kurgulanabilir. Bu modelde, hâlihazırda Türkiye’de kullanılan elektronik ürün senedi sistemi ve Ürün İhtisas Borsası göz önünde bulundurularak yeni bir İslami sermaye piyasası ürünü olarak seleme dayalı ürün senedi (SELÜS) geliştirilebilir.

Selem ile çiftçilerin sadece tarlalarının bakım masrafları ile ilgili ihtiyaçları değil, diğer finansman ihtiyaçları da karşılanabilir. Selem yoluyla finansmanda çiftçinin eline nakit olarak bir meblağ geçmesi de çiftçiye bir esneklik ve avantaj sağlar. Zira katılım bankasından elde edeceği finansmanın çoğu murabaha yolu ile elde edildiğinden ancak bir ürün satın alması durumunda bu finansman çiftçinin ihtiyacını giderir. Örneğin çiftçi başka bir kişiden aldığı borcunu ödemek istiyorsa veya bir hastalıktan dolayı hastane masraflarını ödemesi gerekiyorsa, üniversitede okuyan çocuğuna para gönderecekse murabaha yolu ile finansmandan yararlanamaz. Oysa selem ile nakit finansman elde edebilir. Ayrıca finansman ihtiyacı olan biri için banka kredisi cazip bir yöntem olarak görülse de bu kredinin geri ödemesi aylık taksitlerle yapıldığından, hasat zamanına kadar ödeme yapamayacak bir çiftçi için çok cazip olmayabilir. Oysa selem sözleşmesinde hasat zamanına kadar herhangi bir ödeme yapılmadığından bu sözleşme, üreticiler için çok daha cazip olabilir.

İsmail Vural

TKBB Genel Sekreter Vekili

Yorumlar (0)
Yorum yapabilmek için lütfen üye girişi yapınız!

Gelişmelerden Haberdar Olun

@